A evi bir bahar yağmuru altında terkedişimizi hatırlıyorum. Seneler- ce, senelerce evveldi. Babam ölmüş, evi- tal Inız birden etrafımızdan çekilmişler, bizi ken- di felâketimizle başbaşa bırakmışlardı. A fırlattvermişti. Sanki zorla, belkemi- e derme begi td, Babam ârâ, pul erirken öldü. Yalnız nl geçirdiğim Hü paketlefle belirmesi, bekçinin sokaktan geçerken öttürdüğü düdük, kapının galan zili, taşlıkta inleyen ses, kişın karla dolan bâhçeye surun üzerinden düşen kocaman taşlar, yâzın erik ağaçlarının diçek açişi, meyvâ verişi bütün bunlar t bize evden çıkmak için bir hafta müddet vermiş ve bir hafta geçmişti. Ahşap evde hakiki son yi e çok defa rüyaları girmiştir. Bütün gece eşyalarımızı . pal ilin meş sepetleri 1 hazırlamış, ancak gece yarısına doğru vr MA Bir türlü uyuyamıyordum; gözlerimi kapıyor, uyumaya Şi, dum, olmuyordu. celer, acaip hayaller geliyor, odanın her köşesinden üzerime bir t. yvaj besine, tavan e azma ri heykelle Üürpererek dolaşıyor. Sabah Gila ve araba geldi. Eş- kişniyordu. Evden ayrılışımız mera; asim. siz ve hazin oldu. Annem kapıyı kilitle di, anahtarı komşuya bıraktı. Ben kapı tekerlekler döndü. Başımı döndürüp, dön- dürüp ayrıldı ahşap eve bakıyor. dum. Fakat ağlamıyordum, bu a 12 bile (gelmiyordu; da kalan ev ve M0 vasi amet Sokağımızdan cad. sahki z İdin m her şey yeni ve değişi! hş evden şehrin en uzak semt. lerihdeh birihdeki küçük apartıman ka- deyi gören pencereden, uzaktan gelip geçen trâmvayları, ağaç altında dolaşan insanlârı seyreder ve ahşap evde unut- birinde bir şey ünuttuğumu sânır, daki- kalârca duğunu araştırırdım, fak bulâamazdım. Ama, o öv , şeh, , mavi hayallerle dolu, bir daha tesadüf etmeyeceğim bir küçük çocuğu bıraktığı- I bilirdim. Yavaş yavaş o âhşap evde bir za- MÜSABAKAMIZ misel ğrnde Benden selâm olsun Bola beyine m bu dağlara yaslanmak gerek Ok gıcırdısından, kalkan sesinden Dağlar gümbür gümbür seslenmek gerek, —B— Kumaş olam arşın arşın yırtılam, Köle olam la atılam ; Vâdem yetmedi ki, ölem, kurtulam, Felek beni nasıl yardan ayırdı. a yi Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi — 18 — Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna yârab, ne güneşler ba- Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur, Sinem, özüm ateş ile doludur. A, > e Hakperestim arzı ihlâs ettiğim e Bir nefes tevhidden ayrılmadım; Allah bir, W ) lerce o ahşap giden den geçtim, bir defa bile oraya sapma- rım. Y atıma, yeni şahsiyetime, yeni evime alışmıştım. Başka bir insa olmuştum. Büyük dolaplarda saklanan, erik ağaçlarına tırmanan, su dibindeki mağarada Bizans hazinelerini arayan gocuk değildim artık. İçimde uyuyan dı. Hatıralar dainsânı Üzen boş şeylerdi... Yıllar her zaman olduğu gibi farkı- na varılmadan geçti. Çocukluğumun bü- tün şarkıları değişti. Biz birçok evlere Ben her yıl biraz daha nün kaç başladım. Fakat her şeye rağmen o âh- şap evin sokağından geçmekten kaçındım. Bir gün sevdiğim bir arkadaşla O civardan geçiyorduk. bana birşeyler anlatıyor, ben sözde dinliyordum. Tam sokağın köşesinde, içimde yatıp duran içinde unuttuğum Çço- tir; bahçe kapısı kırılmış, çiçek tarhları bozulmuştur; içinde oturanlar kaç defa değişmiş, her yeni gelenle o odalardaki hatıralarımız, izlerimiz bir kere daha yok olmuştur, belki görsem tanımam, içimdeki dünya yüli diye düşünüyor- 0, çocukluğumun seneler ve seneler ar- dından kalan ve yağmurlu bir sabah son olarak çıktığım sokağa girecektim. Kal- masmavi dünyayı bir cümlede harap et- tiğini bilemedi,