yen d Iç Muhasebe TOPYEKÜN İFADE Lekeli Humma... Geçti mi, kal- . Ne bir fikir, ne lâplar, malüm Karaborsa, malüm hayat... Elmalüm... Be. De Dış Muhasebe TOPYEKÜN İFADE Dünya harbi, bügün, küçük dö- nüm noktaları dışında, büyük saf- haları açan geniş hâdiseler zavi- yesinden, üçüncü ve sonuncu dev- resine girmiştir. Birinci devre, 1939 Eylülünde başlıyan Polonya ( taarruzundan, 1941 Haziranında başlıyan Sovyet Rusya taarruzuna kadar sürer. Bu devre, mihverin, kalecisi ve muda- faacıları yerlerine geçmemiş bir takıma karşı, bom boş bir sahada bütün kadrosu tamam bir takımla oynadıkları müthiş nu çerçe veler, Üst üste (gol) ler aydedn, > neticeyi bir türlü devşiremi- evre... İline *dövrey 1941-42. Kişinda mihverin Moskova önünde mıhla- nışından, 1942-43 kışında (Stalin- grad) da kıskaca düşürülmesine ; ve 1942 yazında (Elâlemeyn) hattın- da durdurulup, 1943 İlkbaharında Tunusta denize dökülmesine kadar sürer, Bu devre ise, mihverin, sa- dece kalecisi ve mudafaacıları yerli yerine geçemiş bir takim karşısında bütü m akamet mukaddemesine geçişini fantazyalarım. he- p derin bir felç ve çerçeveler. Mihveri, eski hatırala- riyle avutan ve asla doğmıyacak bir günün sabahile oyalamıya baş- lıyan devre. Üçüncü devre, Demokrasya or- dularının, deniz üzerinden bir (as falt) emniyetile yürürcesine Sicilya Adasına çıktığı gün açılmış, bi işgal tamamlandığı gün yerleşmiş; ve İtalya, meşhur çizmesinin ucu tırmalanmakla teslim olduğu gün temel atmış bulunuyor. Bu devre, askeri bakımdan, nihai olmak ve bir dördüncü dev- reye ikta bulunmamak vazi- yetinde; k demokrasyalar Yemi rifeti olmıyan tarafa, sabır ve ta- hammül, hak ve hüriyet tarafının öldürücü darbelerinden bir baş langıç havale etmiştir. Artık ne Akdeniz kalmıştır, ne mihver, nede bir Şey... Mihver namına, biri ir elini öbürü mağ- Tıpta, ve bütün insanlığa karşı isyan halinde, Ki sımsıkı ka- feslenmiş iki hüviyet; işte o kadar... Bütün bunlar olurken, Şark cep- hesindeki inanılmaz cümbüş de bel- li etmiştir ki, artık tek başına n Mihver efendisi, gırtlağına kadar gömülü olduğu Şark cep- hesinde de, Sovyetler eliyle hezi- mete mahküm olmasa bile uzvi- yetinin her tutamak noktasından sımsıkı o kavranmış bulunmak ha- line mahkümdur. Böylece, kendi- sini sımsıkı kavramıya muvaffak olanla, “bizzat “kendisinin iç içe, düdak dudağa, sarımaş dolaş harap olmaları pahasına, dünya, hak ve iğ İ Ee ( a Dünle bugün arasında muhasebe: İNGİLİZ POLİTİKASI İçinde, ezeli insanlık cevheri hürriyet ve istiklâl ateşinden bir millet, bugün var kuvvetiyle İngiliz politika. sına Per İngiliz politikasını tutmıya mahkümdur. kıvılcım taşıyan her Kurban eğen Hlktlesiğ salhane adamlariyle görüşecek, an- ki?.. Bir ki edebileceği yegâne lutuf, boynuzunda bir az yaldızla, kuyruğunda laşacak, uzlaşacak nesi olabilir bir parça kınadan ibaret. Fakat neticeyi le kazanacak olursa, onu kara gününde, er şeye rağm mükâfatı, milli verçevede, geniş, büyük ve mefkürevi hayattır. N. F. KISAKÜREK — 5.7.1940 en nazik .şartlara, herkese w Son Telgraf — Çerçeve — kurbanın kasaptan temin tutmuş olmanın Hulâsa eden: BAB aşamaz ! Zira iler yine delim dat rel! “ Almanlar — Dan ii olduklarına delil... —-Ya oluşu ? u Alman sinama kum, ül oyu mesafe... İ Tin pişirilmiş vaziyet ; mukaddemes — tse) nin kaçırılmasına ne buyr SUALLER VE CEVAPLARI ovyet Rusya ile Alınya, ni vefoğime inin budanması ve sola Tİ ileilai pahasına; anlaşabil, böyle bir ari sezdikleri anda Demok- ine Alman «rejimi» nin marka ve İsveçte olup bitenler ? ğu dna ına tıkaç sürülmüş milletlerin , artık tepinme gününü çizmenin burnu tırmalanır tırmalanmaz İtalyanın teslim ve daima Balkanlar yolunun ulür panyalarında bakis # My ei Bu avan neticesine ne kadar kaldı kuzum end içinde, , — Bir A yi yedin me millet ke iyüke BAB riyet KARAL miras ek açıkca kabul etmiştir. (Büyük Doğu) nun 1 (Dış M hasebe) sinde, istikbale doğru ilk raber zorlayacaklar ; şüphesiz ki bir zorlayışta devirecekler ; ve bununla beraber, bir kademe ev- vel veya sonra, ş'mali ve garbi Avrupa kıyılarına da dökülüp, ka- fes içindeki mihver efendisini, sofi u son karar, kayıtsız ve şart- sız delmiyeten başka bir değildir. Be. PANORAMA Rıza Çandır... Türk okuyucusu bu ismi fazla tanımaz. Fakat bu Türk genci, bir kaç mühim ecnebi (ajans) ve gazetesinin memleke- timizde yi olmaktan başka, Balkanlar üzerinde görüş ve haber alma ihtisasiyle, Türkiyede ve ga- zetecilik çerçevesinde misilsiz bir salâhiyet temsil etmektedir. İsmi- yucularımıza,kendi sahasında nâdir bir kıymet olarak takdim ederiz. MACARİSTAN Macarlar da İtalyanlar gibi, Mih- ver davasını benimsemekten i een daha kiya- setli olduklarını ia ettiler, İtal- yanın tesliminden sonra Macaris- tanın bütün korkusu, havadan ge- e düşecek ruh baü tamamiyle ulaşmış bulunmasıdır. ROMANYA ihver safında harp etmeğe razı ve hevesli olduğundan değil, fakat her şeye rağmen kendisine hiç bir kurtuluş ve ricat yolu bu- lamadığından harbe devam eden millet... Rumen milleti harbi kay- larına ayak basması... BULGARİSTAN Balkanların şımarık çocuğu Bul- garlar, Almanların, büyük Bulga- ristati hülyasına ettikleri küçük bir vaadin avı olm ak mevkiinde... ök- Bu millet, ileriyi görememek hu- susunda kendisine hâs bir kabili- bilmek ümidindedir, Fakat iştirak- ten daha kuvvetli ve daha mesul bazı iştiraksizlikler ve bekcilikler bulunduğunu bir gün anlayacaktır. Digerleri, Mi ve Yu- Yugoslavyada general (Mihailoviç), Hıravatistanda (Tito), Yunanistan. bu iki millet, çektikleri büyük ıztırabın semere gününe pek yak- laşmış' bulunuyor. Riza ÇANDIR Ölmedi ai lir