20 Teşrinismi ———— ——— —— — Z(ARA KORSANLAR ŞEFİ AUETRANTTT e AM CAL AŞ YT DESERAC LA MA Dilber kadın korsan KN Aşktan başka kuvvete baş eğmiyen deniz kızının materaları... Nakıli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU Edvar-Meri: “Anne benim babam kimdir? Bu hakikati ne kadar acı olursa olsun öğrenmek — AÂnne, anne, sen âdet yerini bulsun diye yahud da yersiz yurdsuz veya parasız ka- lacağın için ağlıyorsun? — Meri.. Böyle söyleme Alla- haşkına? Sen benim öz kızım- sın; benim gibi hassas ve mer- hametli olmaklığın lâzımdır. Hal- buki... Çok sert kalblilik ya- piyorsun.. — Hayır anne, ben kat'iyyen sert kalbli değilim. Sadece ha- kikati — söylüyorum. Aramızda yalana ne lüzum vardır. Yalan insanları — kötülüğe sevkeder, Haydi gel, cenazeyi ayakların- dan tut, kaldıralım — ve salona götürelim. Ne ise ben omuzuma alırım.. Ana ve kız, ihtiyar cenazesini salona götürdüler. Nansi Rid bundan sonra hâ- diseyi komşulara haber verme- ğe gitti. Edvar - Meri de dok- tora büyük annesinin ölümünü haber vordi. Doktor gelip de muayeneyi yaptığı vakit, ölümün tabii ol- kadının duğunu tasdik etti. Cenaze, ailenin kudreti dahi- Tinde merasimle defenedildi. . .. Cenazenin defninden bir kaç gün sonra, ana ve kız, Nansi ile Meri (harici şeklile EdvarJarasında artık kendilerine ait olmyan 'aymis nehrinin kenarındaki bu Üçük Sevin küçük “ sâlonünda hararetli bir muhavere geçiyordu. Salonda akşamın yarı na lığı büküm sürüyordu, Edvar - Meti salonda bir aşağı, bir yu karı ve asabi bir halde dolşı» yordu, Meri: — Anne, tİstemiyorum; dedi. Sana söylüyorum «ki istemiyorum! Kendimi bildiğim andan itibaren beni bir erkek gibi giydiriy sun, beni erkek addediyorsun. Bütün cihan, bunlardan başka büyük ânnem de - kusurumu af- fet, kaynatan diyecektim « beni erkek biliyordu. Kendimi, ben- liğimi öğrendiğim zamanda bazı esrar dolayısile bir müddet da- ha erkek kıyafetini muhafaza ttmek mecburiyetinde - olduğu- mu da söyledin, sana inandım, Sönra... Bir akşam bana bu es- Târı bildirmeni rica ettim; bunun Üzerine, o beni çok seven ve beni torunu sanan ihtiyar kadı- Z—abila | lerini | zaafı vardır!. b A ü nin büyük annem olmadığını söyliyerek, yani; ben, onun oğlu, senin kocan Corcun çocuğu ol- madığımı bildirdin. Bu garib vaziyetin de sebep- istedim, müna-ip bir zamanda bi ceğini vadettin. sırrı da bana annel Maamatih, sırrın feci 'bir mahiyeti olduğunu sanıyorum. Söyle anne.. Bu sır nedir? Ben ağıl kmin çocuğu- yum?. ONansi Rid, yüzünü ellerle ört- büyük bir hicab içerisinde idi. Ve: — Meri, Meri.. Oh.. Kızım... Diyebildi. — Amne.. Bu sırrı öğrenmek İistiyorum. gelmesinde ısrar edyo um. Ne kadar feci olursa o sun, haxi- kati öğrenmeliyim artık, cesur olalım., - Cihandaki tim ve mevkiim kanuni değildir. — Meri.. Çok rica ederim.. — Hayır.. — Hayirl. Israr edi: yörüm annel, Artık- her şeyi öğrenmeliyim. — Yoksa.. — Söyli- yeceğin hakikat çok, pek çok mu korkunçtur? Bunun için mi bana söyleyemiyorsun? Nansi, asabi ve heyecan için- de ayağa kalktı: — Edvar.: Sen deli misin? Oo'.. Şaşırdım, Meri diyecek- düm Kızım sen “dellönk İşin içinde bir cinayet 'yoktur, kat- iyen yoktur! Fakat bir kadın Kadın, bilhassa iken çok zayıftır,; ayağı çok çabuk kayar! Dinle.. İşte bütün hakikati sana söylü- yorum; ben kocam Corc Rid ile genç yaşmda evlend m, dü- günümüz doğmuş olduğum yerde, Belfastta Belfastın en güzel kıza idim. Bunu her kesten duydum. Ailem de yük- sek ve namuslu bir aile idi. Bunları sen de bir çok defa daha geçen gün ölen namdan da düydün, — düledin. Coç Rid, kaptan idi. sefinelerinde bana, hu da izah ede Şimdi bu son izah edeceksin, ben bu son Bu arzumun - yerine mevcüdiye- genç yaşında oldu. kayna- Kocam Ticaret İyi, dinç ve çalışkan bir erkekti. İşine de bağlı olduğundan evlen- dikten benim ile ancak bir sene kadar beraber buluna- bildi; bundan Sorra, uzan bir sefere çıktı. Kocamın sefere çık- masından bir ay evel bir oğlu sonra zz S masa SAA DKD <. Romanı Yazan: Amerika Cumhurreisi M. Ruzvelt Çeviren: Faik Şemseddin Benlioğlu Tefrika Numarası; 17 aşınıza gelmemiş olan küçük 'it müşkülünüzden haberdar bu- huyorum. — Beni dinleyiniz. Ben sür- Mekte olduğum hayattan tama- Men bikmiş bulunuyorum. Bunun Win bir proje hazırladım. Fakat h“"nn tatbiki için sizin yardımı- 'Z Şarttır. Size şiddetle ihtiya- TÜ vardır ve sizi seviyorum dal ANa inanmanızı rica eder değimle — beraber — geliniz i tim, Mişi; ve Şarlat? Jm, anlamağa başlıyorum artik, Nasıl, bunu yapabilecek | Şarlot, milyonere ilk defa ola: rak (Jim) diye hitap etmiş bu- lunuyordu. Şarlot, ayni tatlı sesle: — Belki de sizden fazla isti- yorum. Fakat aldanıyorsunuz, siz, hayatınızın âdeta mahvoldu- ğgunu samyorsunuz, - Haksız bir zan! Siz henüz İlkayı seviyorsu- nuz. Rica' ederim, beni de yan- lış yollara sevketmeyiniz, Çünl ben İlkanın mevkini sizin nez- dinizde hiç bir kimsenin kazana- mıyacağına eminim. Görünüşe nazaran eşiniz de o kadar fena değildir. İlka ile yeniden eski münasebet ve vaziyeti ibya ede- çalışırdı. | isterim!,, dedi. |. muz dünyaya gelmiş ve adını da Edvar koymuş idik. İşte bundan sonra kocam Güyana kıymetli | eşya almak üzere gitmiş idi. Devamı var— Zeytinlikte bir cina. yet oldu Çinede Bu sene b'ır Halkevi de açılacaktır.. Çine, (Hısusi) — Karpuzlu kamununa bağlı Ömerler kö- yünde br cinayet olmuş, bir ka- dın ö dürülmüştü:. Vak'a, zeytin top'amak meselesind-n çıkmıştır. Köy halkından Osman karısı Hatice ile birlikte kendilerine ait zeytinlikte mahsul toplamağa gtmişler, fakat kendi zeytinlik- leinde amcaları Osmanın ça- lşmakta ve zeytin toplamakta olduklarını görmüşlerdir. Osman, amcası Mehmede neden kendi bahçesinden zeytin topladığını. sormuş ve buna mü- saade edemiyeceğini söylemiş, aralarında bir kavga başlamıştır. Ağız kavgası devam ederken Mehmed bir aralık tabancasını çekmiş, hem Mehmedi ve hem de karısı Haticeyi yaralamıştır. Hatice derhal ölmüş, yaralı has- taneye kaldırılmıştır. Katil Meh- med tutülmuştur. İlkmektep Çinede modern bir i'kmektep binası yaptırılması kararlaştırıl: mış, bunun için vilâyet büdece- sinden lâzım gelen tahsisat ay- rılmışt r. Çinede Halkevi Bu yıl Çinede bir Halkevi açılacaktır. Halkevine üye kaydı şimdiden başlamıştır. Çine Hal- kevi, Aydın vilâyetinde dördün- cü Halkevi olacak'ır.. |Hudud haricine atıldı Yançe: 19" (Radyo) — Asabi | gazetesinin Moskova muhabiri, Sovyet Rusya tarafından hudud haricine çıkarılmıştır. Ben-al hükümeti Umumt? af ilân etti Kalküta, 19 (Radyo) — Ben- gal hükümetj, umami af ilân- et miş ve siyasi mahkümlardan bir çok kimseler bapisaned.n çık- mıştır. bilirsin z dedi, — Şarlot, ben sizi seviyorum. — Daha fena.. Teşekkür ede- rim, Jim!. Benim için de bir yer- de ikincilik kabul etmek bir az mümkün değildir. Buna mukabil size samimi ve kıymetli bir dost olabilirim. — Hayatta her şeyin bir se- bebi, bir manası vardır. Bana bu suretle cevap vermeniz de boş ve manasız değildir. Azizem hayatınızda mevki almış başka bir kimse var mıdiır? Manasız ve boş bir münaka: şayı devam ettirmekte tabii bir mana yoktur. Hakikati söylemek ve aşkını itiraf etmek te bir şeye yaramıyacaktı. Bunun için: — Evet -dedi- bir başkasını seviyorum. Jim, gülmeğe gayret ederek: — Anlıyorum, eğer saadeti- yardıma hazırım. — Fakat, mutlak saadet bu ANADOLU Lehistanın bir protestosu SS A ŞLL £ Bir gazete aleyhte neşriyat yapmıştır.. M. Bek Varşova, 18 (A.A.) — Polon- yanın Berlin elçisi, Volkischer Beobahter gazetesinin Varşova mubabirinden aldığı bir yazıyı neşrettiğinden dolayı hükümeti namına Almanya nezdinde pro- testoda bulunmuştur. Mezkür yazıda Varşova hayatı mubhakkirane bir tarzda mevzu- bahs edilmekteydi. Alman makamatı filhakika bu gibi yazıların çirk'n olduğunu ve mezkür gazeteye tenbihatta bu'unduğunu — cevaben — bildir- miştir. Çok mühim bir teklif Meşhur 16 1ncı mad. de kaldırılmalı ve.. Londrâ, M UKAN — Lornk lar kamarasında işçi partisinin sağ cenahına mensub Lord San- koy Milletler cemiyeti paktının 16 incı maddesi kaldırarak Almanya ve - Amerikanın da Milletler cemiyetine iştirek etti- rilmesinin teminini müdafaa et- miş ve İngilterenin — sulh idare- sini ele alması lâzım geldiğini ve bu hususta bir takım feda- kârlıklara da - katlanması edeceğini söylemiştir. Rusya - Belçika t.careti Moskova, 18 (A.A.) — Sov- icab | yetler birliği ile Belçika arasın- | daki 5 Eylül 935 tarihli ticaret 1939 şartlarla Temmuz ayni mukavelesi 21 tarihine kadar temdit edilmiştir. Bu mukavele en ziyade müsa- adeye mazhar millet hükümle- rine istinat etmektedir. Bu mu- avele sayesinde iki memleket arasındaki mübadele miktarı 1935 de 129 buçuk milyon rub- le iken 1936 da 135 milyona ve 1937 senesinin ilk dokuz ayında da 131,5 milyona çık- mıştır. BT , yer yüzünde var midiır ki?. — Şu halde müteessir olma: mak elimden gelmez. Neyse.. Muktedir avukat istiyorsanız size Blak Driskol ile Şapiroyu tav- siye ederim, emrinize her zaman için hazırdırlar. Çünkü talâk iş- leri bizim ihtisasımız dahilinde değildir. ve yarın muayyen za- manda büroya geleceksiniz de- Zil mi?. — Evet, mösyö, Blak! Jim, şapkasını almak için dö- nerken Şarlotun, bir az evel yaz- dığı ilânı aşk mektubunu acele ile alarak çantasına koyduğunu gördü, Canlı bir model: İnkisarı hayal, bir çok kimse- lerin harekâtına tabii bir fren hizmetini görür. Buna rağmen Jim Blak, daha fazla bir azim ve imanla yeni yolda ilerlemek- nizi temin edecekse, ben de size | ten vazgeçmedi. Bundan sonra kat'i surette yalnız kalacağına emin idi. Olsun, sanki bundan |Kültür müesseselerim Türk Maarif TALEBE z: Cemiyetinin YURDU Talebenin Partiye karşı taşıdığı şükran İzmirde kültür müesseseleri- miz arasında hakikaten hayırlı bir teşekkül vardır: Türk Maarif Cemiyetinin Ta- lebe Yurdu. Bu müessesede yüz - elliden fazla talebe bakılmaktadır. Bun- lar, Ortaokullarla Liselere de- etmektedir. Talebeden otuz. kadanm kızdır. ve erkek talebe yurdundan ayrı bir bina da Göztepededir. Erkek çocuk- lara mahsus talebe yurdü da Köprü iskele yokuşunun sonunda eski Ticaret mektebi binasın- dadır. İzmirin sinesinde mütevazı bir şekilde çalışan, fakat — mevcudi- yetinden fevkalâde istifadeler elde edilen talebe yurdu ayni zamanda, iyi bir idare altında, tam bir intizam, dedir. Yurd direktörü, temiz ve ça- hşkan bir öğretmen olan B. Şe- rif Andaçtır. Müessesenin her tarafını beraberce gezdik. B ze refakat eden Yurd talebenin Yurddaki yaşayış ve faaliyeti hakkında izahat yordu: — Yurda Cumhuriyet Partisinin gösterdiği a âka çok yüksektir. Yurdumuzda partinin himaye ettiği pek çok vardır. Bu çocukların Yurd mas- raflarını parti vermektedr. Ç cukların partiye karşı duyduk- ları şükran, tasavvur - edemezsi: niz ne kadar büyüktür. Yurdda talebe, günde üç saatten eksik olmamak üzere derslerine çalış: mağa mecburdur. Bunun kon.- rolu bana ve iki kadaşa aittir., vam disiplin — için- veri- talebe öğretmen ar- Aldığım malümata şöre, bi haşsa — mülhatattan — İzmirdel ne çıkard? Bu s-beple Brokli- nin tenha sokaklarından birisinde bir oda kiralamak oldu. Buraya bir de dil ve edebiyat profesörü ilâve etti. Burada haftada beş dela ders alacaktı. Birinci haftanın sonlarında bu dil ve edebiyat profesörü, hile- kâr bir ihtiyar tavrile Jim Blaka: — Bay Brüton ( Jimin yeni adı bu idi) size müfit olmak is- terim. Fakat benden öğrendikle- rinizden maksadınız. nedir? — Başka bir adam olmak is- tiyorum. — Meselâ kim? — Kim olursa olsun!. Yeter ki başka.bir insan olayıml. — Pek âlâ. Bana itimat ede- bilirsiniz; fakat bu tuttuğumuz yoldan hiç bir netice elde ede- meyiz. Eğer, başka bir insan ol- mak istiyorsanız, evvelâ bir mo- del seçmelisiniz. Bu mütalea tamamen doğru idi. Uzun - tetkiklerden sonra, direktörü, | Halk | hissi de çok büyüktür Yurddaki talebe direktörlerile bir arada lise ve ortaokullara çocuklarım göndermek istiyenler parası mu- kabilinde — yurda da gönderil- mektedirler. Çifte tedrisat sebebile öğle- den sonra — ortaokullara — de- vam eden talebeye derslerine çalışmak için daha geniş bir zaman ayrılmıştır. Bu mesai günde beş saati bulmaktadır. İstiyen talebe Cumartesi gü- nü öğleden sonrâ başlamak ve Pazar akşamı saat 17 de bura« da bulunmak üzere aileleri nez- dine gönderilmektedirler. Ancak bu da bazı vesaike bağlıdır. Kız talebe yurdunun idaresile Cumhuriyet Kız Enstitüsü öğe retmenlerinden Bn. Aliye Doğan meşğul olmaktadır. Bu yurdda da idare, disiplin, intizam her şey mükemmeldir. Bu iki eserin inkişafında memleketin iştifadesi gçok büyük olacaktır. Bu uğur daki mesaiyi takdirle — anmak vedan borcudur. Yeni Neşriyat: —— Fikirler İzmir Halkev. tarafından çe karılmakta olan “Fikirler, mec muasının 159 uncu sayısı intişar eylem ştir. Değerli yazılarla dolu bu unan bu nüshayı da okurla: rımıza tavsiye ederiz. Halkevi köşesi — 1 — Hakevi Müze ve Sergi komitesi; eski elemekleri sergi> sinin kapanması münasebetile bir çaylı musahabe bazırlamıştır. Evimize kayıdlı bütün — üyeletin saat 16 da eşlerile birlikte bu çaylı musahabeyi şereflendirme- lerini rica ederiz. 2 — Bugün saat 15 te temsil ve 17 de de Ar komitesinin haftalık toplantıları vardır, Jim Blak, dostlarından birisini, Falbinson adında birisini model ittihaz etti. Bu adam yavan ve tatsız he- rifin birisi idi. Bunu bir gün ye meğe davet etti, profesöre de kendilerine yakın bir masada yer verdi. Profesör bu sayede bu modeli güzelce tetkik fırsa- tını buldu. Profesör: — Başka bir model bulama- dniz mı? Bunuün üzerinde çalış- mak güç olacaktır. Bu kadar yavanlığı nasıl - taklit ederiz, dedi. Bu akşamdan itibaren, sabık birinci sınıf ve milyoner avukat binbir türlü yavelik öğrenmek için çalışmağa başladı ve çabuk muvalfakıyetler elde etmeğe de başladı. Bir gün profesör ken» disine: — Eğer siz aktörlük mesle- ğini kendinize seçmiş olsaydınız çok muvalfak olaca tsz. — tak- — Devüm eürctek —