— Sâhife 9 İlmi bahisler: Dünyanın büyük Feci neticeleri olmn;ydı, zelzele temznni zelzeleleri edilirdi. Fakat insanlık o kadar kurban vermiştir ki... Zelzele kaç çeşiddir? -S Muhtelif ve biribirinden uzak sis- mografların verdikleri metice- lere göre bu merkezin coğrafik (kuardone) lerini tayin etmek mümkündür. Bu prensiplerden elde edilen en esaslı neticeler pek çok hareketiarz merkezle- rinin açık denizlerde - olduğu, Oseanlardan olmasa bile sahil- lerden uzak denizlerde — bulun: duğundan ibarettir ki, bu sa- hiller ekseriya sarsıntıya marur- durlar. Japon cunamisçiler de ayni neticeye vasıl olmuşlardır. (Mil) nin bu busustaki müşahe- deleri ise daha umumi bir saha işgal ederler, Sarsıntıların esbabt Sarsıntı hi sinin harici te- zahüratını ve intişar kaidelerini tanıdık. Şimdi de zelzelenin uzun zamanlar jeologlar tara- fından birçok taksime uğramış- tır. Bunları hulâsa — etmek fay- dalıdır. Mevzit ve 'oldukça zayif şid. dette, arzın dahilindeki boşluk- ların çökmesinden ileri gelen bazı mevzü sarsıntılar hariç edilmelidir. Kireçli arazideki (Dolin) ler gibi. Veya mütema- diyen tuz, kibritiyeti kalsiyum üzerine dökülen suların yaptığı şiddetli çöküntüler hariçtir. Bu hâdiseler maden kuyularında bulunan bazı hâdiselerle — mu: kayeso edilebilir. Bunların ade- di oldukça azdır, Bir zamanlar; hareketiarzlara — osasji olarak volkanlar kabul edilmişti. Vol- kan indifalarında — hasıl olan infilâkların büyük rolleri — bili- nir, Bu toerübeler gösterir ki, bu hâdise sismik hâdiselerle kabili mukayese bir haldedir. Yahud en az onların küçük bir kutur dahilinde yaptıkları şey- lordir. sathında veya tahtel- arz hasıl olan infilâk sarsıntı. ları ber ne kadar kuvvetli olur- sa olsun onlar bulunduğu yer- den az bir mesafede hissolu- nurlar. Nitekim 1888 de hasıl olan bir infilâkla Japonyadaki Pandayzanın canibi mahrutunu yıkan hareket, 1891 - zelzelesi- nin titrettiği sahanın ancak *4 Si kısmına müsavi olduğunu Yamazakinin tetkikile anlaşıl- mıştır. Hareketiarzların — esasını vol- kan patlama hâdiselerinde gör: mek mümkün değildir. Çüönkü hareketi örzların bilhassa en kuvvetlileri büyük satıhları mü* teessir etmiş olanların hiç pat- lama hâdisesi ile müterafik de- gildir. Bundan başka çok si sılan birçok yerlerdehali faali- yette volkan görünmüyor. Vol- kan hâdiselerinde olduğu gibi hareketiarzlarda da denize ya- kınlık şart değildir. Maamafih uzun zaman deniz sularının li- tosfer tabakaya hulül ederek zelzele volkan hâdisesinin bir şartı gibi kabul — olunuyordu. Çöküntüden mütevellid zelzele ile volkanlardan mütevellid zel- zele g bi iki faraziyeye Avustur. yah alimler mühim bir üçün- cüsünü de ilâve ettiler ki bu hareketiarzlardır. arak 1851 Ami Bıue Lise coğrafşa muallimi Hüznü Hun gibi olmuştu. Fakat ayni za- manda —Ed. Sucssin — aşağı Avusturya hareketi ile —şimali İtalya: hareketi güzel bir üt e yaptığı tetkikat ne- ticesinde bu iki hareketi biri- birine bağlıyan ve aralarındaki sıkı münasebata şahit eden alâ- kayı ispata muvaffak olmuştur. Süs birinci etüdünde: Üç bö- lüm hattı (kırıklık) bulmuştur ki bunların üstündeki epiceuters bütün memlekette harekâtı ar- ziyenin merkezidir bu — hatlar şunlardır: Kamp, Thermal, Mürz hatları. Son ikişi: Biri arzani, diğeri tulâni olmak üzere Şarki Alp- lerdeki — iaşikaklarla — tenazur teşkil ederler. — Birincisinden biraz tonra bahsedeceğiz. Sü- sün ikinci tetkikinde Kalabr yârım adasile Sicilyada birçok hâreketiarzların — episanresleri, merkezi Libari adaları açıkla- rında olan bir dairenin üzerin- | dedir ki orada — kışnarz. bir güvet şeklinde açılmıştır. Ayni zamanda (Failles Radiales)lerin, merkezleri Libarı adaları üze- rinde mütekarib bir vaziyette müsavi istikamette birçok hare- ketiarz merkezlerinin üzerinde bulunduğu neticesine — vanldı. Ayni zamanda başka misaller: de göstererek bu neticeli izah- | larla hareketiarzların bir tekti- vinik tasnifini yapımağa muvaf- fak oldu. Teşekkülü cibal ile sarsıntılar aranndaki münase- beti gösterecek sismik coğrafya kaâidelerini söylemeden evel hareketiarzlarla kışrıarzın harici hâdiselerinden bazıları arasında olan münasebat hakkında bir: kaç söz söylemek icab eder. Hareketiarzların zaman rile asırlar içindeki istal aranıldı muayyen bir olup ol bu mevsi Bazı mevsimlere göre taksim etmek, yani çok veya çok so- guk olmuıyan memleketlerde ya- pılan tej:ıktı azami zelzeleyi kııııı görmüşlerdir. Bazıları da mağa çalıştılar. Perrey ve Fılhe de kamerin hareketlerile sismik arasında münasebet bulmağa çalıştılar. Bundan başka arzın kutupları arasındaki hattın se- mevi tahavvülü ile, senenin bü- yük hareketiarzları arasında bir münasebet — tesisini — aradılar. Bütün bu müşahedeler Mentes- sus de Ballore (VIlL. chay 20) ndan — hakikat aranaârak neticeyi şu suretle söylemiştir. *Şimdiye kadar farzedilen ve tesadüf üzerine istnad eden hareketiarzlarla kışrıarz haricin- de muhteli ler arasında- ki münasebetleri aramık için sarfedilen mesaiden neden kal- mıştır? Hiç, yabut hbiçe yakın Bu suretle sismolojik edebiya- tın yarıs! gelmemek üzere git- miş demektir. Bunu bekleme- liyiz. Haceketiarzın jeolojik di- ger safhaları üzerinde de bu bu kadar mesai — sarfedilseydi (yanlış yollar üzerinde bütün bu bisud mesai yerine) ne ka- fade edilecekti. coğrafi taksi- babı aesina ila ANADOLU UA a İA HL Da Intikam ERLERı Salıhlıde bayram Ortamektebin temeli B.L. Kırdar tarafından atıldı.. 24. Nisan, Salihliyi pek çok eserlere kavuşturan bir gün olarak geçti. Valinin Salihliye gelişi, Ortaokulun temelleri atılırken. Salihli, (Hususi) — 24 Nisan, Salihlinin -en coşkun günlerin- den biri olarak geçmiştir. Sa- balı, 10,30 da ilbayımız, doktor B. Lütfi Kırdar Kültür Direk: törü ile birlikte Salihliye gel- miştir. Trenden inen ilbay, ev- velâ mekteplere uğrıyarak yav- ruların — bayramlarını — kutlula- sıştır. Bayan Nazmiye söylüyor.. Saat on birde - inşa edilecek ortaokulun temelini atmak üze- re mektep arsasına gelen ilbay, öğretmen — Melek — Kızıldağın söylediği nutku müteakıp: — Salihlililerin başladığı bu eseri muvaffakıyetle bitirmele- ni temenni ederim, Diyerek temeli atmıştır. Buu- dan sonra belediyenin Cumhu- riyet meydanına koyduğu büstün önüne gelinmiş ve Kemal Er- sopn nutkunü — müteakıp ilbay, kuürdeleyi kesmek - suretile kü- şâd resmini yapmıştır. Meydanı dolduran Altı yedi bin kişinin alkışları arasında — Halkevine dönen ilbay, Halkevinin Ame- vikadan getirttiği hoparlör ve radyo tesisatını: “Bu medeni vasıtayı kuran — Salihlilileri ve Salihli Halkevini tebrik ederim., Diyerek açmıştır. Bu küşat resminden sonra Kızılay ile berberler cemiyetinin belediye revirinde sünnet ettir- dikleri seksen bir yavru ziya- ret edilmiştir. Buradan Hılkevıııı avdet eden İlbay, biraz miş va şereflerine vı fatte bulunmuşlardır. Samimi ve neşeli hasbıhâaller yapılmış ve alkışlanmıştır. Egenin en güzel kazası olan Salihlide bugüne kadar bir Ata- türk büstü ile Ortaokulun ya- pılmamış olması bu şirin kaza- nın en büyük eksiği olarak gö- rülmekte idi, Her güç işi gören ve yenen İlbayımız ve ilçeba- yımız, Salihlinin bu yerinde iki i da görmüşler ve bu işin üzerine parmaklarını koya- rak halle muvaffak olmuşlarşlır. Çocukların bıgrını lııdlııîı!nı!ııdın intibalar. münaşebetleri: Montessus de Ballore sismo loji ve coğrafya üzerine kıymetli bir eser yazmıştır. Düayanın her tarafındaki sismik darbele- vin kesrati ürerinde vantığı de“ | rin tetkikatta 1900 de kendisi tarafından söylenilen vaziyetten bilistifade —muhtelif diffrentes air contınental etles (geosync- linaux ) leri sıra ile tetkik etti. -Arkası Jenni Sitrorel, karnaval mü- nasebetiyle Raviyon âilesinin tertip ettiği kostümlü baloya gelir gelmez, kocasının kendi- sine — refakat edemediğinden dolayı özür diledi: — Benimle Beraber — gelme- sine imkân yoktu; dedi. Fab- rikasının ameleleri yeni bir grev yapmak üzere imiş. Grevi ya- tıştırmak için, bu aabah oraya gitti. Ve, bu sanayi kargaşalıkla- rına ehemmiyet — vermediğini göstermek maksadile, gülerek ilâve etti: — Ne zaman geri dönece- gini de, pek bilmiyorum. Gayet zarif şekilde giyinmişti; üzerinde, vücudünün tekmil gü- zelliğini belirten bir rob vardı. Onu tanıyan Metr Dotel, sa- bahin saat birine doğru, tele- fondan çağrıldığını — bildirmek için, oynadığı rumbayı bitirme- sini bekledi. yesile beraber büleye kadar gittiler; orada, onu ter- ketmek mecburiyetinde oldu- ğunu söyliyerek af diledi ve: — Kocamın beni bu saatte telefona çağırması, gene yeni bir aksiliğin zuhur ettiğine de- lâlet eder; dedi. Fakat, telefon eden başkası idi. Bir otomobil kazasına uğ- rtıyan kocasının yatırıldığı - Bo- mon hastanesinden telefon edi- liyordu. Jenni: — Yaranı ağır sordu. — Tehlikeli denecek dere- cede ağı mkün olduğu kâ- dar çabuk gelmeniz lâzım; ce- vabını aldı. Jenni, bir kârar vermek için tereddüd eden kadınlardan de- gildi. Derhal hastaneye gelece- ğini bildirdi. Sonra, vereceği emri bekli- yen — yanındaki — hizmetçisine döndü: m Suvarenin ahengini mak faydasız; dedi, Bi olarak Madam Raviyon mâzur görmelerini — söyl: Kocam bir otomobil kazasına a? diye öyler söylemez, man- tosunu giydi. Şoförüne gidece- ği yeri söyliyerek, otomobile atladı. Hastaneye gelince, hastaba- kıcı kadın, ona evvelâ, kocds- nın ameliyat odasında bulun- duğunu söyledi. Sonra, Jenniyi, hüzün verici bir odada birkaç dakika kadar bekletip, yanında yardımcı bir doktorla döndü. Doktor Jenniye, çekine çeki- ne, en nihayet yaralının öldü- ğünü bildirdi. * .. O zamana kadar soğukkanlı- hğını muhafaza eden genç kâ- dın, bacaklarının titrediğini his ettiş kolları açıldı;. mantosunu kapalı tutan eli boşandı. ve, derin bir iniltiyle beraber, has- tabakıcının kolları arasına düştü. Aklı başına - geldi; kendini boylu boyuna bir kar- yolada yatıyor buldu. Örselenip kırışan — mantosu - üzerindeydi. Hastabakıcı kadın, kendisine eter koklatıyordu. Jenni, bir müddet bulunduğa çıplak oda- nin dekorunu - seyretti. Ta, bir; hatırlamak — istiyormuş gibi, düşünceye daldı. Çok geç. meden, kuru fırtınayı müteakı- ben şiddetli bir yağmur boşa- aırcasına, ağlamağa - başladı. Onun — gözyaşları, hastabakıcı- nin endişesini giderdi. Artık kocası hakkında Nisan 28 Çeviren: Hüseyin Gözler tafsilât istemiyordu, sadece: — Öldül.. Öldül.. Sözünü tokrarlayıp duruyordu. Biraz sakinleşince, dan indi. Üzerinde süâlü bir ek bise bulunduğunu düşünerek mahcub oldu, derhal hastaba- kıcıya dönerek: — Kusura bakmayınız, ba- loda bulunuyordum, dedi, — Evet.. Evinize telefon et- miştim; bana — bulunduğunuz yerin telefon numarasını bik: dirdiler. Jenni, mantosunun ön tara: fını dikkatle kapattı. Sonra, iki hıçkırık arasında, kocasını gör- mek istediğini söyledi. Hastabakıcı, — Jenniyi, — ıssız bir odaya lü. Orada, genç kadın, mavi ve ölgün bir ziya- nın altında, karyolanın üzerine uzanmış belirsiz bir şekil gördü. Karyolaya doğru yaklaştı, üze- rinde yatan yüzü sarılı adam, kocası idi. Vücudü yeniden hıçkırıklarla sarsılan Jenni, ölünün yanına diz çökerek dua etmeğe baş- ladı. Başı karyolanın demirine dayalı bir vaziyette idi, abakıcı kadın, odadan sessiz. sadasız — uzaklaşmıştı. Genç kadın, en nihayet, ayağa kalktı; sargı bozleri arasında, ölünüa iyice görül NÜ uzun uzadıya Hastabakıcı ayaklarının ucuna basarak, tokrar Jenninin yanına geldi. Şimdi artık dul kalan genç kadıa, onunla beraber koridora çıktı. Orada, kaza hakkında ondan izahat istedi. Hastabakıcı; — Bu hususta pek o küdar çok şey bilmiyoruz; dedi. Oto« mobil Bove yolu üzerinde dev rilmiş; iki yaralıyı buraya jan- darmalar getirdi. — Demek kocamın yanında biri daha vardı? — Evet... Bize, kocanızın kâ- tibesi olduğunu — söyliyebilen bir kadın vardı. O da, birkaç yerinden yaralıydı. Fakat onun kurtulması ihtimali var. Jenni, başını tekrar — kaldıra: rak: — Kâtibesi demiştiniz. de. gil mi? Dedi. Hastabakıcı, bu sualden hiç kuşkulanmıyarak devam etti: — Evet, genç bir. kadın.. — Biliyorum.. Jenni, kocasile beraber yara» lanan kadının kim olduğunu, herşeye rağmen, öğrenmek is- tiyordu, Demek ki kocamı, gre- vi behane ederek, bir kadınla birlikte gitmişti. Bu kadını, herhalde tanımak istiyordu. No büyük utanmaz- hktı bul. Bu derece çirkin yalan olur muydu hiç? Kocası, ona gösterdiği em- niyetten istifade etmişti. Ölüm, onun bu kabahatinin cezasını vermişti. Jenni, tekrar soğukkanlılığını toplıyarak, hıltmhu a: ni — Bu kadını görebilir mi- iy.ı.ı:. lııloıııı birşey söylemek ister lij ıb)ı'lpıııı? mediğini — öğrenmek Dedi. — Tabit görebilirsiniz. Yak Biz, vaziyeti, çok büyük dikkati icap ettirmektedir, ona kocanı: zn öldüğünü bildirmek - tehli- keli olur. — Evet, anlıyorum! Hastabakıcı, Jenniyi, — yaralı kadının odasına götürerek ya- nından ayrıldı. Jenni, o anda, beyaz yaatı- n üzerinde en iyi arkadaşı Süzanın yüzünü gördü. karyola-