hanelere giden. o Hiristiyanlara vaidierde bulunan, ham softa- ları kabartan, harbi körükleyen Mithat Paşadır. Abdülhamid ona ütimad et” memiş; ve bilhassa ei Mit- hat Haşanın idalıâsına zıd olara muavenette bulunmıyacaklafını “der Me Rusya hâdisesinde Patri i mamış ve te vaadlere bel wağ amâmışür. diil: vasıtasile her şeyden malümat sahibi vasırasile - teması temin etmeğe mi vaffak olmuştur. i Sustan, butün bunları Mithat Pa- (e va enamel RaP veziil.ere ifade ettikten — Düşününüz, iinde niz! Demesi: üzerine Mithat P. — İngilizler, bize böyle yorlar!(Salisbori). efendimize ya.an söylemiştir. Anlar, bize herhalde mua- beyan edi- bin askere malikiz demişlerdir. Ona göre meslek tayin edilmiştir. Babı er askeriye ait olan işe ben ikarı Cevabını vermiştir. Serasker Redif Paşa > şöyle mukabele etmiştir: aliniz başıma ben, nası: mes'u- liyeti e alırım? Bu husus bana hakarettir. Bu kadar mes'uliyeti yal nızbaşıma deruhte edemem. Bütün Paşu kullarınızla birlikte ederim. Sair Mir ya ultan — Siz de söyleyiniz. efendim! Deyince, digerleri osusmuştur. Sul- tan, ceva; vermelerini bekler. fakat kimsecikler > açmaz. Mu madrkları, mes'uliyet kabul ar ei anlaşılır. Bunun ü Sultan Abdü! dd: — Öyle ise vezirler odasına buyu- run! Orada. ariz ve amik müzakere ediniz. Keyfiyeti ve neticesini bamaz- bulunmuştur. O gece üç beş saat müzakere maa gr fakat bir neticeye varılamamıştır. Bunun ü- D . Mithat ei e böyle de- dikten va birdenbire i'âve e tir: Mi ş- — Mamaafih mazbata yerine kaim olmak üzere tarafımızdan o lâzımge'en ga Ma Ka Kaf 14 | Iç Yüzüyle" Abdülhamit 15- Sami KARAYEL cevabı Namık Paşa beyan buyuracak- sardır! Görülüyor ki, Mithat Paşa. mazba- taya yanaşmıyor; zira sultan Abdü.hu- mide senet ve rmiş olmaktan korkuyor, bu sebep.e neticeyi Namix Paşaya Şşi- fahen soyletiyor. işte Namık FPaşanuı, bu ısdıraplı toplantının neticesi olarak söyledi gi söz.er: — Hâkipâyi şahaneye yüz süre - riz. Çok aza ve az çoğa Al.ahın izniy- le galebe eder. (Bir âyet meainden). Başkaca diyeceğimiz yoktur. Isfendi- mıze böylece arzediniz! Vezirler son söz olarak bunları dermişlerdir. Eldeki vesikalar. mahut muhatebede mes'ullerin kim o.duğunu açıkça gösteriyor. çene ik iddiasın- da filân ve falanı arb omes'üliyetini vezirlerinin görüş ve kanaatine larak Abdülhamide O yüklemeğe kalk- malarında tek sebep, politika gayreti- le hakikati tepetaklak etmek dan başka bir şey deği'dir. Mes'uliyet, kelimenin tam ve tok mânasile Mit- hat Paşanın üzerindedir. vesikalara geçelim: Cevdet e (Tezakir) de diyor ki: —“ Rus Imparatoru, Oomuharebe kapısının iğ istemezdi. Mit- hat ı ilânı harbe mecbur etti. Aha'ii İslâiiiyenisi efkârını tehyiç ile cenge hırslandıran odur. Sanki tüfeği o doldurdu. Damat Mahmud Paşa te- tiği çıkardı. Redif Paşa, ateş etti; bu üç kişi başta Mithat Paşa olmak üze“ re devletin başını bu felâkete uğrattı. İlmi ilim adına kabul: edecek ve politika hırslarile kirletmiyecek haki kat mira na başka "'r vesika: Ik Sadrazâm Sait Paşa, 18-1-1329 tarihli (Yeni Gazete) de yazdığı bir emye şu hükmü veriyor: Muharebenin esası, omacerayı hal ve akdi malüm olan meclisi umu” mi vasıtasile Mithat Paşa zamanında hazırlanmıştı. Mithat Paşa tarafindan yazılıp o mecliste okunan lâyihayı DSL L GALLER LL LL ŞA A İL ş Portakal soyan kız Kar yağar, karlı dağlar görür, Bir tren penceesinde 1ssız. Geçer hayal içinde mavi bir ömür, Ve bir portakal soyar düşündüğü kız... f Rıza BEŞER yl ni sirada kaziyyei (omsşruha te- ld die” ve Sait Paşa, müdellel ve tarih! reddiyesinde el diyor: —“ Lord Salisbori) İstanbul - da iken devleti metbuası Hariciye Ne- zaretine gönderdiği 18-1-1877 tarihi tahriratında (Mithat Paşa tekliflerimı- zi meclisi umumiye o tarzda koydu ki meclis için onlari reddetmekten başıraı çare ve demiştir.” şte İngiliz namiyle eydi eri Sait Paşanın acir birkaç sati —“ “ğü Itan, harb taraftarı de" gildi. Dâkin. en birinci bizim azgın ve ahmak Mahnud Paşa (Paşanın kayın biraderi) ve Mithst Paşanın: şerlerin- den dolayı s2brediyor'ar. Bu, adam'a- rin ne büyük hatada bulunduklarıni elbet de zaman isbat edecektir ce, Türk devletini en nâzik ve tehlikeli anında tesellüm eden Abdül hamidin ne cins insanlarla çevrili ol- d tığını bir (lâboratuvar tecrübesi) xat'i- yetiy'e buyurunuz Geçmiş zamanın mizahı (Ces!) in 35 yıl evvelki bu karika- türü mşrutiyet devrinin Hüseyin Ca- hid''ini gösteriyor. — “Ah fazilet, sen kuru bir söz“ sün), :