Beyazıd, nıhayet yelkenlen indirdi. Çünkü yeni- (_,AOCUL larına komur kaçak — çeriler, büyük birisyan için hazırlanıyorlardı . * eamm—— — — Soğuk; müthiş bir surette ar- — tiyordü. Balkanların şimalidde; insanları, bayvanları kıran mü - / hiş bir soğuk hüküm sürüyordu.. Selim, Tunay: geçtikten sönra — efrada baktı: — Fenal. Askerin bir kısmını ldn soğuğa kurban verd k! — setlerini, buzlar Dedi, Hakikaten efradın he- men hemen yarısı, ölmüştü. Ce- üstünde bırak- mışlardı. Selim düşünüyordu: — Bu şernit altında ilerilemek doğru değil!.. Mutlaka bir parça daba kuvvet - toplamak lâöz ml. Bunun için de sürati kesmeli, burada biraz durmalı!, Çünkü Selim; burada biraz — eğlendiği takdirde etraftaki bey- lerin gene kendi etrafına topla- nacaklarını biliyordu. Bu suretle askeri çoğaltmak, erzak ve iaşe temin etmek artık pek kolay olacaktı. Bir gün.. uzattılar.. — Şehriyarın names'. Selim mektubu alınca; hayrete düşer gibi oldu: — Ne münasebet?, Acaba ne olabilir?, Mektubu açtı: — Bir beratl... A! Diye ba- gırdı, bzimki yola gelmiş. Se- mendireyi gene bana veriyor 1e.. Beni alfediyor. Demek ki, İstanbulda ve Anado'udaki ah val, tamamen lehimizde!.. Şimdi ne yapmalı?. Semendireye git meli mi, gitmemeli mi? Selim, mebtubu getiren elçiyi çağırttı.. Oua uzun uzadıya sa- aller sordu.. Selim, her cevab alışında: — Mükemmel diye mırılda- niyordü, işler yolundal, Elçi ile görüşmesi bitmişti. — Pekil, Beni yalnız bıra- kınızl. Elçi dışarıya çıktı. Selim mü- tebeyyiçti. Bıyıklarını karıştırı- yor ve kendi kendine söyleni- “yordu: — Demek ki, Ahmed efendi hazretleri Konyayı — zaptetmiş.. Muhterem biraderimiz Korkud efendi de — soluğu — İstanbulda almış.. Ve, Babam, saltanatını bana terketmeğe karar vermiş.. İyi amma, bu karar vermek kâfi mi ya? Ya Ahmed kalkarda İstanbulu zaptederse; âciz bir padişahi. Şaşkın bir babal.. Ne yapabilir ki? Hazır Yeniçeriler lebimde iken ben bundan ne niçin istilade edemcyeyim? Selim, hâlâ Bulgaristan için- deydi, Karar veremiyordu. Na- zik ve hassas bir vaziyet karşı- sındaydı. .Mart 6.,. ANADOLU ğı'nte Haıdar Rıî;du oırn'ııı Umumi neşriyat ve yazı işleri müdü. vö: Bamdi Nüzhet ÇANÇAR İDAREHANESİ — İşmir İkinci Beyler sokağı Cllalk Partisi binati içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 « Bosta kutusut 405 Abone şeraiti Yıllığı 1400, altı aylığı 800, üç #ylığı 600 karuştur Yabancı memleketler için — senelik #bone ücreti 27 liradır Selime bir mektup Günlük Siyasal ıyıııl Yazan M. Ayhan İ İstanbul müdhiş bi lvel> içindeydi. Sabahla beraber, Ye- niçerilerin tekiâsüf ettikleri mm takalardan — derin bir oğultu kopimuştu. Padişah, sinirleri bor zuk bir vaz yette yeni sarayın silâblığına doğru koştu. — Ne var, ne oluyoruz? — Bilmiyoruz, padişahım! — Çabuk tahkk edinl. Kul- İlı'ım neye gücenm şler?. İsyan Mi var?. Yeniçeriler kazan mı kaldırmışlar?. Ahmed — İstanbu: lu mu basmış?, Bir az sonr: pad.şahı şöylece malümat arzediyor'ardı: — Efendimiz! Yeniçeri kul- larınız isyan etm şleri. Müselâ- han her tarafa saldırıyorlar, şimdi de buraya gelecokle-. — Kime bu isyan?. Kimin aleyhine?. — İyice anlıyamadıkl. Ahmede küfrediliyordu.. şasın şebzade Selim, diye gırılışıyordu.. Padışah ne olduğunu medi. — Sakın Selim mi geldi? — Hayırl. Fakat şimdi laşıl Bu sırada; gürültüler, saraya doğru yaklaşyordi. Beyazıd, ordanun vkendi “aleyhice - kiyer mından korkuyordu. O takd rde hayatı tehlikeye gırmiş demekti, * İştelk Diye bağirdi, geli- yorlar. Ekmeğimi yıyoa — kulla- ık bana sadavat göster- ar. Ben mne bedbaht par m şim Sösunl. Susun da yice duyalım,. Duyulda: foryatları yöyle idiz Fakat Ya- ba- bil- an- meğerl — Şehzade Ahmedi istmezükl. | O bizim şerefimizi berbad etti, hârb ister zl.. Şehzadenin terbi- yesi verilmel dr, Seim — getiri- | melidir. Yaşasın Sel ml.. Padihah, soğuk soğuk yordu. Kış gününde ter içinde titremek ihtiyar bir adam, hele bir padişah çin ne fecid?. Şışkın, şaşkın 'söyleniyordu: elimi — istiyorlar... - Peki, fakat onu ne yapacaklar? İşte kendisine Semendire - eyiletini gene verdim, tahtimi da — oaa terkedeceğim... Padişahın düşüncesi başka idi; Acsba Yeniçeriler, kendisini tahtından indirmek mi istyore lardı?. Bu $ rada, Yeniçeriler ağasının, huzuru şahaneye çıkmak isted ği Padişah, İtıminı g: Dedi, yüzü sepsarı idi. Ölüm ve tahtından ayrılmaz çinde k.vranıyordu. körkusu Dışarıda feryadlar gırla gidi- yordu, — halk ta Halk ta bu tezahürata — iştirak ed'yordü. Vaziyetin iylik ifade eder hiç bir yeri yoktu. Yeniçeri ağası huzura girince Beyazıd, ona ltlat etti, elini öptürdü, kendini mümkün mer- tebe toplamıştı... toplanmıştı. — Ixullırıııı bir şey mi arzu seslerini — işitiyorum, T; ben kendilerinin ta- lebini hiç reddettim mi? Yen'çeri ağası eğildi; — Kullarınız, zatı şahanenin örürletine ebediyen duacıdırlar. Padişah, derin bir nefis aldı, kendi kendine: — Öal. Hele şükür, benim tleyhimde bir şey yokmuş. — Çok iyil. Memnun oldum. Seğmlarımı söyleyin. Kendile- rine ihsanı şahanede bulunaca- ğim. — Allah ömürler versin Pa: dişahımız. — Sövle ağa, söylel, rım başka ne istiyorlar? Yeniçeri ağası yutkundu. — Padişahım, «dedi- Şehzade Ahmet efendinin Zatı şahaneye mülk ve millete karşı takındığı vaziyet, kullarınızı haddinden aşırı müteessir etmiştir. — Tabif beğil mi ya, sada- kat iktizası!, — Memleket — ihtilâl içinde kalmıştır. Yarın öbür gün na olacağı belli; değildir. Bütün bu ahva'e Ahmet efendi sebeptir, diye ” Tafial ve teessürdedirler. Cüffesi, Ahmet efendinin mut- laka tedibi arzusundadırlar, Bu- nu istiyorlar, — Bunda — kullarımın — hakkı Ahmed efendinin tedibi niştır, Dediklerini ye- rine getireceğiml.. Kulla- vardır. — Ancak padişahıml.. Şeh- zade Ahmet efendna tedibi mutlaka kahraman Selim efen- din'n celbi ile onun kumandasında hareket edilmesini de istiyorlar. P>d şah, bu son talaptea kork muştu: ai çekti. Düşünü- — Ya Selimle Ahmed biribi- rinih canına koyarlarsa? Buna nasl dıyanacaklı? Ya Selim, İstanbulda bir vesile bulur da tahtı ele g çirmeğe kalkarsa?.. Padişah; ağaya dikkatle baktı: — Devam ed-cek — çılığı yaptıranlar vart! Yaşlarının küçük olmasından istifa- de ederek cezadan kurtuluyorlar dlE eei ai ayar b gti d Dün sekiz çocuk mahkemeye verildi! 3615 numaralı orman kanu- nuna aykırı bareket edenler, derhal mahkemeye - verilmekte Ve ağır cozalara çarpılmaktadır- lar. Fakat kömür ve odun - ka- çakçılığını kendilerine bir mes- lek edinen bazı kimseler bu iş- ten bir türlü vazgeçememekte, bütün cezaları göze alarak ka- çakçılıkta devam etmektedirler. İşin fena tarafı; bu - gibilerin çocukları vasıtasile de faaliyette bulunmalarıdır. Kömür ve odun kaçakçılığını 12-13 yaşlarındaki çocuklarına yaptırmakta ve on- ların yaşlarının küçüklüğünden cezaya çarptırılmamalarından is- tifade etmektedirler. Dün, odun ve kömür kaçak- çlığı suçile 12 yaşından küçük sekiz çocuk mahkemeye veril- m ştir. Hem katil, hem kaçakçı Tırazlı köyünde bir kadını, başımı taşla ezerek öldüren ve Tavuk hırsızı dört kadın! Tavuklar biz farkın- da olmadan etekleri- mizden girmişler, divorlar! Dün, Halsapınarda Sadıkbey » çayırında dört tavuk hırsizi ya- kalanmıştır. Bir müddettenberi bu civardaki tavuklara musallat olan bu kadın hırsızların yaka- lanmaları da çok tuhaf olmuştur. İki belediye memuru burada dolaşırlarken, Abdi ağa namın- da birinin bahçesinde dört ka- |dına rastlamışlar, vaziyetlerinden şüphelenerek - kimi aradıklarını sormuşlardır. Kadınlar, bu sual karşısında birdenbire şaşırmışlar cevap veremem şler, fakat koyun- Idrında sakladıkları - tavukların bağırmalarına da mani olama- mışlardır. Vak'adan derhal zabıta haber- dar edlmiş, Ayşe, Duuu, Emine ve Hüsniye adlarındaki kadın- lar mahkemeye - verilmişlerdir. Kadınlar suçlarını inkâr etmişler; — Biz tarlada labada toplu- yorduk, tayuklar - eteklerimizin altından girmişler, farkında de- giliz! Diye ifade vermişlerdir. Mu- hakeme başka bir güne bırakıl- mıştır. on sene ağır hapse mahküm olan Ahmed oğlu Halil, dün bir kömür kaçakçılığından da suçlu olarak üçüncü Sulhceza hâkimi B. Ömer Kayanın karşısına çı- karıldı. Hâkim, sordu: — Sen kömür kaçakçılığı da yapılışsın?" — Yaptım! Hem hapishane- den çıktıktan sonra da bu işi yapacağım; siz dilediğiniz kadar ceza verin. bu iri yarı adama Hâkim, suçlunun bu cevabi Üzerine şahitlerin celbini karar- laştırdı ve dürüuşmayı başka güne bıraktı. Sarhoş olmuş, nâra atmış! Dün Sulhceza mahkemesine b'r şahıs getirildi. Adının Mehmed oğlu Hüsey'in olduğunu söyliyen bu adama hâkim sordu: — Sarboş olmuşsun, — Oldum.. — Nâra atmışsın, — Yalanl.. Başdurakta, dört geçid ara- sında nâra atan bu adamın su- çanu inkâr etmesine rağmen, dinlenen şahidler aleyhinde şe- badette buluamuşlardır. Mah- keme, sabıkasının sorulmasına karar vermi Şimalî'landa ı İngilterenin bir ' parçasıdır Londre; 28 (Radyo) —- Ban vekületten tebliğ edilmiştir. Büyük Britanya hükümeti, ye- ni — İrlanda — kanunuesasisinin meriyete girmesi münasebetile İtlandanın vaziyet'ni tedkik et- miştir. Bu anayasanın, serbest Irlanda devletinin Büyük Bri- tanya imparatorluğu azalığında hHiç bir değişiklik yapmıyacağını müşahede ve öyle karar ver- miştir. Yeni Zellând ve Cenubt Alfrika da İrlandayi böyle tanı- yacaklardır. Britanya, yeni serbest İrlanda devletinin şimali Irlanda özerinde her hangi bir bakkını da tamyamaz, şimalt İrlanda, İngilterenin bir parçasını teşkil eder. Yeni İrlanda yasası, ancak eski serbest İrlanda devleti olarak tanınan yere edecektir. inhisar Tarıan. Balta degmemış ormanlarda., 49 - Dünden mabad - 1 — Genç kiz, bu vaziyet karşısında Tarzana yardım et- mek lüzüumunu gördü ve kafes- ten dışarı çıkmak istedi. Hal- buki bu hareket onu büyük bir tehlikeye düşürmüş bulunuyordu. 2 — Tarzan bu tehlikenin önüne geçmek için olduğu yer- den kızın bulunduğu yüksek yere sıçradı. Burası tahtadan bir taban idi. Fakat arslanlar da Tarzanın peş'sıra bu tahta ta- ban üzerine sıçradılar. 3 — Bu ağırlığa tahta taban tahammül edemedi ve bu büyük bir gürültü ile yıkıldı. Bu tahta tabanın alt kısmında bir sürü yerli yamyam vardı. Bir çift arslanın ani olarak aralarına düştüğünü görünce.. â—. Hepsî de şaşırdılar, Silâhlarını atarak kaçmağa baş- ladılar. Yıkılan kismın berisinde kalan Tarzan, genç kızi kucak- hıyarak bu korkunç yerden uzak- laştı ve kızın babasının saray» nn yolunu tuttular, kanunuesasile | ———0 Sağlık bahisleri Dabili hastalıklar mütekassmmıma Dr. M. Şovki Uğur diyöe bi Vaktinden evel ihti. yarlığa karşı savaş Dimağa sızan kan az-olursa görülen alâmet başka kol ve bacaklarda felç ve konuşmada, görmede bozuk- “Taklar görülmektedir. Bu metlet kan birikmesinin beynin alâ- hangi yerlerine isabet etmiş ise ona göre değişirler. Nihayet bu küçük kan damarının çatlak yeri kâpanır ve kanaması durur. ve kan birikmesi tekrar emilir ve görülen felçler ve diğer ârızalar yavaş yavaş kaybolmuş olur. Buna uğrıyan insan bu birinci yumruğu yedikten sonra kendini tedricen toplar. İşte bu zamanda insan kendi yaşayış yollarına düzen vermek suretile ona göre hayatını tanzim etmiş olması cab eder. Eyer gene eski âdet. leri ve g'dişlerile yaşamağa de- vam ederse bu birinci küçük nöbetler gene yakın bir za- manda büyümüş olurlar, fazla- laşırlar, evelce çatlıyan damarlar kanamıya devam ederler. Sayılar alâmetler ve ârızalar daimi ka- lırlar. Bunlar yıllarca meflüç kal. miş olurlar ve artık - tekerlekli iskemleye esir olub bir dahâ kurtulamazlar. Bu gibi insanla- rın, bir çocük gibi bakıma ve taşınmağa ihtiyaçları vardır. İşte kan damarlarının kireçleşmesi ve katılaşması kendini bu öldü- ve tehlikeli bir şekilde gösterir ve böyle görünür. Şu- rasını iyi bilmelidir ki beyin şüphesiz damar katılaşmasına, kireçleşmesine çok uğüAyan bir » örgendir. Bunun içindir. ki-bes yinde deveran lâyıkile - olama: dığı için tinel ve oyal enerfi- lerini yüklenen sinir hücreleri mühim ve tehlikeli bir şekilde tağayyüre uğrarlar. -Arkası var- rücü INöbetçi ıczaiıanğcr I Bu gece Kemeraltında İttihad, Güzel. yalıda Güzelyal, Irgad pazarım da Asri, İkiçeşmelikte İkiçeşme: lik, Alsancakta B. Fuad ecza- haneleri nöbetçidirler, . . 'e . İzmir itfaiyesi Bu yıl tahviye li yor Belediye reisi Dr. B. Behçet Uz, dün itfajye teşkılâğını teltiş etmiştir. Yeni yıl için itfaiye takviye - edilecek, yeni model bir motörbomp ile bir kılavaz makinesi alınacaktır. Bb suretle yangın söndürme işleri daha se- ri görülebilecektir. — İtfaiye e& radının daha muntazam ve mu- gaddi yemek yernelerini — temin için itfaiye santral binasında bir lokanta tesis edilecektir. TAKVİM Rumi - 1523 Kânunoevel 18 Arabi - 1356 Şeval 27 Kaânunuesvyzl T 28 1216 VAA8 4130 || asak 12.50.38)