2 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

2 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıhifp 8 * İktısadi Hareketler Haftanın piyasası üzüm hararetli ve iyi fiatle satılmıştır. Buğday fiatlerinde bir az düşüklük vardır Bu hafta içinde borsadaki en | 30 Tesrinisaniye kadar 158,853 büyük faaliyet üzüm üzerine ol- muştur. Bakla ve pamuk üzeri- ne de muamele olmuştur. Buğday: Satış normaldir; Hafta içinde 1100 çuval — ve 20 vagon — mal satılmıştır. Geçen haftanın hat- leri 5,25-6 olduğu halde bu baf- taki fiatler 5,125-5,875 arasında dolaşmıştır, Yalnız 20 vagon sa- tışında 5,875-6 üzerine muamele olmuştur. Arpat Hafta içinde ancak 200 çuval mal, 4 kuruştan satılmıştır. Mu- — amele az olduğu için fiat temev- İ y Bu halta içinde bakla üzerine muamcle çok olmuştur. Haftanın satışı İSÖl ton ve 1179 çuval olduğu halde fiatlerde hiç bir tahavvül husule gelmemiştir. Zeytinyağır Hafta içinde 29 — kuruştan 10,000 kiloluk bir muamele ol- muştur. Zeytinyağı piyasasında İzmirin eski ehemmiyetinin kay- bolmakta olduğu muamele azlığı ile anlaşılmaktadır. Sair zahireleri Susam geçen - haftaki fiatlor, yani 16 kuruştan 119 çuval, böğrülce 24 çuval 9 kuruştan, nohut 150 çuval 5,25-6,375 ten, 60 çuval kadar da kumdarı sa- tılmıştır. Bunlardan başkâ orman mah- sulâtından 5678 kilo çivid mazı 28 kuruştan, 7640 kilo da be- yaz mazı 17,5 tan satılmiştır. Pamuk ve çekirdeği: Pamuk üzerine bu hafta 2300 balya kadar muamele olmustur. Fiatler hafta iptidasında 32,5- 37,5 iken bir aralık 30-39,5 tan ve hâfta sonunda 510 balya 32-38,Stan olmuştur. Ramuk piyasası mütehavvil geçmiştir. Pamuk çekirdeklerine gelince: Göçen hafta kaybettiğini ka- zanamâdıktan başka, son 18 tonluk müamelede ancak 2,60 dan olmuştur. Üzüme Hafta içinde dahilt haberler sütununda bildirdiğimiz veçhile üzüm p'yasası bu bafta hem hararetli olmuş, hem de bütün numarâlarda bir tereffü kayde- dilmiştir. Hafta satışı 15 küsur bin çu- Melek ve 26 Sıkıldim. Bü bakışlar bana her tâaraftan yağan zehirli oklar gibi geldi. Yerimden — kalktım. Borcumu ödedim ve çıktım. . Kötdimi gecenin serinliğinde ve isstir. caddede buldüğum zâ- PS ER MN DA F T YEYA LA Pek çök zengin olacağız. Allaha ısmarladık!,, Bu mektuba kadar, hâdise bir aşk macerasım ârzeder; — fakat bundan sonrasının büsbütün de- Bişik olatağı tahmin — edilmek- tedir.” Çünkü; genç bza bir haftadanberi nereye — gittiği an- laşlamam ştır. Yanız Sen nehri kenarında kızın şipkası bulunmuştür. Şap: ka, ezlmiş, büzülmüş ve berbad hir haldedır. — ç r y ayçınm 3ds Çuva'ı bulmuş'ur. Hafta içndeki temevvüç'eri gösleren yevmi cedvelleri derce- diyoruz: 24/11/937 de Çek. Üz. No. 7 12 . 1 9 is 15 18B » # / 25/11/937 de : | 28/11/937 de No. 7 » 8 » » 13 50 14 00 14 75 » 10 d 12 16 25 M aa 23 25 İsmen 29/11/937 de V c vi e .N 9 14 10 10 di 18 12 253 İncir: Mevsim — sonu münasebetile muamele azalmış ve mevsim satışı 115,110 çuvalı bulmuştur. Ulusal ekonomi ve yerli malı Ulusal ekonomi ve yerli malı haftası 12 Birincikânunda baş- lıyacaktır. Hafta münasebetile okullarda verilecek müsamereler için şimdiden mühim hazırlıklar yapılmaktadır. Merasim için de zengin bir program hazırlana- caktır. 25 ( Ekonomik Haberler j Türkiye-İsviçre kliring anlaş- ması 31 Mart 938 tarihine ka- dar temdid edilmiştir. $ Geçenlerde Ankarada pa- rafe edilen Türkiye-Letonya ti- caret anlaşması yakında Rikada imza edilecektir. Yeni anlaşma- nıh iki memleket mübadelesine yeni bir hız vereceği tahmin edilmektedir. Selloloz —ihtyacımızın mü- him bir kısmı bu anlaşma ile Letonyadan temin edilecektir. $ Amerikada, kuru — meyva- lardan un imalile geniş mikyasta iştigal edecek yeni bir şirket kurulmaktadır. Bu madde bil- hassa ufak çocuk gıdası, likör ve ceza maddeleri imalne ya- rıyacaktır. $ Arjantin hükümeti, yeni se- ne mahsulü idrak edilmiş bu- lunduğundan buğday ihracı hak- kıadaki yasağı kaldırmıştır. $ Bu sene — Bulgaristandan Alman ve İngiliz pazarlarına 7600 vagon, 5,5 ton yaş üzüm ihtaç &© tir. Bulgaristanın 926 senesindeki üzüm — ihracatı ise 32 vagondu. $ İtalyanın 937 senesi zeytin- yağı rekoltesi iki milyon — beş yüz bin hektolitre tahmin edil- mektedir. Geçen seneki — rekol- te bir milyon 684 bin hektolit- re idi. asında Türk fın: Şeytan Yazan: Kadircan Kaflı man garip hislerle dolu idim. On üç yaşımdaki güzel râyadan üyanmış gibydim. Nasıl o za- man, yen den kirmizi şeytana kavuşmak için gözlerimi kapa- dımsa, şimdi de bardan uzak- laşmak istemiyordum. Kapının önünde durdum. Es- kisinden bin kat dıha büyük bir merakla oradaki resme bak- tim. Baktım; uzun uzün, yiyecek gibi baktım. Zehra. Ne baş döndürücü bir değiş- me?.. , Ba srada içeriden başka-bir şarkı, ağır, ruha işliyen bir sera- nat duyul: yordu. Bınu'da Zehra söylüyordu. Ses kesildi Akışlar salondan, kat kat aobud Eb müdtar 1 dıkları büyük rağbet görmekte- dir. Bilhassa çikulatacılar Gire- son, Ordu, Fatsa — fındıklarını tercih etmektedirler, Bulgaristanda tütün istihsalâtı.. Bulgaristanda, şark tütünleri- nin vaziyetini muhalaza için ge- rek tütün zer'iyat sahasinı ve gerek istihsalâtını tahdit etmiştir. Bu seneki zer'iyat — sahası 386,642 dekar ve rekolte de 31,870,000 kilodur. Zer'iyat sahası 1936 senesine nisbetle yüzde 8 dir. Bu senenin ilk altı ayında Bulgaristandan 13,771,140 kilo tütün ihraç edilmişt r. Buna mu- kabil 983,558,117 leva almıştır. 1936 Senesinin ayni kısmındaki ihracat 655,404,0)0 leva muka- bilinde 11,189,000 kilo idi., Vasati fiate gelince; bu seneki fiat 71-73 leva, 1936 nin ise 57-58 levadır. Bulgar tülünlerinin en başlı istihlâk piyasası bu sene de her sene olduğu gibi Almanya ol- muştar, 130 küsur milyon'uk ihracatın — 8,009,222 kilosu Al- manyaya sevkedilmiştir. Altın İstihsalâtı artıyor! Birleşik Amerika maden bro- sü, 1938 senesi cihan altın is- tihsalâtını — 32,9 5,526 ons ola- t sbit etmiştir. pılardan, — koridordan geçerek caddenin karşı kaldırımına, yük- sek apartımanların pencerelerine ve duvarlarına vuruyordu. Bar boşalıyordu. Kapıdın ayrıldım. Gidecek- Him; fakat kendi kendirne soru- Yordum: — Şimdi —nereye gidecek? Nerede otürüyor. — Evlendi mi? Nasıl bir hayat yaşıyor? Yoksa Arlistlerin yüzde doksanı gibi başı boş, heveslerin ve arzu arın Peşinde mi koşuyor? On adım kadar - ötede dur- dum. — Hele sesi,, Müşterilerin pek azı konuşa konuşa, hizli adımlarla sağa sola dağıldılar. Çoğu kapının önünde iki taraflı dizilmişlerdi. Bir garson caddeden geçen taksiyi çağırdı. Otomobil kaldi- tıma yanaşlı. Ben de kalaba ıIği söküldüm. İçeride iken benim arkamda sisa ANADOLU Feci bir vak'a Aydın, 1 (Husust muhabirimiz. bazı insanlara “sende n derler. Bu darbimese» li doğralağaunu, — Hacasli obası kör yünde cereyaa edea bir hüdise açık- ga gönermiş bir deve, kendisini vık» ye li oban köyünden Kara dalida — güreşlere — çıkardığı adındakı tülüsünü sıkak döver ve bu — süretle shığımın önüno geçermiş.. — Hâdite g bit aksilik yapen deveyi, hem ÖOrman ve hem de oğlu fena halde dövmüp ler; sonra da otluğa bırakmışlardır. Aradan bir müddet göçtükten son: va Kara Osmaz da otluğa — işini göre meğe — gitaliş; sahibinin tek başına geldiğini gören deve üzerine doğru sevdirmek için yanmma geldiğini sane miş ve boyuunu okşamak üzere elini kaldırmış; fakat deve bu. uzanan ele dişlerini takarak — gavallı adamı — bir bamilede havaya kaldırmış, evvelâ ha Mttuna, sonra da yere çarpmıştır. Bu — şidletli sakut neticesinde tücodü zedelenen Osman, düşüğü yetdea kalkarak kaçmak istemiş, fa: kat tülü daha atik davranarak — sahi- bisin üzerine çullanmış, kollarından, bataklarından, başından rargole dişle- miştir. Zavallı adam, feryad ederek devenin altında can vermiş; etraftan Yolişenler geç kaldıklarından hiç bir tey yapamamışlardır. Katil deve Ka Tapınar nahiyesine getirilmiş ve mü: şahede altına alınınıştır. mişlerdi. Gene konuşuyorlardı: — Yaman bir kadınmış doğ- rusu.. - Ne jestler, ne söyleyiş, ne kadar insana sicak gelen ha'leri var, değil mi? — Hiç diyecek yok. Toptan belki güzel bile değil, fakat her tarafında insanı kendine çeken başka bir sır, bir alım var. Böyle br kadına insaân ömrünce kölelik ederde usanmaz. — Yavaş gel, sende mi ruldun?.. — Ne fayda? Kim bilir kaç dostü vardır. Ne de olsa... — Hayır azizim, umduğun gibi değil. Yanılıyorsun. —Neden? Kendi ağızıyla söy- lüyot? — Eğer hayatı şarkısına uy- saydı, şarkısı ©6 kadar hoşâ gitmezdi. K mseye yüz vermiyor. — Benimle eğlen yorsünl.. — Kine sorarsaa $0 ! — Sutlağ» ne hacet? Ş indi | iyrmm€l drkada vu« —Baştarafı 3 ncü sahifede— Namık Kemal okunmuyorsa da anılıyor yal. Pr. Leo Spitzer *Her milletin bir takun büyük muharrirleri vardır ki, bunlar okunmaktan ziyade medhedilir- ler(**), diyor.. İşte Kemal Türk milletinin okunmadığı halde met- hedilen o büyük muharrir ve şairlerindendir. DÇ Bir, bugün; müstebit idare- cilerden tem zlenmiş, kendi ken- dine buyruk bir Türk cemiyeti görür de Kemali; kendi kendini tanınmış, aydın tarihine, öz dili- ne kavuşmuş bir millet görünce Ziya Gökalpı, devlet makaniz- masında hamyağmaların kalktı- ğını, genç gönüllerin fazilet ve doğruluk hislerile dolmuş oldu. ğunu görür de Fikreti nasıl ha tırlamayız? Onlar ki, bu sâade tin derin hasret ve iştiyaklerile çırpınmış'ardır. Piç olan her şeyden, nelfret edenlerdeniz amma, bazan, far- kında olmıyarak - ülkülerimizin piçliğini haykırıyoruz. Ayni gafletle; divan edebiya- tını büsbütün inkâr ederek, ede- biyatımızı o çirkin derekeye dü- ürmek — istiyenler var.. Fakat böyle reddü inkâr'arla ne ka- göreceğiz. Evine yaln z mı gide- cek? —Görürüz. Bahse giter misin? — Sen de her sözün başında bahis tutuşmak — istersin. Ben piyangoyu sevmem, Yanılmak Yyeter... Zehra gelmiyordu. Koridorda bazı geç kalan müştariler gö- ründü. İki adam konuşmalarına devam ediyorlardı: — Yalnız mı yaşıyor? — Üç senedenberi oyundan başka zamanlarda onu hiç bir yerde, hiç bir erkekle gören yok. — Ondan evel? — Pek temirz değilmişl, — Öyle ise sevdâ çarpmiş. — Sen de her şeyi sevdadan umarsın yahul, — Canım bu çeşit kadınlar hiç olmızsa para canlısı olurlar. —Buna ihtiyacı yok. Gecede otuz kirx Bi 1 . liyor. Meşh e br hap zeigini oan Selm Kâm.| 2 Künunuevel N. Kemalin 49 uncü yıldönümü zanırız?.. sıfatımıza ne ilâve et- - miş oluruz ki... , .. Bugün Kız ve Erkek Tiseleri bu büyük ölünün 49 uncu yıl- dönümünü, zengin — programlı bir ihtifalle anacaklardır. Kemalin, kavrayıp sürükliyen rubu önünde her zaman eğilen varlığımız; bugün, bu yıldönü- mü vesilesile ona bir daha secde etmek ve o büyüklüğün karşısında hayranlık duygularile dolmak imkânını bulacaktır... Nihad Kürşad €) Yücel: Sayı 32 - sahife 78. (*) Üniversite konferansları: 211 - (935-936) — — — — Zelzele İstanbul, 1 (Hususi muhabiri mizden) — Bugün saat 12 de İstanbul rasadhanesi şiddetli bir zelzele kâydetmiştir. Z-lzelenin merkezi İstanbuldan 4600 kilo- metre uzakladır. Bir talebenin cür'eti İstanbu', 1 (Hususi) — San- atlar okulunda talebe Sedat, kendisine verilen inzibat? ceza- dan hiddetlenerek, okul başmu- avini Bay İhsanla muavin Bay Beyi her halde işittin. — Eveti. ğ —Bir gece için beş bin İirar lik bir çek yollamış da bu kadın onu yırtıp geri göndermiş-. — Sahi mi?.. — Kime sorarsan sor, Bunu herkes biliyor. ç — Garn seiriltkin. YERN ederim ki Meral, birisini seviyor. Buraya mum yapıştır. Görel sinl.. — Gene zirvaliyorsun. Ondâ aşk hastalığına — tuti .. yo—— Eh.. Sen gene üykl: biln İçeriden açılan — ve kapı sesleri geldi. Sonra Z_ıî:; göründü. Bar sahibile lhd. erkek arkasından yürüyorlardı. Kapıdan çıktı. Yüzü durgundu. Sağa söla brer yarım selâf di. ** Ber salib'oin eliai'» K” B — Sonu var — <A *N

Bu sayıdan diğer sayfalar: