!ılnel chzelelerıle meşhur ül- lekettir. O ka- ki, Japon- Oyanın zeİzelele- rini görmek için merikadan gi- - denler vardır. — Japonyaya “bu meşhur zel- leleri görmek için giden bir seyyah şöyle di- yor: — Zelzele hissetmeği öyle ar- diyordum kil. Fakat, bu ar- nail olmakta gecikmedim. &yak bastıktan bir az idi, yerler sarsılmağa, bi- saellanmağa ve devrilmeğe, okaklarda insanlar koşuşmağa b dılar. — Zelzele oluyordu ve ben sevi- iyordum. 'Kendi kendime: — — Ne de talihim varmış! Di- ordum. Buraya zeizele görmek g geldim. Allah beni daha dla bekletmedi, gelir gelmez ü yaptı... Fakat, sonra anladım ki; jar nyada zelzele ben geldim di- aolmuyordu. Meğerse buranın ti böyle imiş... nu ondan sonra zelzeleler ibirini takib edince anladım öyle bir, an geldi ki, illâllah tık bu zelzelelerden dedim.. Plakikaten, heamen her gün bazan günde bir iki defa, ıtta saat başında zelzele olu- Halk bu âfetlere o kadar n ki, zelzelc kesilince evi- dönmek onlar için âdeta işi- gitmek, işinden dönmek gibi 1 bıİ hıl'skdu ve gündelik iş aylar geçtiği halde ben Japon- “yanın zelzelelerine alışmadım. — Belki bir seyyah olmak ha- “sebile bütün Japonlardan başkâ bir şerait içinde bulunuyordum. Onlar gibi, beni meşgul ede- — cek ve zelzele düşüncesini unut- P zelzele düşüncesile meş- ü: — “Acaba bu gece gene zelzele olacak mı? Ya ev yıkılını? zelzelenin ne zaman Japonyaya sırf bunun için git- — miş olan zelzele meraklısı sey- yaha bırakalım gene - zelzele “olacak mı, olmiyacak mi? Diye ın yanardağ — vardır. Bunların bir çoğu sönmüş ol- ikla beraber, »zaman — zaman na gelmekte ve etrala ateş ke: JAPONYA K Japonyadn mevcud 200 yanardağdan 60 danesi her an indifa halindedir Tokyodan bir görünüş Bu yanardağlar, coşup etrafa yangın verd kleri zaman da için için kaynar ve küöpürür. İşte o zaman, ejderlerin kabuğu üze- rinde yaşayan böceklere benze- yen zavallı Japonlar tüirtir tit rerler. Yapılan istatistiklere — göre, Japonyadaki zelzelelerin vasatisi günde dörttür. Bunların içinde, 'her iki senede bir. de çok bi yük gelzele olur ve Japanyanın altını üstüne çevirerek büyük zararlara sokar, Yanardağların etrala ateş saç- ması ve zelzele - felâketlerinden başka, denizin dibinden fışkıran mteşler, geyserler, tayfunlar da daima olan şeyleriir, Ele Fuci çocukları ve Yorunları İlk insanlardanberi — tabiatin korkunç küvvetleri ilâh sayıl- mıştir. Japonlar için ilâh olarak yanardağdan başka ne olabilir? Hakikaten, puta taparlık di- ninde Japonlama en büyük ilâhı Fuci — yanardağıdır. — Japonya, zelzeleleri ile hareket yaşayan bir vücude benzetilirşe Fuci yanardağı bu wücudün bir kalbidir. Japonlar da bunu din- lerinin en büyük ülâhı saymışlar ve bülün diğer yanardağları da Fucinin çocukları, torunları veya adamları olarak — kabul — etmiş- lerdir. Japonların bir efsanesine göre, İlâh Fuci ile çocukları, torunları ve adamları bir gece yarısı dün- yaya gelmişlerdir. Bunun ne zaman — olduğunu — bilmiyorlar, çok eski zamanlarda diyorlar. Arziyat ilmine göre, bu ya- nardağların teşekkül tarihi bun- dan bir iki milyon sene evel plarak tesbit ediliyor. "Fuci, kelimesi Japoncada iki mavaya gelir. Bu manalardan biri “ateş ilâhı, dır; diğeri de *gündüz ateş yakmak., Bu - iti- barla bu kelimenin iki manası da Fuci yanardağına pek mü- nasib bir isimdir. Dört beş bin metre yüksekli- Yinde olan bu yanardağ bugün artık ateş püskürmüyor. Sabal- ları ağarmış bir ihtiyar gibi, tepesi, karla örtülü, sakin bir şekilde durmaktadır. Fakat, görünüşe inanmamalı: Fuci içinden pazarlıklı bir adam- eden we | dır ve içi mütemadiyen kaynar. Ateşlerini başından — saçmasa da etraftaki daha küçük dağla- gn vakit vakit çatlıyarak etrafa yaydıkları ateş hep onun kalbin- weranı1708 senesinde olmuştur. büyük — Japonlar bunu efsane tarihlerine “Ceheönem gün,, ola- rak geçirmişlerdir. Tarihte meşhur olân Pompei feveranına benziyen bu yanar- dağ fışkırmasında, dağın etekle- rindeki birçok şeyler mahvolmuş, M zelzelenin — şideletinden m,w yanmış ANADOLU Komünistlik aleyhine Roma- da bir muahede imzalandı Ble - D AÇ İ B .Mussolini, muahedenin imzasından sonra 200 kişilik bir ziyafet verdi. Roma, 9 (AAŞ — Komü- nizmle mücadele protokolu saat 11 de imza edilmiştir. Sazt 20,50 de evvelâ Alman sefare- tinin sonra da Japon sefaretile kültör nezaretinin otomobilleri Chigi sarayıma Führerin fevkâr lüde murahhası Fon Ribentrop He Reich 'hükümetin.n sefiri Fon Hasseli ve Japon sefiri Hatta ile Nazır Dino Aiferiyi ve imza merasimine iştirak edecek olan Alman ve Japon diplomatlarını götürmüşlerdir. Bu zevat kabine erkânı etra- “fında bulunduğu halde Kont Cinno tarafından kabul edilmiş- lerdir. Roma, 6 (A.A.) — Komünizm aleyhindeki paktın imzasından sonra B. Ciano, Von Ribentrop ve Hotta ve Von Hassel Vene- dik sarayına giderek B. Musso- dini taralından — kabul - edilmiş- lerdir. GKT TMAENA KEGETATASTAN ST DS T SN yıkılmış, birçok — yerlerde de ahali, şehirler arasındaki müna- sebatın kesilmesi yüzünden, aç: lıktan kıvrana kıvrana ölmüştür. Bugün Fuciye bakan bütün Japon gözleri bu müthiş cehennem! gününü hatırlamakta ve gözleri korku ile büyümektedir. Vakıa bugün ilâh Fuci sakin we beyaz gçehresile çok #evimli görünmek- tedir, Fakat, gene anun gibi ih- tiyarlamış sandıkları Banday yar nardağı bin senelik bir uyku- dan ııırı &dııılııı ını ypile kürmeğe başlamamış m Japonlar “Jlı#ılım inan ulıııı kal diyanline Bugün Japonyanın iki yüz ya- nar dağından altmışı daimi fe- veran halindedir. Bunların ara- sında bilhassa Asama yanardağı en korkuncudur. (Vezüv) Vesiuvius yanardağı» nın iki misli yüksekliğinde olan bu dağın tepesinden daima alex- ler fışkırır ve arasıra daha fazla feverana gelerek, bütün civarı yutmak tehlikesini gösterir, Dipsiz dağ Asamanın ismi de “Dipsiz, demektir: Yani, Dipsiz yanardağ. O halde, bu dağın dibi olma- dığına göre onun arka tarafına tesadüf eden yer de - dünyanın öbür tarafında - diğor bir yanar- dağ olacak! Şüphesiz ki, Japonlar dağa bu ismi verirken bunu düşünme- mişlerdir: Hakikaten, dağın ateş fışkıran bir darin | halindeki — ağ- zının derinliği 200 metre ka- dardır. Fakat dipsiz dağın Japonlara verdiği korku, alimlerin bunun dibi olduğunu isbat etmelerile azalmış değil, bilâkis fazlalaş- miş bulünüyor. Çünkü arziyat ilmine göre bu ” derinlikte olan bir yanardağın tekrar büyük feveran — haline girmesi pek tabitdir. Asama, en son olarak büyük bir şekilde 1783 senesinde ateş püskürmüştür. O zaman, yanar- dağdan taşan lâv nehri o kadar büyük bir sahayı kaplamıştı ki 48 şehir, köy ve kasaba tama- mahvolmuştu. men İşte bugün Çinlilerin başına ateş yağdıran Japonya böyle ateş içinde yüzen bir. memle- kettir. Çinlile; kendilerine “sema ço- cukları, ismini verdikleri gibi Japonlar da “ateş çocukları , dsmini alabilir. B. Mussolini, B. Hotta ile Von Ribentropa Saint Maurice Lazara nişanının büyük - salip Yütbesini tevdi etmiştir. Roma, 6 (A.A) — 'Chigi sa- rayında imza edilen protokolun metni aşağıdadır: İtalya bu protokol ile 25 İkinciteşrin 1936 tatihinde ko: münist enternasyonaline — karşı Almanya ile Japonya arasında aktediğmiş olan itilâfa İştirak etmektedir. Relch hükümeti, İtalya hükü- meti ve J>ponya - İmparatorluk hükümeti komünist enternasyo- nalinin garbda ve şarkta medeni dünyayı tehdide devam ve sulhu iblâl etttiğini ve mevcud nizamı bozduğunu nazarı itibara alarak ançak sulhun ve nizamın idame- sinde, menfeatleri olan bütün alâkadar devletlerin — siki bir teşriki mesaişinin bu — tehlikeyi azaltabileceğinden emin olduk- ları “için ve — İtalyanın faşist hükümetinin iktidar mevkiine geçtiği" zamandanberi büyük bir enerji ile bu teklikeye karşı mücadele ederek komünist enternasyonaline karşı kendile- rini müdafan etmek arzusunda bulunan Almanya we Japonya ile berlikte müşterek düşmana karşı koymak üzere bu (devlet- lerle birleşmeğe karar werdi: ğini maran itibara alarak 25 İkinciteşrin 1936 da Almanya e Japonya arasında komünist | enternasyonaline karşı Berlinde akdedilmiş olan mukavelename:- nin iknci maddesi mucibince aşağıdaki mevaddın akdtedilmesi için itilâf etmişlerdir: Madde, 1 — İtalya 25 İkin citeşrin 1936 da Almanya ile Japonya — arasında aktedilmiş olan munzam protokol da dahil olmak üzere komünist enternas- yonal aleyhtarı itilâfinın metni- ne iştirak eder, 2 — İşbu protokolu imza eden üç devlet İtalyayı munzam protokol da dahil olmak üzrre bundan evelki maddede zikredi- len itilâfı Ük iki devletle'beraber imza etmiş addeylemekte muta- bıktırlar. 3 — İşbu protokol lâhikaları da dahil olduğu halde yukarıda gikredilen — itilâfiğ lâyenfek cüzü | adğedilmektedir. 4 — İşbu protokol Alman, İMtalyan we Japon İisanlarında kaleme alınmış olup ba metin- derin her biri asli nüsha adde- dilmiştir. Protokol imzayı müteakıb mer- iyete girecektir. ıml Yoachino Lon Ribbentrop; Ciano, Hotta Protokolun imzasından sonra sefir Fon Ribbentrop aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: — Bugün Komünizme karşı müş- terek müdafga için Almanya, İtalya ve Japonya arasında ak. dedilmiş olan yitilâf tarihi bir ehemmiyeti haizdir. Çünkü bu suretle Üüçüncü Enternasyonal tarafından dünyaya savrulan teh- dit kuvvetli ve kat'i bir şekilde bertaraf edilmiştir. Dışardan ge- lecek silâhlı bir teşebbüse ha- zarlık olmak üzere milliyetçi dev- letlerin Bolşevik ' propagandası ile dahilde inkısama uğramsları bugün hâlâ komintern tarafın- dan takip edilen bir gayedir. Hiç bir devlete karşı olmıyan ve iştirak etmek istiyenlere açık ___..w,__,_._w___ TÜ T milli hayatlarının ıer!x:owe in- kişafı ve ayni zamanda beynel- milel sulh için teminat mahiye- tindedir. Roma, 6 (Radyo) — Bugün Sikre sarayında — komünizmle mücadele eğilimesi — hakkında talya, Almanya ve — Japonya arasında imzalanan muahededen sonra İtalya başvekili B. Riben- trap ile Japonya sefiri Hattaya nişanlar vermiştir. B. Mussolini, gece iki kişilik bir ziyafet vermiştir. Roma, 6 (AA) — Alman - İtalyan -- Japon — protokolunun imzasından sovra Kont Ciano; — Üçdev et.n Bolşevizmin tehli- kelerine karşı birleşmiş olduklarını beyan etmiştir. Bütün memle- ketlerin mümessilleri ve kültürel kuvvetler bu paktı tasvib ede- cekler ve pakta karşı tesanüd göstereceklerdir. Bu üç taraflı paktın gizli ta- raftarı yoktur. Kimseye — karşı müteveccih değildir. ve herkese açıktır. Japon sefiri Hotta da şu be- yanatta bulunmuştur: — Bupaktı imza etmekle İtalya,| Almanya ve Japonya sulhu ve nizamı tehdid eden beynelmilel komünizme karşı kendilerini mü- dafaa etmeğe karar verdiklerini göstermek istemişlerdir. Şefir, aktedilen ııılâfın Mmesüd | geticeter ü ve İyi bir? tesir bırakacağı kanantinde bu- İaduğunu ilâve etmiştir. Kudüs, 6 (A.A.) — Dün ak- şam karanlıkta eski şehrin ücra bir köşesinde iki İskoç askeri katledilmişlerdir. Komünizme karşı mücadele ( Başı | inci sahifede ) mamile Alman nüfazu altına girmesi ni de istaç etüi. Bugünkü vaziyetin exroliyatını ba süretle teştih etlikten #anra miabhe- de imzası keyfiyetini imtaç eden ee babı gözden geçirebiliriz. İtdlya geçen gene ikmal etmiş olduğu Habeşistan iatilâsmı — bütün dünya —devletlerine tasdik etürmek vo bu garatle ” İngiltere, Amerika ve- süre gibi büyük mali - devletlecle müsasebetini düzelterek cihan piya- sasıpdan Habeşislanı istimar için pas mak sararetindedir. Son el çebukluğu — ile Şimali Çi nin mühim bir kasmımı deve yapmış olan japonlar işe Brükseldeki — dev detler konlarnasından kendi aleyliler zinc füili bir kazar çıkmaması içim Avrupada mümkün — mertebe - fazla darıftar bulmağa ve bu suretle cihan umuml ef kârımı kısmen olsun kendi lehlerine kazanarak vaziyetlerini im- kân dairesinde tarsin etmeğe mulh- saçtırlar. B Almanlara, kagelince umuml barb kaybetmiş olııı bu memleket bilhşma nasyonal — sosyaliatlerin iktidar mov- küne gelerek müdbiş bir silâklanma siyaşeti takib etmeğe başlamaların. danberi büyük bir iktısadi — zarurete düşmüş ve bundan Kkurtulmak için geki müstemlekelerini tekrar elde etmeği rzihnine yerleştirmiştir. Halbu- ki dün de işaret ettiğimiz gili eski yüz müstemlekelerini istirdad için İngi» Hizlerle bir harbi göze aldırmaları en ufak bir İhtimal şekliade bile mev» zuuhahs olamıyacağı için iş siyaset va muşlihane müzekere sahamna imtikal ediyor demektir. Şu balde we meafi bir istikm mette menfaatleri — birleşmekte olan bw üç amemleket, ideolojilerinin de yardımı ile komünizme karşı bir mücadele bayrağı altında — toplanıyor * ı--nmııııl ! Umumı harpte Türkiye - Başı altıncı .vılıiklı « diplomat va ayni zamanda Fran sanın sabık kabine reislerinden Bay Stegin kardeşi üdi. Muhasa- mata rağmen İstanbulda buluna- bilmesinin sebebi de Bankı Os- maninin direktörü olması idi. Bu Fransız, İstanbulda bulur nan Hürriyet ve İtilâf bakayası- nın da dostlarından, daha dağ- rusu onların akıl hocası idi. İşte Beşinci Mehmed Reşadın bu rezilcesine ve çpk cahilâne yazılmış mektubunu Parişe, Har ticiye Nazırı Delkase, isal vazi- fesini Üzerine slmştı. 1915 Kânunusanisi ortalarında İstanbulda Sarıkamış — hezimeti haberi yayılmış ve Enver paşa» nın hatası, çilginliği yüzünden 90,000 kişilik bir ordunun 72 bininin feci surette mahvolduğu anlaşılmış idi. Bu şayia -acı bir hakikat ol- makla beraber- münferid sulhu kolaylaştırmak için saray ve Osmanlı bankası — tarafından bilitizam işaa edilmişti. ğ Talât (paşa) kabinesinin de devlet merkezinin Konyaya nakli hazırlığında bulunduğu buhranlı zaman idi. Böyle bir zamanda M. Lui Steg ile Mahud Erme- minin husust bir vazife ile Parise hazeketi müsaadesi Talât paşar dan alınabilmiş ve 12 Mart 1915 de mahud mektup Fransız Hariciye Nazırma verilmişti. . Bu teklif nedense Fransız Har riciyesi tarafından kabule lâyık görülmemiş, M. — Perliv> - we Şarl Germiyenin mülâyim bulmas sına rağmen - rededilmiştir. Fransız diplomatları, bu teklifi kabul etmemekle - İtilâf devlet- ferin'n çok şeyler *eayi çok büyük bir hata işlediğine emindirler. Maa- malih; işin bize aid kisinm bi- diğimiz iça Mehmed Reşddın münferid bir sulh yapmak kud- retine hiç bir zaman malik ek madığı da mubakkaktır. “İktihat ve Terakki,, yanlış bir siyasetle'| harbi' kaybedebitirdi. Fakat yeni bir ruh başlamıştı. Bu rab 'mağlüb' ödilemcedi we edilememiş, dünkü İmparatorluk harabeleri arasından — yepyeni, siyasi ve askeri küdreti — birindi derecede bulunan yeni Türkiyer miz doğmuştur. Adem Hasip Adamoğlu Ankara Harbiye oku. lunda mesud bir gün ( Başı J inci sahifede ) ları münasebolile' stören < yapik mıştır. Törende Harbiye okulu komutanları, musllimleri ve çok kalabalık halk hazır bulunmuş- tur. Şehir muzikasının — çaldığı İstiklâi marşı bir ağızdan söy- lenmiş, Harbiye talebesinden * B. Alâcddin, yeni gelen tale- beye: — Hoşgeldiniz. diyerek bir mutuk söylemiştir. Yeni talebe namına B. Halid bu mutka çe- vab vermiştir. Merasimden sonra Atatürk heykeline bir şükran çelengi konmuştur, görünenek yarın ister jistemez bir müzakere mazamına — oturduğu saman yakarıda işaret edilen mereleler üzee rinde yekdiğerine —mazaharet im: künmı hazıdlamaktadırlar. Komüniz- Tme karşı mücadelede idealist halk küte telelirimi sürüklemek için bir bahane den başka bir şey değildir. Asil mak- ad muhtelif emellerin İstilmalinde büribirine muzaharettir. Hamdi Nüzhet Çançar BKkZ aA S ve Deikasenın