/ Suların içinden boy verdi kamış. Bu mesnevi aydınlığında titreyişin, SUYA DOĞRU YU w , BATININ BUHRANI Balının buhranı, 19 uncu asrın ikinci yarısında deri üstüne « sızmıya başladı; yirminci asrın başlarında da, içinden ve dışından bütün bir bünye yangını halinde patlak vetdi. 19 uncu asır Fransız edebiyatının, (Bodler) ve (Rembo) gibi büyük sar'a ve ihtilâç şgirleri, bu içtimai hâilenin, feri çerçe- vesinde şuuraltı habercileridir. Bu buhranı; nihai. hadlere ulaştırılmış müsbet bilgiler man- zumesinin binbir âletile çepçevre kuşatılmıya başlanan madde zemi- ni üzerinde, insan ruhunun teker teker bütün dayanaklarını kay- betmesi tarzında ifade edelim! Batı adamı, 19 uncu asrın ikinci yarısında ve 20 inci asrın başlarında maddeye o türlü tahakküm istidadına geçti ki, bu ta- hakkümü ona denk bir ruh köküne bağlıyamamak, üstelik eski ruh köklerinden de yavaş yavaş çözülmek yüzünden, maddenin tahak. kümü altına girmeğe başladı; böylece onun ruhu, belirsiz bir yırtık- tan döküle döküle tükenmeğe yüz tutlu. Ve Batı dünyası, aşağı kısmı dolarken yukarı kısmı boşalan bir kum saati gibi, madde ilimlerinin terakkisile maküsen mütenasip olarak, yaratıcı ahengin kaynağı olan ruhi muvazenesinin elden git- mekte olduğunu sezmeğe baş 19 uncu asirdan başlıyarak | Batının encamındaki karanlığı felsefede yaşıyan ve Batı adamina yeni bir sulta arıyan melânkoli- ya hastası (Niçe) den, (sıkıntı felsefesi) mübdü o (Haydeger) e kadar, ara yerde kuru aklın yıkicisı (Bergson) ve gizli ruh ukdele. rinin sistemcisi (Froyd), garp: tefekkür zinciri, bir şüphe ve ihtilâç halkası oldu; ve bu şüphe ve ihtilâç, saf ilim ve san'attar, müsbet bilgilere kadar, inkâr seciyesini sindirmediği yer bakmadı. & Birinci dünya harbi, oluşundaki sırlar bakımından, ikinci dünya harbine nisbetle basit bir madde hareketi olmakla beraber, insanlık tarihinde ilk defa olarak kapladığı ve fıkırdattığı madde ve Kömiyei zemini bakımından, müthiş bir öl halinde, tıpkı fev- pi insan kalabalıklarının lekeli hummayı doğurması gibi, Batı. n yüz senedenberi için için mayalaşan ruhi buhranını ayki. beri, Ve ruhi müvazenesizliğin ardından, idari, iktisadi, her şubeden, her müvazenesizlik sökün etmekte haklı oldu. içlimai, Bir taraftan homünizma ihtilâli, Balının içtimai bünyesin. deki binbir tezat ve çürüklüğü tesbit etmek bakımından müsbet, fa- * kat buna deva getirmek bakımından da, menfilerin menfisi bir tecrü- be halinde, ruh ve nizam kargaşalığını, bütün ruhi kğmet ölçülerini yıkmak ve nizamların en maddi ve sun'isine başvurmak yolunda, kurluluş adına Batı münevverinin intiharını temsil ederken; öbür taraftan da faşizma ve nazizma, yeni bir iman ve mefküre bayrağı altında (Greko - Lâtin) medeniyetinin sulta hakkını yalnız mahdut topluluklara bağlayıcı. bir nefsanilik pisikolocyasile Batı buhranına çare bulacağını vehmetti. Gi Böylece “Batının buhranı, arık devlet çapında dahhâmeleşen tezatlar ve aykırılıklar yüzünden, asıl büyük ideolocya harbi olan ikinci dünya harbini doğurmıya kadar terakki edip, ya tam ölüm veya tam şifa ile neticelenecek olan nihai safhasına ayak bastı, © Bainin kurtuluşu adına yine balının iki menfi kutbu tarafın. dan ayrı ayrı zaman ve mekânlarda tahrip ve tasfiye edilmek iste s nen ve Batı buhranının hem illet, hem de şifa zemini olan denok- rasyalar, dünkü bünyelerindeki maddi ve manevi yatalaktıktan, yarının hakiki ruh ve madde ölçülerini ve insanlık nizamını yine kendi içlerinden fışkırımıya geçen bir hamleyle şahlânır şahlanmaz, Batı buhranının en büyük nefs muhasebesine, (Greko - Lâtin) me- deniyetinin asli sahipleri tarafından el konulmuş oldu, Batının encamı işte bu el konuşun neticesinden sonra belli olacaktır. BÜYÜK 7067 C eiçevaden et, lâf ve hayal, yahut yata dönecektir! a görünecektir!!! rgü Lüle. im Ikabzasını masaya lamış olarak göreceğiz iBugün, dünya muhasebe BİR GÖL AYDINLIĞI Nereye, nereye bu aşk dolu uzanış? Değerken rüzgârlar titrek başına, rektireceği üstün kurta Biliyorum, kökünü koparıp toprak. Altın bir ok gibi Allaha uçmak için! Necip Fazıl KISAKÜREK ATATÜRK DİRİLECEKTİR!!! Bir gün Atatürk dirilecektir!!! fikir ve remz âleminde değil, - doğrudan Ai madde ve hakikat dünyasında Atatürk ha- Bir gün Atatürk, Etnografya müzesindeki taş sandukası- nın kapağını omuzlarile kaldırıp, ufki vaziyetten şakuli hale ge- çecek; ve sırtında mareşal üniforması, Ankarada Atatürk bul. n onu, kâfuriden yontulmuş asi ve Eren parmak. kavramış, zarif ve eğilmiş ve gök diki dünya tan süzmeğe baş- Hı ve muvazenesinde Türk milletine ait ların iterazi kefesinde görüneceği andır!!! İşte o gün başımızda bulunacak olan şahsiyet, günün ge- rıcılık vasıflarına göre, ruhile olduğu ler ıkadar maddesile de Atatürk'ten başkası olmıyacaktır. e f tani Zira, Türk milletinin. içindeki Aatürk'lerin harekete melerile, onun sandukasını devirip bu Atatürk'lerin derisi içine yerleşmesi ayni ana rast gelecektir!!! ce endamile bir SEBEP Ayrılamıyorum bu şehirden; Annemin hasta telgrafı cebimde. Küçük kardeşim yolumu gözlüyor. Köyde herkes beni özlüyormuş: Ayrılamıyorum bu şehirden Aşık oldum... İskender Fikret AKDORA geç- Sabahattin TAHSİN , NN Ş ul