& f KARA KORSANLAR ŞEFİ Dilber kadın korsan AA Aşktan başka ku vvete başeğmiyen deniz kızının maceraları... « Nakıli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU — Lord zabit, erkek kıyafetiyle tekrar gelen Meriye: “Ne? Bir meyhane kızı Meri, tekrar ve ısrarla: — Size çok ederim, dedi. Tezgâhın başından çeki- iniz, yerinize oturunuz. Çünkü ağtınız çok fena içki kokuyor, bu fena kokudan ben mütcessir oluyorum! Meri bu sözleri hem ciddi ve hem de alayla söyledi! Delikânlı genç kızın ne de- mek istediğini ve — maksadını hemen anladı; hiddetinden k p- kırmızı oldu. Bu kadar ağır bir tahkire belki de hayatında ilk defa maroz kalıyordu. Aklınca mukabil bir tahkirde bulunmak için Meriye: — Bu sözleri, dsaha fazla ücret vereyim diye söylü- yorsun. Bunu ben çok iyi bili- rim.. Seni çapkın seni, San'atını ne kadar iyi ve çabuk öğren- mişsin! Dedi. Ayni anda, bir saldırışla Me- riyi belinden yakaladı ve Meri- yi öpmeğe teşebbüs etti. Fakat, Meri, bizim bildiğimiz veçhile on, on beş gün — evel emsal ve akranını — korkutmuş bir delikanlı idi. Yani herkesin şu anda gördüğü gibi bir kız, zayıf ve himayeye muhtaç bir kızdan başka bir şeydi. Bunun için, mütearrız. Lordu usta bir Pehlivan gibi belinden yakala- dığı gibi meyhanenin bir köşer Sine fırlattı, attıl Bu harikulâde hal, delikanlıyı büyük bir hayret içinde bıraktı: ÇU nasıl kızdı bö: yf eFBU'RTa rica Odalara “Çıkan bir ahşap merdivene doğru koştu; Fakat hakiki Meriyi he- düz anlıyamamış olan lord: — Seni aşağıda bekliyeyim Mi? Diye sordu. Meri yoluna devam ederek: — Eğer namussuz bir herif olmasaydın böyle hareket etmez- din. Sana söylüyorum, benden el çekl. Diye bağırdı ve gözden kayboldu. Delikanlı bir an için ne ya- Pacağını şaşırmış gibi durdu. Bu kız ne demek, ne yapmak İstiyordu? Çok munis ve güzel göründüğü halde, böyle bir mu- hitte iş kabul ettiğine göre bu reketlerin manası me idi?, Halbuki.. Daha ilk anda arka- daşlarına bu “dağ keçisini, elde &deceğini temin etmişti. Mııı, yukarıda odasına gir- t, biddetinden bir ba- Romanı Yazan: Amerika Cumhurreisi M. Ruzvelt — Çeviren: Fuık_ İ Tefrika Numarası; 21 dan Adam haberdar değildi. | "ıım.ı.ıı buna da ihtiyaç gör- Miyordu. Jim Blak, bu sırada, borsa H#unlarile meşgul görünerek bü- N gervetini nakid haline koy- Mağa çalışıyordu. Bu hareketini #azami bir şekilde gizlemeğe vet ediyordu. Bu iş üzerine [ yapimi ahbaplarından Killigrev * Stona firması direktörü ile | Stüştü: — Herşeyi satmak istiyorum. — Neleri satmak istiyorsunuz? RE- Her şeyi, neyim varsa hep- Mil., için mi sana hesap hk gibi tir, tir titriyordu. Bir çok küfürler savurmakla beraber, sırtındaki kadın elbiselerini âde- ta yırtarcasına bir hiddet ve | şiddetle çıkardı ve beraberinde getirmiş olduğu erkek elbisesini geydi.. Meri, erkek kıyafetine girdik- ten sonra, ikişer, ikişer atlıyarak aşağı, meyhaneye indi. Delikanlı, ayak yunca: — Nasıl?. Dedi. N.hayet dön- dün.. Değil mi?. Fakat, süratle merdivenleri seslerini du- aşağıya — inen Meriyi erkek kıyafetinde görünce büsbütün artan bir hayretle: — Bu da ne demek, Allah- aşkına? Dedi. Meri, hiç azalmıyan bir hid- detle: — Sen bir alçak, iyi terbiye görmemiş ahlâksız bir herifsin! Sen hemşiremi tahkir ettin. Na- AM SAA AYKÇDO Paris, 24 (Radyo) — Fran- sada tertip olunan ihtilâl hak- kındaki tahkikata ehemmiyetle devam olunuyor. İhtilâlin, bütün Fransa tertip edilmiş olduğu, için yapılan zıhL kattan anlaşılmıştır. gedöre kişi teWkir'ödi- mş,( onkl) adında bir mü- hendisin evinde bir çok evrak bulunmuştur. Liyonda, (Losyon) da ve daha bir çok yetlerde yapılan araş- tırmalarda, silâh, mühimmat ve dinamit bulunmuştur. Parisin muhtelif yerlerinde ya- pılan yeni araştırmalarda mü- him evrak bulunduğundan, daha bir çok kimselerin tevkifi bek- leniyor. General müstantik edilmiştir. Bu husüsta resmi bir bekleniyor. Paris, 24 (AA) — Dahiliye Nezareti neşretmiş olduğu br beyannamede, emniyet idaresinin bir kaç haftadanberi yapmakta olduğü tahkikatın Cumhuriyet müesseseleri aleyhine müteveccih hakiki bir komplonun meydana GA —x Dosenyor, tarafından bu gün isticvap tebliğ Şemseddin Benlioğlu Val Stritte en eski bir firma olan bu müessesenin direktörü: — Jim, doğrusu sizi bir türlü anlıyamıyorum. — Anlamıyacak ne var? İşi daha kısa bir şekilde anlatayım: ben şu otuz gün içinde paraya muhtacım. — Bu mühlet çök az değilmi?| — Değil. İşim fevkalâde müs- taceldir. Fakat, piyasayı karış- tırmak istemiyorum ve ayni za- manda bu noktanın şüyu bul- maması da İâzımdır. — Anladım! Sizin esham ve tahvilâtımız takriben dört mılyon vereceğim?,, dedi musumuza taarruz ettin.. Şimdi bu hareketinin hesabını bana vereceksin.. Diye bağırdı. Şımarık Lord: — Ne? Diye bağırdı. Ben mi sana, bir meyhane kızı için hesap verec*ğim? Ve, Meriye müdhiş bir yum- ruk salladı. Bu yumruk o kadar ani ve şiddetli " idi ki, Meri bir an için kendini kaybeder, gibi oldu. Fakat, Meri - erkek is- mile Edvar - yaman bir mah- lüktu; kavgadan korkmak, her- hangi bir hâdise karşısında ge- rilemek âdeti değildi. Bu darbe ile çıldıracak " hale, gelen Meri- Edvar, * hemen — kılıcını çekti, yaydan fırlamış bir ok gibi lordun üzerine atıldı! Lord da ancak kılıcı kinından çekecek bir zaman bulabildi ve bu anda boş meyhane salonun- da müdhiş bir düello başladı. — Devam edcek — Fransayı altüst edeceklerdi. İhtilâl teşebbüsü hakkındaki tahkikat devam ediyor,yer yer silâh ve mühimmat bulunuyor çıkarılmasına ve- mühim mik- tarda harb malzemesi yakalanıb müsadere edilmesine medar ol- muş olduğunu bildirmektedir. Murahhas (Administratoru M. Delonele olan) deniz ve nehir yollar (İptek) sandığı binasında yapılan- bir araştırma askeri ma- hiyette ve askeri hizmetler nü- müne ittihaz edilmek suretile vücude getirilmiş olan ve tam bir erkânı harbiye heyeti ile muntazam kıtaata malik bulunan bir teşkilât mevcud olduğunu meydana çıkarımışlır, Bu teşkilâtın gayesi krallığın idaresine tekaddüm edecek olan bir diktatörlük rejimi tesis et- mek idi. Fesadçıların plânı ihti- mamla hazırlanmış idi. Bunlar mühim mıktarda silâha ve her #eyi gözüne almış bir çok nazır- ların imzalarının taklitlerini ilk işaret Üüzerine tevkif edilecek nazırlarla parlâmento azasının listesini hazırlamışlardı. Hükümetin teyakkuzu bunla- rin projelerini suya düşürmüş olup daha şimdiden ehemmi- yetli neticeler vermiş olan araş- tırmalara darmaksızın devam edilecektir. dolarlıktır ve kısmı azamı hükü- met tahvilâtıdır. — Hayır, daha fazlal. milyon dolar kadardır. — Olsun. Fakat bu mktar neticeyi değiştirecek değildir. — Ben bu miktarın üç milyo: nunu size, diğer kısmını da 18 kadar müesseseye dağıtmağı dü- şünüyorum. — Âlâ bir fikir. Satıcılarımıza lâzımgelen emir.eri hemen vere- ceğim. — Şunu da onlara söyleyiniz ki bu iş 30 günden evel bitmiş olacaktır. — Bunların bedellerini bir bankaya -koymak ve çek yap- mak lâzım miıdir? — Hayır, çek istemiyorum. Bütün paralar banknot olacaktır. — Banknot mu, hepsinide mi? — Evetl. — Fakat, bu kadar çok parayı banknot yapma.. Buna çuvallar lâzım. Hem, kardeşim Jim. Böyle Beş A'VADOLU Almanyada sulhun |# --- *? idamesi için Almanyanın şartı| şudur. Müstemle ke lerinin iadesi —— a— —Baştarafı | inci sahifede— ve bunu resmen - bildirdiklerini söy. lemiştir. Başvekil, Lord Halifaksın Berlin soyahati etratında da izahat vermiş, Almanyanın; doğrudan doğruya ve devletlerin, ikişer ikişer anlaşmak sistemini takib cttiğini Ulurlar sö> yetesine aleyhtar olmadığımı, merkeri Avrapada ve bilhasta Çekoslovakyada hususi emoller beslemediğini beyan ettikten sonra, Almanyanın müstem: leke hakkındaki taleblerinin müzakö. re edileceğini ilâve eylemi Eden cevab vermiştir: —Bu ayrı bir meseledir. Ceva- bim ihtimamlı hazırlanmıştır. Ve zannedersem sualinize de bir karşılık teşkil etmektedir. Diğer bir takım suallere ce- vab veren Eden, AmiralHittlein Şanghaydaki askeri muvalfakı- yellerinden dolayı general Mat- suiyi tebrik ettiği hakkındaki şaylayı tekzib etmiştir. Şanghayda Hungtjao - Road- da İngiliz tabiiyetinde bulunan kimselere aid evlerin yağma edilmesi hakkında komünist mebuslardan Gallacher - tarafın- dan sorulan suale B. Eden şu cevabı vermiştir: —Bu mıntakada cereyan eden yağmacılık vak'aları hakkında aldığım — malümata bakılacak olursa mücrimler dağılan Çin Oordusuna mensub askerlerdir. Mümessillerimiz İngiliz tebaasına ait mülklerin himayesini temin için ellerinden geleni yapmak- tadırlar. Her türlü müsbet ta- lepler için tazminat mektedir. Londra, 23 (A.A.) — Parlâ- mentonun öğleden sonraki içti- mamda Şanghaydaki — vaziyet parlâmento azalarını — bilhassa meşgul etmiştir. Mebuslar Edene bir çok sualler sorarak beynel- milel imtiyaz mıntakalarına Ja- ponya vaz'ıyet ettiği takdirde İngilterenin ne suretle hareket edeceğini —öğrenmek — istemiş- lerdir. Eden bu suallere cevap ver- mekten imtina etmiştir. Beynelmilel mıntakanın idare ve teşkilâtının Çin hükümetinin muvafakati olmadan tadil edilip edilemiyeceği hakkında amele partisi mebuslarından Vedgood Benn tarafından sorulan sunle Eden tarafından verilen cevap nazırın bu hususta dün verdiği cevaplara bir nümune teşkil ede- bilir. Eden mebus Benne şu cevabı istemekte- bir'mikteri bnlyot Oolarak bu landurmak — ihtiyatsızlık değil midir? — Hayır. Yahut işine göre böyle icap eder. — Âlâ. Bizden zerrece endişe nize mahal yoktur. Biz bunu sır olarak muhafaza edeceğiz. — Çok iyi. Ben de bu işle bizzat meşgul olacağım. Bugünden itibaren Jim, borsa ile iştigale başladı. Hergün cüz- danının hacmi büyüyordu. Birinci gün yüz kadar bin dolarlık bank- not geldi, ertesi gün miktar 250 bini buldu. Vaziyet Val Stritte nazandikkati celbetmeden geç- medi. Şayialar başlamıştı. Fakat hiç bir kimse Jim Blakın adını söylemeğ> 'cesaret edemiyordu. Bu borsa muameleleri devam ederken Jim diğer bir mesele ile de meşgul oluyordu. Şikago- nun hususi bir detektif müesse- sesni gzli bir vazifeye memur etmişti ki bu vazifenin neticesi ASKERLİK Çin-Japon h;în arbi münasebetile: mından | Çirı ordusu subay bakı- zayıftır 'Harp başlarken japonların 1400, Çin- lilerin 500 tayyaresi vardı Çin - tayyarecileri caemar vermiştir. — Şanghaydaki beygelmilel im- tiyaz mıatakasının idare şartları Çin hükümetinin muvafakati ol- madıkça değiştirilemiyecek olan mahalli nizamnamelerdir. Benn bunun üzerine şu suali sormuştur: Bu sözlerden Japon talepleri- nin reddedileceği manasını mı çıkarmak lâzımdır? Londra, 24 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: Kabinenin bu sabahki toplan- tısında Lord Halifaksın B. Hit ler ile yapmış olduğu görüşme- ler hakkında vereceği izahat dinlenecek müteakıben B. Çem- berlayn Avam kamarasında be- yanatta bulunacaktır. Parlâmento — mehafili * Lord Halifaksın Berlinden getirmiş olduğu intibaları derhal müza- kerata girişilmesine müsaid ol- madığı mütaleasında bulunmak- tadır. Son malümata göre yakında bir ticari itilâf akdi için İngil- tere ile Amerika arasında mü- zakerelere girişileceği havadisi Berlinde pek iyi karşılanmamış- tır. Berlin bunu — siyasi bir hareket addetmektedir. Avrupa meseleleri hakkında B. Hitlerin Almanyanın kendisi için mevzuubahs meseleleri: her devlet ile ayrı ayrı müzakere etmek niyetinde olduğunu ihsas etmiş bulunduğu söylenmektedir. Bu sebeblerden dolayı ancak İngiltere ile Almanyayı doğru- dan doğruya alâkadar eden müstemleke meselesinin mevzuu bahsedilmiş olması muhtemeldir. daha sonra meydana çıkacaktı. Jim, bu müesseseye kendi adile değil, Burton etmişti. Şarlotun endişesi Şarlotun bütün bu meselelerle iştigale tabil hakkı yoktu. Jim de kendi müessesesinin 'muame- lâtı ile pek az meşgul oluyordu. Sağ kolu dediği Şarlot bu lâ- kaydiden çok müteessirdi. Bir gün Jime: — Beni hâlâ müessesenizde niçin tutuyorsunuz, — anlıyamıyo- rum, dedi. — Henüz bana lüzumunuz var da ondan. — Sahih mi? Fakat herhalde azimetin zden sonra değil, — Size benim âzimet edece- ğimi kim söyledi? — Bayan Blak. Zevceniz ba- yan İlkal. Hatta bana dedi ki, siz ve ben de sizinle beraber olarak uzun bir seyahate çıka- caksınız. adile müracaat Foreign Affairs dergisindenı Çinin harb kuvvetini tetkik ederken yalnız nefer - sayısını düşünmemeliyiz. Bu neferlerin sadık olup olmadıklarını da göz önüne getirmek gerektir. Çünkü her ne kadar şimdi bir. hayli inkişaf olmuşsa da 1911 ihtilâlindenberi Çinliler bi: ribirlerine muhalif bir takım li- derlerin kumandası altında ha- rekete alışmışlardı. Çin ordusu, harb - öncesi Alman usulüne göre tanzim edik miş tümenlerle” kolordulardan mürekkeptir. Bu ordunun da muvaffak olup olmaması imkân ve ihtimali, dünyanın her tara- fında olduğu gibi subaylarının iyi yetişmiş olup olmamalarına bağlıdır. Çinde 180 tümen kumandanı vardır ki yabancı müşahidlerin kanaatine göre, bunların pek azışvasatın üstünde bir liyakat gösterebilmektedir. Bugün Çinde askerlerin talim ve terbiyesiyle meşgal 80 kadar Alman subayı askeri müşavir — olarak- bulun- maktadır. Harbiye mektebi Kantondan Nankine nakledildikten — sonra ıslah ve tanzim edilmişse de bu- nun büyük bir orduya lâzimge- len bütün subayları yetiştirme. sine imkân tasavvur — olunamaz. Hulâsa, Çin ordusu, subay- ları bakımından - kifayetsizdir. Bunu yalnız genç subaylar . için değil, eski kumandanlar ve ge- nel kurmay heyeti için de söy- liyebiliriz. Bir harb ünitesiolarak da Çin ordusunun seviyesi aşağıdır. Çin — Sonu 8 inci sahifede — Jim, bir müddet düşündü ve sonra: — Her halde yanlış anladı- nız, dedi. — Ben, sizin her halde uzun bir istirahate ihtiyacınıza eminim. — Bu bir istişare midir? — Fakat buraya her akşam geliyor, — çalışıyorsunuz. — Bunu da nasıl öğrendiniz? — Ertesi sabah yazıhanenizde kâğıtlardan! — Ya.. Bundan sonra daha intizamperver olmak lâzım gele- cek. Arada derin bir süküt hasıl oldu. Bu defa sükütu Şarlot bozdu ve: — Size yeni veya eski her hangi işlerinizde müfit olamaz mıyım? Szin bana çok emniyet ve itimadımız - vardı. İyi ama, bu itimadım hâlâ bakidır. Ortada değişmiş br şey yoktur. Yalınız sade benim ya- pacağım bir iş var. — Devam edecek — ki