Gelen Lüsi idi. Dük, böyle vadetmiş idi. Ve vadini de tutarak Han- ri'nin hatırını "sormağa gel- mişti. Fakat buraya gelmezden evvel büyük lokantalardan bi- risine uğramağa karar vermişti. Arabacısına “Zenginler kah- vehanesine, uğramasını em- retmişti. “Zenginler kahvehanesine,, girdiği zaman, Kora Pearl'ı da muharrir Admon Abu ile ye- mek yirken gördü. Kora, Prusyalı kadını gö- rünce hiç memnun olmadı ve birâzda hayret içinde kaldı: — Yine bu kadın geldi mi? Dedi. Roman muharriri: — Evet, Dedi. Birkaç hafta- danberi yine Paris'te görünü- yor. Yanında da genç, güzel bir Yüzbaşıya tesadüf ediyoruz. — Aceba kimdir. bu yüz- ! başı? — Bilmiyorum. — Bilsek iyi olacak. Eğer bu zabit bazı askeri sırla'a vakılsa, bu casus kadın bun- ları hemen alacaktır! Lüsi dö Kora, Yrakibi yüz- gelmemek ve yeni bir hadise çıkarmamak - için üst kısma çıktı. Burada Kont ile Legrene'yi gördü ve onun ta- S ralından yemeğe davet edildi. ]l Kont Lüsi'ye: Aldoma'nın rakibi düclloda Amma bu bir türlü hafifce yaralandı. adamın da ismini öğrenemedim. Dedi, Lüsi, Hanri'nin yarasının hafif olduğunu bu suretle öğ- rendi. Saat üçe doğru, Kont Leg- rene'nin kolunda yemek masa- sından kalktı ve aşağıya indi. Kora Pearl halâ Admon Abu ilş bâş-başa yemek yemekte idi. * Hanri, yalnız olduğu için kapıyı kendisi açtı. Lüsi, Han- ri'yi sap - sarı bir beniz ve kolu boynuna asılmış görünce; fevkalâde bir heyecana- düş- müş gibi bir çığlık kopardı ve: — Sizin yaralandiğınızı ha- ber alınca deli gibi oldum. Sizin hayatımda ve kalbimde ne kadar büyük bir yer tuttu- gunuzü bu süretle anladım. Ve hemen size koştum. Dedi, Hanri, bu sahte etvar ve sözlerden çok sevindi ve: — Merak etmeyiniz güze- lim! Dedi, Ehemmiyetli birşey değil, bir iki güne kadar hiç — » birşeyim kalmıyacaktır. ANADOLU B Günlük siyasal gazete Babip we Taşytşgiii Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumt neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet İdarehanesi: İrmir İkinci Beyler sokağı C Halk partisi binası içinde Teolgraf: İzmir — ANADOLU | Telefon: 2716 « Posta kutusu 405 j ABONE ŞERAİTİ | Yullığı 1200, ahti aylığı 700, Çüç aybığı 500 kuruştur — | Yabancı memleketler için senelik u abone ücreti 27 liradır — Her yerde 5 kuruştur bt geçmiş nüshalar 25 kuruştur. (ADOLU MATBAASINDA — BASILMIŞTIR (< 3K Tei AĞADAT e Siyaset. Aşk Edebi, Tarihi, ;ııacem romanı 65 — Fakat yalnız olduğunuzu göruyorum, Sizi ben bakaca- ğım. Kabul ediyor musunuz? — Lüzum yok. sandığınız kadar yalınız değilim. Biraz sonra emirber neferim gele- cektir. Yemeğe kadar gitti. Sonra, bugün Dük Lodovik bana bir hasta bakıcı gönde- recektir. Bu kızın mesleği ve işi hasta bakıcılık değildir. Dük'ün —memleketten, yani birazda benim memlekimden bir kızdır. Dük'ün himayesin- dedir. Bu kiz şimdi Dük'ün tanıdığı kadınlardan birisinin yanındadır. — Bu kadının ismi nedir? — Bilmiyorum Amma. Ko- ra sanıyorum.. Bu isim, Lüsi'nin yüzünde derin akisler peyda etti ve haykırır gibi: — Kora Pocarll. Dedi. — Evet.. Evet.. KoraPearl! — Bu kızı kabul edecek- misiniz?. Söz verdiniz mi? Pibulet, Lüsi için bir düş; man demekti. Madem ki Ko- ra'nın, bu sevmediği en büyük rakip ve düşmanının yanında bulunuyordu! Bunun için: — Ben bu kızı tanımıyo- rum. Bunun için de yanında bulunmasımı istemem! Dedi. Fakat sonra, bu — hususta biraz malümat almak istedi: — Dük bu kın size ne vakit tavsiye etti? Diye sordu. — Bir saat kadar evvel. Fakat bu suali ne için sor- | dunuz?. Lüsi sadece omuzlarını silkti, bü suretle, basit bir merakla sormuş olduğunu göstermek istedi, —Sonu var— — 332 Doğumlular 332 Doğumlu ve bu doğu- lularla muamele görecek olan diğer doğumlu eratın 1 tem- muz 936 gününden itibaren son yoklamalarına başlanmıştır. Bu doğumlu eratın hemen askerlik meclisine gelerek mu- ayenelerini — yaptırmaları ve gelmiyenlerin ceza görecekleri ilân olunur. ZABITA: ARLLRD GA TORYNEN Sarhoşluk Göztepe'den İzmir'e gelen bir otobüste fazla sarhoşluk saikasile halkın rahatını bozan Mehmed oğlu Mehmed Ali ve Ali oğlu Mustafa zabıtaca tutulmuşlardır. Sandalya ile yaralamış Sahil park gazinosunda sar- hoş olan Abdullah oğlu Sa- dık. Mercan oğlu Said'i ba- şından sandalya ile yarala- mıştır. Handa münasehetsizlik Kemahlı hanında sarhoş ola- rak bir takım münasebetsiz sözler sarfile halkın rahatım bozan ve mani olmak istiyen Süleyman'ı sandalye ilc ba- şından yaralıyan Yusuf - oğlu Receb tütulmuştur. Bardakları kırmış Birincikordonda Şehir gazi- nosunda sarhoş olarak bardak ve kupa kırmak suretile her- kesin rahatını bozan Talât oğlu Rauf zabıtaca tutulmuştu. | . Erkeklerin . .. . tikbali Kadınların, merhale mer- hale erkekleşmede katettikleri mesafe, şu sön birkaç yıl içinde ne kadar arttı, farkın- da mısınız? Bir mahlükun kabuk değiş- tirirken bile geçirdiği istihale- de bu kadar sür'at kaydedi- lemez. Hele bazı kadınların çarçabuk, tam bir erkek tipi- ne, erkek jestlerine, âdetlerine ve hususiyetlerine öyle intibak edişleri var ki, insan, bu gibi- lerine bakıyor bakıyor da, on« ların dişi olduklarına inana- miyor. Moda dediğimiz şu müs- tevli asır hastalığı, mikrobunu Paris'te mi, Amerika'da mı, her ne kafrınağrısında ise sa- çup çıkardıktan biraz sonra akıyorsunuz ki, bizde yu- murtalarını döküyor. Genç er- keklerde de bu vardır amma, iş zevke, süse taallük - ettiği için bu gibi rağbetler ve alâ- ka, bilhassa kadınlarda daha fazla göze çarpıyor. Bunun içindir ki, ben, her zaman; — Ah ne olur, şu Avrupa:- hlar, yemek pişirmeği, ötü yapmağı, ev bakmayı yüksek, fevkalâde alaka gören bir mo- da olarak ortaya çıkarsalar. Diye düşündüm. O takdir- de biz züppelerden, züppe- ler de kendilerinden kurtul- evet kadın erkekleşiyor mu, erkekleşiyor. Kol bâcak erkekten açık. | Ayak-ayaküstü attıktan sonra sıgaraları — savuruyorlar. Biri- birine; — Merhabal Diye selâm veriyor, “Dos- tum, diye hitabediyorlar. İş yok, güç yok, havadan, sudan, modadan, fantaziden — biraz dem vurduktan sonra kerahet vaktini bekleyorlar. Kadehler şakır şukuür. Gelsin sazlar, çalınsın caz- lar, 000000h, ne âlâ hayat! Şu istihalenin sür'atine ba- karsak, erkekleri tehdid eden istikbali anlıyabiliriz: Meselâ, elli yıl sonra man- zara şu ol Kolkola girmiş iki genç kadın. Başta şapkalar, ayakta geniş paçalı pantalonlar, sırtta ipekli gömlek ve boyunbağı. Dudağın sol kenarında pipolar. Doğruca kahveye gelecekler. — Bir parti tavla oynasak mı dersin dostum! — Hay hay azizim.. Ve, başlıyacaklar tavla oy- namağa.. Ve bu arada da ko- nuşacaklar: — Kocan Suad ne yapıyor? — Bırak mendeburu. Ak: şam yatarken bulaşıkları yıka- mamış, canım - sıkıldı, bir te- miz haşladım da öyle çıktım.. Ya seninki ne âlemde? — Benimki mi, sormal.. Be- nim Fehmi hamile.. — Yok canım. — Vallahi, karnında şişlik hissediyor muş... — Her ne isel.. Bü akşam rakıyı nerede içeceğiz, mey- hanede ki, gazinoda mı?. — Vallahı bilmem, fakat ben bu akşam bara gitmek istiyorum. Görüyorsunuz ki, — istikbal fenadır. Bunlardan tahakkuk etmiyecek olan yalnız biri var« ki, o da erkeğin doğurma- sıdır. Dua edelim — tabiat ka- nunlarına!. Çimdik muş olurlardı. Ne diyecektim, | TELEFON leri ilâve etmiştir. ele mevzuubahis olmuştur. henü belli değildir. İngiltere, diğer <a — M. Baldvin T Tonder, 3 (Radyo) — İngil-$ tere başbakanı Baldvin, bugün sayfiyesinden dönmüştür. Bald- vin, gazetecilere vukubulan be- yanatında demiştir ki: — İngiltere hükümeti; tedbirlerin kaldırılmasına karar vermişse, yeni bir harb olma- dan İtalya-Habeşistan ihtilâfı- nın halledilemiyeceği kanaati- ne vardığından dolayıdır. Biz, ileride bir daha böyle bir taahhüde girişmiyeceğiz ve devletler arasında tam bir it- tihad olmazsa hiçbir harekete iştirak etmiyeceğiz. Amerika'sız, Japonya'sız, Al- manya'sız ve Brezilya'sız bir hareket, hiçbir zaman müsmir nerice veremez. İşte, İl.ılyı aleyhine alman Fransız Bankasında Mevduat çoğaldı. Bu, yeni kanunun bir tesiridir Paris, 3 (Radyo) — Bank dö Frans'ın bilânçosu intişar etmiştir. Bu bilânçoya göre, bir hafta zarfında bankaya 46 milyon altın frank girmiştir. n Hüğeüklin. köyealrü cezalandırılması lâzimgeleceği hakkındaki" kanaat - dolayısile hasıl olmuştur. Gelecek bi- lancoda, iade olunan altının, 270 milyona baliğ olacağı zannediliyor. Müussolini'nin 'Çocuğu iyileşiyor.. Roma, 3 (Radyo) — Mus- solini'nin küçük kızı, iyileş- mektedir. Mussolini, günde iki. defa hastayı ziyaret etmek- tedir. SON Necaşi'nin istikbal hakkın- - daki projesi meçhuldur. Habeş İmparatoru Necaşi'yi Londra'ya, meşhur İngiliz kadın tayyarecisi götürecektir. Londra, 3 (Radyo) — Kadın tayyareci Ami Mollison, matbuat mümessilerine, alıp İngiltere'ye getirmek üzere yakında Cenevre'ye gideceğini şöylemiştir. Mollison şu söz- — Seyahatin teferruatını Cenevre'deki Habeş delegasyonu ile görüşeceğim. Necaşi'nin hava yolu ile Habeşistan'a dönmesi ihtimalinden bahsetmemeği tercih ederim. Fakat bu mes- Cenevre, 3 (Radyo) — Habeş delegasyonu Royter ajansı muhabirine beyanatta bulunmuş, Necaşi'nin tayyare ile Habeşistan'a dönmesinin akla bile getirlmediğini söylemiştir. Delegasyonun bildirdiğine göre Necaşi, asamble toplantılarının sonuna kadar Cenevre'de kalacak ve müteakiben İngiltere'ye gidecektir. M. Baldvin'in beyanatl böyle taahhütlere girmiyecek. HABER TELCRAF 'E LA0 Necaşi'yi Necaşi'nin istikbale ait hazırladığı projeler devletler anlaşmadan bir daha zecri tedbirler, bu ve buna | etmemelerinden dolayı fayda mümasil — devletlerin — iştirak vııımııur 940 Olimpiyatları nerede olacak? Dört namzet var. Fakat İngiltere ve İtal. ya'da yapılmıyacaktır. Berlin, 3 (Radyo) — Beynelmilel olimpiyat kamitesi, 940 olimpiyatlarının hangi şehirde yapılacağını tesbit etmek üzere bu ayın 29 unda Berlin'de toplanacaktır. Şimdiki halde dört zecri |Alacaklar.. namzet devlet vardır. Bunlar, Fenlandiya, İngıltu: İtalya ve Japonya'dır. Beynelmilel olimpiyat komitesi reisi şu beyanatta bulunmuştur: — İngiltere'nin namzetliğini Çünkü 908 olimpiyatları orada koyması hayret uyandırmıştır. yapılmıştır. İtaya'nın namzetliği de ayni şekilde karşılanmıştır. Çünkü İtalya, Habeş ihfilâh çıktığı zaman namzetliğini koymaktan vazgeçmişti. Bu ayın yirmi dokuzunda verilecek karar kat'i olacaktır. Komiteninin 63 azasından 55 i reye iştirakedecektir. Mühimmat Atina, 3 (Radyo) — Berli- n'e gidecek olan Yunan as- keri delegasyonu, mühimmat alacaklır. Bu delegasyon, ge- neral Marko'nun - riyasetinde bulunmaktadır. Yunan hükü- metinin, bu sefer Almanya'dan külliyetli gaz maskeleri de alacağı söyleniyor. Yalanmış Çek Nazırı Negüsle konuşmamış Prağ, 3 (Radyo) — Çekos- lavakya ajansı, Çekoslavakya hariciye Nazırı M. ( Kofta ), Habeş İmparatoru ile konuş- tuğunu ve son nutku münase- betile kendisini tebrik ettiğini sureti katiyede tekzibetmek- tedir. Yunanistan'da Üzüm mes'elesi Atina, 3 ( Radyo) — Baş- bakan general Metaksas, ih- racat bankasile milli banka direktörlerini kabul etmiş ve üzüm mes'elesi etrafında ko- nuşmuştur. Ay tutulacak Atina, 3 (Radyo) — Yarın (Bugün) akşam üzeri ay tutu- lacaktır. Bükreş, 3 (Radyo ) — Bu akşam tutulacak olan ay, Ka- radeniz - sahillerinden iyi bir halde görülebilecektir. Görü: lecek olan kısım yüzde 14 tür, Ay; takriben saat 20 ile 21 arasında tutulacaktır. Amerika- |da Korkunç Seylâplar.. Nevyork, 3 (Radyo) — nubi Teksas'ta, Santantonyo havalisinde korkunç seylâblar olmuştur. Bu seylâplarda, 20 kişi boğulmuş ve 14 kişi de kaybolmuştur. Fransa'da Grevciler iş tutuyor Paris, 3 (Radyo) — Gerek burada ve gerekse mülhakatta grev ilân etmiş olan ameleler, yeniden iş tutmağa başlamış- lardır. Oteller, tamamen açıl- miştir. Tramvaylar amele ve müstahdeminin de, yarın (Bu- gün) iş tutmaları muhtemeldir. Müzakereler,'patronlarla amele mümessilleri arasında devam etmektedir. Tunus ile Elcezire'de beş bin kadar amele henüz iş tut- mamıştır. Mesai nazırı, bugün bütün Timanlar amelesi mümessille- rini kabul etmiş ve uzun müd- det konuşmuştur. Sen Azor'da, vaziyet eski şeklini muhafaza etmektedir. Bazı yerlerde, tramvay amelesi yeniden grev ilân etmişlerdir. Koğulan İtalyan gazetecileri Cenevre, 3 (Radyo) — İtal- yan gazetecilerinin beşi, sürük dükleri Kophedeki dokanton- dan İtalya'ya gitmişlerdir. Di- ğer üç gazetecı de bugünlerde hareket edeceklerdir. — / î i |