SE Ten — DE a CN m A Örnek adam mı, hasta adam mı? Eşref EDİP Fikret hakkmda münakaşaların hızlan. dığı şu sırada Profesör Ziyaeddin Fahri Fmndıkoğlunun da «F'ikretin ahlâk ve felse- fesi» hakkında Cümhuriyette bir yazısı in. tişar etti. Bu, bize vaktile Dr. Rıza Tev. fik'in de felsefe karıştırarak Fikreti müda- faa etmek istediğini hatırlattı. Yalnız ara. daki fark şu ki; Doktor, Fikretin' dine, ulü- hiyete karşı me ie çalışarak Fik- retin bir mefküre: olduğunu tejkine İçalışmıştı. Pandikoğlu ise Fikreti yeni moda bir tâbirle «Bizdeki ümanzmin mübeşşiri» olarak gösteriyor. Ve bu se. beple gençlikçe onun «örnek adam» olarak ele alınmasını istiyor. gı ve Avrupay üküm sürdüğü çağ olduğu için vara ime (Greko. Lâ- tin) irfanına kapılarını kapamıştı. Bu yüz. Avrupa, uzun ve karanlık bir devir ya. sadı. Ancak hıristiyanlık taassuptan silin. dikten sonra ilme kavuştu. Buna mukabil e Bu, inkârı kabil olmıyan bir hakikattir, Demek pp ieyeğir e irfan devri açmak cadeleye yer yoktur. Günkü Müslümanlık li teşvik ve hattâ me: O halde ümanizma, dinimizin hamleleri: de, milli bünyemizin özünde *yaşıyan bir varlık olduğuna göre Fikreti Türk ümaniz- masmın mübeşşiri saymak, idi hakiki “ hüviyetile tanımamak demekti Ziyaeddin Fahri'nin. pr Buğu r, Ken disi, İslâm dinini Hıristiyanlıktan âyırt ede. mediği için onun da Hıristiyanlık gibi ilim düşmanı olduğunu sanıyor ve ilim devrini 0 ğğ için GM ietin tesirile savaşmak is. tiyı “Kaldı Ki Fikretin yaratıcıya veri müte. çe bir > kullanması, « nim, sen de ne 'ibat!» gibi bir takım sözler sözlmesi ile ümanizma arasmda hiç bir münasebet yoktur. Bunlar âdi söğüp sa <Fikretin tabiata taptığını» mı anlatmak istiyor? Ve Türk ümanizmasını tabiata tap- mak mı m ediyor? Yazısında vüzuh yoktur, Di hiçbir delil göstereme- miştir, örsiniberi din ve Mr ir nin, müdafii olan bir zatın bu yazısı ilmi mahfillerde hayret uyandırmıştır. Bize övle geliyor ki; fikirlerdeki bu vü- zuhsuzluklar, garp cemiyetlerine ait bir ta- kım itikadi ve içtimai meseleleri İslâm ce. miyetlerinde de âynı görüşle mütalâaya miri i yan- iile kendi seciyeleri, kendi mümeyyiz vasıfları, kendi kökleri ve kaynakları, elhasıl kendi Varlıklariyle mütalâa etmelidir ki, hakikate ulaşılabilinsin, Sonra ilim adamlarımızın kendilerini veya bu ceneyana kaptırmaktan çok sa- kınmaları icabeder. Vâkıa gündelik hâdise- iere ve münakâşalı meselelere karışan ilim adamlarının bitaraflıklarmı muhafaza et. meleri çok güçtür. Fakat ne kadar güç o. lursa olsun, ilmin şerefi namma bu, bir za- rurettir, İlim, şahsi kanaat ve temayülle- rin oyuncağı olmağa aslâ mütehammil de. öildir, zorlanmağa hiç gelmez, derhal mev- kiini propağandaya terkeder. Âlimi propa- gandacıdan ayıran en mühim Vasıf, muhte. lif dâvâlar, birbirine zıt cereyanlar karşı. sında kendini şahsi temayül ve hislerine kaptırmıyarak görüşlerinde, hükümlerinde tamamile bitaraf olmak, hak ve hakikatten başka bir şeyi hedef tutmamaktır. Tıpkı! bir hâkim gibi. Hem hâkimlik, hem avu- katılık bir araya gelmediği gibi, hem âlim- lik, hem pvopağandacılık da bir araya ge. lemez. Kaza gibi ilim de bir emanettir; ehil olanlar onu cemiyete faydalı krlarlar. nra her hangi'bir âlimin hükün: ver. meğe kalkıştığı bir mevzu hakkımdaki eser. leri, leh ve aleyhteki fikirleri ve delilleri mutlaka görmesi, okuması ve bunla'ı kar- şılaştırması icabeder, Halbuki Profesör Fm dıkoğlu, yalnız (Tarihi kadim) şairinin av katlığını yapan bir meşlektaşmın eserini n Teala via “ ve Ma Mü ye ve iöke iy öp vE Aİ Ta gişe li peg Aİ aza diş m “ fe mi) yi e, Bundan tam yarım asır evvel Tevfik Fikret bu iman şiirini, etrafındaki resmi de elile ya parak ( Serveti Fünun ):da neşretmişti. 106 iy söyütlekini Fikrete tetkik nazarma almakla b iğ etmiş, Fik. retin muhtelif cephelerini madde madde tenkit eden ve otuz A eserden toplan. mış olan kırk muharririn fikir ve mütalâa. larmı birleştiren eseri hiç te itibar nazarı. fesör, ordina sö! ocaları, PE edipler, âlimler ve müte. fekkirlerdir. edil «Örnek adam» hakkın- da hiç de ie düşünmüyorlar. Onun me- ziyetlerini side etmekle beraber fikirie. rinde ve eserlerinde hiçbir felsefi kıymet olmadığını, oreybilik “ve inlik has. talığına tutularak dalâlete düştüğünü ve da- lâlet saçtığını da birlik halinde beyan edi- yorlar. Örnek adâm mı, hasta adanı mı, işte bütün mesele!.. «Materyalistlerin ağzında senelerce tek- rar edile Ke yıpranan ve artık hiçbir gi kıymeti kalmıyan yabancı telkinlerin sa- kiii bir surette tekrarından ibaret ol n bu ume, şairin her hangi bir fe. “oran dakikasında yazdığı, büyük bir edebi kıymetten mahrum basit bir eserdir.» (Or. "dinaryüş Profesör Fuat Köprülü, madde: 68). «Tarihi kadimde, ge ve içtimai MEV- Profesör Fatin Gökmen, Madde 68). «Şa'şaai belâğatı önünde kamaşmıyacak derecede kuvvetli olan gözler, Tarihi ka. dimde hiçbir felsefe, hiçbir isabeti hüküm göremez.» (Süleyman Nazif, madde 71) «Fikret, hayatı çok defa karanlık ve bed- bin telâkki ediyordu. O ki bizi görmüyor- du; Bizans dediği müteaffin bataklıktan başka ceyyit lu, engin kalpli, bâkir cevherli bir millet olduğundan gafil gibiy. di. Gözlerini yalnız Garp medeniyetine çe- virdi. Kendini yalnız beşerin ve medeniye- (tin şairi adderti..Bu duyuş (âti) ye sıçra- arş pir hiçim i anlamayışıdı.» o (İsmail pi e 59). a Yali devrinin bütün muvaffa. isnat denler büyük, ve pek igaliz bir surette tarhi edebiyatımızı tahrif “etmiş olurlar.. Fikretin bunun için kifayet edecek tetebbuatı edebiyesi yoktu: Şarkı pek az tanır, Garbi hemen hemen hiç bilmezdi.» (Cenab Şahabettin, madde 61). «Bugünkü fikir seviyesine göre Fikretin fikirleri çok geride kdur.» (Ömer Rıza Doğrul, madde 66). «Rübabı Şikeste şairi nasıl yüksek bir şiir vücude getirememisse, derin bir felsefe de yaratamamıştır.» (Ali Canip, madde 3). «<Fikterin ahlâkı cemiyete karşı müsbet. ten ziyade menfidir.» (İsmail Habip, mad- de 31) ç e : “Tevfik Fikret ohalyatını uzun seneler kemiren ve tedavi şöyle yola teşhis et. vabı ile diğer neşaidi müteferrikası serapâ mağmum ve muzlim sahifelerden mütesek. kildir,» (Süleyman Nazif, madde 72). «Fikret bu gayyaya düştüğü zaman, filir ve vicdanmı böyle bir zulmet kanl adığı br sırada Tarihi kadimi yazıyor. Orada her. şeye saldırıyor, sahibi kâinata bile hücum ediyor. Hem böylece koyu bir materyalist (Devamı 12 incide)