19 Teşrinisan! Büyük röportaj — 14 ANA Yırtıcı hayvanlar avcısının çok heyecanlı hatıraları »e 304 —— —— Sarı hummaya karşı tepeden tırnağa kadar vaze- lin sürünmek vaki bir | çare midir? Bulamada hiç bir kimseyi bu- lamıyoruz. Her yer kapalı. Ni- hayet yerlilerden bir kadın bize vaziyeti, Portekiz bayrağını ta- şıyan bir dreğin başındaki sarı bayrağı göstererek izah Burada bulaşıcı hastalık ve ka- rantina vardı. Her şeyi hesapladığım halde bunu hesaba katmamıştım. Hal- buki sari hastalık, toptan, tü fekten de korkunç bir şey de mekti, Genç kadın hastalığın ismini | de verdi; — Amaril.. Yani sarı humma, Buraların en müthiş hastalığı. Kanın da- marlarımda döndüğünü sandım! Kaçmak lâzımdı. Fakat nere- ye? Gemi de burada değill İztirab içinde kıvrandığım - rada karşımda aşina birisi, bir Fransız gördüm; bana doğru gelerek: — Ab, siz misiniz! Dedi. Ben Mangun M. Dukas size benden bahsetmiştir, işte o adam, be- nim! Sizi kaç “gündenberi bek- liyorum, geminiz nerede? — Nerede: ise gölmek “üze redir. Ben Abdunun yanından geliyorum. — Bergenden — haber var mı? — Hayır, henüz haber yok. Belki de karantinadadır. Siz bizim seve geliniz. Burada > dur- mak doğru değildir. Hem de tahaffuz usullerine göre hareket etmediğinizi görüyorum. Yerli- ler burada pek pistirler, bir si- nek size hastalık aşılıyabilir! Ben korkmam, çünkü kendimi zırhlanmış bulunduruyorum. — Ne suretle?. — Görmüyor musunuz? Tepe- den tırnağıma kadar vazelin sü- rünmüş bulunuyorum! .. Ertesi gün bizim gemi görün- dü. Herşey iyi ve yolunda yak- nız bütün iş Bergenin gelmesindel Hastalık bütün şiddetile de- vamda, bir sürü yerli ölüp du- rtuyor. Portekizlilerden de ölen- ler var. Memlekette âdeta bir kıyamet, bir mahşer hali var. Bir'kısım yarına sağ kalacağın- dan ümidini kesmiş, bir kısım da . teselliyi - sarhoşlukta -bul- muştu! etti. | Bu feci halde bir hafta bek- | ledik ve hafta sonunda aldığı- mız bir telgraf Börgenin Kanat- ride olduğunu ve Bulamaya uğ- ramadan geçeceğini - öğrendik. Şu halde bnim de burada dur- maklığım manasiz kalıyor! Mang bana “kinin kalmadı.. dediği va- kit, kendim: mahvolmuş sandım! Ben geldikten sonra 50 siyahi, 3 Avrupalıdan mürekkep bir köy halkından otuzunun öldüğü söy- leniyor! Korkunç - bir hal değl mi? Bizim Mang da hastalandı.. İkinci bir telgraf, beklemekte olan bir İngiliz şilepinin de Bu- lamaya uğramadan Karabına geçeceğini bize bildirdi Mana: — Siz gidiniz, eğer ölmek mukadderse, tabi beni siz kur- taramıyacaksınız. Eğer sarı hum- maya tutulmamış isem, kurtula- cağıma eminim. Bu iki vapuru kaçırmamağa gayret ediniz. Çün- kü mevsim sonudur, bundan sonra aylarca vapur beklemek lâzimgelecektir, dedi. Ben, bir mektup yazdım, ve gemiyi Karaban limanına gön- derdim, bütün formaliteleri de yaptım, Mong beni tekrar görünce: — Ne? Dedi. Siz - gitmediniz mi? — Sizi yalnız bırakamam! — Fakat, bu bir - deliliktir. Bönimle beraber'ini — topraklat> altına gömülmek istiyorsunuz? Size kayıklarımdan ve- receğim. Buradan gidiniz. Rica ederim! Zaval'ı hamiyetli bu sözleri söyledikten sonra yata- Hararet mütemadi- yen artıyordu. Onu teskin için yarın harcket edeceğimi söyle- dim. adam ğa düştü. Gitmedim; üç gün sonra da, kadid haline gelen bu adamın kurtuluş yolunu tuttuğuna şahid oldum. Ben de, kasabanın bü- tün beyazları gömüldükten sonra, Mangin — kayığı ile bu menhus yeri terkettim. Bizim geminin sonu: Vakıa, Karabana vasıl oldum, fakat bizim Nuhun gemisini gör- medim, bir daha da görmiye- cektim. Aldığım haberlere göre, bizim “Dalgaların oyuncağı, “raya çok yakın bir yerde nehrin Yazan: Amerika Cumhurreisi M. Rümooli Çeviren: Faik Şemseddin Benlioğlu Tefrika Numarası; 16 Bunun üzerine tekrar söze başlıyan Şarlot: —Kervelliler nezdine lütfen ge- lir misiniz? Yoksa sizi aşağıda bekliyeyim mi? — Hayırl. — Pek âlâ.. liyorum . Dedi-ve oturdu. Şarlotun oturuş tarzı, oturduk tan sonraki vaziyeti cidden enfes idi. Jim, buna rağmen, azmin- den dönmedi ve: — Ya şimdi bu odadan çıkar- Siniz, yahut ta müesseseyi kat'i #ekilde terkedersiniz. Ben de burada — Vazifemden azil mi edili- yorum, yoksa? — Kırk - saniye içinde istifa etmenizi istiyorum. — Pek âlâ, bay Blak! Genç kız başka bir şey söyle- meden odadan çıktı, kapıyı ka- pattı. Jim Blak kendisini bir koltu- ğa attı, gülmeden bu kadar gü- lünç şekilde nası hareket etti- ğgine kendisi de — şaşıyordu. Barış: Fakat, Jim Blak verdiği bi karardan dönen, battıhareketin- den kıl kadar — şaşan bir adam ağzında batmıştır. Fakat fırtına- dan mı, kaptanın — sarhoşluğun- dan mı? bir türlü öğrenemedim, yalnız sahil balıkçıları, kâğıtları, iki varil palım yağını ve bir iki hayvanı bana - getirdiler, diğer- lerinin ne olduğu meçhul idi. İşte, bizim sergüzeşt te bu suretle bittil. Bütün kârm, bir sürü ölüm tehlikeleri arasından hayatta kalmak olmuş'ur. Andre Domezon Pariste Kamünistler neler hazırlıyor? Paris, 18 (Radyo) — Zabıta memur arının yaptığı afaştırma- lar neticesinde, Fransiz komü- nistlerinin bazı yerlerde silâh ve Mmübimmat bulundurdukları tes- bit edilmiştir. Bunun üzerine, bütün resmi binaların muhafazası için birer müfreze jandarma ay- rılmıştır. İngiltere Ve ihtilâlci İspanya siyasi münasebatı Londrü,; 18 0Radro) e— » (Sir Roberadison)un 1htilâlci İspanya hükümeti nezdinde- İngiliz. mü- messili olarak tayin — edilmesi, general Franko - tarafından tas- vip olunmuştur. peleondrada ihtilâlci İspanya hü- kümetinin, kimler — tarafından temsil edileceği henüz malüm değildir. Cumhuriyetçi İspanya, İngil- terenin Salamankaya mümessil göndermesi keyfiyetini protesto etmiştir. Cezri tedbirler yıldönümü Roma, 18 (Radyo) — Cezri tedbirlerin ilân edildiği günün yıldönümü münasebesile bugün İtalyanın her tarafında şenl.ikler olmuştur. Mihalaki Çiftçi partisi riyasetinden çekiliyor Bükreş, 18 (Radyo) — Çiftçi partisi lideri B. Mihalaki; yeni kabine meselesinde kralın aldığı vaziyetten muğber Olarak parti başkanlığından çekilmeğe karar vermiştir. DOLU Jan Harlov olmak merakı Bir kadın bile bu merakla reddetti. Jan Harlovun belki de me- zarında kemiklerinden bâşka bir şey kalmadı. Fakat yerini tut- mak için uğraşanlar hâlâ var! Bu merakın son vak'ası şudur: Çek — dilberlerinden Heddi Klerler de Jân Harlovun halefi olmak hevesindedir. Ve bu dik berin Jan Harlova kâfi derecede benziyeceğini umanlar da çoktur. Bunun için de bazırlıklar yapık maktadır. Fakat, bu - dilber, Avusturyanın maruf ve çok zen- gın silâh fabrikatörü Mandl ile evlenmiş ve bu zengin adam da karısının flimlerde rol almasına mani olmuştur. Zavallı milyoner,. Yahut za- vallı düber! Çünkü bu genç ka- dın, milyonerin zevci olmaktan iee, Hottodün yesi Jintlerlöre olmağı tercih etmiş. Bu, Heddi Lamar adl: Holivudun yolunu tutmuştur. Macar Narrları Almanyaya siyasi bir ziyaret veriyorlar Bu Japeşte, 18 (Radyo) —Kral Naibi Amiral Horti, Almanyaya gitmek üzere bulunan Başbakan B. Darani ile Hariciye Nazırı B. Dekanyayı kabul etmiş ve uzun müddet konuşmuştur. Başvekil; — Amiral — Hortiye uzun bir raporla bugünkü dahili ve harici siyaseti etrafında ma- Tâmat vermiştir. değildi. Rücu etmemek, genç kızdan af talep etmemek için kendi nefsine azami bir tazyik yaptı. Buna rağmen, ganç kızın Kervellilerin nezdinde olduğunu hatırladı, telefona koştu. O.dukça uzun bir intizardan sonra tele- fondan: — Kimdir orada?. Diye bir ses geldi. — Benl — Oh.. Beni aradığınız için çok memnunum. Genç xizin sesi sakin ve tabil idi. Sözüne devam ederek: — İstifam üzerine ve eğer sizi sıkmazsam, görüşecek bir kaç nokta vardır. Azledilen bir me- mur ile istifa eden arasında fark vardır değil mi? — Şimdi oraya geliyorum. * * * Jim Blak gelip te genç kızın yanına otururken Şarlot: — Size ben de hemen telelon etmek üzere idim. — Niçin? — Azledilmiş bir memur ol duğum için sizden bir tavsiye mektubu almak istiyorum. — Fakat, buna ihtiyacınız yoktur. Maamafih siz azlinizi is- temediniz mi? — Daha iyi hareket usulleri vardı. Arada bir müddet süküt ha- sıl oldu. ece çok defalar, hiç bir kelime söylemeden sakit kalmak onların âdeti idi. Bu sü- kütu gene her zaman olduğu gibi Jim Blak bozdu ve: — Kaç- yaşındasınız?. Diye sordu. — Yirmi altı yaşındayım. Fa- kat böyle ve âvi şekilde benim yaşım ile alâkanızın sebebi ne olsa” gereklir? — Doğru mu? Daha fazla de- ğil misiniz? Jim âdeta hayrete düşmüştü. — Size'dikkatle bakan apnlı: yor. Yirmi altı yaş. Diye söy- | bir Sahile T Efradı canbazhane- lerde olen bir aile Milyoner kocasını(Bu ailenin sonuncu ferdi de bü- yük bir kaza geçirdi Avrupa sirklerinde ça- lışmış bir cambaz silesi vardır: Kodona ailesil Bu ailenin so- nuncu ferdi Lalo Kodonadır. 14 Teşrinisani akşamı Parisin Med- rans sirkinde bir numara yapar- ken düşmüş ve ağır ssrette ya- ralanmıştır. Zavallı san'atkâr he- men hâstaneye kaldırılmıştır. Bu adam, en meşhurca mbaz- lardan ve mevcudiyeti de facia» larla dolu bir cambaz ailesinin sonuncu ferdidir. Umumi harp bittiği bunlar iki kardeş idiler; Lalo ve Alfredo, Kodona. Bunların bir de Lilyan adlı bir kadın ar- kadaşları vardı; bu üç cambaz arada yapmakta ve büyük alkışlar top- lamakta idiler. Fakat Alman sahne — vazılarından — Duponun *Varyete, filminde rol alan bu cambazlardan birisi düşmüştür. Bundan az sonra Lilyan Kopen- bağda oynarken ip kopmuş, bu kaza zavallı kadının mucip olmuştur. Liliyan Alfredonun karısı idi. Zevces nin feci surette den sonra Alfredo cambazlıktan korkmağa başlamıştır. Bu korku ile bir gün roünü düşmüş, — omuzunu sakat kalmıştır. Bu kazadan sonra, Lalo ve alesi müddet için cambazl ktan - çekilmiştir. Fakat epeyce bir zamandan Lalo bir Amerik sıralarda sirklerde ölümünü ölümün- yaparcen kırmış - ve elradı bir sonra, a'ı kıza âşık ol- lendi. — Bunda hayret edecek bir şey yoktur. Ben yaşımdan, ha- limden memnunum. — Fakat hakikaten yirmi altı yaşında mısınız, neden böyle?. Bu, benim vazifemi, güçleştiriyor. yaşındayım. — Hakikat.. Fakat her zaman değil, yahut benim içn böyle değil. — Doğru mu Şarlot? — Tabül. Ben sizi bazı sek- sen yaşında bir ihtiyardan daha ihtiyarlamış gördüm. Sizi bir “piri fani, sandım, Fakat benim istifâm ile bu iş arasında ne mü- nasebet var? — Belki desiz bununla işti- gal ihtiyacını bissetmiyorsunuz. Fakat, bir tavsiyename almak sizin hoşunuza gidecek mi? Jım Blak güldü; Sonra düşün- celi bir hal aldı ve cebinden mevkiimi Ben ise, kırk üç söylüyorsun, harikalar | muş ve bu aşk onu yeniden ipe ve sahneye çıkarmıştır. Bu hâ- disenin ilk şeameti, sakat Alire- donun esrarengiz şekilde ölümü olmuştur. 14 - İkinciteşrinde de Lâalonun ağır surette yaralanması bu şeamet serisine nihayet ver- miştir. 1927 senesinden bugüne Ka dar bu ailenin yedi kardeşi ip» ten düşmek, kaza geçirmek sw retile ölmüş veya alil kalmıştır, —-. Miısır kralı dün parlâmentoyu açtı Kahire, 18 (Radyo) — Kral Faruk, bugün büyük merasimle parlâmentoyu açmıştır. Kral, saltanat arabasile saray- dan pörlümontoya- giderken, 31 atılmış, bir filo tay- uçarak merasime pare top yare eylemiştir. Nahas Paşa, iktidar mevkiine geçtiği günden şimdiye kadar yapmış olduğu işler, kapitülüs- yonları kaldıran Montrö muahe- iştirak desile diğer anlaşmalar hakkın- da uzun tafsilât vererek, milli için alınan tedbirleri izah ederek bir söylev vermiş bütün dostane münasebat olduğunu, Mısır lirasının düşü- eği hakkındaki haberlerin yalan olduğunu bildirmiştir. müdafaa devletlerle tesis etmiş ve Mısirin, rül, | kurşün kalemini çıkardı ve bir kâğıt bir şeyler yazdı ve genç kıza uzattı: — Bu kâfi gelecek midir aca- ba? Diye sordu. Yazdığı kâğıtta yazılan şeyler şunlardı: “Aşağıda imzası bulunan ben sekiz sene yanımda çalışan Şar- lot Hopun yalnız - idare ve fir- mamiz için değil, benim saade- tim için de arz üzerinde elzem ve tek kadın olduğunu beyan ederim. üzerine Jim Blak,, Şarlot, bu bir iki satırlık ya- zıyı defalarca okudu. Sonra göz- lerini kâğıt üzerinden kaldırdı ve: — Samimi olmadığınızı sanı- yorum. Dedi. — Şimdiye kadar bu kadar feci şekilde aldanmadınız. — Hayır aldanmıyorum. Hak: kım var; çünkü şimdiye kadar — Devam edecek —