2 Kânunutvel A [ KERLİK Fransa teslihatta geri mi kaldı? Diğer devletler 35 bin tonluk zırhlılar yaptırırken Fransız tezgâhları yarı atalet içinde bulunuyor.. Fransız donanması Bundan evelki yazımızda, mil- yonlara mal olan cehennemi yarıştan bahsettik. Büyük dev- letler, Almanya, İngiltere, Amc- rika, Japonya durmadan silâhla- nıyorlar. Bugün, İtalya ve Fransanın deniz silâblarını tetkik edeceğiz: İtalyadaki deniz - silâhlanma faaliyeti de dev adımlarile yü- Tümektedir. İtalya bir kaç yıla kadar Akdenizde kuvvetli bir ağır filoya sahip olacaktır. Bu ilo yapmakta olduğu beheri 35,000 tonluk iki zırhlı ile baş- tanbaşa — yenileşmiş olan dört €ski dritnottan terekküp — ede- Sektir. Bu yıldan itibaren İtalyan denizaltı filosu Fransız denizaltı filosunun bir - hayli mıını.,m.ş olacaktır. Bugün 'Yanın 74 denizaltısı vardır. Tünsilerin denizaltılarının — sa- Yisı ise 83 tür. Modern İtalyan Bemilerinin tonaf yekünu 435,000 dir. Yeniden 22 gemi yapılmak- tadır. Bunların tonaj yekünu da Ayrıca 100,000 ( tutacaktır. Fransada: Fransa deniz harb kadrosunu Yenileştirmek savaşına rakiple- Vinden evel başlamıştı. Bugün $00,000 tonilâto hacminde mo- trn gemiye sahip bulunmakta- dir. Ayrıca 150,000 tonlük bir âcmi dolduran muhtelif gemi- *t de tezgâhlarda veya henüz *nize indirilmiş bir. halde bu- maktadır. u sonuncu kısım geçen yıl Verilmiş olan sipar şlerdir. 1937 n ilk Aayından Birinciteşrin Jha kadar olan zaman içinde Tansız amirallığı emrine verilen 9i gemiler şunlardır: Beheri 1500 tonluk 4 büyük â:"'iulcı (Tonüaak, AŞolta 'eziers, Conguerant). heri 600 tonluk 2 denizaltı küçük - torpito 1500 tonluk bir kruvazör Tn ayla gelecek ay içinde ise Xe 7500 tonluk diğer üç bü- " vazörün inşaatı bitmiş b:fik“" Gene bu ayin içinde İç; kuvvetine erk zırhlısının son tecrübe- gmîe biteceği ve kat'i surette “*kb'ıî girmiş olacağı tahmin ilir. tunla beraber, Almanya, 'öviıı:' İngiltere tezgâhlarında R baş döndürücü sürat bı'—'dl mevcut değildir. İşler P..n:'lı yürümektedir. Bizzat z bahriye mahfellerinin )şln:h. bu gidişle Fransanın Yâya kalacağı — zannını ğ ünyor, Esasen Fransız de- B iharbiyesi' Fransa hü- h arafından kabul edilmiş h h"P donanması - progra. nmemektedirler. Bütün k Şenmemektedirler. Bütü wden'u devletlerinin 35 k,_'_ lsk ağır zırhlılar yaptır- —J.ılm devirde Fransız tez- küçük tekneler yap- makla meşguldürler. Filvaki Fransa bir — taraftan da ağır gemiler yaptırmaktadır. Lâkin donanma (erkâmharbiyesi bu nevi zırhlılarım — mümkün mertebe çok yapılmasını - iste- mektedir. 936 sonunda ve pariş edilen ve bir kısmı bitip donanmaya iltihak eden, — bir kısmı ise bitmek üzere bulunan gemilere şöyle bir göz gezdire- lim: Bunların içinde yalnız bir tane ikinci sımf kruvazör vardır. Di- gerleri şunlardır: Beheri 1772 tonluk 2 torpito, beheri 1000 tonluk 4 torpito, bir adet birinci sınıf denizaltı, 4 adet ikneci sınıf denizaltı, 1 adenizaltı mayin gemisi, 2 adet küçik torpito, 4 adet tayyare levazım gemisi, 10 adet torpil tarayıcı gemi, 18 adet denizallı avcısı, 2 küç o, Bu gemi'erin br. donanmaya faydalı olamıyacakları iddia edi- si- lemez. Böyle gemiler de lâzım- dır. Fakat bu nevi gemilerle bir donanmanın tecavüzi bir kıymet kazanabileceği de idddia edile- mez. Bir donanmanın - kuvveti ağır topçusunun küvvetile ölk çülür. Fransız gazeteleri Dunkerkin eşi olan Strazburg zırhlısının inşaatı bitmek üzere olduğunu da ikide bir yazmaktadırlar. Ri- yayete bakılırsa bu gem nin ilk tecrübeleri 1938 İlkbaharında yapılabilecektir. Bundan başka Fransanın'da tezgâhta iki büyük zırblisi vardır: 1 — Rişliyö 2 — JamBart. Bunlar son modaya uygun, yani 35,000 tonluk olarak yapıl- maktadır. Rişliyö altı ay sonra, Jan-Bart ise dokuz ay sonra de: nize — ündirilebilecektir. — Fakat Fransada denize indirilmiş bir g minin silâhlanması diğer bir memleketten daha uzun sürdüğü için bu iki geminin 1939 dan evel filoya iltihak etmelerine imkân yoktur. Almanyada, İtalyada ve İngil- terede gemilere konacak toplar geminin denize indirldiği güne kadar hazırlanmış olur. Gemi denize indirilince hemen topla- rın tabiyesine başlanır. Halbuki Fransa deniz inşaiyeciliğinin sa- yısız kabahatlerinden eksiklikle- rinden ve teşkilâtsızlıklarından biri de bir gemiye konulacak silâhların ancak o gemi denize indirildikten sonra sipariş edil- mesidir. Fransız deniz erkânı herbiyesi bu âdetin mantıksızlı- ğını çoktan anlamıştır. amma, her nedense bu itiyattan Fran- sada bir türlü vazgeçilememek- tedir. Fransız inşaat programı 1938 de de şu siparişlerin vesileceğini vadediyordu: 2 tayyare gemisi, 1 kruvazör, ö Milâs mektubu: Egenin cenub vilâyetlerini gez- mekte olan arkadaşımız yazıyor: Milâs, — Türkiyede bir Mi lâs kazası vardir. Fakat Milâs yalnız bir kaza değil, ayni za- manda dünyanın en zengin bir parçası, bir toprak hazinesidir. Milâsın toprakları mümbit, tar- laları kuvvetli, tütünleri meşhur, mahsulleri ve madenleri pek çoktur. - Bu emsalsiz ve tabii zenginlikten başka, Milâsın akıl- ları şaşırtan vârlığı zeytinleridir. Kaç zaytin ağacı var Milâsta, bilir misiniz? — On iki küsur milyon! Bu on iki milyon ağaçtan alınabilen, zeytinyağı ne kadar- dar, bilir mişiniz?. .. j — Yalnız bir milyon kilol Yani on iki ağaçtan bir kilo zeytinyağı alınabiliyor. Halbuki bir ağaçtan yirmi kilo ve en az vasati on kilo yağ istihsal edilir. Yunanistanda, İtalyada, İspan: yada bu nisbet çok - fazladır. Eğer Milâstaki zeytinler de ba- kılsa idi, her'ağaç başına on kilodan, tamam yüz yirmi mil- yön kilo zeytinyağı alınacaktı. Yani bir senede otuz. milyon Kiralık bir para temin edilecekti. Fakat Milâsın bütün dağları e e y lll o aa 3 muhrip, 3 ikinci sınıf muhrip, $ denizaltı, 2 hafıf torpito. Lâkin Fransız büdcesinin ber- badlığı yüzünden bu sirarişlerin verilemiyeceği sanılıyor. 1938 büdcesine leri için yüzde 28, hava kuvvet- leri için yüzde 33 fazla tahsisat konması — düşünülürken — deniz kuvvetlerine ait 'fasıldan yüzde7 tasarruf yapılacağı söyleniyor. Frank geçen seneki kıymetinden bir hayli düşükdür. inşaat — fiatlerinin muhakkaktır. 1938 Fransız deniz büdcesi- nin yeni inşaata mahsus faslı 4 milyar franktır. Yapılan hesap- lar bu 4 milyarın ancak geçen yılın 2,5 milyar franga muadil olabileceğini gösteriyor, Eğer hükümet yeni tahsisat koymayı kabul etmezse Fransız — inşaatı bu yıl yerinde saymağa mah- kümdur. Halbuki zehgin Fransanın böyle tasarruf enirikalarile uğ- raştığı bir devirde biribirinden züğürt olan diğer iki devlet yani Almanya ve İtalya ellerine geçeni deniz silâhlanmasına ver- mektedirler. Maamafih, müstem- lekelerini elden çıkarmak iste- miyeceği muhakkak olduğu için Fransanın da er geç deniz silâh- lanmasına bol para sarfetmeğe başlıyacağı tabiidir. Sadık Duman kara kuvvet- Bu yüzden yükseleceği zeytin mıntakasında Maalesef halk biriş yapamıyor. Zey- tinden alınan varidat, çok azdır Milâstan bir görünüş milyonlarca ve belki yarım mil- yardan fazla aşılanmamış delice zeytinleri de vardır. Eğer bu deliceler de aşılanırsa Milâsta en az yüz milyon zeytin ağacı olabilir. Yüz milyon ağaçtan bir milyar kilo zeytinyağı, bir milyar zeytinyağından da her sene iki yüz,iki yüz elli milyon Türk lirası kazanılabilir. Parti müfettişi Bay Cemal, Muğla vilâyetinde ikiz iki köylü kardeş'e bir arada Eğer çıldırmadıysam bu ra- kamlar ve bu milyonlar doğra- dur. Halbuki bu eşi - bulunmaz hazineye sahib olan Milâslılar, bi $ köylüleri sıtmadan kırılıyor. Halkın içinde sefalet ve yoksuzluk çekenler az de- gildir. v.t Bu sene bütün Türkiyedeki zey- tinyağı rekollesi otuz küsur mil- yon kilo i Gene bu sene yalnız Yunanistanın zeytinyağı rekoltesi “yüz elli milyon okka, dır. Yunanistan, Türkiyeden yedi defa küçük, nüfusu yarıdan azdır. Zeytin mıntakaları Türkiyeye na- zaran âdeta hiçtir. Fakat orada zeytin ağaçlarına bakıyorlar ve bizden beş misli fazla mahsul alıyorlar. Halbuki yalnız Milâs kazasında Yunanistandan yedi sekiz misli mahsul almak ka- bildir. Milâsta bütün köyleri gezdim. Gördüğüm manzara çok haş- metliydi. Her yer zeytin orman- larile kaplıydı. Bütün vâdilerde, ovalarda ve bütün dağlarda had- siz hudutsuz, hesapsız ve sayısız zeytin ağacı, ufukların ötelerinde bile zeytin ormanları vardır. Hil- kat bu diyara varlığı avuç ve kepçe ile değil, göklerden bos şanan yağmur gibi akıtmış. Hç şüphe yok, Miâs kazası, Tan> Aym civarındaki hafriyatın neticeleri Türkiyenin bu en zengin | Afrodiste kıymetli tarihi eserler bulundu Yeni bulunan eserlerden: Medüs kafalı dirsek taşı Aydın, (Hususi) — İlk ve ta- rihten önceki devirlerde Ege bölgesinde yaşıyan — Türklerin ve diğer kavimlerin yarattığı eserlerin çoğu ilimizde toplan- miştir. Filhakika Aydın - ilinin her köşe ve bücağında “bunlar. dan birisine rastlanır. Tarih ba- kımından çok büyük kıymet ve ehemmiyeti olan bu abidelerin zamanımıza kadar mevcudiyet- lerini muhafaza edebilmelerini, dünya ilim âlemi, eski Türklerin bu gibi eserleri toprakla göne- kek'nülinlarik - etmölerkli" borg ludur. Ecdadın bize yadkâr bırak- tıkları bu hazinelerin kıymetiniz rının en cömert gününde halk olunmuştur. Buna rağmen Milâsta halkın mühim bir kısmı fakirdir. Halbuki Milâsta, vaktile yüz binlerce nüfus varmış. Bundan iki bin sene evel iptidai şartlar ve vasıtalarla çalışan bu yüz bin- lerce insan, mesut ve bahtiyar imiş. Milâsta bir kaç bin ağacı olan köylüler az değildir. Yırmi bin, elli bin ağacın tapusunu köbne sandığında saklıyan ağalar, dağ- lar ve sahalar dolusu zeytin or- manlarına malik bulunan baylar vardır. Malları var, toprakları var, binlerce ve milyonlarca zey- tin ağaçları var amma, paraları yoktur. Halkın, ağaların, zongin- lerin çoğu borçludur. Milâsta bir avuç Yahudi, mem leketin bütün iktısadiyatına hâ: kimdir ve müreffehen yaşıyorlar. * .. Burada Milâs gençlerine hitab etmek isterim: Çocuklar gözü: nüzü açıp elinizdeki hazineleri işletiniz. Milâs dünyanın en mü- barek, en güzel, en zengin par- çalarından biridir. Babalarınız ve dedeieriniz. gibi, böyle zen: gin bir tabiat evinde borçlu ve yoksul kalmayınız. Zeytinlikleri- nizde sizin ve Türkiyenin saa- deti vardır. .. Milâslılar çok zengin ve çok munis insanlar olmakla beraber darlık içinde yaşıyan biçareleri andırırlar. Türkiyenin zirsi istihsalâtimı artırmak, Türk ekonomisine en kolay bir küşayiş vermek yolun- da Milâsa da Devletin el atması, buradada ön ayak olması lâ- zımdır. Maalesef, — hakikatin acı bir safhası da budur. M. Reşad Turgay takdir edemiyen saltanat idaresi, bunlardan bir çok kıymetli pars çaların yabancı müzelere göç etmesine göz yummuştur. İlimiz çevresinde evelce mey- dana çıkarılan eserler, Didim mabedile Milet Priyen şebirleri ve Afrodit şehir ve mabedidir. Bunlardan başka henüz kazma değmemiş bir çok tarih hazine- leri olduğu gibi, yukarıda say« dığım mabed ve şehirlerde de kazı tamamlanmış değildir. Bunda isabet de vardır. Çünkü, ecnebi alimler meydana çıkar- dıkları eserlerin en - kıiymetlile- rini kendi müzelerine aşırıışlar, bunlardan pek azı İstanbul mü- zesine gönderilebilmiştir. 1902 ve 1912 yıllarında Karacasuda Geyre köyündeki Afrodit hara- belerinde araştırma yapan Fram sız alimlerine terfik edilen bü. kümet komiseri Denizlide yân gelirken, bir çok kıymetli eser. lerin Luvar müzesine gittiğini o civar halkı hâlâ yana yakıla an- latırlar. Hem ne hacet, bu gün Didim mabedi kapısının bütün teferruatile Berlin müzesini süs- lediğini bilmeyenimiz yoktur sa- nırım. Afrodit mabedinin bulunduğu Afrodisyas şehri barabelerinde, Cumhuriyet hükümetinin müsa- adesile son günlerde İtalyan alimlerinden C. Jakobi tarafın- dan yapılan araştırmalarda ye- niden bir çok mühim eserler meydana çıkarılmıştır. Bunlardan bir. küçük taşın bile ziyamna meydan — verilmeden tamamen Ege bölgesi kültür belgelerini toplıyan İzmir devlet müzesine gönderilecektir. Bu güne kadar çıkarılan eser- ler; sütun üzerinde duran yük- sek kabartma heykeller, firizler ve kornişlerden ibarettir. Milâd- dan sonra birinci yüz yıla ait olduğu anlaşılan bu çok kıymetli ve mühim eserler, Anadolunun yerli san'atkârları tarafından ya- pılan bu nadir kabartınalar, o zamanın zevk ve his inceliğinin bir miyarı sayılmaktadır. İlimizin diğer çevrelerinde ya- pılacak kazılarda da, tarihin h nüz bilinmiyen bir çok nokta rını aydınlatacak, Türk tarih te zinin bütün c han hayranlık ve tacd alimle ehemin y