X MUHALEFET Cenup mıntakasında ge- zen C.H.P. Genel Başkan vekili Hilmi Uran'a göre «Muhalefet menfi çalış- maktadır ve müsbet faali- yet kabiliyeti göstereme- mektedir.» Bize göre de öyle... Yalnız şu farkla ki, Hilmi Uran'ın müsbet fa- aliyet gösterecek muhale fetten anladığı, sadece mu- vafakat, bizim anladığı- mızsa gerçek muhalefettir, Henüz her şey, kelimeler, kelimeler, boş kelimeler safhasında... Hamlet'in de- diği gibi «Kelimeler, keli- meler, boş kelimeler...» Bizse iş bekliyoruz. Yanlış anlaşılmasın; .H.P.den beklediğimiz hicbir iş yok- Madiselerin tur. O, yalnız, millet ve âmme vicdanı kabuı ettiği bir zümre sembolüne Vis- ki icirip sarhoş etsin, ye- ter! k SEÇİM Yeni Secim Kanunu ta- sarısı Meclise verildi. Bü- * tün patırtı şu nokta üze- rinde kopuyor: 70 bin ki- düşünebilirdi. güdüldüğüniü görmedim » ÂVA men, makalesi, Ahlâk HLÂK... Bu bahiste, meşhur Fransız muharrirlerinden ve , Fransız Akademisi âzasından (Andre Morua) nın yeni bir memleketinde büyük bir alâka toplada. nim Ahlâk Kaidelerim» ismini taşıyan bu makalede, mu- harrir, ahlâk bahsinde en tesirli ders ve telkinin sadece ev ve hayat örneğinden ibaret olduğunu söylüyor ve ilâve ediyor: «Annem güzeldi, fakat asla şuh ve hoppa olmak gayretinde değildi. Onun icin tek gaye, evi ve çocuklarıy- dı. Babam, sert, acı ve çok ciddi bir iş adamıydı. Her sabah şafak vakti kal- kar, işine gider ve ancak işi tamamlandıktan sonradır ki, istirahat diye bir şey Evimde, hiçbir zaman, ev ve aile gayesinden başka bir heves YA; anlıyorum ki, ilk ahlâk ör tarzda hayattan ve ailemden almış bulunuyorum. Ni- tekim bana verilen dini talim ve terbiye pek kısa ve sathi Dediği halde, din bahsinde kendisini sonradan bulan ben, ahlâk bahsinde, ilk ; çekirdekten yetiştiğimi inkâr edemem » AZİKLERİN naziği bu mevzuda, meşhur fikir adamı, ço- cukluğunu takip eden günlerde ihtilâta başladığı hayat, kilap ve fikir münasebetlerini uzun uzun tahlil etmekte, tesirinde kaldığı muharrirleri sıralamakta, kendisini bu- luncıya kadar hangi yollardan geçtiğini anlatmakta ve nükmünü müritlerini, şöyle vermektedir: müşahhas misal ve akıcı hayat örneği bahsinde en canlı noktasından ele alan muharrir, annesinin, en genç ve havai yaşına rağmen, hattâ makbul soydan içtimai alâ- kaları bile ev işleri tamamlandıktan sonra aradığını kay- dedip diyor ki: «Her şeye ve bütün sonraki telkinlere Trağ- yalnız cemiyeti değil, sevkediyor. Bütün gaye, kendi nefsiyle ve cemiyetle ahenk «Be- telâkkilerimi insiyaki ve «Gördüm ki, ahlâksızlık, nefslerini de tahribe içinde yaşamaktır ve saadetin bundan başka tarifi yoktur. Böylece döndüm, dolaştım ve müşahhas misallerle başlıyan ahlâk ölçülerimin yine müşahhas misaller üzerinde nihayete ermesi için, kendime, hayranlıkla bağlı kalacağım muhitler ve şahıslar aradım.» Muharririn, koyu bir katolik olduğunu bir ân için unutsak, ileri bir Müslümanın konuştuğunu zannederdik, değil mi? Acaba ne gün ibret alacağız? ALTUNCUOĞLU (65 şiye mi, bir mebus? 40 bin kişiye mi Hayır, yahu! 20 milyon kişive bir me- bus! Fakat o mebus nere- de, ondan haber verin! * KIBRIS Kıbrıslı halis ve temiz Türklerin nümayişini bu- rada da birtakım hareket- ler ve yankılar takip etti. İyi niyetli gençler elin- de, fakat netice bakımın» dan zayıf hareketler ve yankılar... Ses Kıbrıstan yükselirken güzel oluyor ama, buradan yükselirken öyle olmuyor! Zira bura- dan yükselecek sesin için- de bir aksivon havası es- tirmek icap ediyor, sadece tekerleme ayip kaçıyor! Hele sonunda Dış İşleri Bakanımızın beyanatı bir harika: «Mal sahibinin ma- lını kimseye verdiği yok ki, kim alacak diye müna- kaşaya ver olsun!» Bu da amma diplomatça lâf, ha! Her şey, verecek olanın vermeğe niyetli görünme- Baya Koleksiyon Asli üç devreye böl- düğümüz (Büyük Doğu) nun gazete şeklindeki (sayı 1-25) koleksiyonla- rından ciltli olarak yal- nız 50 adet kalmıştır. Pp t yucularımızın lütfen a- cele etmelerini ve umu- i bedel olarak 350 ku- ruş göndermelerini rica ederiz. (Çöle İnen Nur) tefrikasının ohaşslangıcı bu devreyle beraberdir.