25 Ekim 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4
AHLAK: DOĞRULUK VE YALANCILIK Bu basitteki nâmütenâhi girift, ahlâkımızın ruhudur: Mümin hıyanet etmez. Ahlâkımızda olan, yalnız hakikatin ve hakikinin ruhu: Aldatan bizden değildir: ünkü Yalan, dolan: hıyanet, ateşdedir. Ahlâkımızda, değil yalan söylemek, başk'asına yalancı demek bile çok zordur: Birbirinize, yalancılık ve kötülük isnat etme- yiniz!.. Düsturumuz: ,Doğruluğu tutunuz! Doğruluk ii) ile bir aradadır. Doğruluk Cennettendir. Yalandan kaçı- nız! O da fücurdandır ve ateşle beraberdir. Allah” tan daima iman anlayışı ve sağlık isteyiniz! Zira kimseye, iman anlayışından sonra, sağlık gibi ha- yırlı bir nimet verilmedi. Birbirinizi kıskanmayınız. birbirinizden kesilmeyiniz, birbirinize arka çevirme- yiniz! Hepiniz ey Allahın kulları, Allahın emrine u- yarak kardeş olunuz! Hele O'na atfen yalan: Kim, benden rivayet ettiği bir hâdiste bile bi- le yalan söyliyecek olursa, ateşte kendisine yer ha” zırlasın!.. NUR HARMANI — Tertipleyen: EFENDİMİZ .KURTARICIMIZ. MÜJDECİMİZ den e KÖLE - HİZMETİ Bütün dünyanın köle ve esir ticaretinde olduğu devir- de bu nurani ölçü, İslâmiyetin bu mevzudaki kıymet hükmiy-. le beraber, hizmetkârların her nevine karşı vazifemizi gös- teriyor : Hizmet edicileriniz kardeşlerinizdir. Allah on- ları elinizin altında bulunmak üzere sizin mülkiyeti- nize verdi. İnsan, emri altındaki kardeşine, yedi" ğinden yedirir, giydiğinden giydirir, başaramıya- Gağı işi teklif etmez, etse de ona yardım eder. İslâmiyet, esaretin moda olduğu devirde bu hâdisenin ruhunu tersine çevirmişti: Esirlerinize hayr ile muamele etmenizi tavsiye ederim. Ve esareti, ilk defa olarak o gün kaldırı'mıştı. Âhır zamanda malın şerlisi, köle ve cariyedir. Bakınız; kim ve ne olursa olsun, hizmetçilerimize karşı ne ince bir vaziyet ve vazifemiz var: Hizmet edicinin yükünden her neyi azaltırsan, o yük, Ceza gününde senin iyi işlerin tarafına konur- Hikmetsahibinin — Abdinin — kölesi DİNİNİZİ ALLAHIN A LLAHA, Meleklerine, rına, Resullerine, son kitapla- güne, ka- ve ölümden sonraki 'dirilişe emreden ulvi eng üçüncü hükmü, Allahın kitaplarıdır Hak'dan, ilâhi hikmeti icabı, deği: rin bir şen zamanın ruh ve bünyesine göre lunmak ve biri daha evvelindekini neshedici, ya” mak kapdının ni değiştirici ve hükümden olarak, Hazreti Adem'den Peygamber- ler Peygamberi son Resulüne Cebrâil vasıtasile muhtelif kitaplar başkasile hareket nâzil oldu. Her kitabın hükmü, ondan Allahın hem sonra kitap lip ikendisini neshedinceye (kadar'.sür- müştür. kitap, evvelkinin yekün bütün badet ve amel; ÖĞRENİNİZ hükümden sahibi başka bir Resül ge- de kitapları üzerinde mutlak sayi iddi- Kur'an ile nesholunmuş © bulu ası sadece cahillik olduğu için. bu hu- beraber, Böylece bir kitaptan sonraki susta bazı rivayetleri bildirmek ve bi- çerçevelediği şeriat linenleri saymaktan başka bir şe KiTAPLARI Gençlere ithaf ve amel ölçüleriyle beraber o kitabın pılamaz nâzil olduğu Peygambere tâbiiyet müd- dere, hayr ve şerrin Allahtan olduğuna detinin sona erdiğini inanmayı gamberler Peygamberi son Resul, top - zaman ve mekâna olduğu için, onun kitabı da, evvelkile- Rivayette, Allahın, gösterir. Pey- ne inzal ettiği kitapları yüz nail 30 sahafı İdris; Peygamberlere (oi Bellibaşlı kitapla nesho- tir- üstündedir: Demek İscil Hazreti olmadan fine kadar caiz değildir. ve hakikiliği içinde Peygamberleri, hem dir. Ondan evvelki (o kitaplar y ya” lilik ve hakikiliğinden çıkarilmiştir. Peygamberleri- döfttür : Bunun 10 sahafi Adem, 50 sahafı Şit, İbrahim edilmiş - kitaplar olarak Zebur kaldırıl « Hazreti Davud. Tevrat Hazreti Musa, İsa; ve Kur'an da Pey- kaldırıcı ki, Kuran'dan sonra hiç bir kitapla i- gamberler Peygamberi üzerinedir. Kur'an nâzil kadar İncil ve İncil nâzil olmadan Tevrat'tan mesi've har Allahin kitapları. arasinda, tek keli bütün asliliği bulunan Kur'an- esasen nmakla sözde tâbileri tarafından de - giştirilmiş ve Allahin kitabı olmak as - a
