Yahifa 6 ANADOLU — Fen âlemin'n meşgul olduğu bir hâdis 00 I Dünyanın yıldızlara uzanan en kocaman gözü Ayda yedi metre genişlîğindzüi bir cismi rahatla seyredeceğiz. Yıldızlarda hayat olup olmadığı bu teleskop sayesinde anlaşılabilecekt ... ** en büyük Cenubi Kalifor- yy niyada, Pasade- B nada beş on fen adamı, — şimdiye kadar yeryüzünde eritilmiş, dökül- müş olan cam parçalarının Cen | kocaman ve koda manım — ekleyip, cilâlamakla uğra- şıyorlar. Bu cam beş küsur metre kutrunda bir teleskop adesesi- dir. Ağırlığı on - yedi tondur. Bu adesenin yapılması on se- ne sürecektir. Müddetin çoğu geçihit, 'azı Çalmışlır. Dürnryada mevcut en büyük teleskop Hooker teleskopudur. Kutru iki buçuk metre kadardır. Ağrlığı dört buçuk ton. Fâkat yeni teleskopa nazaran Hooke- rinki — bir çocuk oyuncağıdır. Yeni teleskop, -borusu ve ayağı dahil- 450 küsur ton ağırlığında olacaktır. Yirmi beş sene evelki cn büyük teleskop' Bütün takmi taklavatile beraber kırk dört buçuk tondu. Hooker Teleskopunun aynası yedi defa yapıldı. Ve yedi defasında da bozuk ve aynasız çıktı. Sekizinci dö- küşte muvaffakıyet hasıl oldu. Hooker teleskopunun traş edik mesi yalnız, dört” sene sürdü. Hooker — teleskopunun — yeniliği şaydu: Yıldızlara doğrudan doğ: ruya bakmıyorsunuz. — Yıldız'ar bir aynaya aksediliyorlar. Siz bu aksi seyrediyorsunuz. Ayna- nın buradaki vazifesi yıldızların işığinı * artırmaktır. — Meselâ Hooker teleskopile bir yıldız, çıplak gözle — görüldüğünden 250,000 kere daha parlaktır. Bu iş adesenin gördüğü büyü- tücü işten tamamen ayrıdır. Hooker teleskopu bize 240,000 mil mesafedeki ayı, bir kaç yüz mile yaklaştırmıştır.. Bu teleskop sayesinde gözle hayal meyal se- çilebilen beş bin yıldıza muka- bil bir milyar beş yüz küsur milyon yıldızın fotoğrafileri rahat rahat alınmıştır. Vaktile herkes *artık bundan büyüğü yapılmaz, diyordu. Fa- kat müneccimler daha büyüğünü istediler. Camcılar bunun imkân- sızlığını söylerlerken ortaya de- linin biri çıktı. “Kaya kristalin- den olur, ded. Alayla karşı- landı, fakat o, tecrübeye başladı. Siftah olarak: Yüksekce bir hararetle kaya kristali — isıtilan bal gibi eritip kalıba döktü, elde edilen şeffaf cismin cam gibi, soğuk ve sıcakla kasılıp yayılmadığı da anlaşıldı. Bu ne- tice, alâkadarları sevinçten çıl- dirtti, Bu suretle teleskopların pet- ratoru olan yeni göz amanının projesi çıkıyordu. Evvelâ Hoo« ker adesesinden bir az daha bü- yüğünü, sıra ile bunun da bü- yüğünü döktüler. Nihayet asıl adese için kolları sıvadılar, İlk tecrübe berbaddı. Nihayet pır- lanta gibi parlak dökebildiler. Dökülen adese mütesaviyen ve tedricen bir senede soğu uldu. Camın Kalıforniyaya taşınması için hususi br tren katarı ya- küsur Sâğilü tölesköpuin adesesi, sölda ü pıldi. Bazı tönelleri ı tavani yir- mi yirmi beş santimetre yüksel- tildi. Adesenin 3,500 mil uzun- Joğundaki seyahati — esnasında katar saatt> azami yirmi beş mil gidiyordu. Cenuba varan adese. hemen traş edilmeğe başlandı. Traş makinesinin yüksekliği yirmi beş metre, uzünluğu oluz metre ve ağırlığı da yü: tondur. Düayanın en büyük ustrası, dünyann en büyük gözünü perdahtladı. Bu adesenin teleskop borusu Mek- Teleskopun minyatörü sikaya yakım Palomer dağında hazırdır. Adesen'n traşı yakında bitince, adese hemen oraya ta- şınacaktır. “Adesenini — geçeceği yerler boylu boyunca, şoseler açılmıştır. Teleskoptn uzunluğu elli-yedi küsur mettedir. Bu teleskop eskilerden: üç kere daha uzak mesafelere nü- fuz - edebilecektir. Ve kâinatın bilismiyen sahasından otuz misli daha geniş bir-sahayı ” insanın gözü önüne serecektir. Koca göz tek başına 640 000 insan gözü- nün toplıyabileceği ışığı topliya: bilecektir. - Yani teleskopla ba- kan adam sanki-- 640,000 insa- nin 1,280,000 — gözile- bakıyor- maş gibi olacaktır. Koca göz İr. teleskopun bittiği zaman alacağı manzara 10,000 mil mesalede yanan alelâ- de bir mumun ışığını kolaylıkla seçebilecek ve ay sathında eni- ne boyuna yedi metre olan bir cismin de şeklini - gösterebile- cektir. Bazı yıldzlarda hayat var midir yok müdür, yahut orada hayat, buradaki mahiyet ve ev- safta mıdır. meselelerini bu te- leskop halledecektir. Fakat müneccimler - bununla da kalmıyorlar. Daha başka kâ- inatlara göz salmak istiyorlar.O kâinatların yıldız adetlerini, is- tkamet, ve hızını ve bilhassa Enişteinin relatirtee nazariyesine göre kâinatin mahdud olup ol- madığını görmek ist yorlar. Mes- leki şemsimizle kehküşanımız boşlukta yüzen milyonlarca kâ- inat arasında bir kâinattır. Ho- oker teleskopu ancak 200 mil- yon işık - senesi ötedeki kâ- inatları kösterebilmiştir. Yani saniyede 186,000 mil hızla fır- lyan işık ©o kâinatlardan b'ze gelebilmek için 200 mİyon sene vakit : geçirmiştir. Fakat koca gözün asıl ehemmiyeti: Görebi- leceklerinden — ziyade, — evelce gayri mümkün sanılan bir çok ihtimallere insan gözlerini açmış olmasıdır. : Adende Kabileler isyan etmiş Kahire, 18 (Radyo) — (Elmu- kattam)” gâzet sine göre, Aden- de bâzı kabileler 'isyan 'etmiştir. Hükümet, İngiltereden takviye kıtaatı istemiştir. Macaristan Salamankaya konsolos gönderecek Budapeşte. 18 “ (Radyo) — Macaristanın, İngiltereye uyarak, yakında ibtilâlci, İspanyaya, kon” solo: gönderec' ği söylen yor. Teleskopun aynası Gordon düğümü — Başı T inci sahifede — Bazı hükümetler kaydı ile ileri sürülen bu ihtirazi nokta- ları teşrihe kalkışmıyalım; çünkü bizi pek uzaklara götürebilir. Fa- kat muhakkaktır ki Mösyö Van Zeland " ileri sürdüğü kanaatte çok haklı idi. Geçen sene top- lanması ihtimalinden babsettiğim dünya ekonomi konferansı işte bundan dolayı geri kaldı. Diğer taraftan iki sene evel Almanların Ren havzasını işgal etmeleri üzerine füc'eten vefat etmiş-olan Lokarno misakının -kabilse- yeniden diriltilmesi bu- günkü vaziyetin ve sulhun muha- fazasına taraftar olan Belçik», Fransa — ve İngiltere — gibi bazı hükümetlerin en büyük emelle- rindea biridir, ve hiç şüphesizdir ki Avrupanın garp kısımında emniyet ve sulhun istikrarı, dün- ya nizam ve barışı için de en esaslı bir âmildir. Ancak.. İşte burada bir ufak ancak vardır. Her şeyi ihlâl eden de odur. Lo- kano misakının diriltilmesi ona Almanya ve İtalyanın da iltihak etmesile kabildir. Halbuki Al- manya böyle br komb nezona grmek içinevelemirde eski müs- temlekelerinin — kendisine geri verilmesini şa t koşmakta, İtalya ise imzasın: âncak Habeşistan im- paratorluğu tasdik edilmek ba- hasına satmak emlinde bulun- maktadır. İşte bötün müşkülât da bu noktada başgöster.yor. Ayrı aynı temas ettiğim bu iki gayenin her ikisini de elde etmek Belçika için'bugün hayati bir zaruret halinde bulunuyor. Vakıa Belçika geçenlerde istifa eden Başvekilinin ihtimam ve gâyretile iktısadi -vaziyetini bir dereceye kadar yoluna- koymuş- tur. Ancak bu öyle bir eserdir ki, henüz itmam edilmeğe muh- taçtır ve arkası kesilirse herşeyi Yeniden “ tehlikeye” koyabilecek kadar çürük esaslara istinat et- mektedir. Diğer taraftan Lokarno misakı Belçikayi bugün içinde yuvarlan- dığı $ yasi humma ve buhrandan kurtarabilecek yegâne tedbirdir. Irkan Alman olan Flâmanlarla ırkan Fransız ölan Valonlardan mürekkep olan Belçika kend s'ni terkip eden bu iki unsurun mili temayüllerinden kurtularak mi- vazeneli bir hükümet tesis ede- bilme< içn bu iki hükümetin karşılıklı teminatına dayanan bir muahede ile mevcudiyetini si- gorta etmeğe mecburdur, ve bu nokta emniyet altına alınmadıkça “umumi harpteki Alman işgalin- denberi irki ve milli telâkkileri çok değişm'ş olan Flâmanların tesirile- Belçikada esaslı ve müs- takar bir hükümet teşkiline im- kân yoktur. Belçikaya bu imkânı verebile- cek yegâne çare ise ancak ve ancak müteveffa Lokarno misakı gibi beş garp devletini bir araya toplıyan ve yekdiğerine karşı mütekabileri kefil vaziyetine so- kan bir pakt olabilirdi. İşte bunun — içindir ki dünya gazetecilerinin iddiaları hilâfına olarak bu iki sebebin ikisi de Belçika kralının Londra seya- hatini istilzam — ettirecek kadar mühimdirler ve olsa olsa Leo- pold Illün Londra seyahatine bu sebeplerden yalnız birisi de- ğil ancak her ikisi birden saik olabilir. Genç hükümdarın bu - seya- halten müsbet bir netce alıp almıyacağı noktasına gelince... Orada duralım. Siyasi vaziyet o kadar karışık ve o derece girift ki Büyük İskenderin meşhur. Gor- don düğümü bunun yanında solda sıfır kalır. Çözebilene aş- kolsun! Hamdi Nüzhet Çançar 19 Teşrnisani Hilkatin bir cilvesi: Beşiz çocuklar! Kan, parmak izi, şekil itibarile biribirlerinin aynidirler. Beşizler doğumlarının yıldönümünü tesid ediyorlar Kanadanın Beşizleri malüm- dur; bu br doğüm harikası olan beş çocuk üzerinde Amerikalılar hâlâ bir çok tetkiklerde bulu - maktadırlar. Bu çucuklar, - sade doğumları şeklile deği, daha bir çok noktalardan dikkate lâ- yıktır! Beşiz'er bir.birinin tamamen B ; aynidirler, aralarında biç bir fark' | aK Beşizler henüz küçük iken, yukarıda, diğer kardeşle- rinden yalnız saçları itibarile ayrılan Mariya yoktur! Bu öyle bir haldir ki ileride çok büyük bir ehemmi- yet ifade edecektir. Çünkü, an- neleri bile bir anda doğan beş çocuğunu biribirinden ayırd ede- memektedir! Beşizleri muharrir, müdekkik, doktor ve fen adamlarından bir sürü insan mütemadiyen tetkik etmektedirler. Bunlarn bu ço- cuklar hakkındaki yazıları bir kütüphane teşkil eder! Biyoloji noktai nazarından en müdekkik fen adamları beş ço- cuğun kanlarımı ayrı, ayrı tedkik etmişler ve beş çocuğun kanı- nın biribirinin tamamea ayai ol duğunu görmüşlerdir. Kanlar arasındaki bu — muta- bakat üzerine çocukarın par- mak izleri alınmış ve neticede bu beş parmak izi arasında en küçük bir fark görmem'şlerdir. Halbuki şimdiye kadar alınmış yüz binlerce parmak izi arasında biribirine benziyen parmak - izi görülmemiştir. Bü nokta bilhassa çok mühimdir. Bu beş çocuk arasında tek ve garib bir fark vardır: Beşlerin dördünün saçları sol- dan sağa taranır ve böylece ya- tık kalır; yalnız beşincinin, ba- yanın saçları sağdan sola tara- nır. Bundan başka beş kardeşi biribirinden ayıran fark yoktur. Fen erbabı, ne olursa olsun, bu beş çocuk arasında birer temyiz noktası vücude gelmesine taraltardırlar. Kanada hükümeti tarafından hal ve istikballeri tahtı temine alınmış olan bu ço- cukların terbiyelerinde ne gibi farklar görüleceği de merak edil- mektedir. Kan, teşekkül, hatta parmak izi noktasından birbirinin ayni olan bu beş çocuğun ayni ter. biye şekilleri altında muhtel.f temayüller gösterip gösteremiye- cekleri pek mühim bir meseledir. Bu beş çocuk, çocukların ter- biye sistemleri ve terbiye kabul şekilleri hakkında geniş bir tec" rübe sahası hazırlamıştırlar. Bu beş çocuğun fitri temayül veis: tidad yahut terbiyenin temayül ve istidatlara yapacağı tesir mu* ammasını halle yardım edeceği pek tabiidir. Papa Kardinalleri kongreyt çağıracak.. Roma, 18 (Racyo) — Papaı | gelecek ayın 13ünde — bütün Kardinalleri topliyarak gizli bif kongre akdedecek ve üç gül sonra aleni bir söylev vererek: kongrenin niçin toplandığını bil direcekt r. B. Canstantinesko Ankaraya gidiyor Bükreş, 18 ( A.A. ) — R& manya bankaâsı genel direktörü B. Constantinesko yanında baf” kanın Administrator harici sef” vis şefi ve hususi kalem mü: olduğu halde Ankaraya gitme üzere buradan ayrılmıştır. Orada Balkan antantı merkef bankaları direktörlerinin toplar” tısına iştirak edecektir. B. Constantinesko Cuma ** bahı saat 9 da Providence purile İstanbula varacak ve martesi akşamı Ankarayâ har€” ket edecektir. Bulg ır kralı, Fransd C. reisi B. Lebrun? nişan verdi Bi Pairs, 18 (Radyo) — Bulf krahı Boris, bigün - Eliza $87 yına gderek Fransa cumhur isi B. Lebrunu ziyaret etmif ,, kendis'ne (Sensrıl) nişanın! miştir.