ı Ebuali * vesilesile iki veli birbiri- nin karşısında şöyle dua ettiler. — Yarabbi, benim iimidimi kendin den kesme! la AE ADMİN yayi İnanan - İsanmıyan LLAHA iki cins oinsan inanir- Ay, en aptal, ya en akıllı!. İkisi örtası dediğimiz hakiki ahmak, inkâra memurdur. Mikrobu keşfeden nin açtiği harikalar ufku * Allaha inanır, fakat o keşfi den öğrenen yarim adam, “mikrobun keşfedildiği (o asırda hiç gizliye (o ina- nmlır mı?“ diye Allahın inkârcisıdır. (Pastör), keşfi- ikarşisinda (Pastör) Allahı, teldolapta yemek ararcasına beş hassenin tamtakır sandığında ara- yıp bulamayanları ikna e*'meye oo çalış” mış; ne hazin faydasızlık!.. adece (oölçü, kivam ve ahenkten ibaret olan İslâm dininin biiyüklüğüne bakın ki, hakki iltizamda bile -inadı çirkin buluyor.. İmanın tam olduğu yerde ispat yoktur. * * Kâinatta maddi ve manevi tek hâ- dise ve fiil tanimiyorum ki, “Allahtan haber veren büyük telgraf ( şebekesine bağlı olmasın.. Bütün istikametler Al- lahın, nereye sapsan ona dönmüş olur- sun. . » . Dünyanın bir öküz boynuzunda durduğunu zanneden kocakariyi, tesel- lisini (arz cazibesi kanunu) nda bulan ahmaktan daha az ahmak buluyorum. sie İnanmayan için korku: — Ya varfsa? Şürhesidir. İnanan için şüpheye yer felâketli korku. Ya yoksa?.. Suali olurdu. olsaydi, Allahsız adamin ruhuna, o Allahsiz cemiyetin omefküresine, Allahsız hü- kümetin idaresine: ve Allahsiz ordunun silâhina inanmiyorum !. — mi kendin den kes! Tefsirsi : — Biri avam öbürü havas için söylüyor. Zira ümit illettir ve mevcut , Glmayan bir şey için beslenir. Ebuali (Siyah) ın sözü: — Her neden bir parça oeksilse o şey yerinde kalır, fakat şeriatten bir zerre gidince o 'da beraber gider. Tefsirci. — Harikulâde!.. Şeriat tam ve yek- paredir. Ne fazlalık kabul eder, ne eksik'ik. Şeriatte fazlalık, eksiklik- tir. Şeriat suya benzer, eksik içersen susuzluğun yerinde kalir, fazla içer- sen sana ziyani dokunur. EBÜLLEYS Maya Acıklı bir ses duysa a Tefsirci. — Gözyaşının değeri ve a, ağlamaktan lezzet bulmaktadır. Bir gün de bir Lık geçer- Müthiş bir sel oluyor. Her su götürüyor. tüne çıkmiş, yorlar — Allahim, kim gümüş isterse © na gümüş ver! Kim altın isterse altin Mal, mülk, köle, toprak isteyenlere d bunlardan lütfet! Kulun Hayirce'y gelince. ona sen yetersin! taraf Hayirce'yi, bir taşin üs şöyle dua ederken ogörü Bir gün bir zahir ehline; hastalığı d: layisile Fâtihayı okuyup üfledi. Adam hemen rahatlandi ve Hayirceye Ode? x .. — Sureyi yanlış okudun! Dur, san” öğreteyim! Ve şu cevabi aldi: Lüzum yok! Sen rüst tut, yeter! Tefsirci. — Hayirce ümmi idi. dokük dürüs hamd kelimesini bile söyliyemezdi fakat zamaninin efendisiydi: gönlünü d. ken bir kabrin kenarına ilişmiş bir kadinin ağzından şu iniltiyi duydu. — Anne; Yürüdü, det ve saatlerce, gün- lerce, kalbini yakan hasret ateşini üze- rinden atamadı. Tefsirci: . — Senden uzak kalan tese'lisini hasret yaşlarında bulur; düşün, ya se- ni bulan ne bulur MUHAMMED (Kâzer) Başlangıçta sefere çıktı. Nişabur'a gitti. orada bir mescide girdi. Mescit- te kendi arkasindan fevkalâde heybetli bir ihtiyar daldi. İhtiyar ona sordu. — Yolcu musun? — Evet! — Nereye gidiyorsun? — Sefer etmekteyim: — Harçlığin var mi? — Yok! — Ya harçlıksiz nasil seyahat ede- ceksin? — Bilmem! Birşey olduğum yerde kalacağım bulamayınca — Sana para o vereni mi seversin, vermiyeni mi? — Vereni! — Henüz pek yayasin!. Vermiye- ni sevmen lâzım! Sana birşey veren. seni kendisine davet edendir. Yani senin gönlünü kendisine meylettiren.. Senin gönlünü kendisine çekmeyense, seni hakka dönmekte bıraxmış olmaz mi?. ER, sevmeli, bunu mu, ötekini mi? # 1 Dr EE Z2100147751£ Ss URIYEDE büyük nüfuz sahib asâlet ve riyaset o sınıfından bi: Müslümanlığı kabul etti ve Mekke'y geldi: Bu zat Tavaf esnasındayke” bir (başkası, nasılsa onun eteğine bastı Suriyeli asil bu gaflete düşen (Müsli mana bir tokat attı. Tokatı yiyen c kendisine ayni şekilde ikarşılık verdi Suriyeli asil bu vaziyetten öfkele- di ve Hazreti Ömer'e şikâyete gitti. — Beni herhangi bir adam. toka" lamış bulunuyor! Hazreti Ömer, vaziyeti öğrendikte» sonra şu cevabi verdi: — Ektiğinizi biçmişsiniz! — Nasıl olur? Benim gibi, beni mevkiimdeki bir adama böyle bir mt me'ede bulunanın idam edilmesi lâzı dır! — İşler, cahiliyet zamanında' de” ğiniz gibiydi; fakat İslâm insanlar -- rasındaki farkı ika'dırdı. Suriyeli asil: — Eğer Müslümanlık soy ve me farklarıni nazara almayan bir din ben bu dinden dönerim! Demiş. buna rağmen Halifeler ! lifesi adalet © ölçüsünden hiç bir * değiştirmemiş, Suriyeli asil de nas siz nasibine (doğru gizlice (o Biza kaçmıştı . Böyleyken? Adıdeğmez ©