4 BENLİ AYŞE HANIM leş ENLİ Ayşe hanımın lâkab olan nişanı sağ yanağında idi. Üzerinde üç tel vardı. Bu kıllara Gm inci geçirir, n rdarı, hazinedariydi. Baba: gözü, tutar eliydi. Kız serpilip büyüdükçe Mehmet agayıda bir mi saret işidi Mehmet ağa belki «verdim» diyebilirdi; kız belki drag olurdu izdivaçta, erkek, 1. sının planla karşısında köle Sm m Bünü asla ti mül edemi- olacaktı. Böyle bir kocaya, Mehm uhak- bir on tercih ederdi. Netekim, küçük bir fark ile böyle oldu. Burada, yirmi, yirmi beş yıllık mü- him vakayii bir kaç satıra sıkıştırmağa ağir gi Mehm E AĞA, Hicri ye ge sie şündedir ai ailesi ve kapısı ku an yirmi beş kişiile Hacca gi Veli Mille da pek çabuk, bu yıllar içinde kaybetti çüncü Hicri Asrın ilk yirmi yılı, 'Tuna yalısının ve aşağı Balkanın en ka- ve Nikbolu, kai in geçti. Tenkile memur Rumeli vali- 6 kri acz içinde çırpındılar, m) uğradılar. O devrin ağzı ile, bunca Ümmeti ha ve sairlerin n dok yanlığın tnvanlaş- ae beylerin Gün türemesine, zengin Rum çifti nin asker beslemesine ir ksa Ha met ağa da eski Zağra âyanı olduğunda, kırk yedi yaşında idi. Merkez, bükemediği kolun omuzunu okşadı. Âyanlara ve bun- ların arasında da Hacı Mehmet ağaya e Kapıcı ayesi verdi 1 Cemaziyelevvelin üçüncü günü İstanbula t re 25,000 kişi ile dan bazılarının, Ta Tr Aâyanı Mehmet aganm askerleri bulunu- ordu. takılmış hafif di ın ç çakmak tüfenkleri, meşind torbaları, bu Rumeli askerleri, teta da, bedmest nârası atan baldırı çıplak şehir Ge ey ığı gün, sarhoşluğu ilk görüyor! mi Mecelle müellifi: «Bil. balâsın görmez ve piş-ü pesi oluyor» diyor. İstanbulda Kamertâb adın- da bir cariye diz ec- ridetti; Kapudı Derya Ramiz Paşa Deryayı ayş-ü pe yelken açıp bikri dâime emel Hâtâyi eni cari ge ni durmak için İstanbul içine ve İmpar ilğili yi tarafına kol kel dekeiler lal © yerine avdetlerinde âverdi &ylemiş oldukları Cevârii zühretal'at ve hür kıyafetiyle hempehlü olup Yâr ile zânü bezânü Câm ile leb berlebiz mazmununu yâr ve agyara işrap ve izhar 410 J9 ve pâbestel dâmı şehvet ve gunüdei çâmehâbı gaflet» oldular, Keçe külâhları Ile elli dokumadan leri de Yeniçeri haytalarının destanlarına düştüler: İn sekiz yaşında bir civan Rüstem Taburun içinde adı Hürüstem Bakışı âfet gülüşü sitem Pek yamandır bu Kırcalı askeri Balkanda Güvende denilen kıpti çen- giler oynatılırdı. H engi dildade y za fesi» ikinci Mahmudu İmparator tına oturtanları, paşalarından neferlerine varınca şaşırttı. Bir gece Hacı Halil ağa oğlu kapıcı- felâketini eski Zağr öğrenen kapıcı &şı Mehmed ağa, bu çocuğu, paşanın bir adigârı üre korur; i Ayşe di a? Yıllarca sonra- Çubukdar Mehmed hem ümit verirdi. TAKDİM Öyle bir yol bilirim ki, ben bakınca görünür, Önünde diz çökülen mermeri, Budanın. Dedelerinin, mt eketindik kemikleri üstünde Hâlâ bekleyen Hind adam Öyle bir mum bilirim ki, ben bakınca yanar, Dört yanından uzanmış çaresizler eli. ere il üri lüle dibinde Hâlâ bekleyen ümit adamları... Öyle bir yıldız bilirim ki, ben bakınca düşer, Erganunlu şarkılar söylenen ülkelere, Nesillerin, nesillerin birbiri arkasından Hâlâ yürüyen devam adamları... Öyle bir pençere bilirim ki, ben bakınca açılır, Uyuyan bir kızın vücudu karşısına. Yoldan, mumdan, yıldızdan getirdiğim «Hiç» i Bu şiir, o kıza takdim etsin | Celâl Sılay