La Roşel muhasarası 13 üncü Lui devrinin büyük ANADOLU Yazan: Aleksandr. Düma siyasi hâdiselerinden birini teşkil ediyordu Avukat — karısı pencereden Yârı beline kadar sarkıp Por- tos gözden kayboluncaya kadar mendil sallamış ve gaçon abali onu silâhşorun peşinden pem tereden atılacak sanmıştı. Por- tos bütün bu balleri pişkin bir adam gibi karşıladı; yalnız, ser kağın köşesini dönerken hür metle şapkasını çıkardı ve ve- da işareti olarak kadına karşı salladı. Aramla ise uzun bir mektup yazmıştı. Kime? Kimse - bilmi: yordu. O akşam Tur — yoluna çıkacak olan Kitti, yanıbaşın: daki odada bekliyordu. Atos İspanya şarabının son tişesini çekmişti. Bu ecsnada, Dartanyan arkar daşları ile birlikte yola düzül- müştü, Sen Antuvan meydanına gölince başını çovirerek meser retle Bastil zındanına baktı; fakat o yalnız Bastil zındanına bakmış ve açık kestane rengi Yanına sokulmuş olan iki çi adama kendisini göstermekte ın farkına varamamıştı, O adamlar gözleri ile araştıra- rak Dartanyanı Maylediye göz- termiş ve kadin da o olduğunu işaretle tasdik etmişti. Bundan sonra, verdiği emirlerin icrasın- da bir hata olmıyacağına kani olarak atını sürüp görden kay- Boldu. İki adam taburun peşine ta- Din oe Ovu Aamvum meydamır dan hareket edilirken kendile- rini bekliyen bir - hizmetçinin futtuğu ve mükemmel — surette toçhiz olunmuş iki ata binmiş lerdi, XLI LA ROŞEL MUHASARASI La Roşel muhasarası 13 ün- €Ü Lui devrinin büyük siyasi vak'alacından biri olduğu gibi Kardinalin de büyük askeri cür'etlerinden biridir.. Bunun için bikâye etmekte bulundu #umuz tarihle çok mühim bir tarzda münasebeti olan bu Manzara hakkındaki — tafsilâtı bümbüiün kapalı geçmek yerine blıhç sözle olsun izaha giriş- Menin faydasız olmıyacağı ve hatta elzem bulunduğu aşikârdır. Bu mubasarayı Kardinalin Açmaşındaki siyasi maksadlar birçoktu, Bunları evvelâ umu- Mi şekilde izah ettikten sonra, Kardinalco ihtimalki evvelkiler müecssir görünmiyen bu- Hügönolara — selâmet ıuhllı olarak yerilmiş olan mühim tehirlerden — ellerinde — yâlnız La Roşel kalmıştı. Bunun için, Sivil halkı ihtilâle ve yabancı Billetleri harbe teşvik eden Prorestanlığın o - tehlikeli ma- Yanın son istinad yeri olan bu- L OTAKVİM || Rumf - 1354 | Arabi - 1357 Nisan 29 Rebiülevel 11 12 Perşembe Evkat Ezan Vasa! Akşam 12 19,15) Yataa 1,49 21,02) İmsak 7,39 2, rasını da yıkmak elzem olmu ştu. İspanyollar, İngiliz ve — İtal- yan ihtilâ'cileri, her sınıjftan yahut hiçbir sınıltan asker tü redileri ilk davette protestan bayrağı altına toplanmış ve bu suretle geniş bir cemiyet teşek- kül ederek yavaş yavaş Avru: panın her tarafına dal budak salmıştı. Sair Kalvinist ülkelerinin ha: rabelerinden yeni bir. ehemmi: yet toplamış olan La Roşel ise © zaman muhalefet ve uzun emellerin merkezi olmuştu. Bun- dan başka, Fransa ülkesinin İngiltereye, o ebedi düşmanı- miza karşı açık kalan — son li man burası olduğu için, Kardi- nal bunu da kapayınca Jan Dark ve Dük dö Guinin emek lerini ikmal etmiş bulu ktı. Bundan dolayı, bir anda hem protestan hem katolik olan, kanaati cihetinden — protestan ve Ruhulkudüs ordusu kuman- danı bulunmak noktasından katolik olan Bassompier doğum itibarile Alman ve vicdan sev- kile Fransız olan Bassompier; hatılı, La Roşel muhasarasında başlıca kumandan olan Bassom- pier, kumandasında bulunan kendisi gibi birçok protestan asilzadölerine hitap ederek de- miştir ki: — Elendiler La - Roşeli ak makla büyük bir abmaklık et- miş olduğunuzu göreceksiniz. — essvuPTEr İzaleli —adiş — Ron adasından gelen top sesleri kendisine Seven katliamını ba- tırlatıyordu; La Roşelin zaptı Nant fermanıcın iptaline mu- kaddeme demekti. Ancak, evelce de söylediği- /miz veçhile, nazırın basit ve münasip bulduğu ve tarjhe ait olan bu fikirler yanında mü- verrihlerin — kaydettiği âşıklık ve kıskançlı intikamları hedeli de meycuttu. Rişelyonun — kraliçeye karşı alâkür gösterdiğini herkas bl. yordu: bü alâka yalnız siyâasi meseleler dolayısile mi; yoksa Avusturyalı An tarafından bher gördüğüce ilka edilen aşk nev"- inden miydi? Bunu söyliyebil. mek kudretimiz fakat, her hâalde, bu hikâyenin ilerdeki vak'alarından anlıyacı- gımıza göre Bukingham kendi- sine birkaç hususta galebe çal- mış ve bususile elmas gerdan- hk meselesinde, üç silâhşorların fodakârlığı ve Dartanyanın ce- 'et ve zekâsı sayesinde, ken: fona bir şekilde yarancı çıkarmıştı. İşte bundaa dolayı Rişelyor nua arzusu yalnız bir Fransız düşmanından kurtulmak olıı yıp fakat bir rakipten de kam almaktı; ancak bu in mın çok büyük ve dehşetli o- ması ve bir ülkenin bütün kuv- vetlerini, kendi silâhı gibi elin- de tutan bir adama yakışacak bir intikam olması lâzımdı, Rişelyo, — İngiltereya harp açmakla Bukinghama kar- gı harp açmış olacağını ve İn giltereyi mağlüp edinco Buking- hamı da mağlüp etmiş buluna- cağını pek iyi biliyordu; hasılı İngiltereyi Avrupa gözünde ha- kir düşürünce Bukinghamı da kraliçe gözünde hakir düşüre- ceğini anlıyordu, Bukinghama İbgilterenin şerefini bisdz haricindedir; | karşı | tamamile benzer etmek — behanesile Kardinalin maksadına şahsi menfaatleri için hareket ediyordu. Bukingham da ken- dine mahsus bir intikam yo- lu tutmuştu.! Bukingham, her: hangi bir sebep ve behane ile | kabul fatih Fransaya selir olarak edilmem'şti; şimdi bir olarak girmek istiy İşte en kuvvetli lke de, iki âşıkın keyfi ve Avusturyalı Anın bir mahmur bakışı uğrun- da harbe girişiyordu. İlk maksad Bukingham tara- fından kazanılmıştı, Ren adası önünde doksan gemi ve yirmi bin kadar askorle ansızın ge- lerek adada kral namına hükü- met süren Kontdö Fuarakı kaçırmıştı; kanlı bir. mücadele- den sonra âdaya ayak basılmıştı. Şunu da söyliyelim ki, bu muharebede Baron dö Şantal telef olmuştu; bu Baron dö Şantal on sekiz aylık bir kız çocuk bırakmıştı ve bu kız ise sonraları Madam dö Sevinye oldu. Kont dö Fuarak, Sen Mar- ten kalesine maiyetile beraber kapandı ve La Pre ismindeki küçük kaleye yüz nefer kaydu. — Sonu var — nöbet cetvak Pazartesi: Kemeraltında Şila; Güzalyalıda Göüsolyalı; Tililkiktle B. Falkç — İki, geşmaslikte İkiçeşmelik; —Alsancakla B. Fund, Ayvoklada Halk. Salu Kemeraltında Şifa; Karamtimada B. Eştef; Kemacde Kamer,; Alsaa> cakta B. Ahmed Lötfi, Eşzelpaşada Eşrelpaşa, Çarşamöba: Başdurakta — Sılkat; — Karatayla B. Habil, Tilkilikte Yeai İsmiz İrgetpasarında — Ask — Güzelyandle Aliyek Porşembe: Kemeraltında Hilsl, Güzayyalk da Güzelyalı, Tilkilikle B. Faik; Eçrefpaşada Eştotpaya Cuma: Kemeraltada — İtihat, Gözelyae hda Gözelyalı, İrgatpasacıada Asri; Msiçeşmelikte — İkiçeşmelik; — Alssar cakta B. Busd. günlerini gösterir Cumartesi: Başdurakta — Sıhhat Karantine da B. Bşreki — Komecde — Kaigor, Eşmefpaşada Eşroipaşı, Pazar: Komaraltında HİA Karatanjt B, Habif, Keçecilerde Yoni İsmit Trgetpazarında Aart. ANADOLU Günlük siyasal — gazete ve Başmıi Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi peşriyat ve yan işleri müdü. 24 Bamdi Nüzbet ÇANÇAR < İDAREHANESİ İmir İkinci Boyler sokuğu CEBalk Partisi binası içinde Telganfi İzmiz — ANADOLU Telefoni 2776 » Posta kutusu; 408 Abone şeraiti Yallağı 1400, adtı aylığı B00 karuştur. Yabanen — memleketler için — senelik #böne ücreti 27 Hiradır — ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Mayıs # | İktısad & Hayat ucuzluğü Hayatı ucuzlatmak - için ya- pılacık işler hakkında Dahiliye Vekâletinden alâkadarlara ge- len tamimi gazeteler yazdı. Bu tamimden de anlıyoruz ki, yaşayış ucuzluğunu temin işinde baş vaz'fe belediyelere verilmiş ve en müessirğrol on- lardan istenmiştir. Etin, ekmeğin, sebze ve meyvenin ve nihayet gıda mad- delerinin ucuzlatılmasında — ve- kâlet, pazar yerlerini mühim bir iştihlâk sahaşı addetmekte, müstahsille müstehliği doğrudan | doğruya karşılaştırmakta büyük faydalar ummaktadır. Esasen pazarların. bu mak- satla kurulduğuna şüphe yok- tur. Fakat pazar yerlerinin bu- günkü vaziyeti ve satış hususi yetleri acaba bu maksadı te- min ediyor mu? Şehirdeki bakkalın, kasabın, manavın peynirini, etini, seb- zesiei dükkânından alıp pazara getirmesi ve hiçbir. hat indir- mesine lüzum görmeden - sat- ması meydandaki pazar yerle- rinden beklenen faydanın elde edildiğini söyliyebilir miyiz? Pazar yerine gelen müstahsil de yanıbaşında satış yapan esnafın gösterdiği uymak- tan keodini bittabi alıkoyamı- yor.. Bu vaziyet önünde, müstah- sille müstehlik doğrudan doğ- ruya karşılaşmış değil, müşteri günlük alış verişini yaptığı er nafı karşısında —görmüş ve her zaman alıştığı fiati vermeğe mecbur kalmış oluyor.| Halkın olduğu kadar bele- diyenin de bildiği bu vaziyet düzene konmadıkça pazar yer- | lerinden fayda beklemek bey- hudedir. Dahiliye Vekâleti, etin mu- hakkak ucuz'atılması için tami: minde belediyelere icab edi direktifi vermiş ve mezbahı ehemmiyetle işaret etmiştir. Bu işaret, doğrudan doğruya zeb: hiye ücretlerinin tenziline matuf olsa gerektir. Zaten, İzmir şeh- rini mütalea ederek söyliyelim, fazla olan zebhiye rüşumu in- medikçe etin bir santim dabi heytlümasına imkân yoktur, * Bunu, yalnız biz. değil, etin uçuzlatılması için tetkikler ya- pan alâkadarların — Vek gönderdikleri raporları da yarz mıştır. Belediyenin kendine âid bir müessesede zebhiye ücretlerin- de tenzilât icrasına — yanaşı dıkça, hayat ucuzluğunda ken- disine verilen — baş vazilede muvaffak olacağına şüphe et mek lâzimgelir. N. B. Borsa 11 5.938 Üzüm — satışları Ç. Alıcı KS& KB 165 Albayrak — 15 50 F. Solari 15 25 $0 M. J. Taran. 16 50 18 265 Yekün 73691 Eski Vekün 73956 Umum Yekün Piyasa fiatlari 11-5-938 çekirdeksiz —üzüm orta fiatleri: 4 Zahire satışları Ç. — Cinsi KS K.S. 50 Ton Buğday 6 187 37 ,, P. çekirdek 274 125 B. Pamuk 35 41 Henlaynın ıstedıklerı Çekoslovak hükümetince kabul — edilecek şekilde midir? ———e.m—— Mançester Gardiyan gazete- sinden: Almanlar, Lord Londonder- nin de son kitabında intişar eden bir mektubunda kabul ettiği gibi *pek çetin, kimse- lerdir. Avusturyanın — Almanya — ile birleşmesinden sonra, — hiçbir hükümet Çek hükümetinin Sü- det Almanlarına karşı gösler- diği sabrı, müsamabayı iyi mu- ameleyi gösteremezdi. Bu cüm: leden olarak bir takım mah- kümlar affedilmiş, siyasi durum- da müsaadekârlık, azlıklara im- tiyaz vadedilmiş, lediye seçimi hazırlığına baş lanm ştır. Başlıca Çek nazırları bu hususta söyledikleri sözlerde güyet güzel kelimeler kullan: mışlardır. Bütün bunlara karşı Bay Henlayn Karlsbadda toplanan bir südet kongresinde söz söy- lerken yaptığı şey, daha fazla birçok şeyler istemek olmuştur. Henlayn'in — “ashari dicekle- rinin, ne olduğu pak vazıh an- laşlıyorsa da en müsaid teşir ile bile bu istenen şeylerin Çek hükümeti tarafından yapılmıya- . Bay Hitlere anlaşılan Bay Healaya, südet Almanları için tam bir muhta- riyet istemektedir. Bu taleplere göre Çekoslo- vakyada bulunaa bütün Alman- lara, nerede otururlarsa otur- sunlar, tam bir muhtariyet ver- mek, yani hükümet içinde hü- kümet kurmak lâzım gelecektir. Bu, arada bir anlaşmanın imzasından önce Bay De Vale- ra'nın İngilterenin her tarafın- da bulunan, İrlandalıların İrlan- dalılardan mürekkeb — mahalli komiteler tarafından idare edik mesni ısrarla İistemesine ben- ziyor. Çeklerin yaptıkları müsaade- kârlıklar, Heylayn'in sözlerinde h.ç bir yankı bulamamıştır. O, *azlıklara — vadedilen imtiyazla- mn, ta başlangcında — illâs et- miş olduğunu söylemiştir. Eğer bu adam, gerçekten böyle düşünüyorsa © zaman Berlinin de buna muvafakat et- tiği anlaşılır ki bu ihtimal, du- rumu karanlıklaştırır, Fakat eğer bu talepleri Çek hükümeti reddedecek olursa o zaman Berlin, cihan kamoyu önünde bir müdahale yapmak için babane ve mazeret bula- mıyacaktır. » Almanya Çekoslovakga meselesi kar- şısında İtalya ve Almanya Göringin fikirlerini neşrettiği söylenen Essende münteşir Nas- yonal Zıyt ung, Hitlerin İtalya seyahati hakkında tefsii maktadır. *“Südetler meselesi hiç bir zaman Almanları ve İtalyanları alâkadar eden bir mesele ha- line gelmiyecektir. Führer Musoliniye gönderdiği bir mektupla Brenner hudu! hâkkında teminat — vermiştir. Buna mukabil Akdeniz bir Al- man menfaat mıntakası değil- dir. Bu sebeble Berlin İlılyııı. yR.ı:ıı devlet bloklariyle askeri ittifaklar vücude getirilmesini arzu etmemektedirler. Çünkü bu kombinezonlar daima harbçi temayüller gizlemektedirler., Çekoslovakyadaki hâdiseler Bütüa gazeteler son günler zarfında Bohemyada Çeklerle Südet Almanları arasında cere- yan ettiğini iddia ettikleri hâ- diselerden biddetli bir lisanla bahsetmektedirler, Bu münase: betle gazetelerde çıkan başlık- lar şunlardır: Fölkişer Beobahterden: Çek polişi Südet Almanlarını müte- madiyen sopalarla döğüp öldü- rüyor. Askerler bu tahrikâta iştirak ediyorlar., Berliner Tagelblattadan: “Hâ- diseler gittikçe çoğalıyor., Lo- kal Anzeigerden: “İşitilmemiş tahrikât, Südet Almanların' a kayıdsızca Çeklerin keyfine ter kedilmiş bir -şkâr oldukları devir geçti., Htalyan - Alman dostluğunun sağlamlığı Alman gazeteleri, Hitler ile Musolini arasında teati edilen nutuklardan büyük bir heye- canla bahsetmektedirler. Gazeteler, Roma- Berlin mihs verinin sağlamlığı tebarüz ettir. mek için uzua aütunlar neş- retmektedirler. Fölkişer Bebahter diyor ki: “Bu nutuklar iki memleka arasındaki mücadele devzesin kati surette nibayet vermiştir. Hitler ile Musolini, bütün ne- sillerin hatalarını tamir etmek cesaretini göstermişlerdir, Ba- nun neticesi olarak Sen Jermen muahedesi y kılmıştır., Bu gazete, bu nutuklarin Amerika Harbiye Nazırı Vud. ringin otoriter devletlere karşı yaptığı beyanata bir cevab teşkil ettiğini ilâve eylemek- tedir, Berliner Tageblatt gazeteşi şöyle yazıyor: *Duçe ile Fübrer sarsılmaz bir “dostluk —ilân etmişlerdir. Alp hudutları tas ruzdan ma- sundur. ”. Italya Roma nutukları etrafında tefsirler B. Hitler ile B. Musolininin söylemiş oldukları nutuklar mü- nasebetile — Ciornale — Ditalya başyazısında bu nutukların Füh- rerin İtalya seyahatinin tevlit etmiş olduğu hissiyatı doğru- dan doğruya aksttireceğini ve iki millet ve bütün dünya için iki müstesna adamın ve onların aded, irade ve vesait itibarile satvetli olan milletlerinin telâk- de mündeminç bulunan si- cevheri irae edeceğini yaz. Bu nutukların - iki şefin ve milletlerinin düşünce lerini yeni ve büyük bir vuzuh — ile tenvir etmiş olduğuna mu- — hakkak nazarile bakılabil r, Bu iki millet, yeni hayat ve medeniyet tarzları ibda etmeğe — ve dünyadaki adilâne imkânlar dahilinde terakki etmeğe çalış: — mak istemektedirler. Bu ki millet, kendilerinin yeni — ve daha ileri olan medeniyet — şekillerini hâlâ kendis'ni gös- — lerinin tehddiae karşı müda fasyı da kendilerine gaye edin- mişlerdir. Bu sebebden dolayı — iki milletin, inkılâblarının bizzat — osası - dolayısile, lere karşı hiç bir temas ve teşriki mesai yolunu k: patmak- sızın beraberce yürümekte be. dihi bir hayali bardır. P meafaatleri —