İŞE rr en Sip nanesi cnn: Sli: MUSİKİ TURK EŞELİ Muhiddin DİLER şel diyatonik eşelin 256 cı armonik üzerine nakli sureti ile elde edilir, Şöyle ki: 256 a ursa Çargâh olur. 260 a Niyaz 266 a Dikçe niyaz 270 a en İka 774 a Hie 278 a Dİkşe hicaz 284 a li âh bulunur. Dört e farkla yürüyen dd irha, altı armonik fark sağır. 14 armonik Bakiye 18 armonik Küçük mücenne; 22 armonik Küçük mücenaep irhası 28 armonik Büyük mücenne 32 armonik Tanini olur ki bu da: Çargâh 1.000 1 Niyaz 1015625 2 D. Hicaz 1.0390625 3 Nim Hicaz 1.0546875 i 1.0703125 1.0959375 1109375 1.125 1 1.140625 2 1.1640625 3 1.1796875 4 11953125 5 1.2109389 6 N 1.234375 H 1.25 1 Hüseyni aş. 1.265625 2 Dilaviz 1.2890625 3 Dikçe dilâviz p —N.B.— Bu ses zannedildiği gibi 714 3333... değildir. 1 Suzidil 1353515625 2 D. suzidil i 3 Arak 1.4052734375 4 Geveşt 14267598126 5 D. geveşt 1.4482421875 6 N. rast 1.478015625 ast i 1.50 1 Nigâr 1.5234375 2 D. Nigâr 1.55859375 3 N. zirgüle 1.58204125 4 Zirgüle 1.60544875 5 D. zirgüle 1.62880625 6 N. Dügâh 16640625 Dügâh 1.6875 1 Dilâra 1.7109375 D. Dilâra 1.74609375 6 1.76953125 3 N. Kürdi 4 Kürdi 1.79266875 5 D. Kürdi 1.81640625 6 N. Segâh 1.8515625 — Uşak Segâhı Segâh 1.875 1 Puselik 1.8984375 D. Puselik 1.93359385 w— z biç : m >» > 1.96850 2. er u aralıklar içinde 2 ile 5 sayılı gene pratikte über, Ve bu suretle bir ta- nini aralığı 4 arm. 10 arm. azla arm. ray bakiye o 10 erm 4 arm. şeklininlir. Fazl Eksik bakiye — mi pk pk pk Faz Ve tanbur bağı sur ile olur. 1 Fisagor eşeli ile de buna benzer bir şekil elde de de bu seslerin Türk musikisinde y Bu kü çük lik sayın eee dap: hinin işaretleri ile göstermek icap e llangi Ramanı okusam? . . ,Deniz feneri z genç nesil romancılarının en a biri olan Win e un bu eseri, hem İngiliz romanının harp sonrasında aldığı istikameti göstermesi, hem de değerli bir san'at eseri oluşu ba- kımından kel b EN çifte bir alâkanın merkez Harp sonrası togini romanı, mevzu- unu ve dünya görüşünü sağlam bir isti- zaruretle Ziy: deniyetimizin geçirdiği değişikliklerin rolü olduğunu u ek lâzımdır. Harbin bitişiyle birlikte, harp içinde tekemmül ettirilen birçok vasıta, medeniyetin emrine veril- miştir. Uçak, radyo ve daha birçok vası- > olayların akış hızını, zihnin (klâsik) aman mefhumunu çatlatacak bir dere- Dm kadar yükseltmiştir. Bu hızı kavra- mak zorunda olan zihni, amel 8 bakımdan bir intıbak kıvraklığı göstere- bilmiş, fakat san'at pilânında, bu hıza (kübizm) e, (sürrealizm) e ve daha birçok r. Bu intıbak di- dinmeleri içinde yaptığı işin şuur (Virjinya Vulf), zamanın değiştiğini ve ruhların da bütün kadrolarında bir değişme olması gerektiğine inanan sanat- kârlardandır. Böylece, artık eskisi gibi, geleneğe uygun dilinden, yapısına ve pi. sikolocyasına kadar üç buudlu bir zaman içinde akıp giden bir roman tasavvur edilemez. Roman, ona göre, şimdiye ka- dar ihmal edilen ruhla uğraşmalıdır. Fa- kat ruhu anlatırken (mekanist) bir anla- yışla onu bölerek, akış ve oluş içinde mânasız derecelerle cansizlaştırarak de- gil, Sresi ei canlılığıyle, kendi a çinde anlamağa Vi ektir. (Virjinya Vulf) un roman görüşünü ve anlayışın iyi canlandırmak için, onun, kendilerinden - evvelki İngiliz romanının ustalarından biri olan (Bennet) hakkında yazdığı şu sat “Bennet, en iyi mimar fazla kabahatlidir. O, en mü k bula edilmiş kitaplar yazmaktadır, yalnız... una sa-. Hiç bir insan bu mükemmel yapılarda Bir çok yeka rın hayranlık duyduk- els) hakkındaki fikirlerini de yl a «Vels'e gelince, cömert zekâsı durmadan yeni ve oldukça karışık cemiyetler inşa eder. O, saf bir maddeci- dir ve bu mânada yaptığı işde bir roman- cının değil bir devlet memurunun işidir. Ona karşı vapılabilecek en müthiş tenkit, hayal ettiği Cennetlerin kahramanları tarzında doldurulmuş olduğudur.» Bu misallerle, harp sonrası İngiliz romanının ne yapmak istediği açıkça be- lirmiş bulunmaktadır. ç romancı lav nesli kendilerinden evvelkilerde ten- kit ettiklerinin tam zıddına, yani ruha birlerle geçebilmiş sayrlabilirler. Bu ted- birlerden en mühimi, bir cümle yapılırken uyulması gereken zaman vahdetlerini bir takım işaretlerle, kereler açmakla, tek ve çift tirelerle daha oynak ve çevik bir hale koymaktır. Sonra, sert ve mâna ba- kımından donmuş kelimelerden sakınmak, okuyucunun aklından ziyade muhayyile- sine ve hatıralarına hitap etmek gerekir, Bir bakıma, kendilerine (empresyonist) de- nilen bu romancılar, denebilir ki, roma- nın ifade vasıtaları arasına ve bünyesine bir nevi şiir de sokmuşlardır. niz Feneri) müellifi Virjinya Vulf, bu oleik gerek nazariye, gerek eser vermek suretiyle tatbik sahasında en ileri gelenlerinden biridir. Esasen onun Fr unsura isyanına birer sebep olâ&- id İlk “e Birinci Cihan Harbinde veren bu rli romancı İkinci Cihan Harbinin ii içinde (1882 . 1941) yeni nesil romanının imrenilecek Abidele- rinden biri vasfını taşımaktadır. Vecdi BÜRÜN j