3 Sahife | Dahiliye Veti — Başı 1 inci sahifede — Bu mıntaka içinde 6,700 ev Vardır. Bu 6,700 evin dört bi: hine yakını tamamile harap ol- Muştur. Bu mıntakanın — nüfusu 69 bindir. Nüfusça zayiatımız © gün arzettiğimden kemali tükranla söyliyeyim ki, daha &z olmuştur. O vakit 200 ka- dâr ölü tahmin edilmişti. Bu- gün vefat eden vatandaşların sayısı 148 olduğu anlaşılmıştır. Bu rakam dahi çok büyük te- esürü muciptir. Yaralılardan birisi Kırşehir hastanesinde ve- fat etmiş, diğerleri hastaneden çıkmış ve köylerine gitmişlerdir. Bunun haricinde olarak Keskin, Yerköy, Şekili ve Haymanada bir takım hasarat olmuştur. Ha- Sarata uğrıyan evlerin sayısı altı bindir. 680 kadar da hay- van zayi olmuştur. O zaman da arzettiğim gibi maddi hasarın hiçbir ehi miyeti yoktur. Her vakit oldu ğu gibi en büyük teessürümüzü mucip olan cihet 148 vatanda- 1 hazin vefatıdır. e .Bıınulı ve hasar bilhassa vatandaşlarımızın kaybı. mem- lekette umum! bir toessür ve heyecan uyandırmıştır. O güne denberi başlıyan ve gîltılfçe artan teessür telgraflarının el'ân arkası alın: jtır. hlir bi mleketimiz tek bir kal ıîl:?ebı :Iıı vatandaşlar etra- fında yasla, matemle — çirpin- maktadır. Kendiliğinden — her yerde ianeler toplanmağa baş- lanmıştır. Kendiliğinden kaydını hassaten söyliyorum. Ne hükü- met, ne de mahalli idareler tarafından iane açılması — için hiçbir teşebbüs vaki olmamıştır. Vatandaşlar, kendiliklerinden içlerinden ve kalblerinden duy- dukları teessürün ifadesi olarak Wır bu süretle lfpımu;— Bu teessür harice de taşmıiş- tbır. Bu teessür bülün dost mil- letlerden — Reisicümhurumuza, Başvekilimize, hariciyemize, hü kümetimize, Dahiliye Vekâletine de telgraflar gelmekte devam etmektedir. Hariçten dahiliye vekâletine gönderilmiş — ianeler ve yardımlar da vardır. Topla- nan yardımlar tamamen Kızılay şubelerine verilecektir. Hiçbir yerde şahsa müteveccih yardım. yoktur. Hepsi umuma mütevec- cihtir. Yardımlar ve ianeler Kı- zılay şubelerinde toplanacak v. 'dım imdad olarak va- ıındkıı'l:ı,m kendiliklerinden koş- ması süretile olmuştur. Köy uğer yanlara yardım etmi: dan sonra haber a! ve mahalli teşkilât üyeleri ve kurumları olmuştur. O günde Hilâliahmer her vakit memle- ketin ıstırabına koşan bu şel- kat ocağı ielâkete (uğrıyanların yardımına koşmuştur. Bugün iaşesi temin edilmemiş h çbir köy, tek bir ev ve tek bir va- tandaş yoktur. Felâket mıntakasının — sıhhi vaziyeti de gayet iyidir. Kâfli miktarda hekim ve sıhhi mal- zeme mahallinde bulunduruk: maktadır. Halkın ahvali mane- viyesi de yerindedir. Açıkta bir tek kimse kalmamıştır. Kı- zılay 1200 den fazla çadır gön- dermiş ve mili? müdafaadan da 400 çadır alınmıştır. İcap eder- se daha da temin olunacaktır. laşe için de köylünün kendi buğdayından istifade edilmekte, köy değirmenleri tamir edile- tek bu buğdaylar bu değirmen- lerde üğütülmektedir. * ll İumdde ni eli ANADOLU İlk yardımın heyecanlı olmasi tabiidir. (Ve bu ilk yardımı derhal idare âmirlerinin yap- ması lâzımdı. Ve yapmışlardır. Yalnız bunlardan biri Çiçek- dağı kaymakamı bunu yapama- dığından vazifesini idrak ede- mediğinden dolayı işten çıka- rılmıştır. (Bravo ses!eri) İstanbul üniversitesi kendi- sinin muktedir. profesörü Hâ- mid Nafiz Pamiri birkaç arka- daşile birlikte zelzele sahasın- da tetkikat yapmağa memur etmiştir. Profesör Pamir dün Ankaraya döndü. Kendisinden izahat istedim. Bana ilmi mü: şahedelerini söyledi. Ve haki: kati olduğu gibi anlattı. Ben de anlıyabildiğim kadarını size size anlatına; çalışacağın Bu zelzelenin sebebi — volka- dik değilmiş. Tektonik imiş. Volkanik olan zelzelelerin tesiri güâyet mahdut olurmuş. Meselâ Nartinikde Pele yanardağının bulundeğu yerde vukua gelen zelzelede vırçok — hasarat vüku- bulduğu ve bu 300 bin kişinin ölümüne sebeb olduğu halde zelzelenin tesiri birkaç kile- metro ilerdeki sahillerde duyu'- mamiş. Halbuki memleketimiz- de hasıl olan zelzele hatta beş altı yüz, hatta bin kilometrelik yerlerden — iştilmiştir. İşte bu neticede zelzelenin — volkanik değil, toktonik olduğunu gös- termekte imiş. Tektonik de- mek te ârzın merkeze yakın olan kısmının soğuyarak — gerginleş- mesi ve bu suretle gerinmeler: den âdeta bir tabak kâğıdın iki taraftan çekilerek yırtılması gibi yarılmasıdır. İşte bu yarık madan fay dedikleri yarıklar hasıl olmaktadır. Yarıkların ge- nişliği bir metreden elli santi- metreye kadar tehalüf etmekte Gabüyilünkeikkisinessük İ mid Pamirin söy- lediğine göre, bu fay kendi ölçüsü ile 18 kilomeire uzun- luğunda imiş, Köylülerin ilar desine göre, birçok dağları Aşâr ve uzayabilirmiş. Hatta bu” yarıklar daha da uzar bin kilo- metreye - varabilirmiş. Yarığın derinliği profesörün tahminine göre, ölçülemiyecek derecede- dir. Ve tahminen bu derinlik 3-4 bin metre arasındadır. Şayet daha derin olsaydı, diyor, lâvlar ve alevler çıkardı. Toprak öyle yarılmıştır ki, mer- mer granit ve kil tabakaları bıçakla kesilmiş gibi çatlamış- tır. İşte çatlamanın yaptığı sa- deme zelzeleyi muc.b - olmuş ve zelzele çok derinlerden gel diği için ve suhuru billüriyeye taaliük ettiği için uzaklara kar dar tesir etmiştir. Aalaşıldığına göre — birçok sular kurumuş ve bir çok sular meydana çıkmıştır. Eskidenberi malüm olar bazı kaplıcalır da yerlerini yerin altındaki su de- poları ve mecraları istikametini değiştirmiş'ir. Profesörün müşahedesine göre! en çok hasar dere boylarında ve su kenarlarındaki — rusubt toprak Üzerinde yapılan evlerde olmuştur. Halbuki tepe ve sirt- larda ve bilhassa sağlam kaya- lar üzerinde yapılan evlerin en eskileri dahi küçük bir zarar görmem ş'ir. Profesör bunun sebebini de şu süretle anlatıyor: O kaya kütlesi heyeti umu: miyesile birlikte bir ahenk da- iresinde sallanmıştır. Üstündeki evde onunla beraber sallandığı için bir zarar görmemiştir. Hal. buki diğer rusubi topraklar bir kalbur üzerine konan buğday tanelerinin titremesi gibi sab- lanınış ve Üzerindeki evlerin yıkılmasımı mucib olmuştur. Bu alimimizin hulâsatan bana söy- lediği hâdiseci tab iye budur. Profesör Hâmidin bana ver- diği ilmi esaslara müstenid kas yakın tahminine göre, zelzelenin en şiddetli sademesi ilkönceki darbedir. D.ğer dar- beler bir nevi muvazene — sar- sıntılarıdır. Bu kabil zelzeleler ancak yirmi gin devam etmekte imiş. Filhakika zelzelenin şid- detli sademesi ilk günü hasarı mucib olamıdır. Onu takib eden ve hâlâ devam etmekte olan sarsıntılar şiddetini gittikçe kay- betmektedir. Şimdiki hasarat ilk darbede sarsılmış ve örse. lenmiş olân evlerin çik sesin» den ibarettir. Zelzelenin en şid- detli bir şekilde duyulduğu mu- hitte dahi efkârı umumiye sü- künet bulmuştur. " Profesör Hâmidin kanaatine göre Kızılırmak ve Deliceçayı sarsıntının intişârına mani — ol- muş ve âdeta amortisor roli oynamıştır. Alimimizin hulâsa. tea bana söylediği tabiat hâ- disesi budur. Bu zat evelce de Sürmene ve Fatsa ve Paşa l- manına ve diğer zelzele mahab lerine giderek tetkikler yapmış ve kitaplar neşretmiştir. Bu se- fer de tetkiklerini büyük bir eser halinde çıkâracaktır. Zelzelenin mahiyetini ve ilk yardımları bu suretle arzettik- ten sonra hükümetin aldığı tedbirleri de söylemek isterim. C. H. P. grubunda bu me- seleleri bazı arkadaşların — da- münakaşa ve mü: ik. Ve bazı kararlara vas | olduk. O karârları bugün gazetelerde icra vekilleri heyeti kararı olarak görmüşsünüzdür. Bunları bu kürsüden Büyük Millet Meclisine ve efkârı umu- miyemize arzetmek iaterim, Alınan — kararların - birine si ani ve ilk yardımlar hariç ol mak üzere söyliyorum. -detze'e mahalline İstanbul üni versi - den, Ankara Dil, Tarih Coğ- rafya fakültesinden, Ziraat ens- titüsünden, M. T, A, dan, Meteoroloji genel direktörlü- ğünden seçilm ş olan Jeoloji ve Topoğraf alimlerinden mürek- kep bir heyet gönderilecektir. Bu heyet bir hafta zarfında bu mıntakayı tetkik edecek ve raporunu hükümete verecektir. Bu tetkikattan maksad şudur: Bu mıntakada bulunan köy- derin başka bir yere nakli icap edip etmiyeceği ve yapılması lâzimgelon — köylerin yerlerini gerek su gerek dayanıklık - ge- rek toprak itibarile tesbit ede- rek bize bir rapor verecekler: dir. Bu köy meşelesinde icabi ve selbi olarak iki c het düşü- nülmüştür. Mademki bir felâket gelmiştir. Bu felâketi azami surette tamir - etmekle beraber bündan azami — surette istifade etmek te lâz mdır. Köylerimiz zaten küçük olduğuna göre her mahallin — zirast ve iklim şârt- ları müsaid olursa bu köyleri bir araya toplayıp yüz elli evli köyler vücude getirmek lâzım- dir. Bunün icap ettireceği ma- sarifi tehmin buyurursunuz. Diğer selbt ölan taraftır ki eğer hakikaten bu mıntakada sık sık zelzele olacaksa vatan- daşlarımızın hayatlarını teh ike- ye koyarak buralarda yaşama- larına mana yoktur. O bhalde bu mıntaka hslkıni heyeti umu: miyesile kaldırıp başka bir yere nakletmek lâzımdır. Tedkik edilecek ikinci cihet inşa tarzı keyfiyetidir. Köyleri- miz bahusus orta anadolunun gvar köyleri belik denilen yu- varlak dere taşlarından — yapıl- naate limizin izahatı. O ——aar eee <a | miş evlerden ibarettir. Damla- rının üzeri yarım metre — kalın- lığında toprakla örtülüdür. Ufak bir sarsıntıdan duvarlar — yıkık dığı vakit damın üstündeki ağır toprak kapanarak bir çendere gibi tamamen içteki eşyanın insanların üzerlerine iner ve ezer. Heyetin içerisindeki mimar lar icap ederse mahalli mab zeme şeraiti ile bu evi sıntılara mukavemetini a: çare ve imkânları olup olmadır ğgini tetkik edeceklerdir. Bu ilmi tetkik neticeesi nihayet Mayısın sonuna kadar hüküme- tin eline gelmiş olacaktır. Bu tetkik heyeti bu akşam hareket edecektir. Bir taraftan bu tet« kik yapılırken diğer taraftan da is umum müdürlüğü bü- tün teşkilâtını seferber ederek mahalline gidecektir. Bunun da yapacağı şey orada hasar gören ve yıkılması muühtemel olan evlerin yerine kolay olmak şartile inşaata — başlıyabilmek imkânını hazırlamaktan — ibaret olacaktır. Bu işler süratle yapıl: mak İâzım gelir. Çünkü Teşri- nievelin nihayet on beşine ka- dâr bu vatandaşlar çadırdan çardaktan ve çergiden çıkıp damları ailtına girmelidirler. Aksi - takdirde iklimin - sertliği ve o havalide kşın erken ge- mesi bu andaşlarımızı çok rahatsız eder, dağılmalarını mu- cip olur. Hükümet bu vaziyeti nazarı itibare alarak her türlü vesaite müracaatla bu vatan daşların evlerinin derhal yapıl- masına karar vermiştir. (Çok güzel sesleri.) Gerek içtimai muayenet, ge- vek bu inşa keyfiyeti Sıhhat bakanlığının emin murakabe- s'nde olmak üzere Kızılay ku- rumuna verilmiştir. Kızılay da bunu bir hizmeti — müftehire olmak üzere kabul etmiş bulu- nuyor. — Kızılayın bu — hususta çok iyi semereler vermiş tecrü- beleri vardır. Paşa himanı, Er dek vak'ası, Suüşehri vak'ası ve diğer yerlerdeki yangın vak'a- Tarında şebir ve köylerin de tamirinde Kızlay çalışmış ve muvaflak olmuştur. Kzlayı teş- kil eden muhterem zevat ve başta — bulunan — arkadaşımız Refik Saydam bu işi kebul etmiş olmakla hem vatandaş- te çok büyük bir insani harekette bu: lunmuşlardır. Üçüncü kısım zahire ve çift hayvanları vaz'yetidir. Zahirenii büyük kısmı kurtarılmıştır. Top- rak altındakiler — elenmiş, taş altında kalanlar da tem zlenerek kurtarılmıştır. Hayvan zayiatına gelincx; ölen ha; vanlar kara- sığırdır. Çok olmakla beraber vatandaşlar bu iptidat serma: yelerini verebilmek - için bazı tedbirlere müracaat edilmiştir. Hükümet, Ziraat bankasile te- masa geldi, o da bunları temin etmek vazilesini üzerine aldı. Bütün bu masraflara karşılık olmak üzere hükümet 500 bin Hiralık bir tahsisat istemeğe ka- râr vermiştir. Kanun yakında B. M. Meclisine gelecektir, kar bulünü rica ederim. Şayet bu kıt'anın ve vatandaşlarımızın ev- lerinin inşası ve kendilerinin refah ve bilhassa selâmetlerinin temini daha çok fedakârlığı icab ediyorsa şüphesiz ki hükü- metiniz nazarı itibara alacaktır ve hükümetiniz emindir ki B.M. Meclisi bunu vermekte asla te- reddüt etmiyecektir. (Hay hay sesleri.) Tekrar edeyim, böyle maddi acıları tadil etmeğe ve maddi yaraları tamire bu milletin kud* ve T Ilmi bahisler: Dünyanın büyük zelzeleleri Feci neticeleri olmasaydı, zelzele temenni edilirdi. Fakat insanlık o kadar kur_ban vermiştir ki,,. Zelzele kaç çeşiddir? Yazamı -- Şakuli —ayrılma ile vücude gelen zelzeleler satıhların biri- birine — girmesinden hasıl olan hareketler yekd ğerinden tefrik edilmelidir. Süs yer ayrılma ile husule gelen zelzelelere misal olarak 1590 dan itibaren kamp hattı üzerinde vukubulan hare> ketleri göl h O Belçi i kömür havza- larının istikametini takib eden 23 şubat 1828 teki hareketi arz ve satıhların biribirine gi rişmesinden il olan bir zeb zeleye bir misal olacağını dü- şünmüştür. Zelzeleden müteessir olan üçüncü devrin silsilelerine böyle bir tasnif koymaâk için daha çok mesai lâzımdır. Ve bugün dahi teşekkül etmekte olan dağların, hali hazırda de- vam eden hareketiar.lar şek- linde göze çarptığını şimdi söy- liyebil riz: Denizaltı zelzelelerinin menşei Akdeniz kıyılarını çeviren ve çökmeğe devam eden silsileler. deki — hareketiarzların — sıklığı zelzele merkezlarinin, bize sar sılan yerin haricinde olduğunu gösterirler. Bazı defa bu mer- kezler denizde çöküntü mahal- lerinin — bulunduğu — yerdedir. Birçok sahillerde eskiden çö- künatü ile deniz altında kaybok muş eski kümelerin bulundn- ğunu farzödemeyiz. Buna rağ: men bu sahiller devri sarsıntı- larla ve çonamislerle — silinip süpürülmüş ve harap olmuştur. Sismografların — mütalessı bu B tıların menşeinin açıklar: da olduğunu göstermektedir ki bunu kat'iyyetle kabul edebi- Kriz, Buradaki harita sismik sahanın genşl.ği ile beraber 1809-1903 e kadar rasadhane- lerde görülen 323 mühim sar- sıntıların menşeini gösterir. (Bu harita Montesüs tarafın- dan yapılmış 323 hareketi arz- da Milye — tarafından kaydedil- miştir) Bilhassa büyük Okya- nusta olmak üzere Okyanusları ihata eden hendeklerin mevcu- diyetile çunamislerin münase- betini görmemek mümkün de- gildir. Zaten eskidenberi Mon: tesüs illerin zelzele miktar- larını sahil versanlarının dikli- gile mütenasp olluğunu ispat etmiştir. Atlas ine benziyen sar hillerdeki çunamislerin — azlığı yukardaki izahı kuvvetlendirir. Alacağımız netice karaları çe- viren abisal hendeklerin fevkal- üde zelzele mahalleri - olduk- larıdır. Daha ileri giderek çu- namislerin ve sahil mıntakaları sarsan zelzelelerin menşeini Ok- yanusları ihata eden bendek:- lerin nti ile derinleşmesin- den ileri geldiği faraziyesini ıöîıllîyıbiliıiı. inci devrin jeosinklinarının kenarındaki bu hendekleri bu- güne kadar — mevcudiyetlerini jeosinklino- reti ve yatanperverl ği kâlidir. Teessüf olunacık cibet tekrar edeyim ölen vatandaşlarımızın — telâfi edilmiyecek olan ziyaıdı Başvekil vekili ve Dahiliye Vekili Bay Şükrü Kayanın bu izabatını müteakıb — ruznameye enilmistir. Lise coğrafya — muellimi Hüznü Hun lara benzer. Hareketi arzların mütalcası bu tarz görüşü bize tasdik ettirir. O vakit Montesüs dö Balle- rün kanununu ilk şeklinde ol« duğu gibi kabul edebiliriz. Çün- kü birçok hareketi arzların epi- santrleri ikinci devrin jeosink- linolarının haricinde kâindirler. Bu kanun Aayni zamanda eski bir devrin iltiva sahalarının yan: larında yeni jeosinklinoların te- sekkülü esbabını da izah eder. Ayni zamanda hareketi arz hâ- di "üstropliymin bütün te- zahürü ile münasebetinde oldu- ğunu kabul edeceğiz. Yer sürsıntılarının — cereyan ettiği bölge'erin, biribirini 67 derecelik bir zaviye tahtında kateden iki daire olduğunu yım karıda söylemiştik. Ba da reler den biri Roşoz Hind üze- rinden geçerek Asyada Jıpor: yanın şimal cenuba istikame'in de Malarya adalarına iner. Di. ğeri Antil ve Akdeniz beyzisi dahil olmak üzere Al>, Kalkas ve Trans Himalaya kuşığı üze- rindedir. Burada memleketim zi alâkadar — ettiğinden Akdeniz beyzisi jsoloj. bakımından çok ehemmiyetlidir. Fılhakika üçün- cü devrin çökintü erind:. Aç deniz 4000 metre kadar dibe inmiş ve ona mukabil avhillerde ve gördüğümüz dağlar vücude gele —— diği gibi Anadoluda Yunanis tan ve adalardan ayrılarak bir günkü gördüğümüz şekiller aşa- '—_ ği yukarı vücude gelmiştir. vi Bu çöküntüler üçüncü devrin bütün müddetince (milyonlarca sene) devam etti. Şimdi dör: düncü devre girdiğimiz halde bu çöküntüler durmamıştır. İç. lerimiz? teessürle dolduran bu» günkü zelzele sahasının garbın- da geniş bir jeosinklin6 (inç) — bölgesi vardır. Bu bölge iç Ana- doluda teşekkül eden ikinci de- vir. denizinin — jeosinklinosudur (inicidir). Toroslardan — itibaren şimale doğru gidilirse Konya ovaları, Haymana ve Ankara gelir. Buraları kısmen düzlük ve kısmen peneplen - halinde olmakla beraber heyeti umumi. yesi bir tekaeye benzer, Burası bize eski bir çöküntü yerini hatırlatır. Her çöküntüde az çok cidarlar yükselir ve kırık- lıklar de vücude geldiğine göre — bugün Çorum ve Kayseri ara. — sında tahminen 250 kilometre. — den fazla bir tul üzerinde muh. telif yerlerde kıriklıklar ve çö- küntüler vücude gelmiştir. Bu hal bize çöküntüler sahasının Konya ve Haymana ovaları da- hil olmak üzere çukurluk teşki edol orta Anadoludaki ikinci devir ( jeostinklinosunun ) ağır ağır çökmekte olduğunu izah eder. Buna sebep te bu çukür- luğun etrafını çeviren dağlardan itikâllerle inen döküntülerin ova lardaki ağırlığı değiştirmiş ol. Ması ve bu yüzden muvazene» — nin bozulmasıdır. Nasıl ki ayni — sebepten Baltık denizinin doğu — kısım ağır ağır çöktüğü gibi — Karadeniz — sahillerinin © varını y ve Kafkasyadan Afrikanın do:- — ğusuna kadar — çöküntü bölge sinin buradaki zelzelelerle i! vaktıar. — Bitti — *