Sabife 6 35 Seıım bır kasırga gıbı esiyordu. Babası, kafasım ANADOLU yumrukluyordu. İki fena hbaber onu şaşırtmıştı Bir aralık kaptan gemisini güvertesinde bir gölge belirdi. Bu gölgenin işleme kaftanı sav ruluyor, altında sapı işlemeli hançer parlıyordu. Ba - gölge emretti: — BSahile yanaşınız... Sağdan sola, soldan sağa bir emir rüzgârı çırpındı: — BSahile manevra.. Serenler islik çalıyor, dümen- ler gıcırdiyor, sular fışkırıyordu. Gemiler demirlemişti. Sabah » oluyordu. — Sandallar - harekete geçtiler. Sahile aşker taşıyor lardı. Bu gelen adam asi şeh- zade Selimdi. Sahile çıkınca gene onun sesi duyuldu: — Durmak yok.. Derhal ileri.. İstikamet — İsakçı, Bulgaristan, Edirne... Selimin gibi bütün geçi askeri, bir kasırga süratilej harekete .. Bir kaç gün sonra Beyazıt İs- tanbuldaki — sarayında kafasinı yomrukluyordu. Ona iki uğursuz, iki korkunç haber getirilmişti: — Şehzade Selm Edirne üzerine yürüyor! — Şeytankulu Bursa üzerine yürüyorl! Bu kâli gelmemiş gibi arka- sından üçüncü haber de yetişti; — Şehzade Korkud Teke eyaletini terkederek Manisaya doğru ilerledi... Beyazıd hağırdı: — İki haberin ikisi de salta- Batım için.. —Oğullarım tahtıma göz diktiler, Bu okulu işe Şah İsmailin mariletidir, Filhakika — Korkud, taşıdığı maksadı artık gizlemeğe lüzum görmemişti. Mademki, en bLü- yük şehzade kendisi idi, şu ha de meşru şekilde saltanalın va- risi olmalı idi. Mınisaya hare- ket onun için bir zaruret halini almıştı. Selimin Besarabyadan Bulgaristana ve Edirneye doğru hareketini duyduktan sonra onun için bir dakika beklemek mu- vafık olamazdı. Korkud ge çi bütün plânının kolaylıkla tatbik edileceğini umuyordu. Fakat El- malı köyü civarında âni olarak yidiği tokat ta aklından geçmi- yardu. Şeytankulu bu civarda dola- şıyordu. Şehzadenin geçtiğini duymuşta. Onu bütün maiyetile beraber Elmalı köyde bastırdı. Korkud neye uğradığını bileme- mişti. Hücum edenler: — Yaşasın Şah İsı yaşa- sın Şahkulu. Diye bağırdıkları zaman her şeyi anladı ve: — Eyvah, Şahkuluna basıl- dki, Günlük siyasal gazete SKB Başmakarı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umuml peşriyat ve yazı işleri müdü- rü: Hamdi Nüxzhet ÇANÇAR mma İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler sokağı €, Halk Partisi himası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2716 » Posta kutusu: 405 Abone şeralti Yıllığı 1400, altı aylığı 800, üç aylığı 600 karaştur Yabancı memleketler için — sewelik aböne gereti 27 Hradır ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Yazan: M. Aayhan Dedi. Korkudun - talihi bu baskında lütufkâr davrandı ve hayatı bin müşkülâtla — kurtular bildi. Şehzade soluğu Manisada almıştı. Şahkulu bu muvaflakıyetinden sonra büsbütün kabarmıştı. Br şehzadeyi mağlüb etmek az şe- ref miydi? Bir kaç gün sonra Şeytankulunun bir kaç misline çıkınış, âdeta bü- yük bir devlet baline gelmişti. Beri tarafta Korkudun mağlübi- yetini 'duyan Yeniçeriler: — Yazıklar olsun şehzadeye.. Bir kadın gibi kaçtı, Seytanku- lunun karşısında Selim gibi bir kahraman gerekti. Diyorlardı, Şahkulu artık maya, — isti- lâya, tazyika başlamıştı, gün bir şehir zaptedi 07, her gün bir kaç köy yak p yıkıvor: du, Göçebe mayeti bu zapt ve istilâdan bol, bol istfade ed- yordu. Fakat nihayet Şahkulu Anadoly beylerbey paşa karçılaşmışlardı. kuvwetleri ile Harp çok çetn ve çok kenli | & oldu. Kar. kadar bü erdiremediğ; öz paşa yanın bu k olabileceğine akd nden kâfi — kuvvet Her | Karaçöz | top ıyamamıştı. Şeytankulu çoc | kuvvetliydi Osmanlı o dusu feci bir şe- kilde maslüp o du. Az bir kuw O an — KülE kısmı kılıçtan geçiri m ş, mühim bir kısını da cüşmüştü. Şeytarikulu Müslüman olmasına iriştiğ vet kaçabıldı. esir râğmen, gi gası namına lar hi facıalara taş | çıkartmak isledi: - Esirleri kesiniz! Emrini verd.. Harp yeti âdeta korkunç bir mezbaha — manzarasın küusap etti. Her keskin iniltiler yüksel yordu. Br aralık eller , kolları b ğlh bir esir, Şeytanku unun — karaı gâh civarındaki bir meydani sürük'endi. Y.ğıma ord sunun muzaffer efradı ; âra atıyorlardı: — Sen Anadolu Beylerbeyi Karsgöz paşasın ha? Vay kerata vayl.. Filhakika bu adamcağır Ka- ragöz paşanın tâ kendsi idi. O da esr düşmüştü. Şey ankulu ona yaklaştı: — Ben — Şahkuluyum, bizi buralara kadar onun intikamını alıyorum.. Ve asi reis başını çevirerek emretti: tarafta — acı, dedi, sürdü vüz, | | satsay sıniz | caktı? — Kazığa geçirin şunul., Bu dehşetli emir bir kaç da- kika içinde infaz edildi, Karar göz paşa: — Yazık, bir paşaya böyle muamele edilmez.. Diye bağıracak oldu. daha fazla söyliyemedi, sivri bir kaz ğa oturttular. Zav ıllı bütün kuvvetle bağırde — Amaşan.. -Devam edecek. Fakat onu M Bilirea ee Soyadını unutmuş! ae Şevki Tütün meselesi aklı- mizı aldı, diyor. Bıulgurca davasına dün ikinci Sulhe -za mahkemesinde bakıldı. fazia me nuyordu. Hik'm sordu: ti bir İizaya aklınız yerinde ola» — Ona ne şüphel — Yaşınız kaç? — Owuz, kırkl — Kaç bumarada oturuyor- sanuz? — Ne bileyim benl. — Kıç gçocuğun var? —Üd — Yok canım, — Ha ic'nin tarlasında zarar yapmışsı uz? — Yaan! Diğer sx melerini rın zorla getiril- r verilerek duruş ma baş ünre talik edi di. Uurla söktüğü pul arı t>krar F ullanmış! Mahk-meye aid evrakı evinde bu'undurmak ve bu ki pulları sökerek tekrar kullan- maktan — suçlu eski Urla zabt kâtıbi Cen.h hakkındak: tahki- kat netinclenmiş ve evinde bu- vraklarda- kunan ilâmlar evrakına b rleşti- rilerek nöbetçi mahkemeye gön- derilmiştir. Cenah, Urla müd: de umuryil ğine gönderlecektir. | girmed kleri | mıştır. Ahkâmı şahsiyede, Sulh zabitkâtıbi. Evrah ardan Karmakarışık | bı r dava! “Bana, kocakarı de- di, değilimi!,, Bir kadın hâkime h()) lece derd yan- dı. Bir şahid, Mekkeli olup Bom- baydan geldiğini Dün İkinci Sulhceza mai mesinde, misline pek az tesadüf edilir, enteresan bir hakaret davasına bakıldı. Hâdise, dün akşam üzeri İki- çeşmeliğin Çirkin sokağında ce- reyan etmiş, ikisi kadın üçü de erkek olmak üzere beş kişi üç ailcevini altüst etm'ş- biribirlerine — girmişlerdir.. numaralı ler, | Cürmümeşhut yapılarak beşi de suçlu ve müşteki olarak, 12 şa- hitle brlikte nöbetçi mahkemeye verilmiş'erdir. Hâdisenin — evveliyatı — çok müştekilerin kalına- vzundur. Saçlu ve mahkeme cezida, Asliyecezada, her yer- Her iki ta- a biribir.erini de ilişikleri dir. raf fırsat bi dava © erdir. İşte bütün bunları bilen hâ- kim B. Naci Erel, karşısına di- | kilen beş davacı ve suçluya ne- | vtede oturduklarını sordu hepsinden şu cevabı aldı: — Çirkin sokaktal — Şu- sokağı çok iyi olacak. da ma çirkin, ve değiştirseniz Çünkü burada çirkin haller olu- biri yanındakini göştererek Acı derd yandı: dedi. Ben kocakarı değili — Her balde bu “ kocakarı, sözüne fazla hiddetlenmiş ola- caksınız; öyle anlaşılıyor?. — Ta detlenmeml!. Bir düzine çahid de dialendi. Bunlar iki kısma reftarlarının m Ha'ta birisi tarafgirliğini a ka- dar iler. götürdü ki, davacı ka: dınlardan — birinin Museviden dönme olduğunu söyledi. Hâ- kim ihtar mecburiyetinde kalı — Adalet mezheb — kabul € mez. Açık olarak anlaşılıyor ki siz bir taralı iltizam ediyorsunuz. Şurasını söyliyeyim, namus ve vicdanınız üzerine yem'n ettiniz. Hilâfı hakikat şehadette bulun- duğunuz lakdirde bunua cezasını göreceksiniz! Fakat şahit 1srar etti. lştc bu hid- efendim, nasıl ayrılmış, ta- dafii kes İmişlerdi. öyledi.. sırada yetmişlik bir ihtiyar içeri girdi. O da şahitti. Mekkeli ol- duğunu, Bombayda esir kaldı- ğını, sonra da İzmire — geldi söyledi ve hâdiseyi anlattı. Mahiyeti itibarile duruşmanın aid olduğu mahkemede ve ev- rakın iddia makamına tevdii kararlaştırıldı, Mahküâm bir kaçakcı Seferihisarda tutuldu S gara kâğıdı kaçakcılığından İzmir mülğa İhtisas mahkeme- since altı ay hapse ve 105 Jira ağır para cezasına mahküm edi- len Konyalı İsmail oğlu Osman aranmakta idi. Osman, Seferi- hisar kazası dahilinde dolaşır: | ken görülmüş ve Jandarmalar ndan tutularak İzmir müd- deiumumiliğine teslim edilmiştir. Kaçakcı, mahkümiyet müddetini geçirmek üzere — hapishaneye konmuştur. ini Çeşme kazasının Köste kö- yünde Mustafa Orhanı. öldürmek kasdile yaralıyan Süleyman oğlu Ayetin muhakemesine dün şeh- ril Ag mahkemesinde Tevâm Maznun Ayet, bundan evel kendisinin sar'alı olduğunu ve hastalığı esnasında bu vak'ayı bilmiyerek yaptığınmı - söylemiş, doktor. tarafından muayenesine lüzum gösterilmişti. Kendisini muayene eden asabi hastalıklar mütehassısı B, dok- tor İsmail Ziya, verdiği raporda maznun Âyetin saralı olduğunu ve bu sebeble yarı yarıya indirilmesi lâzımgeldiğini tesbit etmiştir. Bu rapor, dünkü muhakeme celsesinde okunmuş ve muha- keme son salhaya girmiştir. Gi lecek celsede müddeiumumi diasını serdedeceğin keme başka bir g cezasının en — muha- bırakılmıştır. Roma - Asmara Taygare seferleri Roma, 26 (Radyon) — Bugün buradaa kalkan bir yolcu - tay- yarosi, Asmaraya 16 saatte var» mıştır. Tarzan: Balta degmemış ormanlarda.. 23 — Dünden mabad — 1 — Fakat Sivillinin fikri başka idi. Hayatını bir kaç defa kurtarmış olan Tarzanın ölümü: aü aklına bile getirmiyordu, Bu- nun için ayağa kalktı ve bağır- mağa, ellerile işaretler yapmağa | başladı. Vahşiler kızın dilinden | tabil anlamıyorlardı. Fakat ne istediğini an ıyorlardı, 2 — Maamafih vahşiler biri- birlerinet: “—Acaba ne diyor?, Diye sordular. Ve içlerinden Kosu bunu şu suüretle te- *Mabudumuz Tarzanın tutularak bağlanmasını ve en Ağır çartlarla öldürülmesini em- rediyor!,, 3 — Vahşiler bu emri yerine getirdiler; Tarzanı — yakaladılar, sunsıkı bağladılar, Yarına kadar kaçmaması için de bir kafese hapsettiler. Bu sırada Si ka: fese yaklaşarak: * — Tarzan, şimdi bana itâate — mecbur kalacaksınız! dedi. Fakat, Tar: zan iradesine —sabib olduğu halde; 4 — “Merak etmeyiniz, vah: şiler beni yarın öldürecekler ve siz de benden kurtulmuş - ola- caksınız!, dedi. Bu söz, genç kadında büyük bir tesir husule getirdi ve gözleri yaşlı olduğu halde; * — Sizi öldürmek mi? Ben, ben böyle bir şey emretmedim!. dedi. Bu sırada — vahşiler ka- fesi sardılar. — Devam edecek — Ayetin saralı olduğu anlaşıldı| 21 Yeşelnan Dahili ba, Dr. M ar diyor ki: iyen maddelerdir. Meşelâ, alkol, gibi maddeler ibarettir. Bu say zehirler, bariçten vücude idhal edilen ve hayatı büyük bir tehlikeye ilka eden maddelerdir, ü cüdün asab hücrelerinin iğtidat mübadelesine pek (fena bir tesir yaparlar. Bu maddeler vücude ıdhal edile edile müzmin bir takım tegayyürat hasıl ederler. Bu suretle vücudde bir. takim vahim hallere sebebiyet verirler. Bu zehirlerin yaptığı fenalık- lar cinslerine tâbi olmayıb, al» nan zebir miktarına ve şahsın beden mukavemetine tâbi ol- maktadır. Çok alkol alan bir şahıs, hem mühlik hâlâta duçar olur, hem de vaktinden evel ih- tiyarlamış olur. Umumiyetle de- nebilir ki bütün bu alınan ze- birler ihtiyarlık hastalıklarını tev- lit etmek hassasım haizdirler, En şiddetlisi Hakik$ yapılan muayeneler neticesinde bir sigaranın 10 milimetre veya daha fazla yükseltebileceği gö- rülmüştür. Tütün -— Nikoti: ddetli bir zehirdir. En asgari miktarı bile, kan damarlarında — şiddetli bir büzme (Spazm) halinin tevlidine sebebiyet verir. Nikotin suüsti- mali henüz genç yaşta bile kan damarlarında şiddetli bir kiıeg— leşme tütün zehirden kahve, er tütündür. Ü Bununla beraber vauhn dımır ların hepsine ayni derecede ter sir etmez. Bi ve çok defa kalbi besliyen kırmızı kan dar marının (eklil şiryanı) tağyirine sebeb olur. -Arkası var- I Nöbetçi eczahaneler I Bu gece Başdurakta Sıhhat, Karantinar da A. Eşref, Kemerdo Kamer, Eşvefpaşada Eşrefpaşa eczaneleri bu gece nöbetçidirler. Canavar düdüğü sa. tılmamıştır Dünkü nüshamızda, beş altı sene evel İzmir beler diyesi — tarafından — Avrupadan getirtilen canavar — düdüğünüt Ödemiş belediyesine satıldığın! yazmıştık. Ödemiş belediyesinin düdüğük doğrudan doğruya - Avrupadaf getirilmiştir. Bizdeki düdük, bi” ledyemizde demirbaş eşya me yanında muhafaza edilmektedir Gene kız kaçırma vak'asi Seferihisarın Zeynel köyündet 16 yaşında Emine Yaylanı ayti köyden Kadir oğlu 20 - yaşındA Ahmed kaçırmıştır. -Ahmed V* kız zabıtaca aranıyor. TAKVİM Rumi - 1353 | Arabi- 1 Teşrinisani 14 Kamazap Teşrinisani 33 Cumartesi 1,17 12,01 lkindi 946 14,29 | |lımsak 1232 bundan | ! A J