a, İS TİDA Aşağıdaki iştida, halkla büyük mikyasta le müessesesinin genel sekrelerliğin ULUNUZ, eski Cihan Harbi ihtiyat zabita. nından Hâdimünnas Özka. naksoyer... Kafkas cephe. sinde mekkâre kolu ku. mandahni e Mekkâre kolunun - bâş huzurdan - sinin di şam üzeri yem vakti, hep bir ağızdan i-a,ia, i-adiye lâtin harfleriyle meram an- latmayı âdet edinmişlerdi. Bir gün yer değiştirerek ateş hattına sokulduk. Ak- şam, teganni başlar başla- maz. düşman topçusu ye- Niçin Halk Partisi Genel Sek- demagocyasını mantıkileş- tirmek için Necip Fazıla dedi ki: — Size perşembeden son- ra gel deseler perşembe günü gelir misiniz ? Cevap bize havale edil- diği için takdime şitaban olalım : — Perşembeden sonra gel emri, perşembeye ka- dar olan zaman hariç, ne vakit gelirsen gel demek- tir, ve böyle bir ifadede, gelinmesi lâzımgelen zaman değil de, asıl gelinmemesi Vâzımgelen zaman murad edilmektedir. Pek âlâ; her hangi bir müsabaka şart- namesinde zamanı bildirmek mecburiyeti var- dır; içine girilmesi lâzım- gelen zamanı mı; dışında kalınacak mı ?.. Demagocyanız usta- lıklı değildir! Hem biz de size bir sual soralım: Halk size «Bu seçimden sonra geli» yerine «Bu seçimden sonra gitl» dediği (halde niçin yerinizden kımıldamı- yorsunuz ? Tamamen aynı Bir Amerikalı i'e Halk Partisinden kir Türk, An. 16 ? yazılmr rimizi keşfetti ve ör hallaç pamugu gibi attı. Ertesi, daha ertesi, ertesi günü hsp aynı va- ziyet . Bağlı olduğumuz fırkanın Alman erkânı hâr. bi şu emri verdi: «Mekkâ. redeki mahlüklar bundan böyle susturulmadığı tak- dirde kol kumandan idam edilecektir!» Ne yapayım efendim. mahut çilek eşlerle nece konuşayımda nasıl emir vereyim? Hüngür hün- gür ağlamağa başladım. Halimi gören kol çavuşu karada m te konuş- maktad Pendireie z enin hürriyet dedi. ğin Amerikadadır. Türk: — Bizde de sizdeki ka- dar var, — e iç ben Amerika- Beyaz Saraya girerim, da * paldır küldür merdivenler. $ halinde ve bir türlü kimseyi memnun bana acıdı ve «Aldırma efendi. dedi, biz onları bu akşam susturuveririz !> ve hakikaten akşam üstü, belli başı saatte, lerin ağzından, tatlı ve kısık, âdeta inilti ile hırıltı arası bir sesten başka bir şey işitilmedi, Meğer bizim çarıklı erkâbı harb, çilekeş- lerin - hâşâ huzurdan - kuy- ruksokumları altındaki böl- geye bir kaz tüyü ile içli dışlı zeytinyağı sürmüş... Çilekeşler - malümu ihsa- nınız - o noktalarını takab. den çıkarım, (Truman) ın etmez bir adamdır !» diyebiliriw, Sen bunun aynını yapabilir mi- sin ? — Elbette yaparım. Bir otomobile binerim, Keşiö. rene giderim, Recep Peke- rin evine girerim, oturdu- ku odanın kapısıni açarım Ay bağlna Z İMUMAL, 4 dağ TİE edemiyen ticart bir (spekülâsyen) büz ettiremeyine maz olmuşlar .. bir Avrupalının miyeceği bu dâhiyane bu- luşu bu noktaya kadar bilâücret arzeder; ve mü- essesenizin. işbu keşfi her gün kendisine diş gıcırda- tan müşterilere nasıl tatbik edeceği hususunu, geçenki sandık sandık iştira mua- melelerinde sarf buyurdu- âunuz 300,000 Türk lirası mukabili takdime âmade bulunduğumu ilâve eylerim; sayın bayım. efendim. kağıra- mdi ; hiç- ve aynen «Truman metelik etmez bir adamdır!» derim. Mütehassıslarımız Amerikalılar, eski Maarif Vekili: Hasan (Âli Yücel, Sümerbank Umum Müdürü Hulki Alisbah, eski Başve- kil Şükrü Saracoğlu ve Diyanet İşleri Reisi Şera- feddin Yaltkaya ile temas ve pazarhk halinde irler. Amerikalılar bu kahraman- lardan ikisine haftada on- beşer bin, diger ikisine de yirmişer bin dolar teklif ettikleri halde henüz mi- rın kırın devam etmektedir. Dâva, ileride esaslı bir Alman hükümeti kurmak mecburiyeti hasıl olunca Almanyayı bütün ruh ve madde temelinden yıkmak için nezdlerinde salâhiyetli müşavir sıfatiyle dört mü- tehassıs (o bulundurmaktır. Hasan Âli Yücel maarifini, (Hulki Alman sanayini, Saracoğlu Alman gelir kay- naklarını, Şerafeddin Yalt. kaya ise Alman dinini ve itikat kabiliyetini yıkmaya memur olacaktır Bunlar arasında bilhassa Hasan Âli Yücel ve aziz dostu Şera- feddin Yaltkaya ruh pilâ- ninı yıkmaya memur olduk. için ücretleri fazladır. bulundukları | 5 *