Sahife Karı koca, iki- si de muallim: diler, İlk memu- riyetleri Ana- doluda Ege kı- yısında cennet bir köyde i büyük şehirlerin gürü hay hu- yanu özlüyorlardı. Memuriyet- lerini başa gelmiş bir belâ ve orada ikametlerini de bir menfa telâkki ediyorlardı. Buluştuklari insanları yadırgayorlar, — ısına: miyorlâr ve binnetice onlara bir kültür. ve gönül boykotu yapıyorlardı. Halbuki bir insana doğru koşulmadıkca, 0 insanın gelip izi yarı yoldı karşılaması İlk Pazar günleri idi. Mekteb Kapan Yal Yeryazumndeomdn- tesna olarak yalnız Ege mınta- kasında tabil orman halinde bulunan buhur ağaçları, (Ligui- dambar Styraziflua) — yükseli- yordu ve toprakten - aldıkları usarsleri buhur kokusuna çevi- rerek, toprakların ruhunu gök- lerin mavisine veriyorlardı. Bu ağaçlar kalabalık halinde ya- mâçtan kıyıya iniyorlar ve etek- lerini deniz köpüklerine okşa- tıyorlardı. İki genç öğle yemeklerini beraberlerinde alarak, yanıbaş- taki koya kumların üzerine gi dip oturdular. — Yiyeceklerini burcu burcu kokan buhur ağa- cı kokularile pişirdiler, yediler, Etraf anber kokuyordu. Yeryü- zünde bir misli daha — olmyan müstesna bir. iklim — yaratılmış oluyordu. İkisi de yeauşak rih- ler üzerine uzanmış düyü:züyor- lardı. Buhurlardan vai. - yoksa şarap gibi tesir eden meltem- den m ydi, her nedense üzer. lerine mahmur bir ağırlık çök- tü, Bakışlarini masmavi gokte uçan küçük bir bulut: Yavaş yavaş, hülyaları oldu. Kıyının 0 kadar ahenktar bir dolanışı vardı ki, dalga bir ucandaa Fsılmığı başlayınca, bir hilâlin iç tarafını lisana ge- üriyor, ve uyuyan iki insana ninni söyletiyordu. .. Kadın kendiai — hurmalarla, mersialerle, dişbudak, santal, kekik, mandalin, portakal ve Hmonlarla bezenmiş bir kıyıda buldu. Dalları &şığıya doğru sarkan bir ağacın altındaydı. Çiçekli cami kubbelerinden sar- kan kandiller, ziner uçlarında sallandırılan buhurdanlıklı bi rizgirda usulcacık sağı sola oy'tuyorlardı. Yapıaklar arasın. da ishakcık, kumcu, ve başka ı 4 z Halikarnas Balık gibi bir hilkat arasında kurulu renk renk kuş: lar cıvıldaşıyor- lardı., Kadın - çiçe- gin - birini ko- parmak — için ayağa kalkmiştı. —İşte o za. man — kocasının daâ — yanıba- şında ayakta olduğunu gördü. Fakat ne olmuştu? Duman gibi hafiflemişlerdi. Biribirilerine sa- rıldilar, ayakları — yeryüzünden kesildi, ve bir buhur tütsüsü gibi döne döne uçmağa başla- dilar, - Kuşların civiltisi tâ aşa- gıda, uzaklarda kaldı. Akşamdı. Göklerde yüzen pembe bulutlar arasından kaydılar, Bu dünyanın evlâtları o ka- dar uükseklere sivrilmişlerdi ki artık dünya, kendi yeryüzünün tepelerile, yamaçlarile, şelâlele- rile onlara relfakat edemez oldu. Zavallı yeryüzü, aşağıda kendi ovalarında, dağlarında, derele- rinde kalakalmıştı; ve dolana dolana ıraklayıp giden bu iki öz evlâdına, müteessir bir ba- kışla elveda ediyordu. İki genç henüz tenezzül edip aşağıya bakmıyor lan bir hırsla hatta yeryü n bakışı menzilinden de — öte varıp du- ruyorlardı. Çok geçmeden ara- ya ©o kadar uzun uzaklıklar girdiği yeryüzü evlâdlarını gör- mek tesellisinden bile mâhrum kaldı. Sık ve karanlk - bir sis toplanmağa başlamıştı. Yüksek bir dağ zirvesi onunla omuz ölçüşen ekrani bulutları sanki müzakere iç'n etrafına topla- mıştı. Sis sıklaştı. Ve kalın bir tabaka halini aldı. — Bu sisin arasından geçip yükselen iki garibe bulut deryası z-min teş- kil etti. Buğular buram buram burulup burgaçlanıyordu. Bü- tün zemin İoş bir köpükten ibaretmiş V gibi kaynaşıyordu. Bunlar dumandan ziyade insan deryasına — benziyorlardı. yonlarcası mlyarlarcası altüst oluyurlar ve bunların içinde bir tanesi yoktu ki, kendisine temin edeceği oa para tehli- kesiz kâra — mukabil — on- da bin ziyan etmekten geri kalsın. Garipler ürktüler. Yüreklerinde acı bir özgü, bir özleyiş belirdi. Kaybettik: leri — yeryüzüne dönecek bir delik, bir yol aramağa başla- dılar. Yüksek bir hayat — iste- mişlerdi, ve şimdi © kanıksa- yıştan çok daha derin ve acı bir arzuyla cennetlerden yer- yüzünü görmek, bulmak isti- yoılırd dılar. şeyleri kalmamıştı. nin gözüne aşkla değil, insani Norma Şererle Tıitron Pove- rin çevirmekte olduğu “Mari Antuvanet, isimli filim henüz daha bitmediği halde, bu fili- min kadın, erkek süsleniş tar zında ve umumi hayatta husule getireceği tesirden daha şimdi- den bahsediliyor. Evvelâ, Norma Şerer, bu fi- limde tabii kaşlarını muhafaza ettiği için, yolma kaş modasının kalkacağı tahmin edilmektedir. Son zamanla bir kurşun kalem çizgisine indirilen kaşlar, yavaş yavaş büsbütün kalkmağa başladı. “Mari Antuvanet, fili- miyle, revaçta olan kaş yolma modasına iyi bir darbe indiri- leceği düşünülüyor. Filimin, eski devrin uzun saç modasım — yeniden dirilteceği zannedilmiyorsa da, berberler, *Mari — Antuanet, teki tuvalet modellerine göre tertibat al- mağa başlamışlardır. Terziler ve dikişçiler, son zamanlarda hbazırladıkları kos- tümler ve roplarda ilhamlarını bu filimden almaktadırlar. Dahası var: “Mari Antuanet, de artistler sakal taşıdığı için, bu modanın da yayılması muh- ir. Şimdiden daha, Ho- akallı gençlere tesadüf edilmeğe başlanmıştır. Fakat mütehassıslar, sakal Kü S A DA L LA E AD SEP LA duyguyla derin derin baktıl çünkü kâinatı saran bu bulutu insanı insandan kâmilen ve ebediyen ayıracağından kork- tular. Adam “eyvah kaybolduk, fimabat yeryüzüne dönemiye- « Halbuki — yeryüzünde ne mesut olabilirdik, diye ba- gırdı. Kadın “bak, bak, güneş şuracıkta — bulutları — dağıtıyor. Oradan vatanımızı göreceğiz. Ve realiteden çok uzak, rea: lite sandığımız kâbustan kur- tulacağız. Uyanmak - için kolu: muzu oynatıvermek yeter.,,Dedi. Filvaki buluttan yağmur yas gıyordu, göxler yeryüzüne alâ- imisemadan duvaklar salıyordu. İşik — sisi yenmeğe — başladı. Toprağın bu iki öz evlâdı çıtır- pitir öten yağmuru duymağa, güneş ışığında gülmeğe koyulan yeryüzünü, suyu, ateşi, mavi havayı, evlerinin tatlı manzara: sını, ağaran yollar — üzerinde konuşa konuşa müsterih gezen insan ve kardeş seşlerini gör- meğe ve duymağa başladılar. Yeryüzünün burcu burcu kor kan topraklarını kokladılar. Güneş parlamakta — devam ediyordu. Akşam gace olmuş ve bugün dün olmuştu. — İki garib, yepyeni bir dünyada, kendilerile beraber eski buhor ormanlarını, eski köylerini ve denizin kıyılarını buldular. Genç kadın birdenbire uyan- dı. Leon bürcünün ardı sıra Orion batmış, batı. ufkunda Sirius tanyernin ağartısını se- lâmlıyordu. Genç erkek te uyan: mıştı. İkisi de biribirlerine ayni Cıeııç adam rüyayı anlattılar. *Haydi —evimize gidelim, iki odalı evceğimizde yaşıyalım. Penceremizden eskisi gibi ay aydını ve güneş işığı girsin. Şundiden sonra kimseden daha üstün, daha fazla bir ışık ara- mıyalım, Herkesle müşterek ol mıyan bir nurda gözümüz olma- sın, bazı eğilişler diz üstü çö- küşler, en heybetli irkilişlerden daha yüksek oluyormuş, dedi. taşıma modasının kökleşmiye- ceıını şiddetle iddia etmek- Buna mukabil, biyik taşımak — kat dilmiştir. Bu oyunı 2,000 figüranın üçte ikisi bır yıklı imiş. Onlar dat bıyıklarını kazatmak mecburiyetiade kal- mışlar. Bükreşte 17 kişi mahküm oldu Bükreş, 30 (Radyo) — (Kod- reano) partisine mensub olan- laredn 17 kişi bir aydan altı bu filmde Eski kovboylar yıldızı Son Tiyago filiminde mu- vaffak oldu. Senaryo fevkalâde değil, fakat filim güzeldir! Vaktile kovboyların en cazibi olan Rişar Dıkse, bugün artık başka çeşit roller tevdi — edik meğe başlanmıştır. Kendini ideal kadın gibi gös- termek istiyen rasgele bir ka- dinin kollarına atılmağa hazır, haşin, kuvvetli, biraz kaba ve biraz da saf adamları temsil et- mektedir, (San-Tiyago) filminde mükem - aç olan Rişar Dika, inde bir vazfeye ta- yin ediliyor. Macerası temiz ol mamakla beraber, çok acıklı olan bir dansözü seviyor ve ufak bir ev satın alarak birlik- te yaşamağa karar veriyorlar. Düğün günü akşamı, batmak üzere bulunan bir geminin tay- falarını kurtarmak için acele çağırılıyor. Dalgıç, karısını niz bira- kıp, vazifesi başına gidiyor. Dansöz, ertesi günü, Rişar Dik-- sin en iyi arkadaşı Şester Morisin boynuna atılarak ken- dini teslim ediyor. arkadaş, bunun üzerine darılıyorlar. - Dalgıç arkadaşı Şesterin ba- tan bir — tahtelbal içi izin dibini bo, reniyor. Karısından ğini yüzüne haykırarak, arkacda- şını kurtarmağa koşuyor. Bu filim, senaryo bakımından hiçbir yı arzetmediği halde, gene seyre değer bir şekilde A. Antuanet filimi, uzun saç ve sakalı " diriltip gelecek mi dersiniz? aya kadar habse mahküm ol l muşlardır. BŞ e evrilmiştir. R'şar Diks ile estar Moris sovimli ve cevval iki delikanlı şekilde görünüyor. Dolares del Rioya — gelince, onun daima güzelliğinden bahs- etmek, memnun kalmasına kâfi gelir. Roma seyahati — Başı 6 ıncı sahifede — bulunan Kastel gııdoli: .ı= suna 'ıiııııhr. â, üra: on beş gün ki uttı b Papanın, Hıılerı kabul” etme- mek bu seyabati ihtiyâr iği söyleniyor. Fransız artistlerinden Jakelin Loron, bir müddettenberi Holi- vutta oturmakta idi, Şimdi ora- da, Amerikan zevkine göre, *Hâkim Hardinin çocukları, isimli bir filim çevirmek üzee redir. Eczanelerin bir haftalık nöbet günlerini gösterir cetvek Pazartesi: Kameralında Şifa; Güselyalıda Gözelyalı; Tililkikte B. Falk; İki, çeşmelikte İkiçeşmelik; Alsancakta B. Fuad, Aytaklada Halk. Salı: Kemeraltında Şif; Karantinada B. Eçtek Kemetde Kamer; Alsan çakta B. Ahmed Lütfi, Eşzefpaşada Hşrolpaşa, Başdarakta Sıhbak — Karataşta B. Habif, Tilkilikte Yesi İamiz Irgatpasarında — Asrç — Güzelyalıda Atiyet Perşembe: Kamoralanda Hilti, — Cüzeyyüle da — Güzelyalı, Tükilikte B. Faik; Beviyayele Tenlçanı Cuma: Kometaltında — İtihat, Güzelyar hda Güzelyalı, İrgatpazarında Asriç İkiçeşmelikte — İkiçoşmeliki — Alsanı çakta B. Fuad. Cumartesi: Başdurakta — Sıblaç Karanliner l4 B. Kştek — Kemerde — Kamor, daşrelpeşada Eşretpaşa, Pazar: Hülâl, Karataşta B. Habif, Koçecilerde Yeni lamiz İrgetpasarında Aari. Acele satılık evler İzmir Tamaşalık Selâtin oğlu mahallesi Hacı Ali sokağında 35 No. li kârgir 3 odalı bir :ıııhık ve bir ııki:ı. avlu :. umpanya suyunu bavi ev ile yııpııhıllo ve sokakta 61 ve 63 sayılı evler elverişli Hiatle satılıktır. Arzu edenler hane derununda ikamet edenlere mürâcaat ede- bilirler. D. 6 b elleel Doroti Granje, bu resimde arzettiği vücudunun alâstikiyetin devamlı bir bedeni kültüre borçludur.