T — A — — —— 6 Kicunusani TU Sahitı 3 KT ITERUN N SA AA CA RL la RJ Gizi TELGRAF Türkiye -Romanya ticaret anlaşması | Mali işlerin Bükreşte TicaretNezaretinde imzalandı Eski alacaklar için yeni bir hesab açılacak, bir Türk lirası 82 Ley üzerinden hesab edilecektir İstanbul ususi muhabi- z Mi - - ıiıı!i_ıdıîî) l'—STü(ğY“ . Rcıfnıuy: Fıgaro dlyor kl: yeni ticaret vekliring anlaşmnı K baBaran etnde mersinle | İngiliz - İtalyan çarpışmasından en çok Türkiye ve Almanyanın istifadesi muhtemeldir sanayi — nezaretinde merasimle imza edilmiştir. Muahede, Tür- kiye namına Türkiyenin Bükreş büyük elçisi B. Hımdullıhl Şub— Bi HAÜ vi Paris, 5 (Radyo) — Akdenizde ve yakın Şarkta İagiltere ve İtalya arasındaki rekabetten bahseden (F.garo) gazetesi diyor ki: Her ne kadar İtalya da bu denizlerde - istisavi bir vaziyete malik ise de bu iki devletin çarpışmasından en ziyade Almanya ve Türkiyenin istifade etmesi ihtimali vardır.., aSi aan bi e neRReR! kib eden İktısat Vekâleti müs- teşarı B. Faik Kurdoğlu, Ro- Mısırda mühim hâdi- seler bekleniyor manya hükümeti namına da tica- ret ve sanayi nazırı taraflarından Kaa a eai ae A Ş i Londra siyasi mahfelleri ihtilâlden endişe ediyor, askeri kuvvetler çoğaltılacak mı? imza edilmiştir. Yeni anlaşma bu ayın 12 sin- den itbaren mer'iyete girecektir. Eski alacak kesapları gene esasta olmak üzere iki memleket tüc- carları namına mal almak husu- sunda hususi tediyat hesabında bir çok hesaplar için ayrı he- saplar açılacaktır. Yeniden başlıyacak - kliring besaplarında Türk lirası primsiz olarak 82 leyden hesap edile- cektir. Karşılıksız tediyat yalnız Milli Bankaların muvafakatile yapılabilecektir. Anlaşma müd- deti bir senedir, Anlaşmıya bağlı hususf mukaveleler de — vardır. Bay Faik Kurdoğlunun riyase- tindeki heyet Bükreşten İstan- bula müteveccihen hareket et- miştir. Bükreş, $ (A.LA.) — Hususi muhabirimiz bildiriyor: 'Türkiye - Romanya arasında yeni ticaret ve kliring anlaşma- ları ve merbutatı bu gün saat 13 de Sanayi ve Ticaret Nezare- tinde Türkiye namına Hamdul- lah Suphi Tanrıöver ve İktısad Vakâleti Müsteşarı Faik Kurd- oğlu, Romanya namına Nazir Juguto tarafından merasimle im- zalanmıştır. Anlaşmalar bu ayın on üçün- den itibaren mer'iyete girecektir. Misir Kralı Nahas Paşa ile beraber Eski alacaklar gene-esâöta mal | — Londra, 5 (Radyo) — Kahireden alınan haberlere göre, Meh- olmak üzere hususi tediye şar- | med- Mahmud Paşa hükümetinin teşkili Mısır parlâmentosunun tına bağlanarak ayrı bir hesaba | dağıtilması ve Veft fırkasına karşı alınan tedbirler - neticesinde alınmıştır. Yeni başlıyacak olan | tehaddüs eden vaziyetten sonra Londra siyasi mehafili Mısırda kliring hesaplarında Türk lirası | iğtişaş ve ihtilâl zuhurundan endişe etmektedir. Londra mahlel- primsiz olarak 82 leyden he- | lerince Mısırdaki askeri kuvvetlerin çoğaltılması düşünülmektedir. saplanacaktır. Kaşılıksız tedi- Kühire, 5 (Radyo) — Velt fırkası azaları dört saat süren bir yat yalnız milli bankalar yolile | toplantıdaân sonra bütün Mısırda bir propaganda İaaliyetine geç- olacaktır. meğe karar vermişlerci Anlaşmanın müddeti bir sene- — .. » BAA dir. Anlaşmağa bağlı müteakb | (Dünya ticaretinin ıslahı meselesi “protokollar vardır. B. Van Zeland yarın Londraya gi: Faik Kurdoğlunun reisliğinde- diyor. Çemberlaynla görüşecek. ki heyet bu gün Bükreşten har Teket etmiştir. Pi &riste î'_"l_nfı(âk Brükseli 5 (Radyo) — Eski Başvekil B. Van Zecland bu gün 1YOn istasyon. Brüksele gelmiştir. Yarın 'Londraya hareket edecektir. a YORUN Zannedildiğine göre, B. Van Zeland, dünya ticaretini ıslah için hazırladığı raporunun - tetkiki münasebetile Londraya davet edik miştir. Cuma günü İngiliz Başvekili Çemberlayola görüşecektir. mbi bırakılmış Paris, 5 ( Radyo ) — Liyon Ve şereline bir ziyafet verilecektir.. Bu mühim rapor kırk sahife istasyona, | bırakılan bir valiz, ı;t::*lc:—.i; büyük bir yangın | tutarındadır. Önümüzdeki hafta bu raporun birer sureti Bz Kat "î,"&.oh;uıı:ız:ğl:: hükümeti tarafından İngiliz ve Fransız elçilerine resmca verilec şılan — valizin yi tarafından Romanyaveliahdı İstanbul, 5 (Hususi muhabiri- istasyona — Srilip bi araştırılıyor. »'"I'P arakıldığı Bağ bahçe tütün İ için B ğ İstanbul v; . a mizden) — Yunan veliahdi prens Tıcaret lisi K ıim y evi Polun, prenses Fredrika ile ev- t meclısı çe lenme merasiminde hazır bulun- İstanbul, SY( »i muhabki: G u b re l— er | mak üzere Romanya veliahdi mizden) — TYeni Tet Odası ve Gran Voyvod Mihal Atinaya gi- meclisi azalarının çimi müna- İ j decektir. sebetile Y“P""â 98 meclisi iç- zır:_îıoâletıî" Romanya - veliahdi yarın bir h__ıııımlı_ vali Bay W /ei Üs- ı UÜavut zade vapurla — İstanbul — limanından tündağ ilk celseyi B Ka (B Rahmt Karadavud Ö Atinaya geçecektir. Veliahdin, Açın ş, yani azaya 'Ş'şinde mü- Halimağa Çarşısı No, 31 İstanbulu gezmesi de mubte- valfakıyetler dilem ştiri İZMİR | meldir. müzakeresi —— — Bir gazete,milli ban- ka direktörlerinin Londraya gidecek- lerini yazıyor.. İstanbul, 5 (Hususi muhabi- rimizden) — Bir gazete, mali işlerin müzakeresi için Türkiye Milli Banka umum müdürleri- nin bu ayın sonunda Londraya gideceklerini yazıyor. W D Mısırda ihtilâf — Başı J inci sahifede — ler iki tarafın müddeiyatım telif ede. bilecek kat'? bir şekil almaktah uzak kaldı, fakat biç olmazsa arlık ne İa- gilizler ve de karşı taraf Mısırda hi. mayeye tâbi bir krallık sözünü ağız: larına almaz oldular süretle Misrin . istik) zımni bir gekilde de olaa tüsdik etmiş oluyor. lardı. Bu devirlerde kral Hüseyin vefat etti, yerine şimdiki hükümda: na baham kral Fond geç Kral | Fund yüksek tahsiline, yüksek ihata. tına rağmen memleketine tam bir Meşratiyet idaresi verilmesine pek taraftar değildi, Saltanat makamına mümkün olduğu kadar fazla hukuk dtemin etmek istiyor; buna mukabil Yegüne partisi olan Vafd fırkası ise bu bukukun makul ve makbul bad. dini tecavüz etmemesi taraftarı gö- rünüyordu. İşte parti bir taraftan İu- Bilizlerle olan mücadelesine devam ederken bu suretle diğer taraftan da taltanat makamının müddeiyatile uğ. raşmak vaziyetine düşüyordu. Bu sa- zetle Misirda mücadelenin ikinci sak ban başlamış oluyordu. Misira istiklâli bile çok gören fagilizler mücadelenin bu saflasında bittabi kenl tarafız: <ltizam ediyor- Tardı. Mebusan meclisi için yapılan bir intihabat Vafd partisine tam ve kahir bir ekseriyet temia eimişti. Krai Fuad şimdi ya jiatihabın emci yaklini kabul etmek veyahud işi oto- riter bükümet şekline dökmek vazi- yetlerinden karşısında — kalmıştı. Hükümdar akkı tercih etmek: te tereddüd etmedi, meclisi feshede: rek bükümetin başına Vafdcilerin muarızı olan Muhammed Mahmvd papayı getirdi. Bu zat bir iki sene hükümdarın arzusu dahilinde işleri tedvir etti, şimdi hâlâ mer'i bulunan ve hükümdara biraz fazla baklar te. min eden kanunu esasiyi bazırladık. tan sonra Vafdeilerin alitan alta İn. Bilizlerle uyuşması Üzerine iktidar mevkiinden — çekilmek — zaruretinde kaldı. Bir iki imtikal kabinesinden sonra Vafd pi beri Mısırda maktadır. İogilizleri kat'i bir anlap maya müncer olan müzakereleri bu partinin reisi sıfatile Nahas paşa ida re etmiş ve İngiltere ile Mumr ara» snda bir ittifak muahedesi imzalıyar rak bu güakü çartlar içinde İngilte- reden ne koparınak mümkünse hep- sini almağa muvaflak olmuştur. Par- tinin memleket dahilindeki prestijini bir kat daha çoğaltan bu müvaffakı. yet Nahas paşaya kanunucanside hi kümdar haklarım biraz tahdid &tmek hususunda cür'et verdi. İşte Nabas paşanın azlini ve Vafd fırkasının iş başından uzaklaştırılma. #m iİmtaç eden son bükümdar . Vafd âhtilâfı bu eebeblerden doğmuştur. Yalmız bu defa şu fark var ki eski mücadelelerde parti yalmızdı, bükümdar İogilizlere istinad ederdi. Bu sefer ise görünüşe nazaran hü- kümdar yalmızdır, Vafd paertisi İngi- lizlerle olan sikı irtibatımı hâlâ mu hafaza etmektedir. Bu itibarla bu dela Vafd partisinin iş başından uzaklaştırılmayı kolay kolay bazmet. memesine ve bütün kudretini, müfu: zunu sarfederek memleket dabilinde bir aksülâmel uyandirmasına intizar olunabili: Bu aksülümelin e dereceye ka- dar kuüvvetli olabileceğini ve ne gibi netiteler doğuracağımı ancak saman vösterecektir. İlfet heyecanı çok kuvvetli bir heyecanla da tevakkufa uğrar ve bu umumi bir pisiko oji ka- nunudur. Zelzelelerde en ciddi insanların yarı çıplak sokağa fırladıkları çok görülmüştür. Do- ğüm sancıları ve bahusus do- ğumun son devrinde kadınların bir çoğu iffeti kaybederler. Mü- dafaa aksülâmeli olan iffet, cin- siyetin artık tecavüze uğramı- yacağı hissi hasıl olunca, orta- dan kalkar. Jinokolojik muayenelerde he- kimlerine emniyeti olan hasta larda ilfet Hissi gevşer, maama- fih kadınlar azayı tenasüliyele- rinin elle muayenesini gözle mu- ayenesinden daha kolay kabul ederler. Ellis cinsi pisikoloji tetkikleri kitabında der ki: “İtimat çok defa mesleki itiyadın net cesidir. Güzel san'atlar mektebinde mo- del bir kadın çıplak olarak res: mini yaptırmakta iken birden- bire raşeye tutularak koşup el- bisesini giymiştir. Çünkü cam tavanın aralığından bir işçinin kendisini seyrettiğinin farkına yarmıştı. , İffetin birinci sebebleri Cinst iç güdü İffet hamlesini mucib sebeb- leri arzettik. Cinsiyete göz atan her nazar, jestler, sözler ko: runma akesesini harekete getirir. Fakat tahlili daha uzaklara ka- dar götürmek ve iffetin ilk se- beblerine kadar yükselmek lâ- zınidır. Bu sebebler bir kelime ile hulâsa edilebilir: Casi iç güdü. İfet kadında p skolojik tâli seciyelerin en mühimmidir. İffet iç güdünün iki bü tezahü- rüne yardım eder: Yani ıstıfa wve cinsi kuvvet, HHfet ve cinst ıstıfa Kadında iffet erkek taarruzu- nun sörprizlerine karşı en âlâ bir Müdafaa silâhıdır. Erkeğin Yazan: Dr. Esad Hatiboğlu vi Dü Iffet, aşkın saygısıdır, insan aş- kını hayvanlarınkinden ayırır Çıplaklık mektebinin onu bayağılaş- tırmasına müsaade etmemeli! — |— Kadınlar! iffetinizi muha- faza ediniz! tecrübeye yardım eder ve ka: dını önüne gelenin teşebbüsle- rine karşı korur. Bir de iffet nefret telkinini hasıl etmek korkusle kadında ihtiyatkârlığı tevlid eder. Kadın bazan kendi kusur'arı yüzünü kızartır. korkusile açılamaz, ya-, hud kendini teslim etmez. Ha- kikaten kadın açıldığı için de- * ğil, bilâkis gizlendiği için kıy-* metlidir. Naturisme namı altında vü- cudü açımağa —mütemayil olan meslek bundan dolayı ilerleme- meğe Mmahkümdur. Büyük Fransız cerrahı Victor Pauchet ne güzel yazar: *Çıplaklık tavsiye olunamaz, çünkü —evelemirde — neslimizin ahlâki âdetlerine zıddır, sonra teşrihi, vücudü çirkin şahısların izzeti nefislerini yaralar. Bu teşrihi çirkinlik hemen umumi gibidir., Tabiatin lütüllerinden en az müstefid olmuş kadınlar nadi ren fizik talihsizliklerinin — far- kındadırlar ve hüzün dağıtan çıplaklıklarını zahiri ismet ör- tüsü ile kapamak fetanetini gös terecek kadınlar da azdr. Çir- kinliğin teşhiri ekseriya yalnız rubu sıkmakla kalmaz, ifteti de yaralar. Fizik kusurların bilinmesi d şüphesiz tabil iffet hissini kuv vetlendirir. Yaşlı kadınların mu- tat iffetleri bununla izah olu. nur. — İffetin bilhassa — tenasül mıntakasında tavazzuh etmesini izah eden diğer bir âmil de bu- nun uzviyetin ifrağat merkezle- rine yakın olmasıdır. Tabiatin garib bir cilvesi ayni uzuvların hem tenasül ve hem ifrağ vazi- felerini görmesini istemiş ol- masıdır. -Arkası var: Bu da dördüncüsü olsun!.. Evet, Şehit Nıhad bey cad- desi ve diğer bir namla Ankara- palas önü, dillere destan, hâdi- selere meydan, mezbeleden ni- şan, felâketlere mihman oldu. Daha da neler oldu!. Dün bizim gazetenin işaretler sütununda bu caddeye ait tenkidi okuyarak hükümet önünden geçerken, bir: de ne bakayım: Biri hükümete, biri Güzelya: liya müteveccih iki tramvay dur* muş, ortalarında bir yük arabası. Tramvayların arkalarında birer tane otomobil beklemekte.. Ya- ya kaldırımından — kahkahalar yükseliyor. Herkes bir temaşa ile meşgul. Yaklaştım: — Haydeeece, hisaaal Sesleri yükseldi. Meğer, dün iki yük arabasının parçalandığı bu kaldırımın deria çukurlarına bir araba daha batmış! Tramvaycılar, bir kâç hayır sahibi arabayı kurtarmağa çalı- öailer, Çasttır ildeği tekarlök lere yapışmışlar: — Haydi hoooopl! Avazelerile tekerlekleri çukur- lardan sökmek istiyorlar. Zavallı bayvan çırpınıyor, sağdan sol- dan şiddetli, ağır sözler işitili- yor. Gülenler, belediyeyi çekiş- tirenler, tramvaylarda bekliyen- lerin, daha arkalardaki olomo: billerin - içindakilerin homurtu ları da ayıı.. Bu pandomima uzun müddet devam ediyor ve nihayet, araba çukurdan, bekliyenler hiddetten, seyredenler azap — ve ıstıraplan ve topyekün şehir namına her- kes hicaptan kurtuluyor. 'Ababü öyle'ini ya?: bitmiş midir sanki? * Diyelim ki; Tepeciği, Kemeri Kahramanları, şurayı burayı g. mezler, fakat şu sakalım zın di- binde ve gözlüğümüzün ucundar ki kaldırımı görüp görmedikle- rini sorarsak kıyamet mi kopar? Abdullah Çavuş Mesele