adı;ah &gm yerınde; donğlı sıı;ti geçtığı Trakyada buyuk ANADOLU halde hâlâ kendini toplıyamamıştı Sinan paşa, ediyordu: — Padişahım, — hikmeti ral- bani gene tecelli edecik ve yangın — sözecektir, — müsterih olan.. Yavuz artık ses ç karmıyordu. Bütün bu faaliyet yavaş ya- vaş tesirini göstermeğe başla- mişii. Artık ateş her tarafta bastırılıyor, tehlike kalkıyor, an- cak yersiz, yurdsuz, sokaklara dökülmüş, kalmış olan insanları camilare, medreselere, mescid lere, münasip yerlere iskân et mek kalıyordu. , Yavuz, birdenbire: — Bana Mir Ali Yakubu ça- gırınl Dedi. Bu adam, Padişahın iti- mat ettiği tanınmış zevattandı. Ali Yakup, Yavuzan karşısında eğilince, Padişah, onu omuzla- madan tuttur <- Bütün kullarımı derhal iskân ettireceksin. Her - türlü esbabı — istirahatlerini düşüae- ceksin. Yiyecek, içecek, giye- cek, her ne İâzmasa tamamlı yacaksın. Bu işi sana bırak- yorum.. Dedi. Bu hareket, Ali Ya- kuba da bir ikbal kapısının açıldığını gösteriyorda. — Padi- şabın etrafındakiler düşündüler: — ÖOnu acaba nereye, hangi makama getirecek? Padişah yangın sahasından saraya döadükten sonra ken- dini toplıyamadı. Çok neşesiz ve düşünceliydi: — Bu yangın da nasıl çıktı?. Nereden patlak verdi bu uğur suz yangın? Diye homurdaniyor. ve mü- temadiyen şair Caferi düşünü- yordu: — Oaun günahı. Onun gü nahil.. Bir aralık Sinan — paşaya döndü: padişahi (eı"*h gördün mü7. Neyi padişahım?. Neyi olacak, yangını.. Evet maalesel.. Maalesefle iş bitmiyor pa- şa, siz sebep oldunuz.. — Anlamadım kulunuz.. — Siz sebep oldunuz. diye- rum, hata sizin., — Aman devletlüm, tası? — Ne hatası mı, beni ikaz edecektiniz. One öldürtmiye cektiniz.. — Fakatı, makatı yok.. Ya- pacağınızı bilmediniz. Cafer çe- lebi gibi emsali bulunmaz bir insanı, hiddetle idam etmeğe kalktığım zaman, şefastte bu- lunacaktınız. Haydi bunu yap- madınız, diyelim. Fakat başka ne ha- İnmir İkinci Beyler sokalı Cbalk Fartisi bimasi içindea Telgraf İzmir — ANADOLU Telelon: 27716 « Posta kutusu: 403 Abone şeraiti Yallığı 1400, alta aylığı 800 kuruştur Yabana memleketler için «bete Geretk 27 liradır. CANADOLU MATBAASINDA —— BASILMIŞTIR senelik birşey, başka birşey daha ya- pabilirdiniz. Meselâ, san kalkardın, Pi paşa kalkardı, huzurumdan çı- kar, onu cellâdların — eliaden alır ve bir. yere saklardınız. Ben de bilâhare oau affeder- dim.. Dişünemedin 2 bunu.. Yavaz, bu düşüne larinde sa- mimi idi. Fakat d ğer tarek ise, başa belâ çıkarmamak için, hiç şüphes z, buna teşebbüs ede- mezdi. Günler geçiyordu. Pad şah, artık, gece gündüz çalışıyordu. Mahtelif mevzular üzerinde miü- temad yen kala patlalıyor, as kei, siyasi işleri, erzak, iaşe, donanma — meselelerini büyük bir dikkatle takip ve tetkik ediyordu. Üç idam kararı, Yeniçerile- rin gerek efrad, gerekse zıbi- tanı arasında hayli korku uyan- dırmıştı. İskender paşa gibi bir adam, iki sualden sonra idam edildiğine göre, kendileri için neler hatıra gelmezdi?. Sekbanbaşı İskender paşanın yerine, — onun Muavininin geç- Zakkumun köşesi: mesi bekleniyordu. Usul ve ni zam öyle idı. Fakat birdenbire Padşah, Sekbanbaşılığa Ai Yakubu getirmiş. Yavuzun — bunda işit ldi ki, Mir hakkı da Çünkü — Sekbanbaşı, — birçok pışalardan daha yüksekte ve Yensiçeri ordusunun âmir veku- mandanı - vaziyetindeydi. Keza, şmd ye kadar buraya geçenler, hep Yeniçeri ocağın- dan yetişme idi. Ve binaent- leyb, asker, onların elindeydi. Padişah son hareketi ile, aske- rin başında, ocağın değl, ken- istediğini gösteriyordu. Bu ha reket, orduya ayni zamanda şiddetli bir ihtardı. Padişah bununla da kalım yarak, sekban- başıya muavin olmak üzere bir de kol -âhyalığı çıkardı. Padişah bu kisnin, harp ve sulh esaasında, ayni zamanda kendisinin şehir dahiüade ve hariciade — bulunduğuna göre olan vazifelerini de dikkatle tespit etti ve kendilerine, g zli olarak birçok direktifler verdi. * — Arkası Insanlara iyilik, fenalık Şu güzel kadını yakalayınız, hemen soymağa baş'aymız. Bir soğun soyar gibi biribiri üstün- deki elbiselerile çamaşırlarını, hatta iç leğini de çıkarıp fırlatınız. Fakat pembe cildinin taravetine, sıcık ve beyaz göğ> sünün misk kokusuna takılıp durmayınız. Daha soyunuz, de- risinin ve etlerinin içine tâ kal- bine kadar giriniz. Bulacağınız şey hiçtir. Şu beyfendinin yüzündeki mae keyi çektp koparınız. Altından bir başkası ve bunun altından birçok başkaları çıkacak. Fakat en nihayet bütün maskelerinin altında adamcağızın hakiki çeh- resi görünecek ve © zaman, kar- şınızda alelâde belki de zavallı bir insanın çehresi belirecektir. Şu zavallı, miskin, pis, uğur suz, saçı ma karışmış pe- rişan dilenc'nin avucuna bir deste banknot, amma yüzlük ve binlik bir deste banknot veriniz. Birkaç gün sonra sefil herif üstü başı temiz bir insan haline girecektir. Bir kaç ây ve hels birkaç sene sonra zarif bir tip, vekarlı bir şahsiyet peydahlanacaktır. Evetl. Bir deste kâğıdı busa- mak yapan o eski mendebur, artık parlak bir şöhretin sahibi, şerefli bir insanın tâ kendisi olacaktır. Bu böyledir; böyle | yanlara şaşıyorum. Çünkü her- kesin ve hepimizin başkaların- | da aradığımız, aşağı yukarı ma- lüm değildir. Çünkü herkes ne || aradığının farkında — değildir. Daha doğrusu, ne aradığını kendi kendine de itiraf etmek- insan amma her insan iyidir, incedir, kabadır, ayni zamanda fenadır. Arada ufak tefek fark- lar yok değil, fakat bu farklar bir buğday tarlasında başaklar arasındaki farklar kabilindendir. Yoksa, işin esasında bütün buğ- ten herkes korkar. Halbuki her | dayların seviyesi biribirine çok yakındır. Ve., Bütün buğdayla- rın mahiyeti birdir. Bütün in- sanlar da öyle. Hepimiz de öyle. $ e Yukarıdaki izahtan sonra çe karmâk istediğim netice: Her insanı iyi tarı imale etmek — va insanların iyilik ve güzellik — vasıflarına karşı im- kânları çoğaltmak, Çünkü iyi bir. cemiyet kendisini — teşkil eden ferdlere bu yolu açık br | rakan ve en fazla kolaylaştı- randır. Yoksa insanları büsbü- tün iyi ve hep iyi yepamayız. Yaradılışın gülü dikenli yap- masında elbette bir. maksadı var. Hulâsa; bana göre insan- harın fenalıkları, iyilikleri kadar olmasa bile bir dereceye kadar Kizamladar. Hele bazı zaman- larda çok lüzumludur. Zakkamoğlu disinin bir adamını bulundurmak aa mMayıs 1 1 : Sağlık bahisleri Dahili Bastalıklar mdtskastım at De M. Şevki Uğur diyse cü Şişmanlık —7 Vücut makinesinin bütün or- genlerini sığlam tutmak ve bu | örgenlerin örgülerini bozmamak | için bedenin istidat ve kabili- tesbit ve tayin etmek zaruri bir meseledir. Yoksa vücut ala- bildiğine şişman veya zayf ol- ması şekli — teessüs — ettikten sonra tabil, çok uğraşmak icap eder. Azomal şişmanlık insan vücadünde fazla yimeden te- vellüt ettiği gibi uzviyetin ba- yat sırlarını - taşıyan iç ilraz güddelerinin tagayyüratı da bu istenilmiyen biçime sebep ola- bilir ve bu cihet pek ehemmi- yetli bir keyfiyettir. İç ilraz güddelerinin uzviyet büyüme- sinde, gelişm-sinde, sağlam ve kuvvetinde büyük ve mühim derecede roller oyuadığı gibi tinel enerjide de pek önemli bir âmildir. Bu Andokrinlerin tabii bir halde uzviyet hücre- lerine lâzimgelen kudreti - ver- mesi, sıhhi şartların devamına bağlı olmaktadır. Yoksa bunla- ma bozulması işte böyle birçok tagayyürlere sebep olurlar. Hakiki bir iğtida bozuklu- ğundan tevellüt eden bünyevi şişmanlıktan korunma meselesi düşünülecek — bir — keyfiyettir. Çünkü metabolizı n uzviyet. te bozulması dolayısile husule gelen bu anormal şişmanlık için yı.lıç: gıdalara cephe almakla ve ayni zamanda sıhhi usuk lecle iş bitmez ve herşey telâli edilmiş olmaz bunların burada rolleri pek az gö tedr. | Bunlarda daha fazla mayilerin tenkisi — lâzı W BE A len 2 ayti zamanda kalbi kuvvetlen: direcek bedeni spor ve jimnas- . kereketleri tatbik — edilmesi icab eder. Esasen sağlam ve normal insanlar için bile pek ziyede faydaları dokunan spor ve bes deni hareketler burada daha ehemmiyetli iş görürler. Yeter ki bu hareketler — sistematik ve muntazam bir şekilde takip edilsin. Tabü bunlarla beraber mütehassıs bir doktor tarafın dan nezaret altında bulunan MEMLEKET ÖT ; 'W"“HABERLF_Rı K pehlivan güreşleri. General Kâzım Dirik, gençlerin Edir- ne zivareti intibalarını anlatıyor —| Edirne, (Hususi)— Milli Ha- | İâlarının yurt sevgsi her dü- kim'yet ve çocuk bayramının | şünceain üstündedir. Oolara Edernede İstanbul gençlerinin | metoltlu çalışması kadar metot- iştirakile çok canlı ve hararetli | lu çalışmalarının — verimini ve Zir sürette — kotlülrüdiğim bit | kazancını da göstermeliyiz. KNŞ ? Z Geaçlik bütün hız ve ateşini 150 Ünivers'teli ile Beyoğu | büyük ç:c kutsal kaynaktan ah Halkev temsil kolunun ve ay- t rex İsanbulsapor. kulübünden | Maktadır. Bizler gençliğin bu ateşi körükliyen — işçiler ve ay- 43 kişlik bir kafılenin de işli- rakile yap lan çeşitli geaçlik ve | rılmıyan pervanesiyiz. spor hareketleri halk üzerinde Edirne, (Hususi) — Her yıl yapılmakta olan (Kırpınar) bü: çok iyi tesir b rakınışlır. Gazeteciler, bu. hareketi ya> | yük peh'ivan güreş'eri bu yıl da ratan Tra ya Umumi Müfettişi Mapisın Ginek günü Başlıyarak General Kâözim Driği ziyaret | 3 çi d, < TRLRE aA gün devam edecektir. geei ha elti Yelikalir Hazırlıklar başlamıştır. Bayram münasebetile Trakya ni sordu. Bize şu cevabı verdi: — Ün versite genç'iğinin 150kişi umumi müfettişliğinin bölge vi- lâyet —ve kazalarına yaptığı ile Edirneyi ziyaretleri denebir lir ki Tıı.kByımn ufuklarını çın- tamimde, bu güreşlerin ehem- miyetini tebaröz ettirerek bu latmıştır. Bıraktıkları izler yurr dun gençliğini beslemiş ve bes liyecek ir. Henüz tadmı yaşadı- sayede tanınmamış — pehlivan- larında tanındığını, — bayramın $ ğımiz bu değerli varlık va he- 6 mayıstan 8 mayısa kadar üç can yarının ileri adımlarını hız- landıracıktır. Beyoğlu Halkevi K gün — süreceğini, — İstanbuldan 700-1000 kişilik bir tren tenez- temsil kolunun Mili hâkimiyet züh treni geleceğini bildirmiştir. ve çocuk bayramında Edirne Bayındırlıların | Hailkevinde verdiği temsl o ge- cenin kıymetli hatıralarına geç- .- « | hamiyeti Bayındır, (Hususi) — Zel- miştir. İstanbulsporun kıymetli bir ekiple — gelmesi ve — çeşitli zele felâketzedelerine yardım faaliyeti iki gündür çok hara- || retlenmiştir. yar şinr& girmesi bütün çevre gençliği üzerinde iyi tesirler kuruş para toplanmış ve Kı- zılay genel merkezine gönde- |? bırakmıştır. Her şeyden — önce rilmiştir. İstanbul — gençliğinin Edirneyi, bu tarihi büyük şehri benimse- Klyîi kardeşlerimizin de bu | a eli kçıntertibak almmıştır. — | mesi başlı başına bir kaymettir. evinin vazifelendirdiği komite- A atörk gençliğinin — biribirini ler alâkalarla — karşılanmak- çeken hız. ve küdretini — vakit vakit ve her vesile ile yaşat mak bütün milletin aşk — ve şevkimi ideale dağse - yöükset- mek-olür. Gençlik bu milletin özü ve tam kendisidir. Hayat ve hareket fışkıran Âtatürk ev- İ| bütün direktifler verilir ve lâ- zimgelen iç ifraz güddeleri hür lâsalarından hangisine devam etmesi zaruri olduğuna da tarif edilir. Bu sırada — şişmanların tinel ve cismel olarak korun mayı da göz önünde bulındur- maları pek mühim pnNs::&. Karacasuda bayramdan iki intiba Kartcasu, (Hususi) — Bayram ve çocuk haftası geçti. Hararetli nutuklar verildi, şürler okundu. Fakir çocuklar ııydîr“dî. bazıları sünnet ettirildi. Elli kşilik bir yetim grubu- nâ da ziyafet verildi. Muallimlerimiz, bu haftayı cidden göğsü- müzü kabartacak şekilde yaşattılar. Bayındırda bir hareket Konferans İstanbul Üniversitesi - ticaret hukuku ordinaryüs profesörü Dr. M. Hirshin pazartesi günü saat 17 de vereceği bildirilen konferansı birçok memurların bu saatte konferanstan istifade edemiyocekleri düşüncesile ayni | gün saat 18 e tehir edilmiştir. Rumi- 1354 | Arabi 1357 Nissa )8 Saler 80 Mayıs 1 Pazar Giydirilen yavrular Bayındır (Hususi) — Çocuk esirgeme kurumumuz, çocuk haf- tası münasebetile kazadaki fakir yavrulardan bir grubu giydirmiş * ve gönüllerini almıştır. Kurumun bu hareketi, muhitte yi bir. te- sir. birakmıştır. Vasel &88 04 Mşlı j e B dSi Bek ct Rara Vaca gaa YA Yasas — içad S0 k| İmönlk G S 4 10