gehite KARA KORSANLAR ŞE Dilber kadın korsan BK Aşktan başka kuvvete başeğmiyen deniz Korsanlar arasında sarışın ve çok kibar bir genç kızının maceraları... Nakıli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU ö di korsan Merinin nazarı dikkatini celb etti girdiği bu kor- Sanlık hayatını derin, derin tet- ik ediyor, haydudların vaziyet Mij #ühstyetlerini birer birer göz- “en geçiriyordu. .Bîı ÜI Zvııç insan, bir veya bir kaç gemi Sayesinde, zama- hın denizlere hâkim olan mil- letlerini, İspanyolları, İngiliz ve Erans zları korkutmağa mavaffak Oluyorlardı. Bunların - milliyeti he idi? Belki reisleri, Karasakal ir İng liz idi. Fakat diğerleri? Bunların belkide her biri baş- ka bir milletten, başka bir Memlekette idi. Meri, korsanlığa meyyal ol- Makla beraber, vatan hisler'n- en mahrum değildi O, vata- Tinı fevka'âde bir muhabbetle Seven bir kız idi. Meri, bu hayata çok çabuk Aşştı ve maksadı ileride belki yakın bir atide kendine Mahsus bir gemi tedarik etmek, Niz başına korsanlığa çıkmaktı, Bu suretle İngilterenin düşman- 'ı”'hl ©o da kendi kuvveti, kendi W | lngilizlerden başka önüne çıkan insanları ve gemileri mahvede- cekti. Merinin usullere riayeti, verilen emirleri bemen yerine getirmesi, güzelliği ve akıllılığı korsanların hürmetini mucip oluyordu. Bu sebeble Meri vaziyetten çok memnun bulunuyordu. Onun yalnız bir arzusu veya- hut bir derdi vardı: Karasakalın gemisinde bulu- namamak! Karasakalın, asıl ismi ile Tiçin gayet muktedir. bir kaptan ve çok cesur bir adam olduğunu öğrenen Meri, bu herife âdeta âşık olmuştu. Rakamı nedense gönlü hiç almamıştı. Rakamı sevmiyordu; Rakam da karşılıklı olarak Meriyi sevmiyordu. Ara- daki bu münaferet, pek çabuk zıddiyet va düşmanlık - halini buldu. Karasakalın harbsiz olarak zaptettiği “Mavi yıldız,, gemisine gelen korsanlar arasında sarışın bir delikanlı vardı. Bu delikanlı hiç bir hal ve hareketi diğerle- Meri bu delikanlıya baktıkça, kendi kendisine: — Bu delikanlıda çok tuhaf bir hal var. Bu delikanlının Karasakalın korsanlarına benzer hiç bir hali yok. Her halde iyi bir aileye mensup ve bir felâket | neticesinde bu hayata düşmüş bir zavallı olaçak! Yahud benim gibi macera — düşkünü - birisi.. Diyördü. Bununla beraber Meri, bu Cöre Gray adını taşıyan gençle dost olmağa karar verdi. Fakat bu genç ile samimi dost olmak, bu gence her hangi bir şekil altında hulül etmek güç oldu. Delikanlı, sanki herkesten kor- kuyor ve kaçıyordu! Buna rağ- men, Meri -erkeklik ismi ile Edvar Rid- Grey - ile istediği arkadaşlığı kurabildi. Bu suretle Rid ve Grey, biribirinden ayrıl- maz iki delikanlı oldu! Meri, bu delikanlı ile doşt- luğundan çok şeyler - istifade edebilecekti. Bunun için, Meri, Corca her gün ve pek çok şey- ler üzerine sualler soruyordu. Bir gün Meri, Corca: — Şu görünen ada, ne ada- sıdır? Diye sordu. Sen bu ada- ya hiç gittin mi?. — Bir defa için gittim, Ba- hama aâdalarının en büyüğüdür. Talih peşinde koşan deniz şö- valyelerinin hemen, hepsi de.bu adaya uğramışlardır. Bu adanın limanı, korsanlar -için çok mü- sait ve güzel bir liman teşkil eder. Adı Providat olan bu ada diğer adaların merkezi demek- tir. Limanda bol balık avlanır; gemilerin uğradığı hasaratı bu- rada tamir mümkündür ve bir gemiyi tem'zlemek te... — Sonu Var — B. Mussolini 'Tayyare ile sahilleri germiş Roma, 1 (Radyo) — B. Mus- solini, bizzat idare ettiği Tri- motör bir tayyare ile bugün İtalya sevahilinin bir kısmını gezmiş ve tekrar burayâ dön- müştür. Çinin protestosu Roma, 1 (Radyo) — Çin se- firi, bugün İtalya Hariciye Nazırı Kont Cianoyu z'yaret etmiş ve İtalyanın, Mançuriyi tanıdığından .dın ve iradesle saldıracak, | rine benzemiyardu. dolayı protestoda bulunmuştur. ei0 KERRTULLAK PATEL N Yazatı Amerika Cömherretsi M. Ruzvelf Çeviren: Faik Şemseddin Benlioğlu Tefrika Numarası; 27 n © Bana verdiğiniz fikri ben P. “Abul ediyorum -dedi- esasen wi Karter firması Sen Lüide kü Ü ve temiz bir firmadır. x'me, mazime itimâadım var. üi Pek âlâ, fakat Torontoyu V seçiyorsunuz? Na Çünkü.. Esas itibarile Ka- Nyım, H.; Size müfit olmak isterim. Mtizda sıkı bir tahkikat ya- . Müteessir olur musunuz? < gy a ©£ âlü, y *L"ü'üı. lâ, yarın sabah gene İki adam, ellerini sıkarak biri- birlerinden ayrıldılar. Bundan üç hafta sonra, Jim, bu adamın verdiği malümat ve, yaptığı tavâssut üzerine Nobl ve Skarp Limitet firmasının yüzde 51 işini üzerine almıştı. Vaka, bu firma fevkalâde mevkie ma- Kk bir firma değildi; yarı hisse- lerini satmış olan Nobl ve Skarp şöyle böyle adamlardı. İkisi de ufak tefek, ikisi de mahcup ve cesaretsiz, ikisi de -yalnız Nobl daha ziyade olmak üzere- çıplak kafalı idiler, çok uzun seneler- sğib nabrnr denberi ortak - oldukları içn, âdeta biribirinin ayni olmuşlardı. Jim, yeni ortaklarına: — Burada çok kalmak bugün için mümkün olamıyacaktır. Bi tirecek bir kaç işim var. Bunun için azimet mecburiyetindeyim, Bay Skarp: — Eskisi gibi işe devam ede- lim mi? Diye sordu. Bay Nobi: — Siz avdet edinceye kadar işe devam edelim, değil mi? Dedi. Jim: — Tabiü değil mi? Bütün sa- lâhiyetle işleri eskisi gibi idare edersiniz. Ben de nihayet iki hafta sonra buraya geleceğim. O zaman hep birlikte işe devam ederiz. Bundan sonra, bu bir banka- nın yanında bulunan küçük ya- zıhanede derin bir süküt hasıl oldu. Nobl ve Skarp ellerini ütüsüz pantalonlarının ceplerine soktular. Br şeyler söylömek ANADOLU — — Almanlar Büyük bir yolcu tay. yaresi daha yaptılar Berlin, 1 (Radyo) — Alman- lar, büyük bir yolcu tayyaresi daha yapmışlardır. Bu tayyare mühim miktarda eşya ile bera- ber 26 yolcu da alabilecektir. Yeni tayyare, saatte vasati 380 kilometre katedecek ve iki dakika içinde zeminden bin met- reye yükselebilecektir. Yugoslav. yada şenlikler Belgrad, 1(Radyo) — Yugos- lavyanın 19uncu yıldönümü mü- nasebetile bugün Hırvatistanda ve bütün Yugoslavyada büyük şenlikler yapılmıştır. Belgrad, 1 (Radyo) — Yugos- lavya nilli bayramı münasebe- tile Yugoslavyanın her tarafında büyük şenlikler ve kral sara- yında ayin yapılmıştır. Nafıa Nazırı Bay Mehmet Spahoya üçüncü rütbeden Kara Yorgi nişanı verilmiştir. Bir çok nazırlara da bu şekilde nişanlar tevcih olunmuştur. Papa Yugoslavya Başvekiline nişan verdi Belgrad, 1 (Radyo)— Papalık makamının vekili, bugün Hari- ciye Nezareti binasında Yugos- lovya Baş ve Dış Bakanı B. Milan Stoyadinoviçi ziyaret ede- rek Papalık makamının nişanını vermiştir. Lehistan Üniversitelilerine askert talimler göstirilecek Varşova, 1 (Radyo) — Hükü- met neşrettiği bir emirname ile bütün gençlere Üniversite tah- sili esnasında askeri talimler gösterilmesini mecburi kılmıştır. 18 yaşında dilber bir rekkase Esrarengiz bir surette kayboldu. Yalnız şapkası bulundu Pariste henüz 18 yaşlarında bulunan — güzel bir rekkase, Madmazel Betti Flori dikkati <elbedecek şartlar altında kak dırılmıştır. — İlk anlarda bu kal- dırılmanın bir aşk macerasının tabil 'veyâ izarurt bir neticesi addedilmiş, fakat son bazı iz Salihli - Alaşehir maçı Salihli Gürbüzler takımı Salihli, (Hususi) — Salihli Gürbüzleryurdu ile Alaşehir takımı arasında burada bir maç yapılmış, çok samimi ve heyecanlı geç. miştir. Daha hâkim oynıyan ve yüksek bir oyun çıkaran Salihli takımı, maçı 8 - O gibi büyük bir farkla kazanmıştır. Alaşehir takımı, Turgudludaki mağlübiyetten sonra buraya takviye ile gel- miş, fakat şansı yardım etmediğinden bir go! bile atamamıştır. istiyorlar, yahutta bir şeyler bekliyorlardı. Jim, bu vaziyeti anlamış gibi: — 'Şimdi -dedi- para mı lâ: zım ? Her iki şerik birden: — Evet, evetl. Eğer mümkün ise... Dediler. Jim, yeleğinin iç cebinden bir deste biner dolarlık para çıkardı ve eli titremeden ve zerrece he- yecan — göstermeden — masanın üzerine; — Bir, iki, üç, dört, beş di- yerek biner dolarlıkları koymağa başladı. O, saydıkça, diğer iki şerik te ayni şekilde sayıyorlardı. Bu para çeşmesi, iflâs eşiğin- de bulunan bu müesseseye yeni bir hayat verecekti, İki şerik, Jimin elini sıkarlar- ken çok sevinçli idiler. Jim de öyle idi. Jim çıkıp gittikten sonra, eğer bay Jmin nereye gittiği sorulsa tek insan - gibi: — Su False gitti, diyecekler idi. Halbuki bu iki sâf adam tamamile aldanmakta idiler. Beklenmiyen bir ziyaret! Bay Karter (sabık Jım Blak) doğruca Omahaya gitti.Plânının son kısmını da tamamlamak için âdeta acele ediyordu. Halbuki bu sonuncu kısım, plânin en güç ve en tehlikeli kısmı idi. Bu kı- sım da, bu şebirde Jim Blak adında ve uzun seneler yaşamış bir adamın tamamen ölümü ve tegayyübü idi. Acelede mecburi idi. İlka bel- ki de hâlâ ve bir takım şeyler- den şüphe etmekte idi. Nevyorkta ne oluyordu? Kendi evinde ne- ler geçiyordu? Yazıhanesi halde idi? Garbe doğru ilerlerken, sabık Jm Blak, eski hatıralarını can- | landırıyordu. Acaba vaziyeti yeni bir zaviyeden mi görecekti? Yü- zü gibi ruhu da değişmiş miydı? ne fevam edecek — | ? Kinunuevel N ve haberler bu kanaati esaslı surette sarsmıştır. Madmazel Flöri, çok müşkül bir vaziyetten sonra Şan-Elize- deki müesseselerden - birisinde angaje edilmiştir. 18 inci belediye dairesi da- hilinde bir evde annesile bir- likte yaşamakta idi. Bu genç kız, çok - temiz ve muamelâtında dürüst bir kız idi, Güzel olmasına rağmen hayatı- nın ilk kısımlarında çok sefalet ve yoksulluk çekmiş, belki de kendi ve annesinin arzusuna rağmen dansözlüğe başlamıştır. Dansözlük hayatının da ilk kı sımları bir çok ümid kırıcı hâ- diselerle doludur, Kızcağız, son işi bulduğu va- kit çok memnun olmuş ve an- nesine “artık sefalet çekmiye- ceğiz!, müjdesini vermişti. Dansözlük hayatına tamamile alışmamış olan madmazel Flöri, vazifesine, müessesenin bütün mensublarından daha fazla bir dikkat ile gelir ve hiç bir za- man da yalnız olarak dışarı çıkmazdı. Hatta bir çok zaman- lar, madmazel Flöriyi annesi son numaraya kadar bekler ve son numaradan sonra birlikte evlerine dönerlerdi. Pariste bir kızı, bilhassa dan- sözlüğe düştükten sonra kendi haline bırakmıyacak binlerce im san vardır. Bunlardan bir çoğu, bu çok taze ve güzel kıza bin bir teklifte bulunmuşlar, fakat bu teklifler kız tarafından mü- said şekilde karşılanmamıştır. Parisin z-vk muhitlerinde sa- dece kendi zevkleri ve ihtırasları namına hareket edenler nihayet matmazel Flöriyı yalnız kıstır mağa muvaffak olmuşlardır. Ve geçen Cumartesi akşamı matma- zel evine yalnızca dönmüş, an- nesinin bulunmadığ — bir sırada bir valze bir miktar çamaşır koymuş ve çıkıb gitmiştir. Genç kız giderken de annesine hita: ben şöyle bir tezkere birak: mıştır: Sevgli anneciğim. *Bu hayata girdik'en sonra tahmin ettiğim veçhile sefalet görmedik. Bundan sonta da çok; — Lüllen çeviriniz — ae nı*_ A ADĞ (alilba