Seslerin Pencereden akseden - bir akisleri içinde kulal Yakat dikkat etmeden, kına varamadığımız bu sesler âlemi, at duygumuzun medeni bir cemiyetin aradığı ve varmak istediği âlemdir. hareket, yani büyük kalahalık, büyük müc rek, bol nüfus, | Gecelerin tenha, sessiz, kımıldam şiriyet aranabilir. Fakat disi ile , bol muamele, ölçecek olursak şu mana çık: Orada hayat yoktur. Orada insanlar, rine çekilir. Çünkü orada kazanç a: yaçlarma açılabilecek eğlence zararlıdır. Gecelerin içinden bile, hıya havlıya dolaştıkları sokaklarda (: Tn dürmadan — işlemesi, karanlıkla: erleri sexlerin medeniyet değil, ayni zamanda bir r Nabzı ağır ağır çarpan İzmir'de, üzerindedir. Adam, iş yaratan bir uusurdur. şraydı, bugün İzmir'in yüzünı madiyen işliyen, güneşini, havası san neş'esi bulunurd Kulaklarım seslerle dolü, dedim. yavaş yav hassasiye y Hayatın sesi artsa belki hissedili gün geçtikçe azalan g ği için, ayni gürüli Manası. dalgasının, bir yaşama — kavgasının duğunu seziyorum. İçinde bulunduğumuz, hassas ölçülerini ” kullanmadan far işin şiriyeti Bbir tarafa barakılırsa, Çok -ses, ! Ve daha ihtisar edile bol kazanç!. mıyan bayalında, belki bir rüya, bir uenu hayatın müsbet şartları ve realitenin ken- ar : çok erkenden evlerinin köşele- zdır ve binaenaleyh, insanların de hem İüzumsuz, hem kenil gelmesi ve köpeklerin başı-boş, hav- arabaların, nakil vasıtala- yalmız asanların, rı aydınlığın — istihlâf etmesi, elah ve saadet alâmetidir. nüfüs ihtiyacı yarım milyon rakamı Şehir böyle bir kesafe , kalbi çarpan, damarlar. müte- lmiş, semiz tabiatla yetişmiş bir in- Evet, bu böyledir, fakat kulaklarım, ül ) dalgasını duyar gihi ol r. Fakat ne gezer? Orhan Rahmi Gökçe 0 ve o nisbette " Dahılıye Vekilim imiz Edıme de “Edirne'nin Emni- yeti Mu Bir Vazifemizdir..,, —Başı 1 inci sayfada— Edirne, 3 (A.A)— Dahbiliye Vekili ve C. H. Partisi genel sekreteri Şükrü Kaya berabe- rinde arkadasları olduğu halde bu sabah trenle Edirne Kara ağaç istasyonuna inmiştir. Trakya müfettişi General Kâzım Dirik'le Valiler, parti mensupları, memurlar, kamu- tan tarafından — karşılanmış, Piyade, Jandarma ve polis birlikleri tarafından selâmlan- miştir. Vekil, umumi — müfettişlik dairesini, Vilâyet makamını ziyaret etmiş, C. H. partisi başkanı olan Valilerle bir arada uzun boylu konuşmalar ve kendilerine direktifler ver- mişlerdir. Şükrü Kaya; umumi müfet- tişliğin bütün — müşavirlerinin bir arada ziyaretini kabul ede- rek Trakya'nın kalkınma faa- liyet ve programları üzerinde konuşmuş ve genel müfettiş ve mesaj arkadaşlarına teşek- kür etmiştir. Jandarma okulunu gezerek erleri koğuşlarında derste iken görmüş ve bazı sorgularda bu- lanmuştur. Yeni cezaevini ve asayiş ve | çalışma tarzını beğenmişlerdir. Bundan sonra C. H. partisini ve Halkevini ziyaret etmiştir: Şehrin bazı mahallerini ve Tunca nehrinin taşkın zama- nında bastığı yerleri tetkik etmişlerdir. Emniyet parkında Emniyet anıdını açmışlar ve önemli bir söylev vermişler- dir. Ondan sonra subay yur- dundaki çay salonunda bulun- muşlardır. Bugün otomobille Kırklar- ili'ne hareket edeceklerdir: Edirne, 3 (A.A) Dahi- liye Vekili Şükru Kaya dün Edirne emniyet anıdını açar- ken şu nutku söylemişlerdir: — “Edirne'liler, Edirne em- niyet anıdını açıyorum. Edirne ve emniyet lügatta birbirine bu kadar yaklaşan ve yakışan başka kelime tanımıyorum. Edirne derdemez - bizim vic- danımıza emniyet gelir. Edirne | emıııyette oldukgı anluyede kaddes emniyet var demektir. Türki- ye'de emniyet yoksa cihan da bilir ki, bütün dünyada emni- yet yoktur. Biz Edirne'nin em niyetine ne kadar ehemmiyet veriyorsak cihan diplomasisi de ona o kadar ehemmiyet vermektedir. Türk'lerin Edirne için yaptıkları fedakârlıklar ta- rihte yazılıdır. Herkes bilir, Türk medeni dehasının Edirne için yaptığı şaketörler'de herkesin hayret takditi önündedir. Asil Türk'lerin bundan sonra ya- pacakları eserleri görecek ve idrak edecek - olan gelecek nesillere şimdiden gıpta edi- Cihana gıpta - ede- cek büyük ve güzel mamur şen ve neş'eli bir Türk yurdu olacaktır. Bize bu imanı veren Türk- ler için her terakki hayatını hakikat yapan büyük Atatürk- tür. Onun kurduğu rejimdir. Ben onun içindir ki, Atatürk'ü bürüdaki heykeline Edime'ye dikilmiş bir emniyet amtı di- yorum ve bu emniyetten Edir- ne'li - hemşehriletimi — tebrik ediyorum . — Edirne'lileri her yönden ve her bakımdan teb- rik ederim, Edirne'lileri tebrik etmekle bütün Türk'leri teb- rik etmiş oluyorum. Çünkü her Türk ayni zamanda Edir- ne'lidir. Her Türk kalbinde Edirne'nin emniyeti mukaddes bir vazife halinde yaşamak- tadır. Üniversite'de Bu yıl rand. man iyidir... İstanbul, 3 ( Hususi muha- birimizden)— İstanbul üniver- ve yorum. sitesinin bu yılki çalışmaları hakkında gazetelere beyanatta bulunan, — üniversite rektörü Cemil, bu sene alınan netice- nin geçen senelere - nispetle çok iyi olduğunu söylemiştir. Bir facıa Moskova, 3 (Radyo)—Oroğ- rafik cemiyeti âzasından 11 kişi, deniz içinde tetkikat akta iken ölmüşlerdir. Asamblede bir ıntıhar.. Yahudi bir Çek gazetecısı, Almanya aleyhine bir hareket oIsun dıye canına kıydı. Cenevre, 3 (Radyo) — Milletler cemiy olmuş, bir gazeteci, intihara teşebbüs etmiştir. Asamble, İspanyol delegesinin nutkunu dinlerken, gazeteciler locasında bir tabanca patla: mış ve Prağ'ta çıkan (Prage Pres) muhabiri olduğu sonradan anlaşılan bir gazetecinin yere yuvarlandığı görülmüştür. Milletler cemiyeti reisi M. Vanzeland celseyi derhal bir saat tatil etmiş ve tekrar açarken de bu hâdisenin Asamble ile hiçbir alâkası teessürlerini bildirmiştir. miyeti Asamblenin buxuııku toplantısında bir hâdise olmadığını söylemiş ve kralına, Taymis gazetesine ve M. Avenol'a hitaben yazılmış mektuplar bulunmuştur. Lüks, M. Avenol'a ait mektubunda; dünyanın nazardikkatini, Almanya'daki Yahudilerin üzerine çekmek için bu hareketi yaptığını bildirmekte idi. Çekoslovakya tebaasına geçerek (Prage Pres) te vazife almıştır. q—n——— bildirmiştir. Tayyareci Fener'in Yıl- dönümünde. !Macarlar Güneş, Ga- | latasaraymuhtelitile karşılaşacaklar. sstanbul, 3 ( Hususi muha: blrimizden) — Fenerbahçe ku- lübünün — kuruluşunun. yıldö- nümü münasebetile pazar günü Fener stadında atletizm mü- sabakaları ve futbol maçları yapılacaktır. Fenerbahçe, pazar günü için Boçkay takımile bir maç yap- mağı kararlaştırmış iken Boç- kay bu sefer milli takıma 1-5 gibi büyük bir farkla yenil- diğinden bu maçtan vazgeçmiş ve Güneş - Galatasaray muh- telitile bir maç yapmağı ka- rarlaştırmıştır. Necaşi Para bulursa Ha- beşista'na dönece. ğini söylüyor Paris, 3 (A.A) — Jurnal gazetesi Negüs ile bir mü- lâkat” neşretmektedir. Negüs ezcümle demiştir ki : — Eğer Milletler temiyeti harekete gelir ise ve kendim memleketin müdafaası — için lüzumlu parayı — bulabilirsem Habeşistan'a döneceğim. Sekizinci yerli Mallar sergisi-. İstanbul, 3 (Hususi muha- birimizden) — Sekizinci yerli mallar sergisi, bugün taksim bahçesinde törenle açılmıştır. Binlerce — İstanbullu — sergiyi gezmiştir. Celâl Bayar İzmir'e gelecek. Ankara, 3 ( Hususi muha- birimizden) — İktisad Vekili Celâl Bayar, gelecek hafta İzmir'e gidecek ve Çeşme plajlarında istirahat edecektir. Habeş ordusu ye- niden kuruluyor. |Tekrar başlıyor.. 'Gore'de bir £ Habeş İıukumetmın mevcut olduğu resmen bildirildi.. Cenevre 3 (Radyo) — Habeş delegasysnu, uluslar sosyetesilli asamblesi başkanlığına- verdiği bir muhtırada Gore'de bir Ha- | beş hükümeti mevcut olduğunu bildirmiş ve imparatorun em- rile Ras İmru'nun Habeş ordusuhu tanzime memur edildiğini Mollison, Necaşi'yi Londra'ya götürmek üzere L:ıyyaresılr beraber buray:ı qelmıştlr Fransa meb'u san meclisinde Bir meb'usun Şiddetli hücumu.. Paris, 3 (Radyo) — Meb'u- san meclisi dünkü toplantısın- da, 93 vey — muhalife karşı 282 rey muvafıkla M. Şiyak'ın intihap mazbatasını feshetmiş- tir. M. Şiyak bu celsede irat eylediği nutukta halkçılara ve komünistlere şiddetle hücum etmiş ve ezcümle demiştir ki: —“Şimdi çıkıp gideceğim. Gitmeden evel şu: nu söyliyeyim ki, iki enter- nasyonale mensüp şeriklerin bana karşı hareketlerine ve tehditlerine vağmen şiddetle mücadele edeceğim. Şimdi Fransa'nın iki büyük düşmanı vardır.,, Eski polis müdürünün ve dostlarının M. Şiyakı'yı tekrar meb'us çıkarmak — için bir yerden namzet gösterecekleri söyleniyor. Cenubi Ame- rika'da Feyezan 497 ev yıkıldı.. Riyodejeneryo, 3 (Radyo)— Tahripkâr feyezanlar olmuş, 497 ev yıkılmış, binlerce kişi evsiz kalmıştır. Tunus'ta da Yaktidi döş: manlığı başladı. Tunus, 3 (Radyo) — Bu- rada yahudiler aleyhine — şid- detli bir nümayiş olmuştur. Jandarmalardan biri, nümayiş- çiler üzerine ateş açmış ve bu sebepten dolayı vaziyet müş- külleşmiştir. Muslüman arap; meclisten larla yahudiler arasında arbe- deler olmuştur. Yahudi mües- seseleri yağmaya uğramıştır. Her iki taraftan çok - yaralı vardır. | kıcı steaklar başlamıştır. Lüks, aslen Yahudi olup Viyana'da doğmuş ve Süikast Davası.. Ayın on altısında Ankara, 3 ( Hususi muha- birimizden)— Temyiz mahke- mesinde nakzolunan süikast davası, ayın on altıncı günü tekrar başlıyacaktır. Mahkeme, maznunlara celpnameler gön- dermiştir. Atatürk'ün Denizci. lere Teşekkürü. İstanbul, 3 (Hususi muhabi- rimizden) — Kabotaj hakkı- nın Türk bayrağına geçmesi- nin yıldönümü münasebelile yurdun her tarafından büyük Önder Atatürk'e — telgraflar gelmektedir. Atatürk, bu tel- graflardan çok mütehassis ol- muşlar ve teşekkürlerin iblâ- ğına Anadolu ajansını memur etmişlerdir. Ankara'da Yakıcı sıcakların - Kurbanları Ankara, 3 (Hususi muhabi- rimizden) — Ankara'da ya- Bu gün çok feci bir kaza da olmuş, — serinlemek üzere Bent deresinde yıkanan — ikı çscukla bir sıvacı boğulmuştur. Maliye Teftiş heyeti reisi Ankara, 3 (Hususi muha- birimizden) — Maliye - teftiş heyeti reisi Cezmi tetkikat yapmak üzere Avrupa'ya ve oradan Rusya'ya gidecektir. Cumuriyet Blum'un nutkunu nasıl buluyor.. İstanbul, 2 (A.A) — Cu- muriyet'teki baş yazısında mil- letler cemiyeti asamblesinde söylenen nutukları bahsı mev- zu yapan Yunus Nadi, PFran- sız başvekilinin. cemiyeti kuv- vetlendirmek ve onu sulh ve emniyet bakımından hakika- ten müessir bir hale getirmek için ileri sürdüğü fikirleri tas- vip ile karşılamakta ve bu nutkun son zamanlarda sıkıcı bir hal almış olan Cenevrenin çehresini değiştirdiğini söyle- mektedir. Bir Kaza Kudüz; 3 (Radyo) — Arab liderlerinden birisi, bomba atar ken elleri parçalanmış ve ken- disi de ânide ölmüştür. Eee b | çıkmıştır. Beyninden aldığı kurşun yarasının tesirile derhal ölen gazeteci (Lüks) ün üzerinde, İngiltere | A Görüşler.. Kirli çamaşırlar... Zavallı doktor Muhlis'in ve- fatı, İstanbul'da kârukisiple meşgul bazı - hekimleri hare- | kete geçirmişe benziyor. Bü- tün meslekdaşlık hukukuna rağmen ölümdeki hatayı, ada- let kapısına kadar götürenlere vereceğiz not, yaldızlı bir fa- zilet mükâfatıdır. Fakat ilimden allâmeliğe geçerek düştükleri benlik ve hotgamlık havası içinde belki esasta haklı olabilecek bir davayı manen kaybetmiş bu- lunuyorlar. Amma ok yaydan Adalet şakaya gel- mez: Ya hakiki suçluyu bula- cak, yahut başkâasına suç isnat edenlerin alnına müfteri dam- gasını basacaktır. Profesör Nissen'i ittiham edenler zahiren, adalete karşı borçlu kaldıkları vazifeyi ifa ediyorlar: Bütün cerrahi ha- yatlarını kusursuz ve kazasız iren operatör beyler, şim- dilik hakettikleri bu aferinli mükâfattan memnun, matbua- tın kulağına fiskos ediyorlar: (Hiçbir kötü maksadımız yoktur. Ortada ihmal yüzün- den huüsüle gelen acıklı bir vak'a vardır ki, bunun hak- kını arayacak olan mahkemeye bildirmeğe mecburuz. ) Hepimiz buna mecburuz. İhmal yüzünden kurban giden bir adamın hakkını aramak gibi sadece vazife ve doğ raluk - hislerile yapılmış bir ihbara ne denebilir? Fakat mezarında, maddi varlık namına kemiklerinden maada bir şey kalmıyan bu betbahtın ölümündeki sebep ve izleri arayıcak olan müd- deivumumiliğe, bir buçuk yıl sonra koşmakta gösterdikleri bu aculâne harekete! şaşmakta olduğumuzunda farkında de- gillerdir. © halde onlarla açık ko- nuşmak sırası gelmiştir. *Siz üniversite profesölerini beğen- miyorsunuz amma biz de şim- dilik sizi beğenmiyoruz. Bey- nelmilel ilim cereyanleri ara- sında yeriniz ve eserleriniz bvş kıldığı için onları — sizin yerinize ve milyon sarfederek getirdik... Hakikat halde, bu işin aleyh- tarları, profesör Malş'ın rapo- rundan itibaren başlıyan tet- kikleri, isabetli hareketlerin zecri şekilde tatbikinden do- ğgan bir aksülamele kapılmış- lar, mütemadiyen yeni mücs- seseyi ve onun başındakileri yıkmağa çalışıyorlar. Bu post ve menfeat kavga- sında gayretleri pekte beyhu: de değildir: Müttefik bir cep- heden taarruza geçmiş olma- larına rağmen, bu beynelmilel şöhretleri ilim âleminde yok edemiyecekler amma, milyon sarfederek üniversiteden bek- lediğimiz neticeyi bir hayli geriye bırakacaklardır. O za- man bunun sebebini profesör- lerin değersizliğinden ziyade, onları manevi tazyik altına alarak rahat rahat çalışmala- rına meydan bırakmıyan bu nevi — gayretkeşlerde aramak icabedecektir. Kıskançlık, bir adamı cina- yetle ithama kadar götürdüğü anda mücadelede hak - ve fa- zilet vasfını kaybeder. Hattâ kirli çamaşırların mey- dana çıkması gibi bir mana ifade ederki bunda ziyan ede- cek olan, meslekin ve ivirı: liğın şeref ve itibarına bağlı kalan aziz doktorlarımızdır. İki Kef