Bir gece ve sabahı Vakit gece yarı; sanlık, geniş bir Saime Sâdi msma doğra.. Balkosdan karanlığı seyrtediyorum.. Ve ke- Ye düçünme mevanu halinde, tâ uzaklara kadar — bütün (kapalı uryanlığı) ile devam edip gidiyor. t Kadırımlar dinleniyor, raylar se« vermiyor. Çatıların üstünde bağdap | kuzan avka, pencerelerin aralıklarından derin derin horulduyor. Yıldızlar uzak, bem de çok uzek.. Ancak birkaç denesini — görebiliyo- O rum, Denit, toprağa yapışmış siyah bir tu!kâl kötlesi haliade, hiç kımılda- | muyor. Rösgür, sanki tâ karşı dağda bir mağaraya girmiş, ayaklarıcı topar: Tıiyarak, paltosumun yakasını kaldırarak sessizce uyuyor. Ğ Tabiatile hıyatın bütün mücadeleleri, sanki bir vakın değildir, toprak — yözünda sanki kavgın çaçmemiştir. içbir şey yoktur, hiçbir tarih, biçbir tezat, hiçbir. meafaat Evet, tahiat yaktar. İnsan ve insan topluluğunun o ezeli ve ebedi kav. gem, kafamma içinde sadece bir yabimedir. Dünya metot bir bebektir, bop duk dediğimiz beşiğin yıldınlı mavi mamsiyesi altında derin derin, nazlı mezli uyumaktıdır. O kadar temiz, o kada: inde, onun rahatsız edi Fakat birdenbize, ta üşle, Na İş vakti. Dekikalar geçiyor. Raylardan bir scs, vam ve nenli bir bebek ki, kendi vahimem in bir eisayet olacağını düşünüyorum. bir fabtikanın düdüğü, uzu0, keskin bir rin en ölelerindeki amelesine bağırıyor: azaklardan — gelen İlk — iramtay arabası Hkericilerinin oğultasu aksetmeğe başlıyor. Alaca, verin karanlıkta, bir kepa açüyor, iki kişi çakıyon Ve, baral ayağa kalkıyor. Kavga başlamak ' üzeredir; kavga, eseli kavgal Neş'ur hayat kaygasl. — Hayatını sakıza medyun bir amelel — Liverpol fabrikalarında çalıe — pan amelelerden biri, işlerken — daima sakız çiğnemek itiyadın- ig da imiş, bundan on gün evel, — işe başlamak üzere iş elbisele- ni giyen amele, ceplerini yok- yınca, sakız kalmadığımı gör: O müş, acela; sakız almak üzere — bakkal dükkânına koşmuştur. /| Mini görür görmez, ispatı hüvi- yet için başka birşey isteme- miş ve çıkarıp herifin aradığı /— pürayı vermiştir. İngilterede saray kadınları y çanta taşımazlar y İııihudı' saray — kadınları, ta taşımazlar. Zira, kadın- hn, ekseriya taşımakta olduk- İam çantalarda para olduğu T vardır. Halbuki saray larının, para ile alâkaları — yoktur, Bu itibarla, çanta taşı- mak ihtiyacından dıuıı vareste kalmak istemeleri pek tabüidir. Valide kraliçe Mari, bu gibi şeylere çok riayet eder. Onun otuz. senedenberi şapkasının biçimini değiştirdiği görülme- miştir. Valide kraliçe, kimseyi rahat- sz etmek İstemediği için, çok defa yalmızca halk arasında gezer. Oııı Valide kraliçe ol: duğunu — bilmiyenler, çantasız gezmesinden kendisini — tanıya- bilirler! Unutkanlığın mazarratları! Amerikanın Ohayo şehrine yakın köylerden birinde oturan bir bakkal, dükkânı için öte- beri almak üzere şehre gitmiş ve bir otele inmiştir. Bakkal, “fevkalâde unutkan olduğundan,: kemerinde bulunan yüz yetmiş doları çıkarıp yastığının altına ıokıu:, ve ı:ıbyıhloşıi:' kalktı- |rıı:lYı unutmasın diye: 'üz yetmiş dolar, n ıltııdıdı’f.. Ğnı.ı.ıı.ı';ı?rı- ğıda yazırak, masanın üstüne koymuştur! Köylü, bu kadar ihtiyatlı davrandığı halde sa- bahleyin kalkınca kâğıdı. gör- ve parayı da — yastığın altından almağı unutmuştur! Köylü, otelden doğru çarşıya çıkmış ve istediği eşyayı almak üzere mağazalırdan birine gi- rince, parayı otelde unuttuğunu hatırl:ayrak, derhal telefon etmiş istemiştir. Bunun üze- mıyı koşan odacı, köy- lünüm: "yüz yetmiş dolar yastı- ğın altındadır. diye akşamdan yazıp bıraktığı kâğıttan başka birşey bulamamıştır. Bu kâğı- din altında şu cümleler göze : “Lutfunuza teşekkür ederim! imza: Hırsız, ANANOL U Şehır Dahili Haberleri Sutle zehirlenme İzmirlilerin ha- Bir memur dı zehirlendi Son hafta içinde peynir ve sütten zehirlenmek — vak'aları çoğalmıştır. Karşıyakada Şa> yeste sokağında oturan paket postanesi memurlarından Bay Mehmed Ali, sabahleyin Kur- şıyakada Kemalpaşa caddesin: de B. Müminin dükkânından aldığı bir miktar peyairi yemiş ve sonra kendisinde zehirlenme alâmetleri görülmüştür. B. Meh- med Ali tedavi ettirilmiş ve B. Müminin dükkânında satılan peynir de tahlil ettirilmek üzere Alınmıştır. Verem mücadele ce- miyetine yardımda bulunuluyor İzmir ihracati kontrol baş memurluğu tarafından kontrol üşleri münasebetile ellerinde kalan nümunelik üzüm ve pa- lamutların — Verem — mücadele cemiyetine — verilmesine karar verildiğini memauniyetle haber aldık. llk partide cemiyete 300 kilo üzümle 200 torba palamut verilmiştir. Az bile olsa cemi- yete bu suretle yardımlarını esirgemiyen kontrol baş memur luğunun bu hareketini takdirle karşılarız. Bir haftalık ihracat İzmir Ticaret ve Sanayi Oda- sınca hazırlanan bir rapora gö- ve, 17-23 Nisan haftasında li- manımızdan diş memleketlere aşağıdaki miktarda mahsul ibr **Ülim 1693 ton. burda c? 10 ton, palamüt 3088 ton, zey: Hayağı 151,5 ton, balmumu 1, arpa SÜ, susam 20, eşya- 3, küspe 138, deri 9,5, tütün 218,5 palamut hulâsası 193,5, yün 30 ton, incir 900 — kilo, oğlak 7, köoyun 444, kuzu 4302 tane, 27 nisan tarihinde de Pireye 174 koyun ihraç edilmiştir. Arazi tahrir işleri Vilâyetimizin muhtelif kaza- larında ve merkezinde devam etmekte olan arazi tahrir işleri ma; sonunda bitirilecektir. Arazisi en geniş kazalarımızdan biri olan Bergamada mevcud ve çalışan üç komisyona bir komisyon daha ilâvesine lüzum olduğu kaymakamlıktan v.lâyete bildirilmiş ve dördüncü bir ko- misyon daha teşkili için kayma: kamlığa salâhiyet verilmiştir. Diğer kazalardaki arazi tah- rir işlerinin mayıs sonunda bi- teceği anlaşılmıştır. BUGÜN TAYYARE SİNEMASINDA *28 Nisan 938 Perşembeden itibaren Sinema âleminin en büyük zaferi AYRICA: 2 Büyük filim birden Sonata Krotzer BETHOVENİN İLÂHİ MUSİKİSİLE BEZEN- MİŞ BÜYÜK AŞK ve İHTİRAS FİLİMİ Ispanyol Çiçekleri Aİspanyolca Sözlü Ve Şarkılı Büyük Operet Pöoeten: PARAMOUNT JOURNAL WilfiSesns: Sonata 2,30-5,30-9 da.. İspam o! 4 ve 7.30daj | miyeti Teberrü on bin li- rayı geçmiştir — Başı I nci sahifede — Herman — Spirer kumpanyası işçileri 174 lira 20 kuruş, Tü- tün tüccarı Sabri Fetvacı 100 lira, Alired Müzör 5 lira, Üzüm kurumu müessesi 300 lira, Sala- mon Algranti 5 lira, Alber Ga- bay 2 lira, Saçmacı hamamı müsteciri Kanber 2 lira, Meh- med Süleyman ve Ahmed Sa- gıroğlu SO lira, Ali 5 lira, Şe moel Uzunboy 1 lira, Ahmed Kadıoğlu 50 lira, Göztepa la- giliz kilisesi 5 lira, Misyon La> zaris 5 lira, Denizbank İzmir şubesi 500 lira, Bergamanın Şakran va Bahçedelen köyleri halkı 100 lira 25 kuruş, ye- kün 1570 lira 18 kuruştur. Şehrimizde, Turk hamiyetin- den şefkatinden parçalar kendini göstermektedir. — Karantinada Hamam sokağında 34 — numa- rada oturan Bayan Ayşe na- minda bir vatandaş, dün Kızı- lâya gelerek: — Para — verecek vaziyette değilim. Fakat işittiğime göre eşyada kâbul ediyormuşsunuz. Ne olur, bunları da kabul edin, kardeşlerimize yollayın. Demiştir. Bayan Ayşenin bu alâkası ve ham yetperverliği çok büyük bir tahassüs uyandırmış- tır. Çönkü cemiyet, yalnız para ile değil, diğer herhangi şe- kildeki yardımları da kabul etmektedir. ŞN ... Darağacında Piyada — soka- gında oturan Bay Hasan — na- mındaki bir vatandaşımız, dün idarehanemize bir lira getirin bıraklı. Bu parayı da Pazaartesi sabahı cemiyete teslim ede- ceğiz. Memurlarımız İzmir memurlarının hamiyetli bir hareketlerini haber aldık. Dün vilâyette vali muavini B. Cavid Ünverin riyasetinde top- lanan muhtelif daire müdürleri, Kırşehir ve bavalisi felâketze- delerine memurlarımızın yapa- cakları büyük yardım hakkında görüşmüşler, net'cede Mayıs peşin maaşlarından yüzde iki- sini ayırarak Kızılay vasıtasile felâketzedelere göndermeğe ka- rar vermişlerdir. Memurlarımı- zin bu hamiyeti de takdire değer bir hâdisedir. B. Ertuğrul Muhsin şehrimizde İstanbul Şehir tiyatrosu ile birlikte B. Ertuğrul Muhsin de şehrimize gelmiştir. Haber al- | dığımıza göre, B. Ertuğrul Muh- sin, şair B. Necib Fadıl Kısa- küreğin (Bir adam yaratmak) eseri ile (Kral Lir)i bizzat oy- nıyacaktır. Fransa Karlar altındadır. Meyva ağaçları zarar gördü. Paris, 30 (Radyo) — Mozel havalisine kar düşmekte devam ediyor. Kar, yirmi santimetre 'kadar yükselmiştir. (Nans) — taraflarında — ansızın vukubulan bir kasırga, büyük hasarat yapmıştır. Kasırgadan sonra kar yağmağa başlamış, meyva ağaçları üzerinde mü: him zararlar vermiştir. &.. 8 At yarışları Bug marla sona eriyör Bugün İzmir hususi mubase- besinin yıllık İlkbahar at yarış- ları K zilçüllü koşu sahasında yapılacaktır. Mevsimin son ko- şuları olduğu için bugünkü at- yarışlarının çok heyecanlı ola- cağı tahmin ediliyor. Çilte ba- his 2 ve dördüncü koşular üze- rinedir. Üç yaşıadaki yerli yarım ve haliskan İagiliz taylarına mah- sus birinci koşuda favuri Lüks- bar, dört ve daha yukarı ya- şındaki yerli yarımkan - İngiliz atlarına mahsus ikinci koşunun favurisi (Mahmure) ve (ikinci Sada) dır. Maamafih hendikap ağırlıkları sebebile bu koşuda sürprizler beklenebilir. Buüca koşusu adı - verilen üçüncü koşu, üç yaşındaki ha- liskan İngiliz taylarına mah- sustur. Zavada ve Komisar alb miş dört ve altmış beş kilo gibi mühim ağırlıklarla koşacakları için Özdemir ve Vevgatanın neticede galip gelmeleri muh- temeldir. Dördüncü koşu (İzmir büyük koşusu) dur. Mesafesi 2400 metre olan bu koşu dört ve daha yukarı * yaşındaki — İngiliz hayvanlarına mahsustur. Tomru ve Girgin; handikap ağırlıkları itibarile çok halif olacakların- dan rakiplerini geçebilirler. Ya- rm ve haliskan Arap taylarına mahsus 9 Eylâül koşusunun fa- vurisi Ferruhdur. Altıncı koşu, Burnava koşu- sudor. Bu koşuda 7 halis ve yarımkan Arap atı koşacak, Alderviş, Nazime ve Bahtiyar arasında bir çarpışma olacaktır. Koşuyu, bu üç hayvandan bi- rı'nŞl karzınanadı. kekisdisı ilâyet baytar müdürlüğü, mevsim at koşularının netice- leri hakkında bir rapor hazır- lıyarak Ziraat Vokaletine gön- derecektir. Şaşaldan çıkan ihtilâf Kaynak ve arazi kıy- metlendirilecek Şaşal suyu kaynaklarının bu- lunduğu yer meselesinden Dek- derdarlık ve Hususi Muhasebe müdürlüğü arasında ihtilâf çık- mıştır. Şaşal — kaynağı ile civa- rındaki arazinin Hususi Muha- sebe idaresi nâmına tapuya bağlanmasına teşebbüs edil Delterdarlık kayaak arazisinin hazineye ait olduğunu iddia etmiş ve neticede bu iddiasını ispat ta eylemiş olduğundan Şaşalın, Maliyeden — satin alın- masına karar verilmiştir. Bunun için teşkil olunan bir komis- yon, Şaşal kaynakları ile civa- rındaki araziyi kıymetlendire- cek ve bu kıiymet üzerinden parası hazineye verilerek Şaşal | — — © Hususi Muhasebe - idaresi na> mina — tapuya — bağlanacaktır. Haber aldığımıza göre, Şaşal ve arazisine 4000 lira kıymet takdir olunmuştur. Liyonda Bir tayyare düştü, dört kişi öldü Paris, 30 (Radyo) — Liyon- da bir yolcu tayyaresi düşmüş ve içindekilerden dört kişi öl- müş, bir kişi yaralanmıştır. Bu feci kaza, Liyonda derin tecssür bhusule ygetirmiştir. SN Avruperla ta ebalk ) k hatıra ari Çıplaklar adasın- da birkaç saat. Paristen iki saat kıdnr me- safede Sen nehrinin üzerinde yüksek ağaçlarla bezenmiş gü- zel bir adacık vardır. Bu ada çıplaklar cemiyetine tahsis edil- miştir. Parisin çok muktedir doktorları bu cemiyeti idare ederler. Gayeleri muhakkak ki çok samimidir.. Bu cemiyete mensup bir ar kadaş, Nisan ayı içinde bir pa- zar günü sabahı beni adaya gö- türdü. Bir motör bizi mâüksı- dumuza eriştirdi. Ayağ mızı ada- ya basar basmaz, “Piste gire- cek misiniz?,, diye bir sual so- ruldu. Arkadaşım, “Hayır, ce- Yabını verdi. Sonradan anladığıma göre piste .elbise ile girilmezmiş, so- yunmak lâzımmış. Biraz - ilerle- dik, önümüze adayı boydan boya kateden bir yol uzandı. Yolun iki tarafında bahçeler içerisinde bir kath küçücük seyyar evler sıralanmış.. Âdeti- Mmize uygun olmıyan manzaralar göreceğimi zannederek heyecan içerisinde arkadaşımla beraber ilerlemiye başladık. Ben Adem ile Havva gibi gibi insanlar göreceğimi umuyordum. Fakat ziyet kü kadın ve tab ri erkekler, amiyanesile, edep mıhıllırını setretmişlerdi. Arkadaşım: — Bunlar, şehirde muhteli! vazifelerde çalışan, her türlü Si erbabından olan kimse- lerdir. Senelik tatillerini geçir- mek üzere buraya geldiler. Ce- miyetin azalarıdırlar. Bu adanın üsüllerine riayet etmek şartile her türlü vesaitten istifade eder- ler. On beş gün, bir ay kak dıktan >sonra tekrar — isleri ba- şına dönerler. Dedi; Biraz daha ilerledik, sssedi çevreli pisti gördük. İçin- de bu'lunanlar — her türlü spor hareketleri yapıyorlardı. Öğle- yin adada yimeyi kararlaştır- dik, kir. lokantasına — girdik. Bize tuhaf tuhaf baktılar. Çıplaklar adasındaki lokan: tanın yemek İlistesi bilhassa çok alâkalı idi. Bu cemiyetin azaları şarap yerine şıra içerler, et yimezler. Haşlanmış sebze, balık, meyva en birinci ve mü- bim — gıdalarını - teşkil — eder. Biz de onlara uyarak yemeği- mizi yidik. Bana anlattıklarına göre, in: sanın teşekkülâtı mideviyesi ve bağırsakları et yiyen —hayvan- lardan ziyade ot yiyeninkilerine benzermiş. Fakat insan dimağı ile ve vücudü ile fazla çalış- mak ve binnetice fazla kalöri sarlfetmek — mecburiyetinde ka- hanca ot yemekleri kâfi gel- memiş. Gi'ıul bir kayıkla adanın tw ybphk âklıma şair Nedim goldı. İstad Edirneyi görmüş, cennet demiş. Acaba bu adı bu şek lde göreymiş ne demez- miş diye düşündüm. - Bülent Üstündağ Daladıye Londra müzakereleri hakkında cumhurre. isine izahat verdi Paris, 30 (Radyo) — Başve- kil Daladiye, bugün Eliza sara- yına gitmiş ve Cumhur reisi Lebrun tarafından kabul edile- rek, Londra müzakereleri hak- kında kendisine izahat vermirtir. Hariciye Nazırı (Torj Bone) de Çekoslovakyanın bura selirini kabul etmiş ve uzun müddet konuşmuştur.