(EBUAMRU BAHİDOĞLU) Büyüklerden bir zat, ahaliden para toplamak istedi. Düşmana karşı tedbir almak, bazı mevkileri tamir ve tahkim. etmek için... Halk bu parâyı vermedi. O büyük zat, bun- dan mahzun oldu ve ağladı. Gece- leyin, yatsı namazından sonra, bir- denbire bir adam peydahlandı ve o büyük zatın önüne, birkese için- de iki bin akçe bıraktı ve dedi: — Bu parayı dilediğiniz işe rim meçhul insan, Ebuamru... O Büyük Zat parayı kabul ve ona iyi dualar etti. Sabahieyin o.büyük zat, dost- larından ve yakınlarından ibaret .bir kalabalık topladı, keseyi mey- dana çıkardı ve sevinç içinde: — Biz, dedi, Ebuamru hakkında çok ümide düştük. Dün gece bana, müslümanların kendilerini düşmana karşı müdafaa etmeleri için iki bin akçe getirdi. Allah, iyiliğinin kar- şılığını versin... Birdenbire Ebuamru'nun kalaba: lık içinde doğrulduğu . görüldü, Ebuamru haykırdı: — Dün gece size verdiğim para anneme aitti. Annem paranın bü işe sarfolunmasına razı değildir. Lütfen bana iade ediniz ki, bende kendisine vereyim Büyük zat hemen elini keseye atıp onu Ebuamru'ya uzattı. Ebu- amru keseyi aldı, uzaklaştı. Yine akşam, gece, yatsı nama- zından Sönra... Obüyük zat odasın- da bir köşeye çekilmiş, düşüncede... Yine Ebuamıu birdenbire peydalı- laniyor... Yine elinde aynı kese ve kesenin içinde iki bin akçe... Ebu- amru parayı o büyük zatın önüne koyuyor vefısıldıyor : ii — Parayı getiriyorum vesizden tek bir şey rica: ediyorum: Bu pa- rayı otürlü sarfediniz ki, ikimizdek başka kimse*bir şey bilmesini. *ek Sözü: — Nefsini baş tacı eden, dinini hor eder. #** Sözü —Bir insana ihsan terbiyesi vermek ona ihsan etmekten hayır- lıdır. #is Sözü; — Aşıklara lâzım olan, Sünnet / 1: Tir SS Z100315ı Bu dünya, islâm ruhunun bil- lürlaştıracağı hükümet ve idare şeklinin, bütün zaman ve mekân boyunca en mükemmel ve en mefkürevi çizgileri tekeffül etti- ğine, Hazreti Ömer devrinde ol- duğu kadar hiç bir vakit şahit madı. Hürriyet... Tam ve mutlak bir iman merkezi etrafında fert hür- riyetinin hangi hudutsuz hadde vardığını anlamak için Hazreti Ömer devrine şöyle bir bakmak yeter... Bu devirde bütün vilâyet- ler, hükümet etiyle (Vefd) isimli birer heyet gönderirdi. Bu heyetler, ait oldukları vilkaekisrin halk murahhaslarından ibaretti. Heyetler, merkeze, halkın ihtiyaç- larını, şikâyetlerini, dileklerini bildirmekle mükelleftiler. Hazreti Ömer, her fırsatla, halka, bu husustaki haklarını sımsıkı elde tutmalarını ilân ve ihtar €derdi. Hitabelerinde bu noktayı sık sık tekrarlamış, bir def'a Hac mev” siminde bütün valileri ve memur- ları dâvet ederek bu nokta üze“ rinde inceden inceye izahlar ver” mişti. Ve Hazreti Ömerin, devlet reisi üzerindeki ölçüsünü, bir hi- tabesinin şu kelimelerinden sü- zelim: ri -—- “Benim, sizin içtimai ser” vet hazineniz üzerinde mevkiim, bir öksüze bakan insanın yetim malı üzerindeki vaziyeti gibidir. İhtiyacım “olmayınca. oradan hiç bir şey sarfedemem. İhtiyacım olunca da sizin adımıza ve her- kesi saran ölçülere baş eğerek, lâzım olduğu kadar alırım. Sizin “benden isteyeceğiniz nice şey var: Harac ve ganimeti en iyi şekilde toplamak... Bunların hör zaman yerli yerinde sarfedilmesini temin etmek... Kazanç ve gelirlerinizi genişletmek... Sınırlarınızı koru” mak.. Sizi tehlikelere atmamak...» Böyleyken?... Adıdeğmez 0 - EŞ DEN — çerçevesinde ibadet ve murakabede derinleşmektir. EBÜLHÜSEYN (KURAFİ) Her hangi bir münasebetle elini ayağını bağladılar, sonra onu kal- dırıp suya attılar. Namaz vakti ge- lince baktılar ki, aynı,Kurafi biririci safta namaza durmuş... Gömleğinde bir nemlilik bile yok... Tefsirci: — O'nun diri tuttuğunu kimse öldüremez. Zira onlarda başka bir can vardır. *ik Tefsirci: i — Kurafi; efendilerin efendisi Kurati, şu sözü söyledi: “Sana Şe- riata aykırı, görünen bir şey vere- cek olurlarsa onu saklaman ve gös- termemen lâzımdır., ... Bir Veli bir gün Kurafi'ye gel- di, Kurafi'nin başını öptü. Gelenin üstü başı fazlaca eskiydi. Kurafi ona bakıp dedi ki: — Üstünü başını fazlaca eskimiş görüyorum, Fakat iki kaşının orta- sında da hükümet izleri GERME ağ Veli, uzun zaman “ Söfüler MENDE kaldıktan sonra Batı il- lerinden birine hükümdar oldu. Kurafi, yine bir başka Veliye şöyle dedi: N — Senin için ev ve kadından tamamiyle uzak diyorlar ama ben seni iki beşik arasında görüyorum. Bu Velide en kısa zaman için- de bir kadın aldı, ondan iki erkek çocuğu doğdu; ve iki beşik arasın- da öturup Kurafi'nin bu sözünü boyuna andı durdu. Tefsirci : — En büyük keramet, kerame- tin gizlenmesidir. Bu ölçüye çok dikkat edelim : Hiçbir veli, kendi kast ve ihtiyarı elinde olarak ke- ramet göstermez. Bir velinin veli- liği üzerinde dâva ve iddia sahibi i bir kadının en kendisini elâle- me teşhir etmesinden daha ayıp gelir.