ADALET DÂVAMIZ ON zamanlarda matbuatın adli meseleler hakkında vuku bulan takdire şayan teşebbüs ve hassasi- yetinin memlekete çok faydalı neti- celer temin edebileceğine inanan- lardanım. Ancak, üzerinde durulan mev- zuların leh veya aleyhinde rey top- lar gibi çok dar bir saha içinde fi- kir ve mütalealar elde etmekle, yu- karda işaret ettiğimiz netice mey- dana gelmez. Genç muharrir soruyor: — Ceza dâvaları artıyor mu ? CEVAP: — Bu artışın müessirleri neler- dir? CEVAP Kökü içtimaidir. Bu kökten, iktisadi, ailevi, ahlâki diye saydığımız ve vasıflandırdığı- mız mühim bir takım ana dallar çı- kar. Suç ve cezalar bilhassa bu dal- ların mahsulüdür. Unutmamalıdır ki, bu ana dallardan yalnız suç ve ce- za vücut bulmaz. Onlar kadar ve hattâ daha müzmin tahripler yapan ve binnetice beşeri âhengi bozan hukuki mahiyette olarak tarif ey- lediğimiz nizaları da aynı menşee irca etmek yanlış olmaz. Bü niza- lar cemiyetin bünyesinde suç ve cezalarla atbaşı gider ve asla ya- bana atmaya gelmez. — Artıyor." Genç muharrir yine soruyor : — Adli sistemde ne gibi yeni- likler bekliyorsunuz ? “VAP : — Adli sistem; yukar- da kısaca işaret ettiğimiz cezai ve hukuki mahiyetteki o münazaaları önliyen ve fasleden cihaz demektir. Binâenaleyh, beklenmesi ve tahak- kuku arzu edilen sistem; adli dedi- ğimiz vâkıaların vücut bulmasına meydan vermiyecek sistem olmalı- dır; yâni ferdi mahkemelik olmak- tan kurtarmanın imkânlarını arayıp bulmak... İşte asıl gaye1. Size bir misal anlatayım: Bir hâkimin; şehrin umumi helâya muh- taç bir semtinde helâ bulunmadığın- dan, şehrin o semtteki bellibaşlı meydanlarından birine işeyen bir adamın beraetine karar verdiğini duyduın. Demek olüyor ki, o fert haki- katte suçlu değildir. Kendisini bu harekette bulunmıya icbar eden bir âmil vardır. : Suç ve ihtilâf Kıssadan âmillerini barlar edecek içtimai İş ve Hedef : Avukat Ensarioğlu Celâl YARDIMCI nizamı evvelâ kurmak ve adli sis- temi onun arkasından tanzim et- mek... Bugünkü vaziyete göre, adli sistemimizde arzu edilen yenilikler şunlar olmalıdır : Kanunları kolayca tatbika mü- sait tarzda değiştirmek, istinaf mahkemelerini vakit zayi etmeden kurmak, bidayet ve temyiz mahke- melerini çoğaltmak, usulu muhake- mede basit ve seri kaideler kabul eylemek; caza müeyyedelerini teşdit ve ceza evlerini tanzim etmek... Genç muharrir yine soruyor : — Kanunlarımızın; kemiyet ve keyfiyet (obakımından cürümlerin artmasında rolü var mıdır? CEVAP: — Kemiyetten doğan mahzurlar keyfiyetin aksaklıklarına inzimam ediyor; ve bu hal böylece suçların; müeyyedesizlik yüzünden artmasına sebep oluyor. — Umumi bir ahlâk tereddisi müşahede ediyor musunuz ? CEVAP : — Mutlak surette evet! — Kadının çalışmadaki verimi ne dereceye kadardır ? CEVAP : — Kadının iş hayatı- na intikalinin şiddetle aleyhinde- yim ve bunun üzerinde duruyorum. Bugün, evlilik hayatında, içtimai âhenkte, aile mefhumunda doğan aksaklıkların ve hattâ birçok cina- yet, münazaa ve ihtilâfların mehşei, büyük bir ekseriyetle kadının ça- lışma kadrosuna © girmesiyle izah olunabilir. Bu bahisde, bu zihniyette olan bir vatandaşın, kadının işinden verim bekliyemiyeceğini ve böyle bir verimi kabul etmiyeğeğini de anlatmaya lüzum kalmıyor zanne- derim. — Yabancı milletlerden aldığı- mız kanunlardan ne dereceye kadar istifade temin edilmiştir ? CEVAP : — Pek az! Bu kanun- lar bünyemize uymuyor. Binaena- leyh, bünyemize uygun esaslar dai- resinde yeni bir kanunlar külliya- tını tedvin eylemek zarureti; her zaruretin başında gelir. Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafcisi di- yor ki: «Bu hal, bu rezalet, bu sokak, bu kaldırım, bu merak, bu seyirciler, bu ifade, ba ruh, ne zaman bizi kendi kendimizden dâvacı kılacak ?.. »