Wi ” İSTANBUL VE ÖTESİ Mizar gazete- lerinden ,bi- en üst perdesi a kışmamalıdır. Zira gözlerime yaş veren yüreğimin sızısı idi, yoksa resminin OTLAR İİİ İİ İN Biz, bize benzeriz;fakat... Cafer SENO ARM e Senedenbei, ortaya attığımız birçok «Biz bize benzeriz» özünün hakikaten dl bir talihi var. Milli gehalleti ifade eden güzel mânasına rağmen sık sık aalağiğin bu vecizeyi hiçde yerinde ve zamanında kullanmasını bilmiyo- ruz. İdari bir aksaklıktan mı şikâyet ettiniz ? Herhangi bir kanunun tatbikatta iyi işleme- diğinimi söylediniz! Cevap hazır. «Biz bize benzeriz.» vecize milli şahsiyeti ifade için değil de, birtakım işlerimizdeki muvaffa- kiyetsizlikleri, ei kusur ve ka- bahatleri haklı göstermek için icat edilmiştir. on zama cek bizde Demokrasyanın tatbikatta iyi işlemeyen taraflarını müdafaa dedir» diyorlar. Böyle söylemekle de, bilmi- yoruz, hangi bir dâvayı isbat etmiş oluyorlar ? ” Düşünelimki, en geri bir mutlakıyet sl in de aynı mantık silsilesiyle müdafaa mek pekâlâ mümküüdür. (Hitler), (Musolini) emk müddet, Faşizmayı bu düşünce sistemiyle müdafaa ettiler. Bundan ne çıkar ?. te netice meydanda |.. Hukuk, siyaset, ilim, san'at, ahlâk ve muaşeret gibi cemiyet hayatımızın ün bö- lüm ve safhalarında, Türk milleti, yepyeni bir — eileiesin; n madde ii ok en basit mii im mlarddi en mefhum ve ln hattâ gündelik Ği şekil. lerine kadar, tamamiyle Garb malzemesinin hâkim olduğu b öladan mimarisinde yeter- sizlikten ve anlayışsızlıktan ileri gelen ku- "surlu ve yanlış tatbikler, geçtiğimiz yolun ta ye a Bütün bunları kendi dünyamı- zın yabancı dünyaların asli prensipleri işinde doğrama ve düzeltmek gerekirken bize benzeriz» söziyle hatalarımıza ve kiteyenk lk ilmi bir zaruret biçmek abestir. Daima mugalatalar ve lışlar boyunca ilerlemekten ne gün “illallah iz diyeceğiz ? her çizgisi üstünde bu gözler tek duygu dolaştırdı: e Bir kötü kasd deği ve Fakat bilinmez nasıl bir letin mahası olan bu lâubalilik sandin bir hi Çi le birlikte durmak azabına katlanınız : Lâ kaplanmış bir Sand giydirilmiş; iki üç basamakla çıkılır bir kerevet üstüne . kurup oturtulan hazretin arkasında, uzunca boylu biri bir Beberühi gibi cemi Belindeki divitten bir tevkil çelebi gibi gösterilmek nie ğini anladığımız bu her halde bidin Davere izafe edinilmiş e. Sırtında İçoğlan Başçavuşu — yırtm lısı, o başında donanma er kalender sarığı ve belinde bir serden- ... karakulaklısı gibi duran diviti ile ci asır ölçüsünde bir üstü kaval ali şişhane Mei ki, giyiniş zarafetine kimsenin toz üzülmüş ve incinmiş olmalıdır. Fakat bizi üzen ve inciten bu olma- dı. Biz şap üzüldük: Büyük Fatih; Orta çağa son ver çökertilmiş bir İlgaz ugrusu gibi iki dizüstü, kucakladığı bir harabeyi hüküm- dar rolündeki Kırdar'a uzatıyor. Bizans İmparatoru (Jüstinyen) in Ayasofya'yı Yesu'a takdim edişini tasvir eden meş- hur mozaikin bir tulüat kumpanyası (mi- zansen) i ile temsil edilişini pek andıran bu sahne karşısında hem bu memleketin mak hem de irkilmemek imkân- sızdır. ei asır uzaktan başını geriye çevirip. Edirne Sultanının Kostantiniye'yi haddi olamaz. O, Türk başı, hiç bükülmemiş belidir. Türk, eğil- miyen başını en çok ondan aldı, dehasının bir iiiilörik olan Boğaz bugün bile sat- vetimizin en yüce unsurlarından biridir. antiniye Fatihi, Çırağan (ma- elediye kavası kılı- ğına sokulamaz! Kaldı ki o, karşımızda imdi en temiz duygularımızın savcısı i- bi durmaktadır. Biz onun bi hediyesi ola şehri oharabeleştiren nesiller arasına gi istememek! e kadar çarpuk olduk. van İstiklâl Savaşının bir (sembol) ünü meydanlarımızdan birine bir gâvur eli ile diktirmek günahını işlediği- miz gün, bir Türk muharriri şöyle ören «Bu hareketimiz mukaddesata hü metsizliktir. Yabancının bizi ein eseri buraya dik- kepaze yuvarlıya yuvarlı üzerine şöyle bir Mile kazınsaydı dibete daha doğru olurdu .» tarihinde milli bir heyecanı önün öüyleteöek Türk sam'atkâr bulu- namadığı için bu kaya bu meydana kon- du» Bu Türk muharriri böyle demekte çok haklıydı. Şimdi de biz bu şehri (Prost) un bilgisizliğinden ve zevksizli- ğinden kurtaralım demekte o derece hak- ee krar ediyorum ve aslâ unutturmı- ni İstanbulun beşyüzüncü yıl dö- nümünü ben hatırlattım. o ağın göçü- ne hatırladım, ne de bu şehrin ona tes- limi gibi büyük bir tarihi pll ednâ iştirakim vardır. u Adeta bir Ankara Lie > La tavır iyor. Bu am, en yabancı öürkkelei bigilerin dahi idiz Bizans nerede? Osmanlı na- sıl? e devir nedir? Hiçbir fikri yok... (modern) şehirciliğin bütün sırrı OR oynatıp çizgi çekmekten ibaretse ortamekteplerimizin talebeleri ne güne duruyorlar? Hemen hepsini Kırdar'ın imsr kurmayına katıverelim; bitsin, gitsin ! ... yüzüncü yıla kendimizi göstere- Eş bilelim ki (Prost) ve onunla be- raber hiçbir ecnebi bizden değildir. Yok, beşyüzüncü yılı bir şehir imar edecek kudret:en mahrum ol mek için İsleme ksak, İstanbulun: bu- günkü hâli yeter bir delildir.. (Prost) un bize daha > > e tertipleme- sine aslâ lü va, arat lem ne kadar . çok bilirse bilsin, hiçbir zaman bizi bile- miyeceği hakikatini bir kere daha gön- dere çekmek için bire birdi; ker göziyle ba hafta bir iş edef; (Büyük Doğu) fotoğrafçısı di- yor « İstanbalan pe hakikatı budur; yalanı da kübik apartımanlar»