Fotoğrafın mucidi Lumier, şimdi yetmiş beş yaşındadır. Tıbbi araştırmaiarında da muvaffak olmakta, bir çok keşifler yapmaktadır Angüste Lumier, muhtelif âlimlerden her ay yedi yüze yakın mektup alır ve hepsinz2 ayrı ayrı c:v “p.ar verir Layon istasyonuna iner inmez, ilk arzum Angüste Lumier'i ziyaret etmek oldu. Malümdur ki An. Lumier ile onun biraderi Lui Lumier, sinema- ük babasıdırlar. *An. Lümieri ekseriyetle Pastöre benzetirler. Filhakika - garip bir te- sadüf eseri olarak - Pastörün doğdu- ğu yer, An. Lümierin dünyaya gel- memlekete çok yakındır. Gene bu iki âlim, evvelden hazırlanmadık- ları halde sonradan tababete heves etmişler ve o sahada hakikaten ha- rikulâde keşifler yapmışlardır. An. Lümierin ikamet ettiği kapı- nin önündeyim. Bahçeye nazır olan medhaklen büyük bir köpek çıkarak | ansızın üzerime hücum etti. Bu, kocaman bir çoban köpeği idi, Kendimi güçlükle dışarıya at- mak isterken beyaz saçlı, şişmanca bir adam hasmımı yakaladı ve onun kulağına bir şeyler söyledi. * —« *« Anegüst) Lumier, 60 yaşından sonra tibbi araştırmalara başlamıştır BK kllir — Hayır, o şimdi Bandolda isti- rahattadır. Kardeşimin son zaman- larda geçirdiği tâbidimaği böyle bir istirahate ihtiyaç hissettirdi. Ben, mütemadiyen çalısıyorum. Her sa- bah saat dörtte kalkarım. (9) a ka- dar makalelerimi yazar, Biolojiye aid yaptığım tedkikleri gözden geçi- ririm. Bilhassa dünyanın dört bir ta- rafından gelen tabib arkadaşların mektuplarına bu zaman içinde devap veririm. — Çok mektup alır mısınız? — Ayda altı yüz ile yedi yüz ara- sında mektup alırım. Saat dokuzdan sonra Kliniğe giderim. Orada beni bekliyen kırk yahud elli bestanız vi Artık tehlike kalmadığına göre içeriye girebilirdim. Köpeği teskin eden ihtiyara sor- dum: — Bay Lumleri ziyaret edecek- tim. Acaba evdeler mi? — Ben, bizzat Lumierim mat- mazel!. Ne arzu ediyorsunuz? Eğer muayene için gelmişseniz lütfen içe- riye giriniz, irmıştım... 'stada derhal cevap verdim: — Hasta değilim efendim, sizi VU mecmuası karileri nâmına zi- yarete geldim. Eserinize ve faaliyeti- nize dair lütfen vereceğiniz malü- mut, beni çok sevindirecektir. An. Lumier, birdenbire durdu ve sonra gülümseyerek şunları söyledi: — VU mecmuası mı? Bu tesa- düf bana çok tuhaf bir hatırayı can- landırdı. Ön beş yıl önceydi. Karde- şimle beraber fotoğraf atölyemizde çalışırken, bir Çinlinin bizi ziyaret etmek istediğini haber verdiler. Derhal Çinli misafirin yanımıza getirilmesini odacıya söyledim. Bu zatın elinde, henüz fotoğraf banyo- su yapılmamış resimler vardı; bize, onların banyolarını yaptırmak isti- yordu. Çinliden resimleri alarak odama getirdim. Lâkin bunların içinde gör- düğüm bir fotoğraf, beni © kadar dehşete sevketti ki tarif edemem. Düşününüz ki bir mahkümun başı bıçakla kesiliyor ve mahküm kesilen başını elinde tutuyordu. Zavallının avuçlarından akan kendi kanı, re-, simde sarih bir surette görünüyordu. Çinli, banyosunu yaptığımız re- simleri bizden alarak atölyeden çıkıp gitti. Şimdi, asıl merakıyı celbeden Lumbyer, bir arkadaşiyle birlikte.. zitesini yaparım, Öğleden sonra Bon Abri hastahanesinde beni bekliyen kanserliler vardır. Onlarla da epiy bir müddet meşgul olduktan sonra saat beşte eve gelirim. Ben, yetmiş yedi yaşındayım. Saat dokuz oldu mu derhal ya- tarım. Erken yatmak ve kendime bakmak lâzım!...» Çevik hareketleriyle ve genç ko- nuşmalariyle beni hayrete sevkeden sual sordum : — Kaç yıldanberi tababetle uğ- raşıyorsunuz?. — Ancak altmış yıldan sonra bu sahada filen ve istediğim şekilde ça- hışmıya başladım. Kırk yaşına kadar kardeşimle beraber fotoğrafçılık sa- nati üzerinde uğraştım. Mali vaziye- timiz, tababet üzerinde araştırmalar yapmaklığıma müsaade etmiyordu. Binaenaleyh hakiki ilimden elde et- iğim cevherleri fotoğrafçılık san'a- tinde tatbike çalışıyordum. Neticeyi siz de bilirsiniz. Yavaş yavaş mali vaziyetim dü- zeldikten sonra tababet — sahasında tedkikata koyuldum. Tababet saha- sına beni sevkeden âmil, fotoğrafçı- lıkta yaptığım kimyevi araştırmalar- dır. Bunlar sonradan bilhassa biolo- ji sahasında tekâsüf ettiği gibi yeni buluşlarım, hastalıkların tedavi tarz- Lumier müessesesi, Lumbyoer arkadaşlariyle ve umumi harpte.. |da öyle çok sevinirim ki... arasında 77 yaşındaki güzide âlime tekrar bir | (ANADOLU) Yazan: rr Dominik 4| yolcu gemil Ha likten istisna edildiğim halde, ben me orduda hizmet istedim. Evvelâ, ya-| 1 ralılardan tetanoza — yakalananların| mek, ç tedavisiyle uğraştım. Bu hastalığın müya kalkacak olursa batırmak; tedavisinde ihtisasım vardı. Soni — Tahtelbahirleri ve kruvazör- |dan profesör Betardla birlikte bü- leri koval |yük ameliyatlarda çalıştım... In; rle Fransızlar bu ç işde Evet, ancak 1922 senesindedir ki/ Muvaffak — olurlarsa harbi kazana- 160 yaşında olduğum halde kendimi| S4klardır. Ru üç ameliyeden birinde tamamen ilei araştırmalara evrebil- ikisinde, yahud. her - üçünde n affak olmadılar mi, harbi kay - İdealimde tamamen — muvaffak | Petmişler demek Joldum sayılırım. İyi bir kıliniğe, çok| — Bir mukayese: hastaya, muntazam tetkik ve tahar-| Birinci noktada in. ri lâboratuvarlarına malikim, ların — Hiç istirahat etmiyor musu-| Süphe muz'Bay Tavüler) |nazarı itibare almamak lâzımdır. Zi- — Ara sıra istirahatı severim. Be-| ", İaponlar - müdahale - ederlerse, G Kürahatım, balık büyük Okyanusu kaybetmek ve in- Por - Grosta güzel bir gemim vardır, Si - Fransızlar mağlüp olduktan — O halde denizden ve seyahat. *9TTa Alman - italyan « Japon bloku e İtarafından abloka edilmekten kor - 'kırak Amerikanlar da müdahale e- :derler — Öyle amma, dedi. Ben lâbora-| — Almanyanın tuvarımın başına döndüğüm zaman &r; İk linde ortaya çıkacak olün şudur: şman filosunu a) ıma mani olmak ve çık- mak; z - Pransız- muvaffak olacaklarında — hiç , Buruda japon — filosunu avlamaktır. tan çoh hoşlanıyorsunuz! Lümier biraz durdu ve sonra, henüz ancak 5 zırhlı-| tane, 20 şar bin tonluk Harp, many içinintihar demek olur İngiltere donanmasile İtalyayı mahvedebilir. Sulh cephesi askeri bakımdan daha hârim mevkidedir Bir İngiliz hiç şüphe yok.. Çünkü ingiliz kı vazürlerinin yarısı Akdenizin şari yarısı da şimal denizine ye! ç Esasen telsiz var, Akdenizdeki in- giliz ve Fransız filoları faaliyetlerin de sıkı teması muhafaza edecekler- dir. Biri iskenderiye, Hayfa, Kıbrıs, istanbul, Çeşme, Pire, Girid, ve da- ha ileride Korfu ve Maltaya dayana- rak Libyadan on iki adalara giden yolu keser, Leros adasını abloka e- der. Öteki de Toulon, Ajaccio, Bizer - Merselkebir ve Cebelüttarıka daya- narak italya ile ispanyanın yolunu keser. Ğ İtalyan filosu garbe doğru kaçma- Ba teşebbüs edecek olursa ingiliz fi-) losu Trablusa veya Sicilyaya doğru onun yolunu kesocektir. İtalyan filosu garka doğru kaç - mak istedi mi, Fransız filosu ya Ve- e zırhlisı ki Fransânın iki Dunkerki kadar kuvvetli değildir; üç te 10 nar bin tonluk Deutschland zırhlısı, Bunların da topları 280 lik Yirminci asrın bü büyük bir yer alacağına hiç şüphe edilmiyen An. Lumierin yanından saygı ve sevgi hisleriyle ayrıldım. ük üstadları hâlbuki Dunkerkle Strasburgun top-| |ları 880 liktir. | İtalyaya gelince! italyanın da sa- dece 4 Baki, fakat aonradan yenilen- miş zırhlısı var, iki zırhlı da henüz Te milenmekte, Bunlar 22 şer bin ton- Guneren İluk güzel gemiler ve saatte 27 fer- İsah yol yapıyorlar veya yapacaklar. Emrazı intaniye hastanesi lâ-| Fakat bunların ateş ve zırhlı kabili- buratuvar şefi ni harp kabiliyetleri yeni Hastalarını Tilkilik Menzil |gemilerin derecesiride değil. İkak 15 No. da kabul eder. Şunu da İşaret edeyim ki italyan gemileri Akdenizde; Alman gemile- ri de şimal denizinde. Onun için iki filonun birleşmesi ne maddeten, ne de münen mümkün değildir. Buna mukabil, kargı tarafta, in- gilterenin 30-25 şer bin tonluk ve (hepsi yeni 12 zırhlisi, 35-42 şer bin İtonluk 3 kruvazörü var. Fransanın da iki yeni zırhlısı: Dunkerkle St - |rasburg. Bunların ik!si de 26 şar bin |tonluktur ve süratleri 80 fersahtır. |Daha eski olmak şartiyle diğer 6 zirhli ki bunun üçü yenilenmiştir ve italyan zırhlıları ile çarpışacak ka- biliyettedir. İlk bakışta görüyoruz ki, ingiliz - | Be, Fransızlar Alman - italyanlardan üç | misli fazla miktarda büyük gemi çı- karıyorlar, Onun için, Alman - ital- yanların harbo girişmelerine bile lü- zum yok, Çünkü bu onlar için inti- har demek olur, Ne şimalde, ne cenupta: Alman - italyanlar şimal denizin- de harbe girişemezler, on, on bir in- giliz zarhhsı orada Almanların yen! bir jutland macerasına atılmalarını mani olmak için kâfidir. bi uri Şemsi | Nazarı Dikkate ) meseleye geliyorum. Tam yedi yıl|larınad a girmiştir. Taharri lâboratu- sonra, atölyemi karıştırırken bu res-| varımda yirmi doktorla beraber çalı- min bir kopyasına rasgeldim. Ve onulşıyorum. Bugünkü fiziyolojinin bü- karıma göstermek üzere salona gir-| yük selâhiyettarlarından Leon Berad dim. Bir de ne bakayım!. Karımın|Garin, Nikola, Karier gibi üstadların okumakta olduğu sizin Vu mecmta-|daimt yardımını gördüm. Tababet “ gında da ayni resmin, ayni kopyasına| üzerindeki kesiflerimi onlar sayesin- * #yedi sene sonra- rasgelmiyeyim mi?|de umumi istifadeye arzettim, An. Lumier gülüyordu. 1912 de, barsak tarikiyle asi vap Kendisine, mak hakkında bir -'td , ” — Biraderiniz Lui Lumler yani-|Kurmon ile Roşenin t- nizda değil midir? ele alarak onu tamamladım. ü Diye sordum. 1914 te yaşım dolayısiyle asker- Akdenizde de harp edemezler, o- rada da şark sularında beş — ingiliz zirhli veya zırhli kruvazörü, Gerp | Mevsimin en yenilik-İ| “harında da Fransız gemileri bula- lerini bayan kumaş- | vuyor. Bunların her biri tek başına larının erkek kumaşe| 8a takyan filosundan Uatüadar. tcUMAŞ-İ ttalya kadar kruvazörü var: Onun larınuı en eyisıini |20 kruvazörüne karşı 19 kruvazör: : Sonra bizim Mogador tipi. 2.800 ton l İbrahım Karakaş lük muhriplerimiz 110 luk sekiz top- la mücehhez hakikf birer kruvazör- tan alınız. B Odu- »azarı No, 12 — İngiltere tarafından, üstünlüğe novadan, ya Sardinadan, yahud da Sicilyadan yolu kesebilir . Denizlere bahriye — kuvvetlerinin hâkim olması sayesinde, istanbuldan iskenderiyeye kadar bir blok teşkil eden ve Yunan ve Fransızlarla tak-| viye edilen ingiliz - Mısır - Türk - Hind kuvvetleri gerek on iki adala- ra, gerek Arnavutluk hedefi ile Se- lâniğfe asker çıkarabilir, Trablus ü-| zerine taarruza geçebilir. Tunusta birleşecek olan Fransız - Arap küvvetleri de gerek Sicilyayı, gerek ingilterenin taarrazu ile bera- ber, Trablusu tehdid edebilir. İtalyan donanması Akdenizden dışarı çıkamaz: Büyük kruvazörlere veya küçük zırhlılara gelince; evvelâ şunu kabul etmek Jâzımdır ki italyan gemileri Akdenizden -bir yere çıkamaz. Bir hafif kruvazör veya muhrip filosu, harp başlamadan evvel, Cebelütta. rıktan dışarı çıkmış olabilir. Fakat kendisine üs olarak neresini kulla- nacak? Derhal takip edilecek olan bu gemiler ya Kap burnunu geçerek italyan Somalisine kaçmı çalışa- eaklar ki bu takdirde imha edilme- leri hemen hemen muhakkaktır; ya hud da “ingilterenin şimalinden ge- çerek Alman donanmasına iltihak etmek istiyecekler ki bu da tehlikeli bir teşebbüstür. Üçüncü bir çare ©- larak bitaraf bir limana iltica ede- cekler. Tabil, italyanın Kızıldeniz ve Hind Okyanusundaki bir iki gemisi hiç hesaba bile katılamaz, Kalıyor Alman büyük kruvazör- leri veya küçük zırhlıları. Bunlar biraz tehlikeli b'r rol oy- mıyabilir. Fakat Pas - de - Galaisden geçebilemelerine hiç ihtimal verile- mez. Nihayet, nihayet, iskoçyayı aşa- rak Atlas Okyanusuna geçmeğe ça- hışabilirler. Fakat bir kerre — Atlas Okyanusuna geçti mi orada kalabil- meleri veya geri dönebilmeleri lâ- zım.. Bunun için de petrol gemileri ile temasta bulunmaları lüzım. Lâkin petrol gemileri ancak bita. raf memleketler'n kara sularına gi rebilirler, aksi takdirde imha edilir- ler, Sonra, ingiliz - Fransız tayyare ve B v 30 Ağustos 1939 Çarşamba a ve -|tahtelbahirlerini de hesaba katmak büyük bir rol oynayacaktır. Eşaseli Almanyanın bir grup halinde beş ge- mi ile yapacağı harp pek mühim ol mıyacaktır. Bu beş gemi cak olursa ingiliz filoları onları birtf birer imha eder. Tahtelbahirler: Tahtelbahirler kaldı.. Almany& ile italyanmn tahtelbahire büyük bİf «nemmiyet verdiğini görüyoruz, Ht> kikaten tezgâhlarında inşa halind? de bir çok denizaltı gemisi var. Bif senedenberi de italya tahtelbahir &* dedinde Pransayı geçti. Fakat Fraf* sa tonilâto itibariyle gene üstünlüğü” nü muhafaza etmektedir. Fakat bu italyan tahtelbahirler? nin büyük kısmı ancak 1000 ton gemiler, diğer taraftan, italyan t telbahirleri Atlas Okyanusunda d0”* laşmağa alışmış değildir. Sonrif Lordlar — kamarasında geçenlerd? bahsedildiği gibi - tahtelbahirlefi bulmak ve iİmha etmek - husu: çok yeni vasıtalara sahip göl yor. a ) Onun için, bugün, bir düşman tâİ” telbahirinin, mevcudiyetinden hâ * berdar olunmaksızın, hatta bat madan Manşı geçmesine imkân Y' tur, deyebiliriz. Bundan başka, manlar her halde Lusitanianın bt rasını unutmamışlardır. f Nihayet şunu da kabul edebilirif ki, son harbin verdiği dersler say? sinde, bütün ingiliz - Fransız ticaret gemileri de silâhlanacak ve uzak Y? lere muhafaza altında asker n yat seferleri tesis olunacaktır. Amerikan ordusunda bu usullü 1917-18 senelerinde, bir tek ki vermeden aevkiyat yapılmıştır. Binaenaleyh, ingilterenin muhtâf olduğu iaşe, iptidai maddeler, aşırı yerler mahsulâtı, müstemli lerden gelecek askeri kuvvetlef: mumi harpta Amerikan ordusu f . las Okyanusundan nasıl nakledildi? se, o şekilde büyük bir emniyet “f de naklolunabilecektir. Lox«tor Bakteryolog A. Kemal Tonay Bulaşıcı, salgın — hastalıklaf mütehamst (Verem ve saire ) Bosmahane polis karakolu Y” mında 747 Talafom 4115 oklor gü M. Şevki Uğur Bir'nci sınıf dahili has” talık'ar mütehassıs! İzmir Beylersokak No- Telofon No, 3286 Hastaiarını sabaâi ve gece vakti kabul Ve mi eder. tan iti nayef