n nâ.lıc Aydın Sn at okulu zegn bir sergi hazırladı —————or ...0 Sergide teşhir edilen eşya, san 'at ve zevk ba- kımından takdire mazhar olmuştur Sergide Aydın, (Hususi) — 19 Mayıs Atatürk günü Ankarada açı a- cak Kız ve Erkek San'at okul- ları sergisinde teşhir edilmek üzere Aydın bölge San'at okulu tarafından hazırlanan eşyalar, Halkevimizde teşhir. edilmiştir. Serginin açılma resmi dün ilk- bay Özdemir Günday, sayla- vımız Mazhar Germen, bütün memleket güzide ve münevver. lerinin ve kalabalık bir halk kütlesinin huzurile açıldı. Marangozluk kısmında yapı» lan yatak, yemek ve oturma odaları en müşkülpesent zevk- leri tatmin edecek kadar san'at. kârane ve en son modaya uy- gündür. Bu eserler şıklıkla bir- sağ'amlık da dikkate alır ik yapılmıştır. Tesviye kıs- mında da fennin ve san'atın bütün incelik ve tekniklerini kavrıyan — talebenin yaptıkları eserler arasında makine aksamı, çıkrık makinesi, marangoz pi- resesi bu kısmın teşbir ettiği eserlerden bir. kaçıdır. Sıcak, soğuk, gerek makine ve gerekse elişi demirciliği ve her çeşit kaynakçılığı öğrenen demirci- lik kısım talebelerin yüzlerce eserlerinden merdiven parmak- lıkları, parti altı oku, parmak- lıklar, saçtan oyma tam — mik- yaslı endüstri ve çubuk demirle yapılmış yurdun ziraf haritaları, portreler, avizeler en göze çar- panlarıdır. Yapıcılık kısmının fenni çatı ve duvar modelleri de AMT NT Z UTENe A A AAA Turgutluda ——— — Köy muhtarlarına ikramiyeleri veril. miyor mu? Turgutlu, (Hususi) — Kaza- mızın on dört köy muhtarı ile ©a üç mahalle mümessili, mek- tum kalan sayımda ihmalleri görüldüğü iddiasile ve kaza idare heyetinin kararile 936 senesinde mahkemeye verilmiş; cereyan eden muhakemeleri meticesinde masumiyetleri anla- şılarak beraet kazanmışlardı. Beraet kazanan bu muhtar ve mümessillerin müktesep hak- ları olan kanuni ikramiye, bura maliyesince verilmemekte ve 937 senesine aid ikramiyelerle birleştirilerek bundan kazanç tutmak istenmektedir. Hükümelin ve milletin 'bin bir işini yağmur, fırtına, soğuk demeyerek yapmağa çalışan bu mümessillerin haksızlığa uğra- tılmamaları doğcu olmasa ge- küşad merasiminde hazir bulunanlar gçok takdir edilen eserler ar-- sındadır. Muallimleri seyircilere izabat verirken: — Bu esörleri. en — büyük kıymeti, talebelerimizin kendi buluşlarını da ihtiva etmesidir. Demektedirler. Zeytincilik kursları bitti Halkevinde açılan zeytincilik kursu dün bitti, kursa devam eden 42 talebenin imtihanları yapılarak dördü muallimlik, 26 sı ustalık ve 12 si de çıraklık be- legeleri aldılar. Muallimler Çine ve Sökede de kurs açacaklardır. Aydın Vilâyet Meclisinde Vilâyet Umumi meclisim z dünkü toplantısında yo! arazi ve bina vergileri taksit müd- detlerini kararlaştırmış, Bozdo- ğanda Salı günleri bir hayvan pazarı — kurulmasını kabul et. miştir. Meclis ticaret maksadile kullanılan binek otomobilerin- den 120, kamyonetlerden 150 ve kamyonlardan da 1B0, ae- petli - motosiklerden 50, sepet- sizlerden de 25 kuruş aylık rüsum alınmasını uygün — gör- müştür. Meclis yarın gelir büdcesini konuşacaktır. Büdee encümeni gelir büdcesini 914 lira olarak tesbit etmiştir. Konferans Halkevinde dün Etem Meh- deres tarafından ortaokul! tale- belerine Parti mevzuu ve Dr. Şevket Kırbaş tarafından da (bulaşıcı hastalıklar ve sebep- leri) mevzulu konferanslar veril- miş, Halkevi orkestram da bir konser vermiştir. Yeni Defterdar İlimiz Delterdarlığına tayin olunan Erzurum Defterdarı Naci Sirel gelmiş işine başlamıştır. Aydın Vakıflar Müdürü Alk- med Yüce de Adana Vakıflar Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Ahmed Yüce Vakıf gelirlerini artırmak ve bir çok mektam Vakıfları meydana çıkarmak suretile iyi hizmetleri görülmüş bir mnııırdıır Osmanıyede pamukçulu- ğa ehemmiyet veriliyor Yeni bir Çırçır fabrikası kurulmuştur. Portakalcılık ta inkişaf ediyor Osmaniye, (Hususi) — Cebe- libereket — vilâyetine Erzinden sonra tam dokuz yıl merkezlik yapmış olan Osmaniyenin nü- fusu sekiz binden fazladır. Ka- sabayı dağlık ve ovalık namı ile iki kısma ayırabiliriz. Dağ- hk kısmında zeytin ve Ameri- kan fıstığı külliyetle yetişmek- tedir. Ova kismı Adana ikli- mine tâbidir. Pamukçuluk gittikçe terakki ve inkışaf eylemektedir. Geçen sene iki buçuk milyon kilo olan rekoltenin bu yıl artacağı umu- layor. Mevcud üç çırçır fabri- kasına bu yıl birisi daha ilâve olunmuştur. Portakalç lık da in- kişaftadır. Hülâ senede beş milyon portakal alınabilmekte- dir. Dağlık arazide milyonlarca zeytin ağacı varsa da aşışızl k yüzünden — bunlardan iştifade temini mümkün olmuyor. Osmaniye, maarifte ileri git- miş bir kasabadır. Dokuz yı- danberi faaliyette olan ortamek- tepten yüzlerce genç çıkmış, bugünkü mevcudu da yüz elliyi geçmiştir. Ayrıca - biris. —tam ikisi nakıs teşkilâtlı üç ilkokul- la dokuz köyünde köy okula vardır. Gençlik hareketleri git. tikçe canlanmaktadır. Uzun müddet Valilikle idare edilen Osmaniye, ne kadar ya:- zık ki umran sahâsında hemen hiç bir terakki gösteremem ştir, Göze çarpan yenilikler son bir kaç yılın mahsulü ve hassaten Şa:baylığa atanan yaşlı doktor Osmaniyenin harap çarşısınaa Bir Bayram günü sahibi bulunan kıymetli doktor, Osmaniyeyi mezbaha, hal, park ve nihayet elektriğe de kavuş- turmuş, esasen geniş olan yol- ları açmış, müteaddit menfez yapmış, Ortamektep için gü zel bir bina inşasına — başlat- mıştır. Üç yıl önce yedi bin lira olan belediye büdcesinin on dört bin liyaya çıkması, bu Mmüessesenin — iktisap eylediğ canlılığı ispata kâfi bir delildir. Osmaniyede sıhhat işleri de yolunda gitmektedir. Vilâyet mekezi iken yirmi beş yataklı olarak kurulmuş Memleket hast- tanesinin yatak kadrosu ona indirilmiştir, Bu miktar ba: | Heyet, Sanlta v Tarihi büyük hikâye Arşimet nasıl öldürüldü İşte bundan sonradır ki, ta- rihin büyük keşflerinden biri olan ve maalesef nasıl yapık dığı, nasıl ve ne şekilde bir ayna kullanıldığı henüz meçhul kalan meşhur (adese) ye dair Arşimed şunları söy.edi: — Bügün artık geç — oldu! Yarın, Tanrı müsaade ederse gene burada, bu çürük — kadiır- galâar üstünde ikinci bir aletin tatbikatını size göstereceğim. Eğer güneş olsaydı, bugün de bu tecrübe yapılabilirdi. Lâkin görüyorsunuz ki güneş yokl. Kralın bir işareti üzerine hiç kimse Arşimede itiraz etmedi. hep — birlikte — saraya döndü. Kral, Arşimedi yemeğe alıkoydu. Tam üç saat süren yemekte, Arşimed tek bir ke- lime söylemek için, ağzını aç madı. O, yordu. Eli bazan gökyüzüne kalkıyor; hava boşluğu içinde meçbul ve esrarengiz bir takım — şekiller çiziyor; hesaplar yapıyordu. Kral, o gün kendisiai hiç ra- hatsız etmemişti. Biliyordu ki teyze oğlu Arşimet gene büyük bir keşfin eşiğindedir. Bu eşiği aşması ve keşlin husul bulması için kimbilir o, Arşimete neler vermezdi neler... Fakat icatlar; para ile, pulla, şanla, şöhretle, Ekadınla, kızla satın alınamıyordu. İcat, masal- lardaki kuşlar gibi, birdenbire insanın tepesine konuyor; ona, yepyeni bir göz ve yepyeni bır akılla kimsenin göremiyeceği, kimsenin akıl erdiremiyeceği karanlıkları gösteriyor; en çetin düğümleri çözdürüyordu. Nihayet sofradan — kalkıldı. Arşimet, bu akşam hakikaten dalgındı. Krala, (Allaha ısmar- ladık!) demeyi bile güç hatır- ladı. Sarayın taş merdivenlerin. den yavaş yavaş inerken bir taraftan geniş ihramı yerleri süpürüyor; Diğer taraftan, par- makları gene havada, başı öne eğik, küçük adımlarla gözden uzaklaşıyordu. mütemadiyen — düşünü- .. İkinci tecrübe, daha munta- zam ve dâha kalabalık bir he- yet önünde cereyan etti. Birinci makinenin yaptığı tesir, bir çok mütecessisleri oraya toplamıştı. Arşimed, kral Hiyaronun yanın- da yürüyor: arkasından da bir arabaya yüklü, tulâni demir- lerle bağlı müdevver büyük bir ayna, yahud adese, binbir - iti- nayla getiriliyordu. Harp sahas ndan bile, prens- ler, kumandanlar ve amiraller tecrübeyi görmeğe gelmişlerdi, Heyet, kalyonların ve eski kadır- gaların bulunduğu tarafa geçti. Arşimedin yanında, ancık üç işçi ile muavini Adniyun kak mıştı. Büyük ayna, ona bağlı bir çok teferruatla birikte, ara- badan indirildi. Güneş, haki- katen insanı kavuruyor; kralın bile yorgunluğu — gözlerinden akiyordu. Bu sırada Arşimet arabanın üstüne çıktı. Evvelâ ayağile, sonra da elile bastırdığı mani- velânın tesirile büyük ayna Cer- yo deresinde akisler yaparak güneşe doğru ağır ağır çevrildi. Bu hareketin ikinci devresini, Arşimet ancak sekiz adamın yardımile ve oldukça büyük bir emekle neticelendirdi. Tam © dakikalarda ise, de- azar azar alev fışkırdığı, sonra da bu alevin yalnız bir yerden değil, gem.lerin muhtelif yerle- rinden zuhur ettiği hayretle gö- rüldü. Kalyonlar, sanki kendi- liğinden tutuşmuş; kralın, mai- ral ve cenerâllerin önünde ca- yır cayır yanıyorlardı. Bazı saf- diller, bu âni ateşin sebebini araştırmak için sağa sola koş- turmıya başladılar; söndürmek için tertibat aldılar. Kral Hiyeron, meseleyi kav: ramıştı. Birkaç cümleyle yangın hâdisesini prenslere va ümeraya anlattı. Arşimet gülüyordu. Bu, hiç gülmiyen ve daima somur- tarak düşünen büyük âlim, kak İyonların ateş saçan yalazaları karşı- sında gülüyor; evet, dudaklarını gere gere, yaya yaya gülüyordu. * ** Dört günde zabtedeceklerini ümıı ettikleri Sıııkuıe ıehıını, İ YAZAN: İRFAN HAZAR SSit ea ta Romalılar üç yılda alabildi Bu uzun muhasarada, Rom ların verdikleri ölü sayısı h siz hesapsızdı. Oaların Sir zeyi almaları, ancak güzel talh eseridir: Arşimedin harikulâde mı nelerile sonsuz bir sevinç ci yası içine atılan Sicilyalı Sıraküzeli muharibler, artık hasarayı bile düşünmüyor! Kale mancınıkları mütemi yen düşmanı kıriyor; denizd Roma kalyonları, -Arşimed nası ve adeselerinim güneşi topladığı cehennemi harar cayır cayır yanıyor; deniz m cınıkları da — Sicilya - önlerin tek bir düşman gemisi bu mıyordu! Şa halde Siraküzelil nasıl bayram yapmazlar; n sevinmezlerdi? — Sonu Var Orman kanunund değişiklik Köylüye ait mecbunyetler yeni kümlerle hafifletiliyor Ankara, 4 (Hususi) — Ka mutaya verilen bir lâyiha ile Orman kanununun yedinci mad- desi değiştirilmekte ve bir mu- vakkat madde de - ilâve edil- mekiedir. Ormanların yakınında — yaşı- yan, odun kömür satmakla ge- çinen köylüler buralardan fay- dalanabilmek için Aartırmalara iştirak etmek ve mukavele yap- mak mecburiyetinde idi. Bu mecburiyet, —köylüye — birçok zaman ve emek sarlını istiyor- du. Hükümet kanunun ilk tat- biki yılındaki — tecrübelerden bilhassa köylüye aid mecburi- yetleri hafıfletmeği yerinde bcl- muştur. Bazı fakir köylülerin kındl ihtiyaçları için istifade edecek- leri orman enkazından maada ormanlara zarar vermeden top- ladıkları ve köylerine götürdük- leri kuru çalı, kurü çırpı ve döküntü halindeki dalcıklardan da para alınmaması — ve sırtta nakledildiği takdirde tezkere aranmaması da hükümetçe ye- rinde görülmüştür. Lâyihadaki değişiklik bunu da temin et. mektedir. y Ormanlara bitişik olmıyan sahipli arazi üzeriadeki ağaçlar ve ağaçcıklar ormandan sayıl- mezsa da bunların kesilip nak- ledilmesi. umumi ormanların korunması bakımından bazı ka- yıtlar konulmuştur. Blhassa or- man teşkilâtiı ve koruma kıta- aları bu gibi ağaçların nereden nasıl kesildiğini ve nerelere götürüldüğünü kontrol etmek mecburiyetindedir. Bunun için sahipli arazide kesimden evel keşifler yapılmakta ve nakliye tezkereleri — verilmektedir. Bu muamelelerin iş sah plerine bir külfet tehmil etmemesi yerinde görüldüğünden lâyihaya bu ke- şif ve tezkereler için hiç bir masraf alınınaması esasını temin eden bir madde konmuştur. Lâyihanın maddelerini aynen | bildiriyorum: 3116 sayılı orman kanununun muvakkat 7nci maddesi aşağı- daki şekilde tadil edilmi ştir: || yalnız maddenin birinci — fıkrasile uncu maddede yazılı kimse ihtiyaçları için o maddelel gösterilen bedel ile , keresi veya mahrukat için ağaç rilir. Yukarıki fıkrı mucibince ihtiyaçlarına — mah üzere köylülerin 39 uncu' denin sonuncu fıkrasına gi göre istfade edecekleri eni dan maada ormanlara 1 vermemek şartile mevcud | dal ve kuru çalı çırpıları layıp çıkarmalarına orman iresince izin verilir. Ve | lardaa bedel sranmıyı Bırtta nakledildiği takdirı liye tezkeresi de istenmez 18 inci maddenin 2 inci rasında yazılı geçimleri denberi kendi vasitalarile pazara getirip sattıkları ker odun ve kömüre bağlı köylülerin iştirak edebilece miktarda kerestelik ağaçlar tışa çıkarılacağı gibi köy, saba ve şehirlerde sataca odun ve kömür için de ta rife bedeli alınarak izin ve Orman kanununun muva maddelerine aşağıdaki 9 muvakkat madde - ilâve miştir: Orman kanununun b maddesinin ikinci fıkrası 1 bince orman sayılmıyan se arazi üzerindeki ağaçların mesi orman dairesinin (i bağlıdır. Bu gibi yerlerin ve ağaçların kesilmesinin bağlanması için sahipleri hiçbir. masraf alınmaz « mamulât, meccanen veri tezkereler ile ıııklcdilir Tuıkıyecııhwi ti hük ile Romanya krallığı hük: arasında imzalanan ticar tediye anlaşmasının tasdil lâyihası hükümetçe Meclis rilmiştir. Başvekilimizir en son resim! Büyük eb'atta Başveki B. Celâl Bayarın fotoğru Hacı Alipaşa ote