(uma Ulus basımevi 19 Çanıkırı Caddesi: Ankara Atatürkün Malatya ve SONTEŞRİN TüLERON Erganide tetkiklerine I 2_,_2_ * Başmuharrir 1063 * . B e * İ& inci yü - Yazı iş. Müdürü — 1062 ait resimlerimiz No. 5860 İdare 1061 - B KURUŞ. |) UW Ülüs ? Aülüea ADIMIZ ANDIMIZDIR yedinci sayfamızdadır Adanaa şref verdiler Büyük Şef Ergani madeninde tetkiklerde bulunurlarken Tarihi Bir H:ı)lma.niye. 18 (Telgrafla) — Elazığ kevındeyiz. Konferans salonunu İ“ıd“îarf asker, memur, kadın ve er- t:lf büyük ve kibar bir kalabalık A- d'“rku kendi aralarında görmekten i“_)'duk'lan sonsuz bir bahtiyarlık v'i"fdefiır. Göhüllerden coşan ferah * inşirah bütün sınırları aydınlat- Mıştır, Türklüğün vakar ve edebi eıel')leı'de.n taşan zevk ve neşe ile el- Yü Vermiş nezih bir türk aile toplan- Sının unutulmaz saadetlerini yaşı- Yoruz. N Bir aralık müzik ve dans durdu. diîh!'lede Fazıl Ahmed Aykaç görün- . Elazığ'ın bu değerli saylavı len- Euistik delil ve hakikatlere dayanan "_hitahe ile Elaziz kelimesinin El- Szığ olarak türk asliyetini ispat etti. Fazıl Ahmet'ten sonra Atatürk'ün Yüksek müsaadeleriyle ben söz aldım. Smanlı edebiyatında ve bilhassa ös- Manlı tarihinin kaydettiği muayyen nı_" devirden sonra, türk kelimeleri- tim' medrese diline nasıl çevrildikle- Ni, türk malmnın nasıl aşırılıp baş- dillere kaçırıldığını ve bu'çalın - TMiş malların asliyetini ilmi delil ve Vesikalarla isbat ederek türkün bü- $ k cevherini ve orijinal kültür vas- İnt meydana çıkarmak cumhuriyet Münevverleri için nasıl bir ödev teş- | ettiğini söyledim. Dinleyiciler bu edebi konuşmala- ;' dikkat ve alâka ile takib ediyorlar- 1; çünkü bu cins sohbet yaradılışın- da edib olan türk milletinin ana- ?;illne en uygun bir konuşma tarzı Bişbakân Celâl Bayar, ayağa kalktı, Salonun ortasına geldi ve heyecanını Saklayamayan bir sesle bize nefis bir tarihi hâtıra hikâye etti. Büyük devlet adamımızı edebiyat Ve hitabet mevzuunda da âlim ve ge Sür bulduğumu derhal söylemeliyim. lâl Bayar devlet makinesi gibi akıl Makinesini de bilerek ve anlıyarak k“ılmıyf’fdu. Kelimeler onun ağszla n temiz kiyafete bürünerek en kestir- e yoldan hedefe gidiyordu. l ö nin zevki hiç yanılmıyan bir Slçüdür. O gece, Celâl Bayarın hita- Si kalpten gelen ve kafanın içinde Oız“nlaşan isabetli bir hüküm ile kar- ma.nd" Celâl Bayar bu mevzuda da Yik olduğu alkışları topladı. teti ı âı_ Bayarın sözlerini aynen zap- eniştim, işte naklediyorum: ğ (— ÂAziz vatandaşlarım; ben şair degılimı fakat temin iki kıymetli ar- aşımın bize zevk ile dinlettikleri Seyler ruhumda öyle bir heyecan u- Bozkır'a hayat vereceğiz Eskişehir'den doğu Anadolu'yı doğru bozkırı geçen her türk vatan- daşının içinden bir sual geçer: — A- caba bu topraklar nasıl hayat bula- bilir? Burası, nasıl, yeşil ve zengin bir tabiat manzarası bağlayabilir? Eğer size Türkiye'nin en büyük bağ sahalarının bozkır'da olduğunu söyliyecek olsalar, hayret edersiniz. Halbuki Türkiye'de, şimdi en çok aranan şarabın bozkır bağlarının mahsulü olduğunu biliyorsunuz. Ke- za bozkır topraklarında iyi cins bir çok meyvalar yetiştiğini de yeni öğ- renecek değilsiniz. Her tarafta bağ ve meyva ağacı kolayca yetişiyor: Çalışınca ormanlar bile yapabiliyo- ruz. Fakt bu meseleyi rasyonel ve, halk ihtiyaçlarına cevab verir, binaena- leyh halkın kendiliğinden - yapabile- ceği tarzda halletmek lâzımdır. İşte cumhuriyet Ziraat Bakanlığı şimdi böyle bir proje üstündedir. Anadolu yaylasının su hazneleri ve toprak kabiliyeti, bu geniş va- tan parçasını - bayındır, yeşil ve me- sud bir hale getirmeğe elverişlidir. Şartlar müsaid olursa, cumhuriyetçi- lerin azmi onu en kısa zamanda gcrçelqtirir ve türk imarcılığının, bu suretle ,en güzel eseri meydana gelir. Şimdi bir rüya kadar tatlı olan, fakat fen ve hesab hakikatlerinte is- tinad ettiği için, herkese hemen ka- naat verecek olan tafsilâtı okuyu- nuz. F.R.A. Derken Atatürkün yanında bulunan | gğ Ziraat Bakanlığının hazırladığı büyük projenin hedefi, bozkırın ren- gini ve bünyesini değiştirmektir. Step yeşillenecektir. Bu ağaçlan- dırma ve bağlandırma hareketi, köy içlerine inhisar etmiyecektir. Köy hududlarına kadar d k ve Gazianteb, 18 (Hususi muhabirimiz- den) — Atatürkün trenleri bugün Ma- latya yolundan gelerek Narlı istasyo- nundan Adanaya doğru geçtiler. Bü- yük Şefe, şehir namma vali, vilâyet meclisi, belediye, parti, halkevi, tica- ret odası reisi ve azâlarından mürek- keb bir heyet Narlı istasyonunda tazi- matlarını arzettiler. Osmaniye'den geçerken y ekim mıntakası dışında kalan bütün toprakları kapayacaktır, Mesele şudur: Orta yayla Türki- yenin kıraç ve ağaçsız köşesidir. Bu- rada kalkınmanın başlıyabilmesi için evvelâ bu manzaranın değişmesi lâ- zımdır. Toprağın cevheri taş bağla- mıştır. D ştur. Onu y ie (e/ iye, 18 (Hususi muhabirimiz- dan) — Atatürk bugün saat 16 bu- çukta Fevzipaşaya muvasalat buyur- dular. Orgeneral İzzeddin, askeri er - kân tarafından istikbal olundular. O- kul talebeleri ve kalabalık bir halk ta- zimlerini arzettiler. Atatürk vagonla- rından inerek herkese ayrı ayrı iltifat ve faydalanılabilir hale getirmek lâ- zımdır. O halde bu renk değişmesi, bir de toprağın bünye değiştirmesi- ni gerektirmektedir. Orta yaylanın çiftçi milyonları, bu âsi ve geri tabi- atle cenkleşe cenkleşe, onun ne iste- diği belli olmaz, disiplinsiz ahlâkına boyun eğmeye alışmışlardır. Step, renk ve bünye değiştirmedikçe bura- Yandırdı ki kendimi zaptedemedim V€ EeBRİN (Sonu 8. inci sayfada) buyı * Fevzipaşa ilk okul tale- besinden bir çocuk nutuk irad ederek ulu önderi hürmet ve minnetle selâm- ladı. Adana yolunda Adana, 18 (Hususi muhabirimizden) — Elâzığdan hareket buyuran Ata- yük Şefin Adanaya doğru geldiklerini anlayan yol üzerinde bütün istasyon- lardaki halk, şafakla beraber yollara türk geceyi yolda geçirmişlerdir. Bü- | Şef istasyonlarda coşkun / gösterilerle karşılandılar seaamm n a Bütün Adana halkı Atatürkü alkışlamak için sokakta idi Atatürk Ergani b akır madenlerinde tetkiklerde bulunurlarken dî_îkülmüş. Atatürke candan tazimleri- ni arzetmişlerdir. Büyük Şef Adana vilâyeti hududun- da kendilerini karşilamağa giden vali ve erkânın tazimlerini kabul buyura- Tak yola devam etmişlerdir. İltaıyonlarda binlerce halk vardı Karşılama töreni- yapılmamasını em- Tetmelerine rağmen Büyük Öndere hasret çeken bütün adanalılar istasyon boyundadır. ,;.î Atatürk Adana'da Adana, 19 (Hususi muhabirimiz- den) — Büyük önder Atatürk'ü hamil olan hususi tren sabaha karşı 2,30 da halkın şk hürleri di Adana garına girdi. Büyük şef şimdi vagonlarında istirahat buyurmakta- dırlar. Yarın şehirde bir gezinti yap- maları muhtemeldir. Adana büyük se- Fransadaki suykast Polis bi rçok silâh deposu keşfetti Paris, 18 (A.A.) — “Les İCagow lards” adını taşıyan gizli cemiyetin yeni faaliyeti hakkında yapılmakta o- lan tahkikat etrafında - polis sıkı bir ketumluk muhafaza etmektedir. t Şimdiye kadar yapılmış olan birçok araştırmalarda ele geçenleri tesbit et- meğe imkân yoktur. Bilinen, bir kaç hâdise ile altıya baliğ olan tevkifat mikdarı ve ilk önce yasak silah taşı- devletin iyeti a- leyhine hareket davâsına değiştirilmiş olmasıdır. Son yapılan araştırmalarda birçok evlerde silah depoluğu işini görecek şekilde mahzenler hazırlanmış olduğu görülmüştür. Polis en mühim izi bir aile pansiyonunun bodrumunda bul- müuştur. Burada iki ton sikletinde tah- min edilen harb levazımı ele geçmiştir. Bunların arasında 400 el bombası, 100 kadar mitralyöz ve 100 bin tane de fi- şek bulunmuştur. Fıkra Para-pul Müilli zevki tanıtmak için daha İyi hangi vasıta olabilir? para, elden ele milyonlarca defa devredecek ve her- kes, onun üstünde bütün dikkatini kullanacaktır. Pul kadar hiç bir milli şey, cihanı dolaşamaz: türk pulunun nasıl olduğunu bilenler arasında, Tür- kiyenin nerede olduğunu bilmiyenler dahi vardır. Pul, kolleksiyonlara gire- rek, nesilden nesle de geçer. İmdi son gümüş liramız, eski gümüş lira kadar fenadır: hele ay - yıldız, bi- zim bayrak tariflerini sanki tekzib et- mek için, bütün ebadları yalnız kaide değil, estetik aleyhine de bozularak yapılmıştır. Tarih kurultayı fırsatı vinç ve heyecan içindedir. Deniz harb okulunun 162 inci yıldönümü dün törenle kutlandı İstanbul, 18 (Telefonla) — Heybeliada'daki deniz harb oku- lu bugün kuruluşunun 162 inci yıldönümünü güzel bir törenle kutladı. Sabah saat 9 da köprüden kalkan bir vapur, davetlileri köprüden alarak Heybeliye götürdü. (Sonu 8, inci sayfada) ile çıkardığımız pul dahi iyi değildi. Sebebi vardır, basittir: para ve pizi ressamlığı bir ihtısastır. En güzel pa- ra ve pulları topladıktan sonra, bu pa- ra ve pulların kimler tarafından res- medildiği öğrenilebilir: ve anahatlar ve motifler bizim olmak şartı ile, şe- killer onlara tesbit ettirilebilir. Hele pul, her memlekette P. T. T. lerin het vesile ile çıkarıp, kolleksiyon merakı yüzünden, büyük gelir temin ettiği bir kazanç kaynağıdır.. Ne Atatürkün fena heykeli, ne çir- kin türk parası, ne de kötü pul: tüc- carca sömürülen miJ1i, bunların bi- lâkis en güzel, en canlı ve en yaşayı- cr olmalarını emreder. Fena'nın millisi olmaz. Varsa da tasfiye edil- mek lâzımdır.- Fatay