yANADOLU, ygam ıDCl' bkl. eymanın Sarayında KUDÜS KIZLARI ana hediyesi | arayında edilmişti. | (iç avlu) sunda, ortadaki | ertip Sarayı büyük (tunç havuz) un etrafında| | maçaleler yanıyordu. Sayısmız cariyeler, kucaklarındaki çiçeklerle canlı birere heykel gibi, havuzdan (dış kapi)ya kadar iki sı- | ra dizilmişlerdi | —— Tamara geliyor... Bütün cariyeler Tamarayı gör -! Tmek için sabırsızlanıyorlar; kıskanç bakışlarla etrafı süzüyorlardı. 'Tamaranın çok güzel bir kız ol-| duğunu işitmişlerdi. eülkün. Tamara... Bu, Bent İerail hükümdarına (Sur) kralı tarafından hediye olarak gönderimiş bir kızdı Sur kralı (Hiram) bu kızı Kudüs Ki bir esirciden yedi yaşında satın al- sarayında büyütmüştü. kralının sarayında Tamara lar güzel, Tamara kadar cazibeli ir kadın yoktu. Hiram, Beni lerail hükümdar Süleymana bir yıl önce yazdığı bir mektupta: «Paraya çok ihtiyacım var. Bane bir kaç talan altın gönderirsen, ben de sana dünyanın en güzel kızını he-| diye olarak takdim ederim!» | Demişti. Süleyman (eüzel karlın ları sa-| yayına toplamaktan zevk duyan bir| hükü Sur kralının - teklifini derhal etti. Kendisine on ber| telen altın göndermek suretile yar-| dırı eyledi. | İşte o gece (Sur) sarayından Beni srail sarayına gelen Tamara Hira Dünye güzeli» diye medhetti dardı. kabul T arında or Sülün gi hara © yılın ilk sekiz yaşına yeni girmiş! bi uzun boyu; € ve bilhasa uzun kumral saç- Tarı ile Süleymi necek kadar gözleri, yakıcı ba- nın sarayında cid -| DÜ güzel ve Tamaranın yüzüne bakanlar, a * tutulmuş yıldızlar gi- sarsılıp — titremekten zlardı. Sül cariyelerin o leymen, gece Tamaranın uzun kumral neşe ve -I . ! d B : | e bükükk Güride muaharririmiz İskender Fahrettin Sertelli 'dan daha uzundur. Çiçekleri severiz. Çiçek olmasaydı, kadınlar bu kadar şgüzel olmaz ve bu kadar sevilmez- beedi Süleyman bu şarkıyı dinlerken, saç'larını okşayarak : — Sur kralının te hakkı varmış. seni methetmek- Diyordu. Filisline sarayıma — sandet getirdin |Haydi birer kadeh şarap içelim.. Ve| şarkı söyliyen kızların dahg çok ne-İ: l selenmeleri için, onlara da şaran i ramedeim Süleyman yeni gözdesile şarap çerken, şarkı söylü ap i 'Tamara havuz başında Beni İs- rail hükümdarının yanında oturuyor melerini emretmişti. du. Havuzun, üstü çiçeklerle örtül. müstü, Süleyman o gece —Talüt, Filistinde zevk ve ne- eyi boğmak, onun yerine kara bu- lutlar germek istiyordu. Ben o bu- Tutu dağıttım. Filistinlilere zevk ve neşeyi, gülüp eğlenmeyi öğrettim.» Demişti. Sarayın iç avlusunda yalnız kendisi, sevgilisi ve cariyeleri ileniyordu Kudüsteki Yahudiler bir kaç gün kızlara da şa- | Yazan: İskender Fahrettin Sertelli Diyetek saraydan ayrıldılar Vaktil İduğu hükü: ton) şehrinde toplanan Yı zun müzakere ve münakaşalardan sonra Süleymanın teklifini kabul et- meğe karar vermişlerdi. Hebrondan İKudüse geldiler.. Tekrar Süleyma- nn huzuruna çıkarak: — Amonlarla harp etmeğe hazı- rız, dediler; fakat siz Amon prensi- nin istediği zaman Firavundan yar. dım görebileceğini hesaba kattınız mı? Çünkü, Firavunla Amon prensi arasında gizli bir ittifak mevcud ol- duğunu söylüyorlar. Süleyman” bu vaziyet karşısında düşünmeğe mecbur olmuştu. Ha zırladığı orduya müiyet zabitlerin- den Şalonu kumandan tayin etti. Fakat Yahudilerin bu “endişesi pek yersiz değildi. Süleyman — Doğru söylüyorsunuz! Bu ci- heti tahkik edelim. Böyle - bir itti- fak varsa harpten vaz geçeriz Dedi. Yahudiler harpten kaçmış gibi görünmemek — Biz de bütün eli silâ larımızla cenge gitmiye hazırız. tutan- Cevabını vermekte teredüd et - İmediler. Kudüs Yahudileri atasında ta - İninmiş muharipler de vardı. İsrail usu Amon prensi üzerine yürü- azırlanırken, bir taraftan da h tutan Yahudiler küme küme orduya giriyorlardı Hürriyet ve serbestiye kavuşmak gayesile Süleymana yardım vadeden ahudiler, aralarında - topladıkları iparaları da kendi masraflarına medar u kumandanı Salo- 'na teslim etmişlerdi. Bu sırada (Sur incisi) Tamara garip bir rüya gördü. Ve ertesi aa- olmak üzere o! İbah rüyasını hükümdara ârilattı: e— Yüksek bir dağın tepesinde oturuyordum, Gökteki bulutlar ya- vaş yavaş yere düşmiye başladı. A- monlular bu bulutları çiğniyorlardı. Yahudi delikanlları koştular.. A - monluları kılıçtan geçirdiler ve yere düşen bulutları çiğnemekten kurtar- dılar.» Süleyman bu rüyayı dikkatle din liyordu. Tamara sözünü bitirdi.. P &ı ÇİMDİKLER İzittim.. Ha; İya görmemiştim. Rüyada Uyku bu ya, kafamı yastığa koyar koymaz, bi daldım, unda, hiç böyle bir rü. rüya âlemine Amerikaya' gitmişim. “Talih, beni| |Holivuda atmış ve ben de çarçabuk bir yıldız olmuşum.. Fakat, çok gü:| zel bir erkek halinde.. Ş$öhretim, dünyaları sarmış. Beni beyaz perdede görüp seven, tehayyül | eden, bana mektup yazan biçareler gırla... Bir gün, İzmiri hatırlamışım Bir vapura atlamış, çıkagelmişim. Sahilde bir yığın halk. Bir yığın genç kız ve kadın... Kukanç bakış- larla beni süzen, artist mukallidi bin- lerce genç.. Buketler fırlatılıyor, al- kışlar yükseliyor, kadınlar — bağırı- gıyorlar — Seviyoruz seni!.. Rüyamız sen. sin.. Bir kerrecik de bize bak! Düşünüyorum : Dün iyi bir vatandaş, kafası ile ça- bir insan iken iltifat görmeyen ben, me- üer neler olmuşum, neler? — , Rüya değiş! Bir kadın oluvermişim. Nefis, za- rif, şık bir kadın.. Etrafımda dönen bakışlarda ateşler, dumanlar, d daklarımda —manidar — hareketler Herkes bana bakıyor.. Her - kal bir yangın Mağrur bir tave kuşu gibi dolaşı- yorüm.. lışarak faydalı olmağa çalışan rit Tam bu sırada her şey değişiyor: | Biçare, çirkin, iğrenç suratlı, men- | debur bir kadıncağız oluyorum.. — | Rüyada döktüğüm mam: Etrafımdaki halkalar hep — çözü- lüyor. Başlar artık bana dönmüyor. teri anlata- Gözlerde iğrenmeyi, merhameti an- dıran bakışlar canlanıyor. Benim değişmemle insanlar dâ de- iyor. Bereket verşin, rüyanın bu kısmı| * goök devam etmedi Birdenbire milyarder Hususi yatım, tayyarem, otomobille. olmuşum.. vi var.. Âdeta remanlardaki — mu- hayyel zenginler, Montekristolar yaşıyorum, Herkes bana — ayağı kalkıyor. Önümde her baş eğiliyor. Etrafımda dalkavuk alayları teşek- kül ediyor.. İnsanların riyakârlığının tam orta yerine düşüyorum.. Bana neler söylüyorlar, bende,-benim bi varlıklarından haberdar olmadığım- ne kadar çok meziyetlerimi bulup ne Bu kimin Eleni yerinden kalktı ve yanına geldi, onu kaldırıp diğer daya aldı. hd Andon miyordu. noki Eğil, şöyle Elen srada e yaptın, Pari büyüyen gözleri ile babasına baktı: — Ne d Diye nledi zavallı Pari de kend ni toparlamağa başlıyordu. Babası, — Söylel gam, şiddetle Sö sarstı le çünkü çıldıraca- nasil sukut ettin? k istiyorsun? Ne mi demek isti için ağlı onun- zörine mek, belki Zavallı yakaladı ve bi ta.içine bakt —- Söyle!.. bir şey - Canim felâket Füakat felâk inin gibi © Acal etmiş miy deliği onda hayet n ne a: Andon, Eleniye ac ulağın alçaklığını bir iyorsun Parinin | o Sonra tekrar ihtiyar An-|du, şiddetle — yürü- attırmak olur. onu bileklerinden | nevi dehşetle, gözle. Söylef.. | ler var am dedim ya, bir lâket, ceşid çeşid olur. Artık korktuğu mıştı. r mokta, ta petasıridâa 1 geliyordu? du: nl n bü işten fısılda kerre Sadece kaşlarımı kaldı u büktü ve iyar baba omuzl. anın Senin dilinin | -İyetinde b 13 Birinci kânün SALI 1935 General Şan-Kay-Şek'in sevgilisi Pari ve Eleni ç , faka astanın başını ceğini söyliyerek dılar. Pari, bütün geceyi kâbus içinde ge. hastahaneye kadar doktorlar, böyle ü edilemiye- onları uzaklaştır. bir muştu. tehlikesile karşı karşıyı . Bunun mesulü de kendisi caktı. Fakat babasır sevkedi bu kad sey ne di? t, bir genci bir aşkla genç de duymuşt! ona bi ölünce, b bu kadar.. böyle masum bir genç- ni bu de; işt basının, eco iZam etmesi 'e kadar doğru idi? Eleninin marifet Bübâ n yılanınm ordu. değildi amusı 'amıyordü mel'un ruhundan üktü. z kalmıştı. 'a Eleni, onu büsbütün anede rud. lunduğunu söyliyerek çalışacağını geceler kalmak mec i kurt, birdenbire büy Z a sonra, Süleymanın bu sözünden is- ifadeye kalkışarak: — Biz de eğleneceğiz... Biz de yüksek sesle güleceğiz. Biz de saray- Jaki cariyeler kadar olaun hür ya amak isteriz Diye bağırmışlardı. .yman, Tam xeldiği gündenberi diğ ve sayısı yüzleri ge Sustu a Süleyman — Yahudilerden iyilik göre Rüyanın manası budur. Dedi Tarnara ilâve etti: — Uykumdan uyanırken, kula a gökten bir ses aksetti. ı.»,.a sine ( ncisi) adımı verdik leri-bu kızla birlikte (Tunç havuz) | a oturup eğlencekti. 1 lunun üç büyük kapısı da| mıştı. Her kapının içi cellât nöbet bekliyordu (İç avlu) da Süleymandan baş- . bir erkek yoktu. Kapıda nöbet bekliyen cellâdlar havuza arkalarını d nmıxa,mu Süleyman sevdiği kadınla sar ç avlusundaki havuz basındı hoşlanırdı. Bu, hü - ar için eadece bir zevk mese ğidi. Sülemanın bat eti Davud da hayatında b pardı. İlk tamıdığı ve hoşl ler anlatıyorlar, nek ih sdöan, h b udam, hiç ağır kapı kapı Tam bu sırada, rüya değişiyor ve ben, fakir, meteliksi an oluyorum. Dostlarım çıktı ve ağ i de e efradı gibi » Bugün, şu büyük mate a. keser , biçare bir in- nt ayni a avuçlar man içinden balık gibi kayarak ka: gıyorlar.. Biraz evvel, elimi öpenler, beni görünce tanımıyorlar.. — Kimse ehemmiyet vermiyor bana.. Bende zaktiyle meziyet bulduklarını söyli yenler, ağız birliği yaparak, benim | ©* bile henüz haberdar — olmadığım, « kadar meziyetsizliklerimi lar ki. Uyandım amma, gelin de bana sö- run.. Kudüse T zevcelerini gözdelerin k anın Süley çen mana söyle.. Amgn üzerine yi ihmal etmeğye başlamıştı. ldiğini düm Harp hazırlığ ası Davud sin.. Ordusu perişan olacaktır!> Ka ol gencin ölümünü ünlattım.. |Ser Bu sözü işitir işitmez gözlerimi| BU . Süleyman y Serl buluyor- dedi Kapı kapan - İaçtım. ine mü yalnız kaldı n n sözlerine c dn.| — Süleyman, sevgili, klinanmıştı. — © halde yeni h yu da; Diyerek, kumanda: pırttı zırlanan ordu- nda veya bir akar| li —— iyar- Andonu - getir secek olursa, o yıl Salon'u ça Hnlıuudda cinayet mi” — Baştarafı 8 inci sayfada — Çünkü romantik macer de ni eni tarz a: Anı teki Yahudil. n, Hebron sehri mniyett 'ari bu hali görünce, çıldırmış gi- Süleyman, bu inanışını kuv-|di etli bir iman — halinde | yaşatırdı.| unda Hatat bunun aksini yanmayı bir v ediklerinden, gursuzluk ve o kadını afından mallarına ve gi i derhal sarayından kavar Süleyman Tamara ile (Tunç ha- vuz) un başında otururken, bütün iyeler kucaklarındaki çiçekleri havuza atmağa başladılar. Hazreti Musa, vaktile, Sina d: na cikarken bir çiçek koparımış.. di nirdi. — Amonluları tedipti dedi, onlar sı ndırılacaklardır. n faz geç yir afetle ce a- avi , beni... Za- lyorum! attı. arı Var, Ben sebep old hassa nuyordı nkü avucundaki k bir hafta k ara vallı bab, Diyerek acı bi anda da a Loy, ar k azdı. düi en, Kom- rma el uzatıldığından r dayanabil Bir rüyanın iç yüzü üzerine gidecek olan ni Şalo, günler- ükle topladığı mu haripleri dağıtmıya başlamıştı. allhı iki Y a loş bit köşesin t an siyah © yerken, en his Şüphesiz var. Fakat, bugünün Ibiselerini gi- â, Core Raft'ın Doroti La- ber çevirdiği 4Şimal ta- ndeki £ artist ölmek üzeredir ve, karşısındaki kadına: n git! Di- hudilere bir şartla yE yardım edebileceğini sö öbür t leri bu filmlerde dikkat, SYAf da Öpi lerinin ve; a bu derin ve pan b ma sahne Meselâ, n fümlerden birin- yoktur,. ledi şime ve alnızlığın a yrdu. Mısırlılar bu s:rada Isiz irlığimı içinde makla Ben bu vaziyetten iştifac (Ama: |mek ve Amon pre whm ak niyetindeyim, mesgüldür. | j maa Bü- hi ; u sırada uzün sa ) irlerini ba İki ahur ismindek öpüşme sth bura ) lar üz $ yavaş konuşu- viiz Hind yanında iş buldu. F , Doroti bir: bi gibi, u inkılâp niçir kis da bin bir ç eklerin Üüz tarafı- |yorlardı kendisi pek iyi — Bütün Ya kapa- «Gözlerin m parlıyan bir tarzı r söylerdi. «Beni bırakıp nereye gibi çığlıklar koparırı Doroti Lamurda belki biraz pi bulmak kabildir. Son hur yıldı ından Hedi Şüphesiz, dizler Halk Yabımı ve! mur'un ehta n sözl sinemacılar: yudiler hayatlarını yor da ondan, ce- Tamara! Sül un öte cekler Hâkikaten, aşktı ge ri dü. Tin öonlar- la-ne büyük Ad t ettiği k l ü, -Cin-Harlu- filminde Amonlular üze- Dul, aştar n için sana teşekkü- haval, muzaf büzi İste c bu sava — Devam edecek — n siz de Kudüs ve best yaşar ve az vergi ve lekleri; bügün bir kâri. meş | iniz'| Memleket haetanesi İsrail ordusuna yardım etmediğiniz N az|takdirde, istediğiniz hürriyete şüphe | başoperatörü Şok ki kavuşamazsınız.» | . Yahudilerin, Süleymana der! M. Nuri Arkan Adres: İkinci Beyler sokak firn karşısı. -Kabul- saatları 3-7 — kadar. Tele: muayene- hane 3125 .Evi — 2989 tedir vvettir. Ondan kor- Fakat, çiçekler bu kuvveti|leri yoktu R yener.. Çiçek:-İstiranları yen| - — Bize üç gün mühlet veriniz , stdan daha kuvvetlidir. Su- Toplanalım.. Düşünelim.. Kararımı eu aldar. Cicağin ömrü, sükizı size bildiriri” müşbet cevap verecek kadar cesaret karız.