Müttefik YugoslavyaHarbi- ç: se'temir Fabri. ye Nazırı Ankara yolunda Orgeneral Mariç, dün Istanbulda büyük merasimle karşılanmış ve derhal Ankaraya hareket etmiştir İstanbal 17 (AA.) — Yu- goslavya harbiye ve bahriye nâ- zıri örgeneral Mariç beri n« de refikası ve yüksek rütbeli subay ve mihmandarları oldu- ğu balde bu sabah saat 10/20 de — koönvensiyonole bağla: nan hususi vagonla şehrimize muvasalat etmiştir. General Mariç Yugoslav ve Türk bayraklariyle — donanmış olan Sirkeci istasyonunda İstan bul vali ve belediye reisi Üs- tündağ, İstanbul komutanı ge* neral Halis Bıyıktay, — Merkez komutanı İhsan İlgaz ve üssü- bahri komutanı Mahmud Kök» bora, Yugoslavya general kon- solosu ve konsoloshane erkânı, matbuat mümessilleri, Yugoslav sefiri tarafından karşılanmışır. Muzika Yugoslav ve - İstiklâl Marşlarını çalmış, askeri — bir kıt'a ihtiram resmini yapmıştır. General Mariç kıt'ayı teftiş et- tikten sonra döaerek askeri Türkçet *Meorhaba Asker.., Diye se- lâmlamış ve kıt'a: *Varol.., Diye mukabele et- Miştir. Müttefik memleket harbiyo va bdbriye nazırı Kit âya KumManua eden subaylara ellerini sıkmak Buretiyle iltifatta bulunmuş ve kendisini karşılıyanlarla bera: ber garın civarını dolduran bü- Yük bir halk kalabalığının gid- detli alkışları arasında gardan gıkarak kendisine tahsis edilen otomobile binmirştir. General Mariç ve maiyeti bugünü Peora- palasta geçirecek ve akşam hu- dusi trenle Ankaraya hareket edecektir. İstanbul, 17 (Hususi) — B Zün şehrimize gelen Yugoslav- Ya herbiye nazırı general Mariç, & n vali ve belediye reisi B. Muhiddin Üstündağı ziyaret et Miş, şehirde bir gezinti yapmış Ve akşam hususi trenle Ankare Ya hareket eylemiştir. General Mariç, hareketinden *vel gazetecilere şu beyanat- ta bulunmuştur: — “Askerlerin fazla beyanâtta Mezuniyeti yoktur. Kahraman Türk milletine, Yugoslav ordu. Sünun selimlarını getiriyorum., | ktanbul, 17 (A.A.) — Bugün ööle vakti Taksim meydanını lduran büyük bir kalabalık bideye çelenk koyacak - olan *goslavya harbiye ve bahriye :.l_ın general Mariçi beklemek- * idi. Bir bando muzıka ile n'dl*ııî kıt'a abidenin etra- & yarım daire şeklinde Mevki almıştır. isafirimiz general saat 12/20 yanında madam Mariç Maiyeti erkânı olduğu halde *tomobille abideye geldi. Stanbul vali muavini, — İstan- tel Orutanı, Yugaslavya göna- &ukonıoîoıu ve konsolosluk $0 N, gazeteciler ve daha bir M Zevat tarafından karşılandı. —?:_'_n'_ dolduran binlerce halk "sini Iııd:etle alkışladı. #neral abideye bizzat nunm koyduktan sonra bın::- meSaldığı Yugoslav ve — Türk Umarşlarını dinledi. Mütca- kaben abidenin defteri mahsusunu imza etti. Kondisindan sonra Madam Mariç ve maiyetindeki zevat ta defteri imza ettiler. Muhterem general halkın sü- rekli ve şiddetli alkışları arasın- da ve halkı selâmlamak suretile mukabelede bulunarak otomo- billerine bimip moydandan ay- rıldılar, Cumhuriyetin on beşinci yıldönümünde Komşu dost ve müttefik devlet reisleri Ankaraya davet edileceklerdir İstanbul, 17 (Hususi) —Cumhuriyetin on beşinci yıldönümünde komşu dost ve müttefik devlet reisleri ve başvekilleri Ankaraya davet edileceklerdir. On beşinti yıldönümü münasebetile kısmi bir af ta ilân edile- ceği şayinsı deveran etmektedir. Polonyadaki Ukranyalılar Baştanbaşa ayağa kalkarak, istiklâllerini istediklerini hâkâmete bildirdiler Varşova, 17 (Radyo) — Polonyadak Ukranyalılar; baştanbaşa ayağa kalkarak, istiklâlerini (istediklerini bild rmişlerdir. Polonya hükümetinin naşiri efkârı olan Gazete Polska, yazdığı bir makalede, Ukranyalılar tarafından serdolunan metalibatın, gayrikabil kabul olduğunu ileri sürmektedir. Ukranyalılardan mürekkep bir heyet, yakında Varşoya gelerek ı hükümet erkânile konuşacaktır. Yunan dananması Sisam adasında kamızın nakliyat yolu İstanbul, 17 (Hususi) — Ka- rabük çelik ve demir fabrika- mızın nakliyat yolu, Bartin Ka rabük arası olacaktır. Ayrıca Amasya limanına da bir hat uzatılacaktır. Lovçen vapuru Dün İstanbula vardı İstanbul, 17 (Hususi) Balkan hükümetleri limanları arasında deniz seferleri yapmak üzere ilk defa elarak tahsis edilen Yugoslav bündıirah Lovçen ver puru İimanımıza gelmiş, bu mü- nasebetle gemide bir de ziya- fet verilmiştir. Yunan seyyahları Yakında İzmire de gelecekler İstanbul, 17 (Hususi) — 150 kişilik bir Yunan seyyah ka- filesi Haziranda İzmire geçer cektir. B. Zihni Sıhhiye Vekâleti müs. teşar muavini oldu. İstanbul, 17 (Hususi) — Sıh- hiye Vekâleti müfettişlerinden B. Zhni Sıhhiye Vekâleti müs- teşar muavinliğine tayiâ — edil- miştir. İtalya - Fransa Müzakereleri ve Fransız matbua- Donanma temmuz iptidalarındalşının neşriyatı. yaz manevralarına başlıyacak Atina, 17 (Radyo) — Yunan donanması, limanında toplanmıştır. Sisam adasının Vati Vatide ayın nihayetine kadar kalacak ve bazı tec- aları yaptıktan sonra Pireye dönecek temmuz ipti- yaz manevralarına çıkacaktır. Bu manevralara, deniz tayyaroleri ile tahtelbahirler de iştirak edecektir. Binicilerimiz Varşovada yapacakları yarışlarda büyük heyecan uyandıracaklardır Varşova, 17 (AA.)— Varşo- vada yapılacak büyük enternas- yonal binicilik müsabakalarına iştirak etmek üzere Türk ekibi Varşovaya gelmiş bulunuyor. Ekip 8 binici ve 15 attan mü- rekkeptir. Gazeteler Türk ekipinin da- ha ilk anlardan itibaren yarış- larda beyecan uyandıracağını KK NULAKLELA KTEA A NL LN A M. Müassolini Ro- maya döndü Roma, 17 (Radyo) — M. Mussolini, bu sabahki trenle Cenovadan buraya gelmiş ve istasyondan doğruca Venedik sarayına gitmiştir. tahmin etmekte ve Türk bini- cilerinin Fransız okulunu mü- kemmel bir tarzda temsil et- mekte olduğunu yazmaktadır. Meksikada İsyan ilerliyor Meksiko, 17 (Radyo) Cumhurreisi Kardena aleyhine başgösteren isyan, gittikçe ge- nişlemektedir. Asiler, General Sevillonun kumandasında olup, — gittikçe ilerlemektedirler. Caımhurreisi Kardena, asileri tenkil için üç alay hazırlamakla meşguldur. Asilere iltihak eden köylüler, müteaddid kövleri zabtettiler. Şehir Gazinosunda Perşembe günü akşamıli Çıldırtan Ilkbahar Balosu EDVAR BIYANKO orkestrasına daha beş san'atkâr ilâvesile Atinadan gelen büyük bir Ispanyol artisti teganni edecektir. Balo için birçok sürprizler, muhteli eğlenceler tertip edilmiştir. Paris, 17 (Radyo) — Faransız matbuantı, — İtalya - Fransa mü- kereleri etrafında uzun maka- leler yazmaktadırlar. Bazı — gazeteler; Fransanın, hâlâ cumburiyetçi İspanyayı il- tizam etmesini mahzurlu gör- mektedirler. Çekoslovakya hükümeti Dr. Haynlayn ile ko. nuşmağa âmade Prag, 17 (Radyo)' — Çekor- lovakya hükümeti, Südet Al- manlarına verilecek olan siyasi haklar için Dr. Haynlanyn ile konuşmağa âmade polduğunu bildirmiştir. Tayyareci kadın kayboldu Paris, 17 (Radyo) —Orandan Bısraya giden kadıa tayyareci Ba. (Dupero) kaybolmuştu. Ha« va nezareti, Bn. (Dupero ) aranması için emirler vermiş! HEEEEMEEN KR EEECTERDEFİREN Elhamra !t Kütüp- hane Sineması 2 filim birden Aşk Modadır Fransızca Sözlü Dudaklar İngilizce Sözlü Fox Jurnalda en son bavadisler FİATLAR: e 1 S—6—9,15 de 14,45—7,45 dea erler arasında Uçurum kenarında yaratılmış bir eser: “Bir adam *Bir adam yaratmak, Necip Fazıl Kısakürek elile edebiya- tımıza gelen vu öÖmürlü eser, birçok büyük ve iddialı eser gibi gürültülü kıritikleri davet etti. Bugün lehte, aleyhte, muh- telif görüş ve anlayışların ade- sesi altında tutulmakta olan esere zaman Mevküni — vere- cektir. Nasıl ki daha şimdiden milli sınır'ar dışında bir alâka uyan- dırmıştır. Fransızcaya tercema edildiğini, Alman tiyatrosunun 1939 Raepertoirında yer aldığını öğrendiğimiz bu yerli eser, Türk dil ve edebiyatının öğünebile- ceği bir muvaffakıyet âbidesidir. * .. Üç perdeden ibaret olan pi- yen bir muharririn hayat ve eseri etrafında dönen bir vak- ayı anlatmaktadır, Birinci perde: yaratılan bir eseride vak'a kah- ramanlarile eser muharririnin ayniyeti veya karabeti; şöhrette efkârı umumiyenin rolü; ferdin mahremiyetine karşı çirkin te- Cessüsler, yaşayışımızda fikri sabitlerin, tesadâf ve mukadde- ratın hissesi nedir? gibi mese- leler içinde şahıslar tanıtılır. Perde bir kaza sahnesile neti- cetrenir. İkinci perde de: küçük bir hâdise ile tahteşşuurun nasl harekete geçebileceği, şuur-tahr teşşuür münasebeti, deli olmı ya doğru gidiş. Behimi aşk, mukabil iki cin- sin yabancılıkları, anlaşmazlık- larin öldürücü iç hakikatlari teşhir edilir; bozulmuş gazeteci ve doktor, halk ile entellektüel münasebetleri kritik olunur; in- sanlığın mürailikleri kirli ve gzli tarafları gösterilir. Üçüncü perdede: Ö üm kar- şısında isyan, Allah olmağı i-- temek ve başeri aczi idrak et mek; mukadderata katlanmak, hakikatin izafi oluşu; irsiyet; fikri sabitlerin tahribatı anla- şılır. Bir adam yaratmak; - birçok meseleleri vukufla teşrih et mekle beraber o daha ziyade bugünkü entellektüelin deruni aleminde dinmek bilmiyen me- tafizik fırtınaların — trajedisini temsil etmektedir: Umumi harpten sonraki in- sanlığın sade dünyasındaki za- ferleri ne olursa olsun bedbaht bir talihi vardır; insanlık Alla- bını kaybetm ştir. Allahsız bir insanın ölüm korkusu mavera- sız ve kapkara bir boşluk kar- şısında bütün hayat lezzetlerini yaratmak,, Kemal Bilbaşar mahveden, bütün bis vetirele- rimi normal işlemekten alıkoyan bir sar'a nöbetile meşum akı- beti hazımetmeğe çalışmaktan ibarettir. Avunmak — uğruna yapılân bütün beşeri çılgınlıklar bu, üç buudlu dünyanın cennetinde bulmağa çalışılan bütün zevk- ler, ruhların üzerindeki ağır sıkıntıyı, o kara kâbus unutt- ramıyor. Mistik bir melânkoli ile ka- rarmış ruhlarda bir Epikür işti hası görmek bu devrin garibe- lerindendir. Dizginsiz inkânn doğurduğu bu buhran Allah fikri ile beraber insan aklını da mahve sürüklemektedir. Ruh ve şuur hastalarının - çoğaldı ğını haber veren istatistikler bu faclayı rakama irca etmek- ten başka bir şey yapmıyorlar. Bir adam yaratmak, bugün- kü insan rubunu kemirmekte olan bu maraza tutulmuş bir rontken aynasıdır. Husrev o0 münevverdir ki - an cak madde âlemine kifayet eden pozitif düşünüşün manevi havasında dünyaya gelmiş; bu zihniyetin kifayetsizliğile, bir zaman metafizik endişeler kar- şmada şüpheyi iİnkâra götür mek kadar cüretkâr olmuştur. Fakat mabutsuz toprak ayak- larının altından kayıyor; — nesli- mizin bu mustarip çocuğu bir şeye tutunmak istiyor. İakârın devirdiği putla birlikte kaybo- lan saadetine dönemiyeceğini biliyor, © sadece avunabilmeğe razidir. Sekiz sene evel, henüz "beyaz şeylere sahipken vunmua saadetini aşkta arayacak kadar gençti, Zeyneb ona tutunacak — bir dal gibi görünmüştü, çünkü biribirlerine yabancı idiler, Fakat cinsi hazlardan daha üstün farzettiği aşka da madde oyunundan, bir hayvân- hlıktan başka bir şey olmadığı- ni Zeynebi tanıdığı nisbette id. rak etti. Zeynebin hissizliği mi Hüz- revin arzularını öldürdü. Hayır. Niçinlerle kıvranan “kendi ken- disinin düşmanı, olan mizacı doğurdu bu neticeyi. Onu ma- nen öldüren şey aşkın “mah- düd oluşu, fikrine ulaşması idi. Aşk, şöhret.. gibi kıymetler - beşeri hazlar gibi mütenahi ol- duğuna gö l mesüd ol malı, nasıl avunmalı. Ölümden korkmamak için ne yapmalı?. Yaratmak.. Yani Allah ok — sonu 5 inci sahifede — İtizar ve tashih Arkadaşımız Orhan Rahmi Gökçenin dünkü nüshamızda çıkân manzum parçası, maalesef bir dikkatsizliğin kurbanı ob muş, mâna ve vezni değişik ve bozuk bir hale gelmiştir. Keza, makalesinde de bir takım yanlışlıklar ve karışıklıklar vuku bulmuştur. Özür dileyerek, manzum parçayı, doğru şeklile tek- RÜHÜUM — Bülend Üstündağa — Hangi dağın yokuşu böyle dik, ba kadar sert, Hangi uçurum acep, derindir bunan kadar? Bangi kızgın cekennem yakar bu ateş gibi, Onun sesi, çığlığı hangi fartınada var? . rar dercediyoruz. .. Kubbesinden her lâhza bin yıldırım boşaman, Böyle bir gökyüzünü söyleyin gören varsı, Yaklaşıın da deaesin bir ejderha bahtımı, Dişleri cadan sorlu azgın bir canavarsa! . .. Beni-otuz dört yıldır, içimden deviretek, İradesiz, serseri; Önüne katmadıdır, Ben de anlıyamadım; bu cılıs. varlığımda, Böyle korkunç bir vabşi nasıl da yarmadadır?! Orhan Rahmi Göke bir —