1 Mayıs 1986 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 19

1 Mayıs 1986 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duygunun azalması, yorum imkâ- nının kıtlığı, herhalde bu aletlerin olumsuz yanları. Tabii evet olumsuz yanları. Ama beni bu aletlerde ilgilendiren bir başka yan da, müzik kültürünün yaygınlaşmasına katkıları. İnsan böy- lelikle herhangi bir müzik aletini çal- mak için bin yıl çalışmak zorunda kal- madan müzik bilgisi, bayağı da tek- nik bir müzik bilgisi edinebilir gibi ge- liyor bana. O konuda imkânları siz nasıl görüyorsunuz? Vallahi imkânları çok geniş gö- rüyorum. Şimdi birtakım hazır programlar var, ilanlarını görüyo- ruz, reklamlarını görüyoruz. Bu programları ufak bir çocuk bile alıp, bilgisayarına takıp, müzikle tanışabiliyor hiç değilse. Do'yu merak eden insan önündeki no- tadaki yerine göre do'nun sesini tayin edebiliyor. Bunlar müziğe karşı büyük ilgi uyandıracak ye- B . Buna bağlı olarak bir şey henüz gelişmedi. Bugün imkânlar -ortam olarak- buna elvermiyor. Bugün ne aletler varsa biz onları uyarla- maya çalışıyoruz. Özellikle bunlar müziği geleneğinden gelme bir insa- nın, bundan beş on yıl sonra elektro- nik müzik yapmaya başladığı zaman elde edeceği sonuçların farklı olaca- ğını mı düşünüyorsunuz? için müziği kimsenin düşündüğü yok. Elektronik müziğe girmek la- zım o zaman. Elektronik müzik dediğiniz zaman da çok değişiyor konu, bayağı başka boyutlara ula- şıyor. Belki de bir beş on sene son- ra çağdaş birtakım besteciler çıka- caklar ve sırf elektronik aletler için alaturka bir müzik yaratacaklar- dır. Bu olmayacak hiçbir şey de- Bil. Batı'da bunun büyük çalışma- ları var. Adam evine bir stüdyo kurmuş, giriyor oraya tekbaşına ve elektronik müzik üretiyor. Ye- ni değil ayrıca bu, onbeş senelik hikayedir. Bir Bülent Arel vardır mesela Amerika'da, adam dünya çapında bir elektronik müzikçiy- di, bir İlhan Mimaroğlu. Ama ta- bii bunlar klasik tarzda. Klasik olarak işi ele alıp, bunu elektro- nik soundla birleştirip kendilerine özgü bir müzik çıkarmış insanlar. Daha Türkiye'ye bu aletlerin gel- mesi çok yeni olduğu için, yeni di- yorum, bir aletin piyasaya iki se- nedir girmiş olması, bütün ola- nakların, o aletle ilgili bütün fikir- lerin denenmesi için kafi değil. Aradan bir zaman geçecek, herkes alışacak, o aletten daha fazla bir randıman alma fikri doğacak in- san beyninde, o zaman birtakım arayışlara girebilir insanlar. İlhan Mimaroğlu'yla Bülent Arel'i andınız. Onlar belil bir klasik gelenek içinden yetişme besteciler. Bir Türk Farklı olacağını düşünüyorum. Çok çağdaş bir müzik çıkacak ortaya. Şu anda ne olacağını bile- miyorum. Elimizde bir örnek yok. Ortada bir materyal olmadıkça bir görüş belirtmek imkânsız. Ama çok güzel bir şey olacağına emi- nim. Çünkü herşey çağdaşlaştığı- na göre müzikte de bir çağdaşlık olacaktır. Bundan beş sene önce veyahut da yirmi sene önce Türk müziğine Türk enstrümanlarının dışında herhangi bir alet gireceği söylense gülerdi sadece insanlar. En basiti bu. Ama tabii el becerisi, maha- ret gerektirmeme konusunda bir de şu var: Bugün yirmi tane pi- yanisti koyun normal bir kuyruk- lu piyanonun başına, yirmisinden de farklı ses, farklı bir ton çıkar. Çünkü tuşe denen bir olay vardır. Herkes kendi ruhunu darplarla pi- yanoya aktarır ve başka ses çıkar. Halbuki synthesizer'ın tuşuna siz de basın, ben de basayım aynı ses çıkar. Çalmayı bileceksiniz, hep- si o kadar, yani yorum getiremi- yorsunuz. Yorum olayı yok bu elektronik aletlerde, duygu olayı azalıyor. Tabii bu da çalınacak müzik türüne bağlı. Harhangi bir elektronik klavyeyle Chopin çal- maya kalkışırsanız komik olur. Ama disko miziği çaldığınız za- man, tamam. Orada yerini bulur alet. niliklerdir. Benim görüşüm bu. Tabii bilgisayar, müzikle tanışmak olayını renkli bir hale getiriyor. Ve bu ilk tanışıklık çok daha ileri bo- yutlara ulaşabilir. Müzik prog- ramlarının yaygınlaşması, normal olarak müzikle hiç alakâsı olma- yacak insanlara bile müzik zevki verebilecek, çok ilerletecek, tekni- ği öğretecek çok faydalı bir araç. Ne bileyim bugün herhangi bir li- se öğrencisinin müzik öğrenmek pek aklına gelmez ama evinde bir bilgisayarı varsa ve eline bir mü- zik programı geçmişse, bu onda bir merak uyandırabilir, çok ho- şuna gidebilir ve işin daha ileri noktalarına varma imkânı doğa- bilir. Peki bu yönde bir eğilim var mı? Siz hiç gözlediniz mi? Ben çevremde görüyorum, bir hayli yaygınlaşıyor. Müzik prog- ramları şunlar, bunlar. Millet ken- di başına parçalar çalmaya başlı- yor. Çok hoşuma gidiyor, ufacık çocuklar. Zaten bir kere ilginin doğması önemlidir. Kimse durup dururken bir konuya ilgi duya- maz. Bu böyledir genelde. İlgi doğduktan sonra da, eğer hakika- ten içinde bir şey varsa, yeteneği varsa, bu ortaya çıkıyor. Çocuğun merakı daha da artmaya başlıyor. Merak ettiği andan itibaren de çok fazla imkânlar açılıyor önünde.

Bu sayıdan diğer sayfalar: