tan kaynaklanıyor. Birincisi şimdilik bir umut: Commodore 64'ün yeniden oluşturulmasına çalışılan Karikatür müzesi için mükemmel bir arşiv yarat- ma olanağı sağlayacağı. Burada sorun tipik bir veri tabanı (database) sorunu. Bir kere müzede bulunan bütün karikatürlerin, müze- deki yerlerinin girilmesi gerekiyor. İkincisi her bir karikatürden hareketle o karikatürlerin çizerlerine ulaşmak ve her çizerin daha önce çizmiş olduğu diğer karikatürlere, bu karikatürlerin yayınladıkları yerlere, tarihlere ulaş- mak gerekiyor. Unutmadan ekleye- yim: Çizer, dediğimiz zaman yanlız- ca ismiyle ilgilenmiyoruz. Yaratacağı- mız veri tabanının çizerlerin hayatı hakkında da özet bilgiler içermesi ge- rekiyor. Son olarak da, müzede olsun olmasın, girilmiş olan bütün karika- türlerin konularına göre de sınıflan- dırılması gerek. Öyle ki, herhangi bir konudan hareketle yine karikatürlere ve çizerlerie ulaşmak mümkün ola- bilsin. Görüldüğü gibi sorun tipik bir veri tabanı sorunu. Ben kendim de henüz Superbase ile çalışmamış olduğumdan bu programın bu işe yeterli olup ol- mayacağını bilmiyorum, ama tahmi- nim, bu sorunun çözümünde kullanı- lan veri tabanı programından çok, gi- rilen verilerin düzeninin önemli ola- cağı. Ama neyse ki, Dernek bu konu- da benden daha ehil kişilerin yardımı- na başvurmuş durumda. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kü- tüphanecilik Bölümü öğretim üye ve görevlileri Derneğin problemini ken- dilerine bir tasarı olarak benimsemiş durumda. Ayrıca derginiz Commodo- re'un da önümüzdeki sayıda veri dü- zenleri ve tabanları hakkında bazı ya- zılar yayınlayacağı söyleniyor. Kimbi- lir belki okurlarımızdan bazıları da, bu yazıları okuduktan sonra Karika- türcüler Derneği'ne yardımcı olmaya karar verebilir. Makina ve Bilek Ama dediğim gibi bunlar daha çok geleceğe yönelik umutlar. Oysa Der- nekteki karikatürcüleri asıl tavlayan bu umutlardan ziyade kendi gözleriyle gördükleriydi. Commodore 64 Der- neğe ilk taşındığında, yanımızda Do- odle ve Koala Painter adlı çizim prog- ramlarını götürmüştük. Bu aşamada gösterilen tepkiler çe- şitliydi. Dergimizin çizgi roman çize- ri Bahadir İşler'in heyecanı ve hevesi dur durak bilmezken, Turhan Selçuk Joystick'i eline biraz yadırgayarak alı- yor ve hareketlerini istediği gibi kont- rol edememekten yakınıyordu. Oysa Polat Nahabaş, sanki yıllardır joys- tickle çizim yapıyormuşcasınaekrana habire birbirinden güzel karikatürler çiziyordu. Tabii bu arada programları oraya getirmiş olan Dergi'nin yayın yönetmeni İskender Savaşır'ın, prog- ramları daha önce hiç kullanmamış ol- ması işleri kolaylaştırmıyordu. Ama bütün bunlara rağmen bu ilk günden sonra Tan Oral evindeki Sinclair'in satıp bir Commodore almanın daha iyi olup olmayacağını düşünmeye baş- ladı. Sonra biz kendi aramızda düşün- dük, karikatür nasıl çizilir diye. Bilek- le elbette. Demek ki önemli olan çi- zerlerin Commodore 64'ü kullanırken yıllardır alışmış oldukları bilek hare- ketlerini tekrarlayabilmeleriydi. Ceva- bi bulmuştuk: Işikli Kalemler (light prens). Işıklı kalemlerin ne olduğu ve çalışma ilkeleri hakkındaki temel bil- gileri, karikatürcülerin bu tılsımlı alet- ler hakkında ne düşündüklerini, bun- larla neler yapabildiklerini gelecek sa- yılarımızda bulacaksınız. Bir de anlaşılan gelecek sayılarımızda Karikatürcüler Derneği'nin dergiye katkıları hem artacak, hem de çeşit- lenecek. Bir tanıtım yazısı hazırlamak- ta olduklarını duyduk, Doodle, Koa- la Painter ve Işıklı Kalemler hakkın- da. Bir de haldır haldır çiziyorlarmış Joystick'le. Işıklı kalemle o küçük dernek odasında. Bir şey değil, Der- neğin çalışmalarını aksattık diye vic- dan azabı duymaya başlayacağız ne- redeyse, T T EEEEREE D ae T commodore aa