* Kinranaenl ğü ANADOLU | Bir gazeteye göre: , ;a.“ -) P ğ ) .m_ Gündüz ve gece uyumamış bulunmak sebebile Dartanyan çok yorgun bulunuyordu için onun serbest bulunması lâ- zm, benim değil. Onlar onu biliriml Zapti- yelere ne yaptı?... — Dördü anu alıp ;oturdu amma nereye ü bik miyorum... Kaleye yahut Lövek zındanına; ikisi siyahlı adam- larla beraber evin her — tarafını arayıp altüst ettiler ve sonra ne kadar kâğıt varsa hepsini alıp götürdüler; ikisi de araştırma eshasiında kapıda nübet bekle- diler; soğra işleri bitincç evi böş ve kapıları açık bırakarak miediler, — — — Fakat bir az sonra evler nıe gelmişlerdiş onları istediğim P.ıtı beklemelerini söyle... Bur rada durmakta tehlike var, bak ki ev göz altındadır. Ben doğru M. dâö Trevile kaşup olan şey- leri anlattıktan sonra gidip on- ları bulacağım... — Pek güzel, efendim. — Fakat sen burada kala- “caksın, kalmaz mısın? Korkmaz- Sİn ya? ı>'ıııı Dartanyan hizmetçisine cesur “—ıııııı tavsiye etmişti, Müstösth olunuz efendim, Biz “h bem bilmiyorsunuz; Nevzad: lâzengelince cosâretimi gösteri- tim... İş bir kere başa düşsün; bund.ı baş'sa, ben Pikarthıyım. — Anlaşıldı, yerinizi terkeb mek'ense ölmelisiniz. — Evet, efendim; efendme karşı merbutiyet mi ısbat etmi- yecek hiçbir sebep yoktur... Dartanyan kendi kendine söy- leniyordu: — Çok âlâ! Bu çocuğa karşı tuttuğum yolun isabeti görülü- yor; icabında onu da kullana- bileceğim.. Gündüz. ve gece uyumamış bulunmak sebebile yorulmaş 6> masına rağmen, Dastanyan ba- caklarının bütün hızile M. dö Trevilin konağına doğru cad- deyi tuttu. M. dö Trevil konakta yoktu; maiyeti Luvr sarayında uöbetçi idi; o da maiyetile beraber Lu- vrde bulunuyordu. Fakat M. dö Trevili mutlaka bıılıılıy& olup — biten ııyî | dö Essart fırkasına mahsus mu- hafız elbişesinin pasaport ye- rine geçeceğini düşünüyordu. Banun Üzerine Petit Ögüsten dokağını geçerek Pon Nöf köp- rüsüce gitmek Üzere rıhtıma çıktı. Nahri yolcu sandalile geç- mek aklına geldi; fakat nebir kenarına gelince cebini yokla- dığı zaman - biletçiye vereçek parası olmadığını anladı, Genegü sokağını geçtiği s- rada Dofin sokağından doğru iki kişinin gelmekte bulundu. ğunu gördü ve bu görüş Sebe- bile pek fena irkildi. Biri erkek ve diğeri kadındı; kadın Mın, Bonasyöye pek ben- zediği gibi erkek te Aramislten beşkü Dİfİ olamazdı. Bundan başka, kadının sırtın- daki manto Dartanyanın Vuji- rard. şokağındaki pencere ve Harb- sokağında kapı önünde görmüş olduğu mantonun ayni idi. Bundan başka da, erkek - si- lâhşor forması giyinmişti.. Kadının başlığı ayığa — çekik miş ve erkek te yüzünü mem dille kapamıştış şu fazla tekay- yülten anlaşı göre İkini de tanınmamak arzusunda bulunuyordu. Köp:üye gelmişlerdi; Luvr sa- rayına gitmekte bulunan Dartan- yanın yo'u da burasıydı. Dar- tanyan onların peşine düştü. Henüz yirmi adım kadar yü- rTümezden evel kadının bakika> tanımadığını söylemiştiş fakat bu teminden çeyrek saat sonra onu Âramisin kolunda asılı görüyordu... Dartanyan kumaşçının güzel karısını daha üç saat evel ta- pıdığımı ve kadının silâhl adam- lar elinden kurtarılmış olmasına mukabil küçük bir teşekkürden başka bir borcu olmadığını ve bir valitte de bulunmadığını dü- şünemiyordu. . © kendisini tahkir edilmiş, ihagete maruz kalmış ve ala; alınmış bir. âğşık farzediyordu; yüzüne kan ve beyaine hiddet bücüum etti... Esrar perdesini açmağa karar verdi.. 4 Del kanlı ile genç kadın tae- kib edilmekte — bulunduklarını anladıkları için yürüyüşlerini iki kat hızlandırmışlardı. - Devam edecek - Suriye meselesinde bir sır perdesi varmış.. Cemil Merdam, Fransada mühim bir anlaşma imzaladı, deniliyor Son kargaşalıklarda komünistlik izleri görülüyor. 'Bize karşı da dil uzatmak istiyorlar Cenevrede çıkan, “Journal de Geneve, yazıyor: Paris muhabirimizden: Suriye meselelerini muayyen br sıe perdesi - Halk, kendisi hakkında hazır lanan ve burada cereyan eden işlerden ııhwm ”l”(w.h Fransa, 22 Şam hükümeti ile bir muahede irazalamıştır. Bu muahede ah kâmına göre, Suriye (Lübaan hariç) üç sena nihayetinde is- tiklâl kazanacak ve Fransa ile, İngiltere ile İrak arasında mev- cud muahedeye müşabih bir muahede akdedecektir. Bu, halk cephesi ilk hükümeti Leoa Blum kahinesinin — harici politikada en esaslı icraatından birisidir. O zaman, Hariciye müsteşan bulunan — Vienatnun bu d pla- matik eşerin tahakkukunda mü- him bir rol oynamış olduğu zannediliyor. Mezkür muahede, ancak Fran- sız meclislerinin tasdikine ikti- ran ettikten sonra, bakiki bir mevcudiyet iktisab — edecektir. Buna rağmen, hariciye müste- şarlığının vesmi bir tebliği (ki burada M. Francois de Tessan M. Vienotun yerine kaim olmuş: tur) yeni rejiminin tesisi için derpiş edilen mühletin 1-İkinci- kânun>1937 den — itibaren işle. meğe başlıyacağını beyan — edi. yor ki bu bir hayli gariptir. Ayni tebliğde mushedenin mü- nakaşasına yakında (belki Son- kânunun sonunda) parlâmento- da başlanacağı - bildiriliyor ve Suriye Cumhuriyeti reisi Cemil Mardamın Fransız hükümetine “Tavsiye ile sizi gönderen Hamdi Paşa bile bizim naza- rımızda lekelidir.,, mukaddemesile söze başladı Hafiyelerdan bit tanasi vardı ki bunu şimdi yüz elliliklere da- hil Kıaz Hamdi paşa gönder mişti. Ö tarihlerde yaveranı haz- Teti 'gehriyariden olan bu Hamdi Paşar Liva rütbesinde — şımarık _lııı hakya idi, Vazifesi Bulgar ve Sırp Lduılıfı müfettişi idi. Cebinde taşıdığı ufak bir def- - terde hangi tarihlerde terfi ede- ceğin. yazmıştı. — Ömer Nazınn Selün kte bü- yük mıkyasta hafiye teşkilâtına giriştğini bâber alan Hamdı pa- $* kendi adamlarından Novzat adında brin> bir tav&ye varc« rek Ömer Nazıma göüdermişti. Ömer Nazım — böyle tavsye ile gelenleri bir teerübeden geçi- rrdi. Bu da tecrübeden gaçi- rilmişti. O tarihlerde telefonun şekil ve şemalini " bilen yoktu. Yalmız bövle bir âleba icad edıl diğlak iştim.ştik. Nevzadı tecrübe çat — Gerçi Hamdi paşa haz- reteriniş tavsiyeleri bzim için makbul ise de alacağımız me- murların dirayet ve zatı şaha- neye sadak tlern'n dereceşini Bulamlak ve ona göre iş ve ma- aş vermek takip ettiğim z usul iktizasındandır. Madenki Se* lâniğe çalışmak üzere geldik, Buradaki vazife zatı şahaneye bir derece daha fazla yakınlığı icap ettirir. Maksat bittabi an- laşılmış ır, Burada yapı.acak var zifeler cok mühmdir. Biz her- keslten şüpbe ederiz. Bizim için padişabın zevdiği adamlar burada çalışan arkadaş- lar detnekte. Tavaye ile azi gönderen Hamdi paşa bile bi. zim nazarımızda lekelidir. Çün. kü telrfon denilen ve gz .co Av rupadan gölirttiği — bir âlet ile Tagilt konsolosu İle arasıra gö- rüş yor. Fransz konsoloshane- sile de kanuşma'lar yapıyor. Bu sayede Jon Türk den len padi- şeh haini heriflerle Münasebat- ta bulunuyormuş dye bir. mü- kaddemeden sonra: — Bunlardan senin haberin yok mu, mütlaka vardır. Bu hu- susta bize br jargal verecek olursan sadâkat ve dirayetinin derecesi anlâşılır, ona göre maaş alırsın demiştik Alacağı paraları tahayyül eden Nevza ; Efendim mademki emir buyur- dımuz bendeniz de bildiklerimi gördükser mi arzedeyim. — Yarın arza buyurulan jurnalı takdim ederim! diye Sevinesek çıkıp git M şü, Ertesi günü yerlera — kadar eğilmek süretile Yaptığı kandlli bir semeannatan sonra yanıma gelen Nevzad bir eseri cedid kâğıdım — baştanbaşa — dolduran jurnanı uzatarak: —İşte efendim, demişti, Nevzad bu jurgalda — neler yazmamış nelor uydurmamıştı. Yer altından tüneler mi açır. manıştı. — Konsolaslarla — paşa arasında hayret verici 9e muha- vereler ge rabıtalar iça | etme- mişt. Yalan olduğu b lindiği haldı insanın buolara inanacağı gel yordu. İhsanların tiyaetinde yer tutan sülliyete bundan daha iğrenç bir nümune o'amazdı, Yıllardanberi maiyetinde çalış- tığı lükunu gördüğü <e daha fazia bir istikbal temin — için tavsiyesine — sığındığı bir veli» nimete karşiı henüz içyüzü belli olmuyan başka br. memlekette, haşka adamların yalan ve Yu— lş bir sözü üzerine — sahifeler dölüsü yazı yezmak, onu- bir ihanet e ithama yeltenmek, lâ- netle karşılaşıcak facialardandır. İstitrad kabilinden olarak ar- zed yorum: Bu vak'adan bir yıl sonra tet- kiki evrak komisyonu namı ak tında Yıldız sarayında elimize geçen yığınlarla n Hamide verilen jurnallar - maalesef içti- maj sevyemizin düşüklüğünü de göstermiş ve böylece “Millete göre hükümdar,, düsturu gökten inme bir belâ gibi yer bul- muştu. İşte, Nevzad da Sultan Hami- din saltanatını, ist pdadını, re- zaletini perçemliyen - rezillerden biri idi. Bunlar milletin varını, yoğunu velhasıl usarçi hayatını emen, yok eden birer mikrop- lardı. Nerede - ras; lınırıe te- mizlenmeleri u1 hati namıpa icap edndi. Temmuzun onuncu güni mülsid başerat tqplı-dı. hılıyı ler, Memlekette doğan nurlü | işığı, hı-wıııııı&ı—m göremediler. 7 e NÖ elmıyan abalınin ııın' tine riayet edileceği ve Suriye- nin Fransa ile iktısadi işbirliği yapacağı hakkında teminat ver- diği ilâve ediliyor. Timese göre (çünkü bu me- seleleri ilk haber veren İngiliz matbuatıdı.) Camil Mardamla M. de Tessan arasında mütem- mim bir anlaşma imza edilmiş- tir. Bu anlaşma, ekalliyetlerin hukukuna, iki senelik ıbııl müd- det esasında ittihaz edilecek tedbirlere, iktisadi münasebata ve Suriye harici emn yetinin Fransız ordusu tarafından hangi şartlar dahilinde temin edilece- ğine mütealliktir. Bu mesele etrafındaki —kalın karanlığı udame - ettirmek - için sarfedilea gayret, bu kabil iş- lerde tamamen alacaksız kalan halk tabakalarında değil, fakat bu meşelenin ehemm.yetini müd rik olan insanlarda bir hoşaut» suzluk tevlit etmektedir. Cezi- rede vukubulan ve muahedenin imzasının ilk avakibinden olan vabim — karışıklıklar — hakkında sarih malümat beyan edilmemiş olması dikkatle müşahede olum maktadır, Bu meyanda olarak halledil- memiş bulunan ve Türkiyenin 1925 Türkiye - Suriye muahede- şini feshetmesile dikkat nazar- Tarını yeniden celbetmiş olan Sancak meselesinin ortaya çık- mMasına gene bu imzanın sebe- biyet vermiş olduğu itiraf edil- miştir. Bu şerait dahilinde bazı kim- seler şöyle bir sual irad etmek. tedirler: Başlıca meşgale, nevima bir hücum sayesinde ekseriyeti ka> zanmak için parlâmente metr eleye vaz'ıyad edinciye kadar en kat'i bir sükütu temin etmek değil midir? Filhakika, vesmi mehafil, meselenin bazı tarafla- mının bilinmesinin bir mukave- met yaratmasından korkmakta ve parlâmento —murakabesinin yalnız şekle inhisar fetmesini is- temektedir. Esasen, bütün bü- yük meşelelerde, — parlâmento kontrolu bu şekilde mülâhaza edilmektedir ve yakında parlâ. menter rejimlerde, bu rejimlerin iyi tarafları olan aleniyet ve ciddi münakaşa — muhassenatı kalkacak ve yalnız fena tarafları yaşıyacaktır. Suriye meselesinin seyrini ya- kından takip etmiş olan kendi. lerile görüştüğüm şahsiyetlerden hiç birişi, 22 İlkkânun 1936 muahedesinin iyi neticeleri ola- bileceği fikrine iştirak etmedi, Hepsi şu kanaattedirler ki, mu- ahede Fransa için olduğu kadar Suriye için de, çok büyük mah- zurlar tevlid edecektir. — Bu 2er vata göre, muahedenin tatbiki; Lıulındıkun Io:;. Suıııyı rgaşalık'lara ne ol ı;ııg Devamını hararetle arzu e! Frans z muahedesinin Bımrh mazhar rap 3 eziyetlere ma- ruz .kdındmı (Bazıları daha simdiden, mukavemete hazır'an- maktadırlar.) Fransa dahi, yirmi senedenberi tahakkukuna çaliğ tığı medeniyetçi eserinin bir ha rabeye inkılâp ettiğini muşıhadı edecektir. Bu medeniyetçi esere kıymetli mesaisile iştirak etmiş olan biri şöyle diyordu: “Fransa, ya inti- zam ve sulhu iade etmek için bir harekete geçmek mecburi- yetinde kalacaktır veya Suriyenin başka' devletler tarafından işgal edilmesini kabul edecektr ki, Lübnanı da ayni akıbetin bek- lediği muhakkaktır. Fakat her ha'de, anarşi içinde yüzen bir Suriyenin kendi kendine bıra- kılmasının mümkün olduğunu zannetmek bir balden başka bir şey değildir. Bu günkü vaziyet ve istikbal hakkında bir fikir edinmek isti- yenlere, Jerame Jean Tharaud kardeşlerin “Alerte en Surie, ismi altında neşrettikleri — kitabı hargâretle tavsiye ederim. Bu kitabı okumak yalniz faydalı de- ğil, ayni zamanda bir zevktir. Bu kitab, muharrirlerin Suri» yede, sahilden Cezire münteha- sına kadar, yapımış oldukları bir anketi muhtevidir. Tharaud kar- deştörin Şıkardikları netice gayet sarihtir. “O balde mi? O halde, de- rinden derine tadil edilmedikçe bu muahede tasdik - edilmeme- lidir. Bu muahede, ne Fransa için bayırlıdır. Çünkü yirmi see nelik eseri bir harekette harab ediyor ve ne de hangi cemaate mensup olurlarsa olsunlar Su- riye ahalisi için hayırlıdır. Çünkü bunları bedevilerin saltanatına intizaren, Türklerden daha po. şin (1) hareket edecek olan bir otuz kadar burjuva ve derebe. yin boyunduruğu altına ılı- çaktır.,, Bu kanâat bizzat müşahı editmiş hâdiselere ve kuvvetli eshabı mucibelere ııhud etti. rilmiştir. * Bilhassa, muhtrrirlerin şahit olmuş oldukları, Fransız kuvvet- leri tarafından bastırılan Şıı- daki kargaşalığın komünist ma- hiyeti gayet calibi dı.kkıltır hâdise istikbalin neler — ettiğini iyice göstermektedir. (1) — Bu muharrir ne istiyor?. Eğer hir az, takip etmiş ve maziyi olaydı, bu delülete İl'lmı: ve Türkün haşin davrandığı elsa- nesini uydurmazdı. Halkevi köşesi: a 1 — Evimizde da-tilo kırsu açılmıştır. Kaydolunanların ve yeniden kaydolunmak - izciyenle- tin S/1/938 akşamı saat altıda Halkevine müracaanları. 2 Lise okullarına hasırlanmak iştiyen gençler için Felsele kur- Bü açılmışt . Bu kursa devam etmek istiyenlerin Düm upirar akuluna müracaatları. 3 — 3/W938 Pazartesi evimiz Spor, Müze v> Sr miteler toplantısı vardır.