Bu insanlar kendi kâinatla- kendileri — yaratamazlar, —'ykll. kafese çok alışkın ka- 'a gibi başkaları tarafından Wş.edilmîı bir âlem, bir Muhit içinde rahat ederler, | çalasanlar su gibidir. Bir şe- | bileri yoktur, Birisini bir kar Vanoza dökün, kavanozun şek- İini alır. Ötekini bir surahiye lurun; olur surahi, İşte böylece, rastgele, bazı- larını bir mevkic akttırlar, ba: na paye verirler, bazıla- Oturturlar. Meselâ: Birisini bir Mübaşir kisvesine dökerler. anın başına bir sarık sarar- lar; olur bir ulema. Bizim gazetecilikte olduğu €n iyi yazan muharrir midir? Başmürettib en iyi dizen mü- — Tettib midir?; Mes'ele baş olmakta, en iyi : azıb, en çok dizmekte İnsanlar bir kolayını buldu- lar mı, bir de merdiven teda- , bu merdiven daima tedarik edilmiş, başkaları tara- verilmiş merdivendir. Birisi, — Oğlunu dğver. Herife hak Veririz. Ayni adam on para br, yalan söyler. Etrafını, ta: Gene hak veririz. Bu adam Fena adam olduğu için mi — Malı hakkında yalan söylüyor. yır! , © adam ne fenadir ne de — İYiş adamdır, işte okadar. Yalan söylediği için oğlunu dövmesi, malını methetmek için yalan söylemesi adettir. İnsanların çoğu değil, pek | foğu böyledir. Kendileri mu- — hakeme edemezler. Muhak- ir. Dirhemsiz tartamazları etresiz ölçemezler. Kendi kendilerine yol alamazlar. Mu- başkaları da Yürürler, İnsanların çoğu abtal değil- dir. Fakatj pekçoğunda da ze- _5nın inkişafına perdeler ge- Filmiştir. Ne düşünecekleri, tendilerine evvelden - belletti- iştir. Tâ; küçük yaştan, Socukluktanberi onların onla- Tn kafalarına huni ile malü- Mat akıtırlar okadar akıtırlar ki; bu kafalarda hiç boş yer Pirakılmaz. Tıka basa doldu- | Tülan kafaların hava almaması, fira vermemesi için de diplo- TMa denilen tıkaç ile tıkanması y ettir. Yaşamak, konuşmak, ı.*d etmek, çalışmak dü- #ünmek hattâ duymak için bi- dit Usul konmuştur. Mütead- h...:iul':ı'ııiıııler. metodlar bu- tur. Çerçeyenin dışına - Sikanlara zıpır derler. e et hilâfına hareket ettin . köyden kuvarlar. Herkes hazır biçilmiş bir altana bürünür? - Aksi halde Kahan çırıl çıplak ortada dona- h—" Çünkü kaftanı gibi ka- Ve kendisi, kendisinin '—g—ıdu h:bimi kış ;olu ancak o — Mudıklarını, müşterilerini aldatır. tak başkaları tarafından elle- | Tine bir mehek bir ayar verile- N tarafından | $izilmiş ve döşenmiş bir yol- | Tını yükseğe, bazılarını da şapa , Olur âlâ bir mübaşir! Bir baş. | fik ettiler mi; mes'ele yok. | alan söyledi diye | ğ ensip, sistem, metod ve âdet babında düşünceler. » Suad Derviş'e - yolu aldıktan sonra görebilir, Çünkü ruh; nur ve nizamı an- cak arkasında bırakır, ilerliyen rüh; karanlık ve - kargeaşalık içinde davranmak Mmecburiye- tindedir, Ruh, kendi hizile atı- lır, saldırır. İlerleyişi hiçbir ni- zama, hiçbir adet ve metoda tabi değildir. Çalâk olduğu için her ilerleyişin karikatör- lerinden ibaret olan prensip, metod ve adeti fırlatır, alar. | Yol alacak adam acaba Fransız usulile mi adımlamalı, yoksa Alman biçiminde mi yürümeli, diye düşündü mü, yerinde saplanır kalır, her hal- de uzakta olan bir amaca ve Oğrağa varamaz. Yol alan insan, aldığı yolu gibi başmuharrir, başmürettib | tesbite kalkıştığı anda hızını diye unvanlar var. Başmuharrir — tüketmiştir. İskeletin kemikleşip tamamen sübut bulduğu za- #man artık bedenin büyümesi- nin durduğu gibi. bu sistem- cilerin, prensipcilerin yaptık- ları, ancak yol alınış olanların ayakkaplarını uzun - uzadıya tetkik etmektir. Onlar yürüyen ve ilerliyen bir adamın ayak- kaplarını bulurlar, evirip çe- virerek muayene ederler. Ne- ticede derler ki: — Biz muayene ettik, ayak: kabının tabanı şöyle, topuğu böyledir; tam bu ölçüde ve | bu biçimde birer çift yaptı- etmiyen malını göklere çıkar- | fena adam mı? | ranlar “Zafsin" kanatlı papuç giyen müjdecisi gibi bir- ham- lede bir milyar kilometro yol gidebilir. Çalışkan, akıllı ve mesleği- nin eri olan, âdet ve edeb ile yaşıyan, isanların çoğu bu papuçlardan yaptırmağa ko- | yulurlar. Bütün ömürlerini pa- puç yapmakla geçirirler. Hat- tâ bazıları bizim bazı köylü kadınlarımızın bozulmasın di- rını başlarında taşırlar. * ”. | “En mükemmel sistemler, okunmuş bir cildin fihristi; ölmüş bir adamın tarihçesi, nihayet bir vak'anın hikâye- Pernsib ve sistem, dimaği sergüzeştlere — kılağuzluk ede- mezler. Prensip ve sistem an- cak hareketlerin, sergüzeştle- rin bıraktığı izlerdir. Şehabın kuyruğuna istenildiği kadar göz dikilmiş; şehab olmanın imkânı yoktur. Sistem, âdet, prensib bat- taniyesine sarılıb sarmalanan- lar yürümek değil, rahat adım bile atamazlar. Enginin davetine, feryadına kulak tıkayıb eyyami bahurda sığınacak gölgelik arıyan kö- peğin hareketi, bir âdetin, bir göreneğin neticesidir. İşte;.. Bunun için b.n sis- tem, metod, prensib ve âdetler- den hoşlanmam. Şimdilik yap- tığım şudur: Burun — havada; - sistemci- lere, metotçulara prensib sa- hiplerine — karşıdan bakıyor, hayran hayran seyrediyorum. Bazan kafa sallıyor, bazan alay ediyor, bazan gülüyor, bazan da güldürüyorum. İsmim, adresim, firmam şu- dur: Zakkumoğlu Gelen saylavlar Tekirdağ — saylavı — değerli edibimiz Yahya Kemal Beyatlı ve Manisa saylavı Turgut Türk, şehrimize gelmişlerdir. ye yaptıkları gibi kundurala- * SEHİR HABERLE Almanya piyasalarındaki mahsullerimizin vaziyeti. Balkan memleketleri ile Türkiye- Bir aylık Et sarfiyatı. — -©. ——— Ağustos ayı İzmir mezba- hasında kesilen hayvan mik. darını gösteren bir istatistik hazırlanmıştır. Buna göre bir ayda 935 karaman, 4890 dağ- liç koyunu, 304 keçi, 4245 kuzu, 84 oğlak, 13 manda, 604 öküz, 667 inek, 432 da- na, 1 malak, 1 deve olmak üzere 12,176 baş hayvan kesil-! miştir. Muayene neticesinde cüzam- li oldukları görülen 2 inek ve 1 dana itlâf edilmiştir. Bergama mezbahasında 379 koyun, 70 keçi, 193 kuzu, 35 oğrık. 3 manda, 56 öküz, 76 inek, 75 dana ve 2 malak ol- mak üzere 834 baş hayvan kesilmiştir. Leman Avni Leman Avni Leman “Avni Amerika'da üç sene tahsilden sonra mem- leketimize dönmüştür. Leman Avni iki sene Amerika'nın en yüksek kadın üniversitesi olan Mont Holyok'ta, bir se- ne dşı Naşvil'de George Pabody muallim üniversitesinde mu- vaffakıyetle — tahsil etmiş ve maitre degresini almıştır. Tak- dir ederiz. Bir kaçakç tutuldu Üzerinde 16600 çak- maktaşı çıktı Şehrimizde kaçak çakmak- taşı satan bir. kaçakçı yaka- lanmıştır. Gaziantepli olan ve Ahmed oğlu Fund adını taşı- yen bu şahsın, İzmir'e kaçak çakmaktaşı — getirdiği haber alınmış ve takibine başlan- mıştı. Fuarı gezmeğe giderken takibedildiğinin farkına var- miş ve kaçmağa başlamıştır. Taharri meomurları, korkutmak maksadile arkasından üç el silâh atarak kendisini yakala- mışlardır. Üzerinde (orak-çe- kiç) markalı 166 kâğıt torba içinde 16600 kaçak çakmak- taşı bulunmuştur. Tahkikata devam edilmektedir. Türkofis müdürlüğü Şehrimiz Türkofis müdür- lüğünün birinci teşrin ayından itibaren şimdikine — nazaran yeni bir şekilde idare edile- ceği ve teşkilâtın daha geniş- letileceği söylenmektedir. İzmir Türkofis müdürlüğüne Türkofis merkezi kuru meyva- lar seksiyonu şefi Zeki Doğa- noğlu'un tayin edileceği hak- kında bir şayia varsa da he- nüz bu hususta rtesmi - biçbir haber alınmamıştır. yi alâkadar eden veni bir karar. Almanya piyasalarındaki ih- racat mahsullerimizin son haf- ta vaziyeti hakkında Berlin Türk ticaret odasından şeh- rimizdeki alâkadarlara bir ra- por gelmiştiyr. Bu rapora göre son hafta içinde Alman döviz merkez dairesi bütün Balkan memle- ketlerini ve bu arada Türki: yeyi alâkadar eden yeni bir karar ittihaz etmiştir. Bu ka- rara göre bundan sonra Al- manya'ya kara yolu ile ithal edilecek malların “Franko - AL- man,, hududu satılması lâzım- gelmektedir. Evelce yâpılmakta olan satışlarda nekliye ücret- lerinin ithalâtçı — tarafından ödenmesi mecburiyeti Alman şimendifer idaresini — ccnebi bazı şimendifer idarelerine ve bilhassa transit memleketlerine karşı - baorçlandırdığı — nazarı dikkate alınarak - ittihaz edil- miş olan bu karar üzerine ar- tık Almanya'daki ithalâtçılar, celbedecekleri mallar için hu- dud teslimi fiat vereceklerin- den nakliye masrafı mes'elesi ihracatçı tarafından halledile- ceklir. 1 ağustos 936 tarihin- den itibaren Almanya'ya ithal edilecek mallar için Sverilmesi lâzimgelen menşe "şahadetna- mesinin förmülü üzerinde te- reddüd hasıl olduğu ve bu suretle bazı - partilerin menşe şahadetnamesi olmaksızın Al- manya'ya sevkedildikleri anla- şılmaktadır. İthalâtçılar arasında tered: düdü ve biraz da endişeyi mucib olan bu vaziyetin sür'atle ortadan kalkacağını ümid edi- yoruz. Türkiye'den Almanya için verilecek menşe şahadet- narmelerinin formülü tek olarak Türkçe-Almânca yazılı olacağı gibi Türkçe-Fransızça da ola- »bilecektir. Almanya - Avuslturya arasın- lâ son anlaşma vaziyeti mü- nasebetile bu iki memleket arasında ticaret mübadelele- rine aid ödemeleri tanzim eden bir kliring —mukavelesile kar- şilikli seyahatı ve hudüd aliş- verişlerini kolaylaştıran bir an- laşma aktedilmiştir. Bu anlaş- ma mer'iyet mevkiine de kon- muş bulunuyor. Mukavelenin, her ayın nihayetinde feshi ka- bil olub feshi takib eden ayın sonunda mer'iyetten çıkabile- cektir. Üzüm: Bu seneki alivre sa- tışların geçen seneki satışlara nazaran noksan olması dolayı- sile bundan sonraki aylarda satışların fazla olacağı tahmin edilmektedir. Bir hafta evel piyasada baş- lamış olan kuvvetli inkişaf, bu hafta da devam etmiştir. İz- mir piyasasının da istekli bu- lunduğu alınan haberlerden anlaşılmaktadır. - Piyasanın bu suretle kuv- vetlenmesi neticesinde fiatler yeniden 100 kilo başına 0,50 1,00. lira kadar yükselmiştir.* Dikkate değer ki, kuru üzüm ithalâtını kontrol eden dairenin yeni inkişaf üzerine bu mahsul fiatlerine müdahale V etmeğe başladığı bildirilmek: tedir. * Rapor haftası içinde İzmir: den alınan — tekliflerde sif Hamburg 100 - kila başına 7 - 11 numara üzümler için 14,5 - 22 lira istenmiştir. İncir: Kuru üzüm, fındık ve diğer kuru meyva piyasalarile hemahenk olarak i piya- sasının dahi son hafta içinde duğu haber verilmektedir. Bu Mmüsait inkişafa sebeb olarak, bir taraftan geçen yıldan ka- lan stokları göz önünde tuta- rak yeni mahsul üzerinden muameleye ilk önce pek ©o kadar hevesli olmıyan ithalât- çıların ihtiyaçlarını kapatınak üzere mübayeaya hissedilir derecede alâka göstermeleri, ötetaraftan da İspanya malların- dan istifadenin şimdilik kabil olmaması ve bu itibarla İspan- ya incirlerile tatmin edilen taliplerin bugün için Türkiye- ye tevcih edilmesi gösteril- mektedir, Hakikaten İngiltere, Hol- landa, Belçika ve Fransa gibi bazı memleketlerin son hafta içinde İzmir piyasasından mü- hizn miktarda incir aldıkları ve bundan başka İskandinavya memleketlerinin de mübayeaya istek gösterdikleri duyulmuş- tar. İncirlerimize fazla talep gösterilmesi haddizatında dü- şük olan incir fiatlerinin de bir derece iyileşmesine imkân vermiştir. 100 kilo başına sif Hamburg incir fiatleri 9,25-13,5 lira arasındadır. .. İzmir'de son hafta piyasası Son hafta piyasa vaziyeti hakkında şehrimizde - alâkadar bir müessese - tarafından bir rapor — hazırlanmıştır. Bu ra- pora göre üzüm piyasası, iyi bir vaziyette devam — etmek- tedir. İleride fiatlerin biraz daha yükseleceği ümid edi- liyor. İncir — piyasası da ileride çok kuüvvetlenecektir. Şimdi- den normal - satışlar devam etmektedir. Eski mahsul pamuktan piya- sada 500 balya kalmıştır. Yeni mahsul üzerinden alivre satışlar hararetli bir şekildedir ve fiatı 43,5 kuruştur. Geçen sene mahsülünden piyasada 80—90 ton palamut — vardır. Yeni sene mahsulü, piyasaya az gelmektedir. 15 Eylülden sonra fazla mahsul geleceği anlaşılmaktadır. Arpa, bakla ve buğday sa- tışları da iyi gitmektedir. Ge- çen senelere nazaran Ege mıntakasında bu mahsullerin rekolteleri az olduğu - için DARÜLBEDAYİ Şehir Tiyatrosu BU AK ŞAM FUARTİYATROSUNDA n ——Lüks Hayatma BÜYÜK OPERET EKREM ve CFMAL REŞİT Mücllifi ve Bestegârı : kuvvetleşmeğe mütemayil ol- | . Edirne sporcularına —a ç. ae Bir ziyafet verildi.. Edirne sporcularına dün ak« şam Karşıyaka Sahil gazino- sunda Trakya umumi müfettişi General Kâzım Dirik namına Trakya pavyonu idarecileri ta. rafından mükellef bir ziyafet verilmiştir. Operet heyeti şere- fine ziyafet. Belediye; Panayırda temsil- ler vermek üzere şehrimizde | bulunan Darülbedayi - operet heyeti şerefine, pazar günü İnciraltı plâj ve gazinolarında bir ziyafet vermiş ve Vali Fazlı Güleç'le belediye reisi, matbuat erkânı da hazır bu: lunmuşlardır. Ziyafet çok eğlenceli bir hava içinde geçmiştir. Misafir san'atkârlar, hususi bir âlem yaşamışlardır. İzmir'li muallimin muvaf fakıyeti Gençlerimiz İnönü kampın da muvaflakı- yetli uçuşlar yaparak “A, brovesi imti- £ banlarımı ver- mişlerdir. habere göre İzmir Türkkuşu üyelerinden (Erkek lisesi mu- allimlerinden) Kemal - birinci defa 25 dakikalık, ikincı dela 18 dakikalık yelken uçuşu ile ve beynelmileli komisyonun koyduğu şartları beş defa faz- lasile yapmak suretile ilk “C,, brovesini almakla ayni zaman- uçuşu talebesi mevkiini ihraz eden genç — muallimi - takdir ederiz. Ofis reisi Dr. Mecdet Şehrimizde bulunmakta olan — Türkafis reisi Dr. Mecdet AL kin, Pazar günü Ankara trenile Uşak'a hareket etmiştir. Orada — halı imalâtı işlerini tetkik ede- — rek Ankara'ya geçecektir. civar kazalar için İzmir Afyon'dan - buğday ve arpa istenmektedir. Zeytinyağı fiatlerinde son hafta iki kuruş kadar yükseliş — olmuştur. Piyasa — sağlamdır. İtalya'dan zeylinyağı — için si- parişler gelmiştir. Zeytinyağı fiatinin yükselmesinin sebebi, yeni rekolte mahsulünün pi- yasaya gelmesine epi, zaman bulunmasıdır. Stok zeytinyağ- ; larının, yeni mahsul gelinceye kadar ihtiyacı darı-darına kar- şılayacağı söyleniyor. züm kurumu, bayea etmiştir. dermiftir. Inhisarlar idaresi de âdi ka- — kte üzümlerden mühim müba- yeada bulunmaktadır. llllllulllllll | " Aldığımız da 936 senesinin ilk yelken — vei İ piyasadan — henüz az miktarda üzüm müs —— Avrupa'daki — satış teşkilâtına geçen seneden — elinde bulunan üzümleri gön: — ge Bey A TTTi aŞ SAAT