— Sahifa —8 4 “RADYO VH Bugünkü program İstanbul radyosu Öğle neşrigatı: Saat 12,30 Plâkla Türk musikisi — 12,50 Havadis — 13,05 Çocuk bay- ramı haftası münasebetile çocuk esirgeme kurumu namına Şehre- mini Halkevi gösterit kolu te- rafından bir temsil. Akşam neşriyatı: Saat 18,30 Çocuk bayramı ve haftası mü- masobetile çocuk esirgeme ku- rumu namına konferanı : Dr. Ali Şükrü (mama ve oyun ço- suklarının bakım ve terbiyesi ) — 18,45 Plâkla dans musikisi — 19,15 Spor musahabeleri : Eşref Şelik — 19,55 Borsa ha- berleri — 20 Sadi Hoşses ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve halk şarkıları — 20,45 Hava raporu—20,48 Ömer Rıza farafından arapça söylev — 21 Radife ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları ( Saat ayarı) — 21,00 Orkestra: 1 — Morena: Straubledern süvit. 2 — Dr'go: Vals minyon. 3 — Staup: Kon, 22,15 Ajans haberleri — 22,30 Plâkla sololar, opera ve operet parçaları — 22,50 Son haberler we ertesi günün programı — 23 Son. Muhtelif Avrupa istasyonları- mın bu akşamki program özü: Senfoniler: 13,15 Roma kısa dalgası : Senfonik konser, 21,15 Bükreş: Senfonik konser (Rumen filâr- monisi), 21,30 Belgrad: Sonfo- nik konser. Hafif konserler: 7,10 Berlin kısa dalgası: Hafif | müsiki —( 8,15 devâmı), 9,30 Bavyera çocuk şarkıları, 9,45 Gitar musikisi, 10,30 Askeri bando, (8,30 dan başlıyarak fa- — gılalarla Paris Mondial 12 ye ka- dar: Plâk noşreder ), 12,15 Roma kısa dalgesı: Hafif musiki konseri, 13 Berlin kısa dalgası: — Hafif musiki, (14,15 devamı ), -13,10 Bükreş: Plâk, (14,30 de. vamı ), 13,15 Paris Mondial ; * Konser nakli, 14 Keza, 17,45 Berlin kısa dalgası: — iş sonu konseri(18,50 devamıı), 18 Peşte: | Koro konseri, 18,05 Ostrava: Askeri musiki, 18,30 — Berlin kısa dalgası: Küçük musiki parçaları, 19,20 Lâypzig:Piyano | sopran keman konseti, 20 Berlin kısa dalgası: Askeri bando, 20,20 Florans, Napoli: Orkestra O koönseri, 20,30 Roma, Bari: — Karışık plâk müsikisi, 21 Viya- — ma: Hafif musiki, 21,30 Florans, — Napoli: Hafif musiki konseri, - 23,15 Ostrava: Plâk konseri, 23,35 Prag: Radyo orkestrası, 33,40 Viyana: Hafif musiki — könseri. ikğ'e İçerideki hasta bakıcıya dok- »or dışarıya çıkmasını işaret etti. Kendisi, büyük bir karyolada upuzun yatan solgün yüzlü, wzün burünlü, ellilik bir adar ma yaklaştı: — Müsyö Şiyapl Müsyö Şi- — yap; dedi. — Haste gözlerini açtı. Karşı- snda doktorüu — değil, fakat — gühte saka'ını ve biyiğını güle- rek yüzünden çıkarmağa çalışan — meşbur polis hafiyesi Kançofu görünce — karyolasının — içinde olura kaldı! Kançof ont gülmelerinin en — güzelile güldü. l Sakın darılma bana, dedi; İçerye Jimıelı için — bundan |142 Akseki Ban. | 183 B. Pamuk 34 Kanlı Mendil Cinayet, heyecan, korku aşk ve kahramanlık « Operalar, operetler: 18,30 Berlin kısa dalgası : Liririk opera parçaları, 20,15 Lâypzig: Verdisin “Othello, oöpermn, 20,35 Bükreş: Vagnerin, *Valkyre, operası, 22 Roma, Bari: Verdinin “ Boccanegra , operası, 22 Milâno, Torino : Maris Bonanın “Teladi Ragno, opereti. Oda musikisi: 15,30 Paris Mondial: Oda musikisi konseri, 22,30 Bratis- lava: Triyo konseri (Mendels- sohn). Resitaller: 10,15 Berlin kisa dalgası : Alman ve Hollanda şarkıları, 16,30 - Ayni am, 17,15 Roma hız'dd:'ı:'Hılk şarkr ları, 17,20 Bretislava! Halk şarkıları ve operet havaları, 19 Viyana: Piyano resitalile viyo- lonsel konseri, 19,45 Belgrad: Halk şarkıları, 20 Florans, Na- poli: Muhtelif Şşarkılar, 20,15 Peşte: Macar şarkıları, 21 Bel- grad: Halk şarkıları, 22,30 Os- trava: Halk şarkıları, 22,30 Flo-| rans, Napoli: Orkestra refaka- tile şarkı konseri, 22,30 Prag: Yugoslavya şarkıları, 23,30 Brü- no : Piyano konseri (Dvorak, Chlubna). Dans musikisiz: 18,02 Bükreş : 19,15 Keza, 19,10 Ostrava; 23,15 Florans, Nopoli: 23,30 Lâypziş. Yaralamak Kemer caddesinde Berut kızı 50 yaşında Hayriye ve kızı 16 yaşında Vasliye, Pamuş oğlu 12 yaşında Raşidi döverek ayakkabı ile yaraladıklarından ikisi de yakalanmıştır. Borsa 27-4-938 üÜzüm — satışları C. Alıcı KUĞ KSi 15 Esnaf Ban. 13 75 14 75 14 25 15 14 50 15 25 14 625 S0 Y. İ Talât 34 Ş. Riza H. 32 K. Taner 22 M. |. Tar. 495 Yekün 69421 Eski Yekün 69916 Umum Yekün Piyasa Hatleri | 14 625 27-4-938 çekirde<siz üzüm | orta fiatleri: No. 7 13 . 8 4 9 14 i 0 'AĞ . n 16 Zahira satışları Ç. — Cinsi K.S. K. S. 33 Ton Buğday 35 , P. çekir. 33 Ken. Pala. 24) 34 30 Yazan: İrfan Hazar başka bir çare bulamadım! Seni muhakkak görmek istiyo- rum. Şiyep, baygın bir halde dos- tunun elini tuttu: — Görüyorsun ki ölüyorum; dedi. — Hastalığın nedir? — Dün yapılan koönsültas- yonda, şiddetle ilerileyen bir Zafiyeti umumiye ve sinii ranı geçirdiğim tesbit edildi. — Konsultasyonu yapan dok- torlar kimdi? — Mösyö Milierden maasda C. Duglas ve akliyeci N. Pavol. — N. Pavol mü? — Evet... — Mösyö Şiyap! otomobilde BN Ş ANADOLU Vahşi hayvanlar arasında — Başı 4 üncü sahifede — Aksi gibi silâhım yanımda yoktu. Bu şerait altında âyı ile Uğraşmak benim için imkân- sızdı. Bununla beraber, onun cüretkârlığına karşı koymağa karar verdim. Elime ” uzun bir dal aldım ve bağıra bağıra bu dalı sallıyaral yının üzerine hücum ettim. Bereket versin, bu âni hare- ketim iyi metice verdi. Vahşi hayvan domuzu bırakarak kaçtı. Fakat, ayni günün akşamı, ineklerimden birini parçalyan ayı, benden intikamını almakta gecikmedi. Bir baskın Henri Frinin anlattığı mace- ratın en feci kısmı, birkaç gece sonra cereyan ediyor. Çiftlik müstahdemlerinden bi- ri, gece yarısı acı bir feryat işitiyor, Vvahşi ayının — çiftlik içi girecek kadar cesaret göstereceğine ihtimal vermiyen Adamcağız, yanına silâh alma- dan, eline geçirdiği bir fenerle ineklerin bulunduğu ahıra doğru gidiyor. Fakat ahıra yaklaşınca, karşısı kadar gör- med ği ( ya dikiliyor. Ayı, korkusundan olduğu yerde donup kalan adamın elindeki feneri alıp, otuz. metre üzağa fırlatıyor. Silâhsız ve müşkül vaziyette bulunan bu adamın hayatının kurtulması, bir mucizeye bağlı kalıyor. Vahşi hayvanla pençe pençeye.. Başından geçenleri ve nasıl kurtulduğunu çiftçi şöyle anla- tıyor: — Bu gibi hallere alışkın ol: duğum için, birden aklımı bar şıma topladım ve avazım — çık tığı kadar “İmdatl, diye bar h le bağırmakla be- z dd ai mağa köyuldum. Fakat arkam- dan gelen ayı, üzerime çullan- makta gecikmedi.. Beni iki pen- | çe darbesile yere serdi. Baygın bir vaziyette ölümümü bekliyordum. Bu sırada hayal meyal işittiğim ayak seslerini müteakıp, şiddetli bir. patlama duydum.. Atılan bir kurşunla yarala- | aan ayı, beni bırakarak, silâhin doğrü koşmağa ikinci bir kür. sermeğe — kâfi atıldığı yere başladı. Fakat şun, onu yere geldi Sil atan, imdadıma yetişen arkıdaşmmış. Eğer © olma- saydı, şimdiye kadar çoktan öbür dünyayı boylamış buluna- caktım. Biraz sonra, öldürülen ayının ihtiyar ve kurnaz ayı olduğunu görünce, atlattığım tehlikenin iyi netice vermesinden memnun oldum. geçird. r buhranına aid sizden talsilât alamaz mıyım? Dört saatlık gaybubetiniz bana pek gayri tabil geliyor... Öyle değil mi?... Mösyö Şiyap! Mös- yö Şyap! Ne o.. Bayılıyorsu- nazl... Niçin sarardınız!... Fakat, bu odada çok tühaf bir. koku var!.. Şiyap, Şiyap! Kançof, bankerin üzerine eğil- di. Göğsünü açtı. Ona bir da- kika kadar sun'i tenellüs yap- tırdı. Odada su yoklu. Yalnız etajerin üzerindeki küçük bar- | dakta sarı bir mayi vardı. Po- lis hafiyesi bunu eline aldı. Burnuna götürdü. Pek mühim zamanlarda yap- tığı gibi kaşlarını birkaç defa oynaltı. Sonra, dışarıya çıktı. Dışarda Şıyap'ın kızı güzel Jsamin doktoru heyecanla bek- liyordu. Odanın kapısı açıldığı zamân korku ile yerinden kalktı. — Doktor! 28 Nisan Yardım listesi A Tüğlerafı Tndi sahifede — C. H. P. Sekreteri Zühtü Kavaf Cemil Atlas Dişçi H. Raif Barçın Camcı Mustafa Kunduracı Rasim Duygun Doktor Cevdet Fuat Özyar Lira K. 10 Elbiseci Ahmet Hamdi ve ailesi efradı Politi Limitet şirketinden Terzi Mehmet İdris Nuri Çolakoğlu ve ortağı Hurdavatcı Yako M. Arditi Jan Antepli çorap ve fanilâ tölyesi işçilerinden İngiliz General Konsolosluğundan Hanri Van Der Zee Edvar Alioti J K. Papadimitriyo Yusuf Çağlıyan Kavaf esnafının aralarında toplâyıp - verdikleri Kavaf tezgâhdarlarının Kahveci Hamza Atalay Osman ve Ahmet Tatari ticarethanesi Kemerde bahçıvan Ali Gümrük önünde paçacı İzzet Kunduracı Kulalı Ahmet Özmen Köseleci esnafı tarafından Müstala Sıtki Beşikçioğlu ve : kardeşleri Dilsiz, Sağır ve Körler Kurumu başkanı Albert R. Karmona Mehmet Ali Baykrakdaroğlu Rifat Cemal “Atakör, S. Pölim, H./ Büker A, Pelin Döşemeci Hasan Çulluoğlu hamı kunduracı osnafı Abdurrahman demir mağazasında Hüseyin ve İbrahim Mütekait Yakup Sağol Zahire borsasında Hüseyin Canlıkaya Elbiseci Yusef Çikurel İran Konsolosluğundan Halimağa çarşısında Kantarcılar ve Tartı birliğinden Doktor Zibil Huber Giudici Sebzeci Kâzım Fabrettin Aykol Mehmet ve Hüseyin Egeli ve Derviş Demiroğlu Şemoel ve oğlu Nesim Valensia Felemenk Konsolosluğundan Hermann Spirer ç i9 v 200 —e 1232 02 Belçikanın enteressan bir deliler memleketi vardır karşılaşmaz bana - şunları ledi: — Benimle geliniz, şimdi gi- dip ordumu teltiş edeceğim. — Ordunuz nerede? — Derezinija nehrinin öteki kıyısında.. Fakat bu koca nehri geçmek o âr müşkül ki.. Eliyle küçücük ırmağı gös- teriyordu. — Fakat ben yanınızda iken hiçbir şeyden korkmayınız. Neh- ri geçerz. Göreceksiniz. ne muhteşem bir ordum var.. Son- ra ordumu alır beraber keklik avına çıkarız! Köydeki bütün delileri böyle gayri tabii insanlar zannetme- söy: Diye kendisini Kançofun ku: cağına attı. Fakat odadan çıkan doktor Miliyer değildi, Sarı saçlı, yeşil gözlü, kuv- vetli bir adam derhal odadan fırlamış, Jasmine küçük bir sükül işâreti yaptıktan — sonra salonun köşesinde duran tele- fon ahizesini yakalamıştı: —Mirton! Senmisin!.. Peki.. Hemen — doktor Milierye koş! Evet, ol Opera cadpesinde otu- rüyor. — İhtiyar adam.. Eyet, Şimdi apartmanından çıkmak üzeredir! Bir hastaya viziteye gidecek! — Dinliyormusun!.. Bu viz teye hiçolmazsa iki saat için mani oll. — Ya apartmanında kalsın, yahud taksi ile gel yor sa, Ood2u muvakkaten cenuba kaçırıver! — Anladin değ.l mi?.. Peki peki.. Memnun oldum! Kançof muavinine bu emirleri verdikten sonra genç kıza dön- dü: yiniz. Ekserisi size ve bana benziyorlar. Beş altı deli gör: döüm ki tam akıllı adamlara benziyordu. İçlerinde bir ber- ber vardı. Arkadaşlarını — traş eden ve saçlarını kesen bir ber- ber.. O kadar mahir bir san'« atkâr ki... Bir ressamla karşılaştım. Ha- kikaten güzel resimler yapıyor. Bir kemancı var. Bir san'atkâr edasile çalıyor. Hatta kendisin- den alelâde bir hava istenilirse *“âdi çalgıcı değil, san'atkârım, İsterseniz size Bahı çalayım!, diyor. Ve mükemmel çalıyor. Delilik neresinde bunun?! Bu kemancının kemanını din- Genç kız bayılmak üzereydi. Polis hafiyesi hemen onu kol- larından — tuttul. — Şakaklarını oğuşturdu.. Telkinin yapacağı tesiri bildiği için kulağına fısıl- dadı: — Madmazel Jasmin! Baba- nızin hayatını kurtarmak - isti- yorum! Benden korkmayınız! Ve sakın bağırmayınız! Gözlezini güçlükle açmağa çalışan Şiyap'ın kızı, Kançol'a dikkatle baktı: — Fakat, doktor Milier ne oldu, dedi; daha on dakika önce babamın yanına girmişti? — Doktor Milier bendim matmaze | Babanın yanına gir- mek için tebdili kıyafet etmek- ten başka yapılacak şey yoktul. Jasmin sabırsızlandı; iri ve güzel gözlerini açarak sordu; — Ya siz kimsiniz? Niçin babamın yanına habersiz giri- yorsunuz? Polis hafiyesi, parmağını du- | Lüzumlu notla TRENLER: İzmirdea ber gün kalkaa tren lerin hareket sastleri.. Aydın hattı; Alsancakı İzminKarakayuAnkata — Pazat tesi, çarşamba, cama, pazar — gönler aat 21485 de. İsmir * Nezillk Her — gün wei 15,40 da İsmir.Denisli: — Salı, — perşembe Afyon hattı; Basmaneden: İzmir-İstanbul«Ankara: Hor gin #ü8 ? do İpasai, evuta, — çazşamabal günleri yataklı vagon-büfe bulunar| Tamit » Somat Pazar ve pasan ei günleri sant 15.28 de NTT listi Hl j F lerken kül rengi kasketli bir adam yanımıza yaklaştı ve hay- kırdı: biliyor musunuz? Beni Ben Çarım... Sonra bana baktı: — Galiba bu adam d gımdan şüphe ediyor.. n idamına hükmettim| Bütün delilerin başları bana doğru çevrilmişti.. Köyden ayrılırken âdeta ba- şım dönüyordu.. Galiba delilik sari imiş., Düşüncelerimi pek de tabii hissetmiyorum.., _w daklarına götürdü. Salon ka- pısından gelen — hastabakıcının duyamıyacağı bir şekilde Jas: min'e cevap verdi: — Kançofl. Güzel kız, tekrar baygınlık geçirmek üzere idi ki, polis ha- fiyesi adeta azarlar gibi: — Rica ederim sakin olunuz madmazel, dedi. Babanızın ha- yatı mevzuu bahs olduğu şu da- kikalarda siz de beni müşkül vaziyete sokmayınız. Kız, hıçkırır gibi cevap verdi: — Polis hafiyesi meşhar Kan- çoll. Aman yarabbim! Demek ki babam haydutların elinde bulunuyor. Af buyurunuz heye- çanımı müsyül. Emirlerinizi be- men yapmağa amadeyim. « .. Konçof, Jasininin koluna gi- rerek onu tereddütsüz bir. su- rette babasının odasına soktu: — Arkası var —