Sahita FI K RA dki türlü tenkid Bundav evelki yazımda; csan'atta şekil ve mubtevi> morelerini ele alı miş ve bunları bir;birinden ayrı olarak telâkki edilmesi keyf iyetini mü. mahaşa otmiştik. Ve miral olarak da: Şekil ve mubtevama harikulâde im- tizacından busule gelmiş olan Vendüste, bisi asıl teskir eden moktanım; o Mmermer parçasındaki dış inhinaler değil, duş çeklin içinde tütea, aml Ve Büsü kalkeden aaa'st seyyalesi olduğunu söylemiştik. O halde san'at everi karşısında kalan (asanın yapıcığı en mübim bir iç. kendisini şeklin küzip manzara Ve mubitieden kurtarıp muhtevaya ibmefe veya :ıkıııı galışmak tır. everim hakiki bünyesine ve ruhuna iz- bu #notomik tenarüpten mücerret t İ veba müvazenemin yüksek İrtifamı bir şahsiyet olarak Venüsün bu diş inhinalarının — mi mermerde canlanan rah ve beyecan seyyalesinde — belirmektedir, Venüsteki Fidyası anlamak için, beykelin daş maozarasından mücerret olan masevi bünyesine nülez etmek İâzımdır. Çtı bu irabuttem vonra asıl serlevhanın anlatmak istediği — mevzus İşte; bam gözler manl sadece — Ven diş mansarasında, — daha tab'rle şekilde kakılıp kalırsa, bazı tenkidler de sadece — şeklim teukid samıma sadece şeklin gösterdiği mansaranın tah: Hilini, terkibini yapmağa uğraşır. Gene bazı gözler nasıl Venösün — manevi bünyesine, daha geviş bir tabirle muhtevanna nüfuz ederse bezı tenkitler de menşurunu; everin içinde, yani muhtevasına çevirir. Demek ki, bir çekle alı, bir de muhtevaya sid tenkid vaz.. Dipin, herici tezahürlerin parıltılarını, sakatlıklarını, cilâlarını, pörür Terini görmek daha kolaydır. Bu itibarla sadece şekli cle alan tenkide Yaba çok mastlanmaktadır. Fakat aal hüner, diş manzaranın gözlerimizden sakladığı muhtevaya sid sakatlıkları seçmek ve gene çeklim örttüğü gözel :hl verah haletini keşledebilmektir. Bu güçtür, fakat aml tenkid ur, Gözlerimiz bizim edebiyatımızın tenkid cepbesine çevirir isek görürüz ki, bize en çok, batla tamamile yapılan şey birinci nevi tenkittir. Hiçbir kalem erbabı; önündeki san'et orerlerinin muhtovasındaki karakteri balmak için cehitte bulunmak cesaretini gösteremiyor.. Yakup Kadrimin «Sürgün> #dh Tomamı tefrika edilikken, tenkid mamına birçok imsalar onu, — bizçok Fraamaca kelimeler, cümleler, muhaverelerle uslübunu doldarmak keyfi. yetine bücum ettiler. Fakat bu eserin anl anlatmak İistediği şeye dair, muhtevaya dair © zaman ve eser bittikten sonra da — yazılmadı. Yapılan tenkidler vadece çekle aid kaldı. Yalsın “Yücel, mocmuası bir kaç satır. halinde eserin muhtevasına ait düşüncelerini bildirdi.. Hepsi * kadar... ** — Gönül istiyer ki, edebiyatımız gekle «it kolay bir —tenkit çerçevesi içinde kolmasın, teakid namına kalem kullananlar mubtevanın derinlikle» timo inmek için uğraşmak külfetimi ilhtiyar etsinler.. A PontAŞ ş l*âp “Ustx Holivutta eski elbise giy- mek Eskiler satın alıyorum! Eski etmiş bir kimse olmasına çok dikkat ederler. Hediye, ne olursa olsun, Je pon — fabrikalarının — yaptığı reokli ve parlak bir kâğıda sa- rılir ve bu kâğıt, altın ince bir kordonla bağlanır. Hediyeyi götürenler, evvelâ misafirlere mahsus salona alınır ve orada çay ikram olunduktan sonra getirdikleri hediyonin ya- rısı kendilerine iade edilir. Japonlar, cenazelere de he diye gönderirler. Cenazeye g- den hediyeler, onları götürem- lere yarı yarıya değil, dörtte bir itibarile iade olunur. Bunun içindir ki, Japonlar, gerek cena- zelere ve gerekse düğün ve doğumlara gönderdikleri hedi- yelerin kabili taksim olmasına çok dikkat ederler. Londranın modern caddeleri mavi, kırmızı ve sarı renkli lâmbalarla tenvir olunacak Londra belediyesi, caddele- kal maz veya yatakta iken, ku- lağınızı dolduran bu sesin, yeni dünyada, daha yüksek bir kuv- vetle işidilmekte olduğunu söy- liyenler çoktur.. Amerikada, bilhassa, sinema yıldızlarının diyarı olan Holi- vutta, eski elbise alanlarda bir kanaat vardır. Bu kanaate göre, siâema yıldızlarının eski — elbi- selzri uğurlu imiş! Bundan birkaç ay önce bir talihsizlik eseri olarak Holivut- tan uzaklaşan bir sinema yıldı zınin elbiseleri, kapışılmış! Eski esvap ticareti yapanlardan biri si, talhsiz sinema yıldızının bütün elbiselerini satın almış ve bun- ları, az zaman içinde büyük bir kârln elden çıkarmıştır. Bu e- biselerden bir kostüm alan ve henüz Holivutta hiç tanınmamış olan bir kız, kostümü giyer giymez, bir filim kumpanyası tarafından davet edilmiş ve yeni çevrilecek büyük bir filim- de rol almasını ve muvafakat ettiği takdirde hemen konturat Ymzalamasını teklif etmiş! Müstakbel sinema yıldızı, kâ- Uştuğu bu nimete, sönmüş yıl- hzin eski - elbisesine medyun olduğunu söylemekte tereddüt etmiyormuş!.. Japonlar, hediye vermeği çuk seven bir millettir Japonlar, biribirlerine hediye vermeği, çok seven bir millet- tir. Japonyada, bir ailenin diğe- rine veyahutta, bir arkadaşın, || öbürüne hediye — göndermesi, muhtelif merasim ve eşkâle tabidir. Japonlar, bir kimseys hediye gönderecekleri zaman, bu he- diyeyi götürecek adamın, yaşlı, Muteber ve sempati temin Fakr Taeb< ANADOLU nen şaka Mehmedin patlı. yan çiftesi Hasanı öldürdü İzmirin Değirmendere nahi- yesi dahilinde — Palamutarası mevkiünde ölümle neticelenen bir şaka olmuştur: Kırda hayvan otlatan yörük- lerden İbrahim oğlu Mehmde, ar- kadaşı Halil oğlu 20 yaşında Hasanla şakalaşır ve güreşir- ken yere düşmüş, omuzundu asılı duran çifte tülfeği bir ka- yaya çarpmış, birden ateş al- miş, çıkan saçmalar, iki metre uzakta duran Hasanı omuzum dan ağır sürette — yaralamıştır. Yaralı, İzmir memleket hasta: hanesine ken yolda öl- müştür. Ölüme sebebiyet u- gçundan Mehmed yakalanmış, Adliyeye verilmiştir. İkincikordon İnşaat meselesi nilıc yet halledildi İkincikordunun inşası mese- lesi belediye reisliği ile eski liman işletme idaresi ve şim- diki Denizbank müdürlüğü ile bir ihtilâf doğurmuştu. İnşaatın ciheti aidiyeti üzerinde bir tür- ü anlaşmaya varmak mümkün olamıyordu. Haber aldığımıza göre, bu inşaat için aşağıdaki şekil hulunmuştur: Denizbank, - İzmir - belediye- sine 30,000 İlira verecek ve başka birşeye karışmıyacak, be- lediye de yeni büdeceden tahsi- sat ayırarak İkincikordonu par- ke düşettirecektiri “Araba tekerlekleri Belediyenin kararına göre Ağustostan itibaren şehrimizde tekerleği 7,5 santimetreden dar arabaların işlemesin müsaade edilmiyecektir. Genişliği bu mik- dardandaha az arabaların te- kerlekleri yolları berbad et- mektedir. Onun için Ağustos tan itibaren böyle arabalar, şerire sokulmıyacaktır. —kLAK——0 rin, daha güzel ve cözib görün- mesi için yeni yeni tedbirler almıştır. Bu tedbirler arasında, muhtelif renklerde elektrik lâm- baları kullanılması düşünceşi de vardır. Londra gazetelerinin verdiği bir haberde, çok nadir güneş gören ve geceli gündüzlü elek- trikle tenvir olunan Londranın geniş ve modern caddelerinde yanacak olan büyük elektrik lâmbaları, sarı, kırmızı ve mavi renkte olacaktır. 2,45 — 5,4) — 9 da... Şehir Dahili Haberleri ] lümle neticele- 'Tüyler ürpertici müdhiş cınayet 'ki katil tutuldu,biri itirafta bulun:” Kemalpaşa kazasının Ekmek- 42 köyü civarında Paşa deresi mevkünde çoban Ahmed oğlu 14 yaşında Halili — öldürerek cesedinin belinden aşağı kısmı- mı yakanlar Müddeiumumilik ve Jandarma kumandanlığınca ya- pilan asaslı tahkikat ueticesin de meydana çıkarılmış ve — ya- kalanmıştır. BunlarKaramustafa oğlu Ali Bıyık ve |Musa - oğlu Ali adlarında iki kişidir. Bu eşrarengiz ve tüyler ür- pertici et hakkında aldı- ğimiz tafsilâtı yazıyoruz: Çoban Halil, 28 Nisan sa- bahı keçilerini alarak Paşa de- resine otlatmağa — götürmüştür. O gün, şiddetli yağmur yağ: dığı için kardeşi Ahmed kon- disini aramağa çıkmış, derede başı taşla ezilmiş ve vücudir nün bir kısımı yakılmış — cese- dine tesadüf etmiş, zabıtaya haber vermiştir. "Yapılan —tahkikata * Yağmen katillere nid en küçük bir iz bulunamamıştır. Hâdise yerine yakın yerlerde hayvanlarını otlatan 9 çoban varmış. Bunlar, alınan ifadele- rinde vak'aya dair hiçbir şey görmediklerini ve — işitmedikle- riri söylemişlerdir. Zabıta, kanunun — kendisine bahşettiği salâhiyetle şehadetle- rini ketmeden bu şahitleri müd- deiumumüliğe — vermiş, — tevkif ettirmiştir. — Şahitlerden — ikisi Dudu ve Döne adlarında iki kadındır. Bunların hayvanlarını otlattıkları yer, cinayet yerine 300 metre uzaktadır. Gene şa- hitler arasında bulunan 14 ya- şında Mehmed oğlu Veli adın: daki çoban, uzun müddet sus- tuktan sonra, nihâyet cinayet faillerini haber vermiş ve cina- nasıl — yaptıklarını — anlat- mıştır. Veli, vak'a günü cinayet ma- Buıüı:_“ş::rıı:lardan T A Y Y A R E Sineması Biribirinden güzel iki filim takdim ediyor Fakir Taleb MARİK ROKK ve İDA VUST Gibi Venüs kadar güzel iki dilber artist tarafından temsil edilmiştir. ŞAHANE MEVZULU - ŞARKILI BÜYÜK OPERET Sevimli 4,20 —- 7,40 ta Bütün dünyanın takdir ettiği büyük san'atkâr MAURICE CHEVALER tarafından müstesna bir syrette temsil edilmiş en son ve en güzel filim AYRICA: PARAMOUNTJOURNA S vim! Serse e. Cumartes , halline 150 metre uzakta bu- lunurken Kara Mustafa — oğlu Ali ve Musa oğlu Alinin Paşa deresinin iki yamacında mak- tul Halili kovalarken gördüğünü söylemiş, Veli hâdise yerine götürülerek bulunduğua yerde tetkikat yapılmış, bu tetkikat neticesinde cinayet mahalline yakın bir burçak — tarlasında hayvanlarını — otlatan Dudu ve Dönenin de bâdise yerinden akseden feryadı işittikleri anla- şılmıştır. Bu noktadan bu iki şahit kadın hakkındaki tahkikat derinleştirilmiş, onlar da ogün Halilin feryadım işittiklerini söy- lemişlerdir. Velinin ifâdesi üzerine katil- lerden Ali, şahitlerle muvacehe edilmiş ve noticede tüyler ür- pertici cinayetin faili olduğunu ve cinayeti Bayındırın Ovacık yaylasında oturan Musa oğlu Ali ile birlikte işlediğini itiraf ötmiş ve u İzahatı vermiştir: — Halil ile evelce araların- da geçen bir kavgadan husu- meti olan Musa oğlu Ali ile gece dağda buluştuk. Halile çirkin bir harekette bulunarak onu kirletmeğe karar - verdik. Ali, o gün sağılmak üzere ko- yunlarını köye götürmedi. Ya- nıklık mevkiinde pusuya yattı. Sabahleyin keçilerini otlatmağa götüren Halil görününce onu kovalamağa başladı. Ben de etiştim, bir taş aldım, Halile rlattım. Halil, sağ kaşı üstün- Gea ve gözünden derince yara- landı ve fundalık içine girdi, kendisini elimizden kurtarmağa çalıştı. Orada pabuçlarile ekmek tor- basını bırakmış, dereye doğru koşmağa basladı, Alı, arkasın- dan koştu, büyük bir taş attı ve taş Halilin, başının arkasına vurdu. — Halil, sendeledi, yere düştü, el ve kollarını suda yü- Serseri Pazar 1 de baş'a | Haftalık ihracat —1 : © « gae Macaristana şarap nümunesi gönderildi. Şehrimiz Ticaret odası tarar luıdm 20- 26 Mart haftasında İzmir limanından yapılan ihra- catı gösteren bir İstatistik ha- zırlanmıştır. Buna göre, limanın bir haftalık ihracatı şudur; Üzüm 510,4 ton, incir 25,4, hurda incir 241,4, pamuk 11,3, palamut 614,5, arpa 1002,4, bakla 26, nohut 10, çavdar 100, küspe, 204,5, deri, 14,9, halı 34, mazı 1, tütün 134,7, mi> yankökü 49,1, badem 2,6 ceviz tahtası 49,1 ton, çınar tahtası 380 klo, şarap 104 kilo nümu- nelik (Macaristana) ihraç edil- miştir. Ayrıca 74 öküz ve 3215 kuzu ihraç olunmuştur. Arazi tahririnde hata Hususi Muhasebenin Mahmu- diye tahsil şubesi dahilindeki arsaların tabririni yapan arazi tahrir komusyonunun müteaddit hatalar yaptığı anlaşılmış ve bu şube dahilinde yeniden tah- rir yapılması kararlaştırılmıştır. Liman hareketleri Dün limanımıza 2 Türk, 1 Yunan, 1 İtalyan, 1 Felemenk vapuru geldi ve 1 Türk, 1 Al- man vapuru limanımızdan hare- ket etti. İcra veilfâs kanunu İzmirde ve Bayındırla Öde- mişte icra ve iflâs kanunu tat- bikatı üzerinde tedkiklerde bu- lunan İsviçreli profesör Ley- mann dün Bandırma ekspre- sile İstanbula bareket etmiştir. Orada iki hafta kalacak ve muhtelif tedkiklerde buluna- caktır. Terfiler İzmir bölgesi iş daâiresi âmiri Bay Faris Ulubayın maaşı 300 Tiradan 350 firaya çıkarılmak suretile terfi ettirilmiştir. Ayni daire başmemuru Bay Kâzım da 175 lira ücretle Ankara iş dâiresi ekonomik şubesi ra- portörlüğüne tayin olunmuştur. Polonyalı kuyumcu ortadan kayboldu Anvers, 4 (Radyo) — Havas Ajansı muhabirine göre, Po- loayalı meşhur kuyumcu Fran- kef ortadan kaybolmuştur. Bu meşhur kuyumcu, Sovyet Rus- yadan kaçanlar tarafından Av- vupaya getirilen elmas ve mü- cevherat üzerine mühim mua- meleler yapmış, on senede 300 milyon İranklık alış verişte bu- lunmuştur. Son zamanda Sov- yet Rusyada idam edilen Ya- goda, kaybolan kuyumcunun hamisi idi. Bundan bir müddet evel vaki davet üzerine Rusyar ya gitmiş ve bir daha kendi- sinden hiçbir. haber alınama: mıştir. Avukatı, onun — Rusya hududuna - geçtiğini tesbit et- miştir. Şimal denizinde bir İngiliz vapuru battı Londra, 4 (Radyo) — İngiliz bandıralı Pignel adlı vapur, şi> mal denizinde fırtına yüzünden batmıştır. Gos Lov, adındaki - Almar vapuru, batan vapurun müret- tebatından 19 kişi kurtarmıştır. zer gıbı açıp kapamağa baş- ladı, Ali, on kilo ağırlığında bir taş getirdi, Hallin başın: ezdi ve öldürdü. Etraftan çalı, çırpı topladı, apiş arasına koydu ve kibritle ateşledi, sonra hâ- dise yerinden ayrıldık. Musa oğlu Ali Bayındırda yakalanınca kendisine iltira edil- diğini söylemişse de - şahitlerin ifadeleri karşısında suçlu olduğu | anlaşılmış, tevkif edilmişii ,