15 Mayıs 1940 e AKŞAMDAN AKŞAMA Top sesleri arasında incesaz Dün Fransız radyosu garp ceph© İ sindeki bombardımanlari urun uzun hakletti. Top arahalarının geçmesini Andıran top seslerini cihanşümul bir matem marşı ouverture'ü gibi dinle dik, durduk, Bu harp gürültüsü için- de İncesaza yer var mı bilemem. Fa- kat mademki Büyük Millet Meclisin- de konuşulmuş, bir fıkru sütununa da mevzu teşkil etmesi mevsimsiz sâ- Yılmaz, Türkiyede ötedenberi şark ve garp Musikisi tarafdarları biribirlerine cephe almışlardı. Atatürk bizzat hissen ala turkadan hoşlandığı halde fennin Ancak garp tekniğinde olabileceğine kanaat getirdiğinden kültürümüzde bareketler uyandırdı. Meşrutiyet devrim- de, alaturka, ders suretinde tedris edildiği halde, Cümhuriyet maarifin- de ancak garp musikisi tekniğine yer Verildi. Alaturkacılar da artık devle te dayanmadan kendi teşebbüslerile faaliyet göstermekte devam ettiler. Hele musiki inkılâbı denen hare- ketin bir vakitler radyoda hattâ umu- Mi mahallerde alaturkayı menetme- ğe kadar vardığım hatırlarız. Son- Ta bu şiddetten sarfı nazar olundu. Şimdi ise, her iki şubede de mev- cudiyet gösteren bestekârların ve eksekütanların mesuisile karşı karşı Yayız. Alaturkanın piyasada nail ol. duğu rağbet meydandadır. Halkın büyük bir kısmı onu seviyor. Alatür- kâcılar da bundan istifade ediyorlar. Gecesi yüz küsür liraya şarkı söyl Yen, aylığı bin liraya kontrat yapan alaturkacı artistlerin mevcudiyetini İşitiyoruz. Plâk satışları ayrıdır. Bun- dan elbette her hayırhah vatandaş &ibi ben de şahsen memnun olüyo- Yum, Şayet onlar şubelerinde yeni Adımlar atabileceklerse; bazı iddlnla- Ya nazaran alaturkadan taptaze bir fenni musiki çıkacaksa, bu umumi TAğbete göre, hükümetin destekleme- #ine bile hacet yoktur. Avrupada ni- | Ce hareketler sırf halkın himmetile, tcsebbüsile, gıdalandırmasile tekev- vün etmiş, nemalarımıştır. Bizim de Aâyni manzarayla karşılaşmamız umu- Tar, Şimdiki vaziyette — şark musikisi | hasıl halkın himayesi altında ise — garp musikisi de devletin himayesin- dedir, denebilir. Ve bu, doğru bir ra cidden muhtaç olduğu" Müz beynelmilel sesin fenni bilğisini mühmel bırakamazdik, Şayet piyasa- Mın rağbeti azsa, (ki pek te az değil, Zira İstanbul şehri son konserlere çok rağbet gösterdi!) ona, elbette, — fen Tlağu için — devlet, elini uzatacak- 1, Bütün medeni bilgiler ne kıymette İse, garplının anladığı manâdaki ses fenni de öyle olmak lâzimgelir, Genç- lerimiz bunu yüksek o müesseselerde Öğtenmelidirler elbette. İşte devletin musikiye ayırdığı bütçe de bunu is- tihdaf ediyor. Fakat bütçe Büyük Millet Meclisinde bazı muhterem meb- Wslarımızın iirazile karşılandı. : Doktor B, Osman Şevki Uludağ, şu cüm- eleri sarfediyor: İni Hiçbir vakit radyomu açtığım ra m yerdi y ik ne Bağünmde operayı dinlemek hevesin a vah... Fakat bu, iftihar eğip ilân ani bir mazhariyet değildir... İnşal- #vlâdlarınız opera ve konsere devam milla < Köptürler.. Sizinde ağrınızdan b “peri. dinlemeğe teşvik edici sözler 'erdik, muhterem mebus!) Süreyya (Bitlis) - ŞEHİR HABERLERİ Umumi meclis dün toplandı Horhor caddesi ismini muhafaza edecek Umumi meclis dün B. Necip Serdengeçti- nin relsliği altında toplanmıştır. Meclise gelen bazı tekilfler alâkadar encümenlere havale edildikten sonra Fatih kaymakam- ığından gelen bir tezkere ile Belediye ri- yasetinin teklifi okundu. Bu teklife göre Aksarayda Horhor caddesi isminin Buphi Kocamemi namına tebdili isteniyordu. Bu- nun Üzerine Âzadan kitapçı BB. Halit Yaşa- | roğlu söz alarak dedi ki: | — Tarihimizin böyle 400, 500 senedenberi adını taşıyan semtlerimiz vardır. Horhor da bu meyandadir. Bu tarihi isim, lisanımı- xa darbimesöl olarak da girmiştir. «Horhor çeşmesi gibi akıyor» derler, Bu gibi tarihi isimler değişince tapu kayıtları ve saire te- şevvüşe uğruyor; halkin işi bozuluyor. Bu muhterem zatın ismini mutlaka bir end- deye vermek lâzımsa, diğer sokak isimle- rinden birinin ismini değiştirerek bu sta izafe edilsin. Sık sık tarihi semtlerin ve 80- kakların isimlerini değiştirmek doğru des pildir, Teklifin reddini teklif ederim.» B. Halit Yaşaroğlunun teklifi kabul edi ıntaşında Valikonağı caddesinde Em- lk ve Eytam bankasına ait erazinin ifra- zında iskân sahası olarak ayrılan arsaların Yapı, yollar kanununa göre, sahiplerine yüzde 1130 nisbetinde noksan yer veril. mesi zaruretine göre, evvelce yapılan zayiat nisbetinin tashihi hakkındaki Mülkiye ve Nafia encümenlerinin müşterek mazbatası okunarak kabul edildi. Diğer büzi mazba- talar daha kabul edildikten sonra Beledi- ye zabıtasının gazozlara ve gazoz imalât- hanelerine ait kısımları müzakere edilerek kabul edilmiştir. Meclla, buğün nisan dev- resinin son toplantısını yapacaktır. Mete caddesi Taşkışlaya e uzatılması Taksimdeki Mete caddesinin Taksim bah- çesinin arka tarafına tesadüf eden kısmın- daki uçurumun doldurularak caddenin Taş- Kışlanın önüne kadar uzatılmasına başlan. mişt. Yol tamamlanmış, Mete caddesi, Taşkışlanın önüne kadar uzatılmıştır. azete bürada bir lâğımın patladığını Fransa devlet müşavirinin bir ziyareti Fransa Devlet müşaviri ve Maliye Ne- zareti Teftiş heyeti reisi M, Lacour - Geyet, refakatinde Fransa sefareti ticaret, abaşcsl M. Lorend olduğu halde, İnhisarilar umum müdürü Adnan Taşpınar'ı ziyaret ederek bir müddet görüşmüştür. den ne anlaşılması ğini, süden soruyor. (Musiki hakkında mütalâa beyan etmek için hiç olmazsa bunları öğrenip kürsüye çıkmalıdır.) Diğer muhterem mebus Rasih Kaplan: Türk edebiyatı ve Türk musikisi bu- gün de frenk mukallidliğine kurban gide- cek gibi görünüyor. (Frenk inukallidliği!.. Ne hortlamış bir tabir. Meselâ kılık, kıyafet, #erpuş hak- | kında da ve sair medeni inkıldplarımıza dair de bu söz sarfolunurdu.. Frenk mu- kallidliği değil, garp fenn Beynelmilel fen.. Bunları öğrenmeliyiz, benimsemeli- | yiz Bir tefritten bir ifrata gitmiyelim... Alaturkanın hakkını alaturkayn., | Garp musikisinin hakkını da garp | musikisine! ... Şayet yukarıki sözler başka ta- raflarda söylenirse Büyük Millet Meç- lisinden tenkit edici seslerin yüksel- mesini bekleriz. Değil ki, Türk çocuk- larının garp musikisi öğrenmesine «frenk mukallidliği» demek... Bir tek temennim var: Şahıslarma hürmet ettiğim kıymetli mebusların sözleri inşallah benim okuduğum gazetenin sütunlarına yanlış inikâs etmiştir. (Vâ - Nü) gel — kür. Karilerimizin mektupları Kadıköy - Ada vapur- larının cep tarifeleri hâlâ hazır değil! Kadıköy, Adalar öeferlerine alt ikba- har vapur tarifeleri bugünden ilibaren tatbik ediliyor, Halbuki gişelerden cep tarifeleri almak istiyenler «Henüz ha- zırlanmadı; belki önümümdeki hafta içinde satışa çıkarılacak!, cevabile karşılaşıyortar. Geçenlerde «Akşamı da alâkadar makamı bu hususta İkaz oden bir fık- Ta İntişar ettiği için bu sene cep ta- rifeleri vaktinde hazırlanır sanmıştak. Maalesef görüyoruz ki gene eski tas ve eski hamam! AKŞAM — Okuyucumuzun bu şikâ- yetta ne kadar haklı olduğunu uzun uzadıya anlatmağa lüyum görmüyo- ruz. Koskoca Denisyolları İdaresinin bu kadar basit bir işte halkın bu dile- gini yerine getirememesi hayretle kar- yılanacak bir hâdisedir. JJ KÜÇÜK HABERLER: 4 Küçükpazar civarında Fikri ve Ramâ- zan adlarında iki kişi bir para meselesin- den kavgaya Lutuşmuşlar, bunlardan Fikri, Ramuzanın kolunu ısırmış, Ramazanda can acisile biçağını çekerek Fikriyi karnın- dan yaralamışlar. Dün asliye altıncı ceza mahkemesinde Ra- mazanın muhâkemesi yapılmış, suçu sabit görülmüş, fakat on sekiz yasını ikmal ekme- miş olması göz önünde tutularak on beş gün hapsine karar verilmiştir. 4 Mordo isminde bir çocuk, Yedikulede bindiği bir tramyaydan az ileride yere at- Jamış, bu sırada yanından süratle geçen goför Vevrinin idaresindeki otomobilin sad mesine uğramıştır. Zabıta Mordoyu hasta- neye kaldırmış, şoför hakkında tahkikata girişilmiştir. X Hasköyde Kızılminarede oturan elli yaşlarında Hanife isminde bir kadın değir- men önünden geçmekte iken Fen tatbikal mektebine ait talim otomobilinin sadme- sine uğrıyarak ehemmiyetli surette yara- lanmış ve bir ayağı da kırılmıştır. Kadın, polis tarafından Haseki hastanesine kaldı- niş otomobil” idare eden Sadık yakalan» ir genç dün bir ti çıkmakta iken memuru Derviş, biletleri kontrula başlarız, tramvay (fazla kalabalık o olduundan, bir aralık Nacinin üzerine yıkılmıştır. Kontrolun bu hareketine asabileğen Naci, Dervişin âğz ir yumruk vurarak dişi- nin kırılmasına sebebiyet vermiştir. Pota Naciyi yakalıyarak mahkemeye vermiştir. Bir haftadanberi, Ortaköydeki Deniz Ticareti mektebinde deyam eden kaptan, makinist, ve çarkçıların bir derece terfi imtihanları dün bitirilmiştir. İmtihan ev- rakı, salâhiyettar bir komisyon tarafından tedkik edilerek netice alâkadarlara bildiri- lecektir, Cenevredeki Afyon merkezi daimi ko- mitesi Azasından İş bankası umum müdürü B. Salâhaddin Çam dün Cenevreden şehri- mize gelmiş ve k. “X Şile limanına bağlı Feyzi bahri motö- rü, dün sabah Köprü önünde kayıkçı Os- manın sandealına çarpmış, batırmıştır. İn- anca zayiat olmamıştır. Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Vo- Jeybol - Basketbol Ajanlığından: Bölge voleybol teşvik müsabukaları finali 19 Ma- yas 1940 pazar günü saat 15 te Galatasaray spor klübünde oynanacaktır. Galatasaray ve Beylerbeyi takımları arasinda oynanasak bu final maçı neticesi İstanbul Voleybol birinelsini tayin edecektir. Alâkadar ta- kımların tam zamanında meskür klüp bi- nasında hazır bulunmaları tebliğ olunur. B. Ahmed Ağaoğlunun ölümünün yıldönümü B. Ahmed Ağaoğlunun ölümünün yıldö- nümü münasebetile 19 mayıs pazar günü merhumun dostları Nişantaşındak! evinde toplanacak vo Periköy kabristanına gide- Tok kabrin! ziyaret edeceklerdir. KONSER Bayan Annle Delman tarafından 15 ma- yı çarşamba akşamı Saray sinemasında bir konser verilecektir. Bay Amcaya £ mg Zelediye meclisinde son defa ko- lan meselelerden biri de lokantalar #a aitti bay Amca, , . «Yemekler vitrinlerde teşhir edil- meli mi, edilmemeli mi?..> » : . Harp ve kıtlık içinde bulunan bir memlekette belki bu kadar ince eleyip sık dokumanın faydası olur amma, kontrol | Kâğut, kalay fiatleri yükseldi İhtikârla zağeadala komis- yonu tahkikata başladı İhtikârla mücadele komisyonu dün top- lanarak bazı ihtikâr haberleri üzerinde gö- rüşmelerde bulunmuştur. Komisyon dün bilhassa kâğıt ve kalay fiatlerini tedkik et- miştir. Ayrıca yağ fiatleri de görüşülmüş- tür. Kâğıt fintlerinde yüzde yüz yükselme görülmektedir. Muhtekirler bazkında ta- kibata devam edilecektir. Diğer taraftan haraylci zaruriye komis- yonu da evvelki gün toplanarak bazı mü- him gıda maddelerinin buzünkü vaziyetini, fiatlerde yükseklik varsa, bunun neden )8- Fi geldiğini araştırmıştır. Havayici yaruriye fintlerinde ihtikâr hareketi olmadığı anla- gilmaktadır. Demir tacirleri dün toplandılar planarak bazı hususları tedkik etmişlerdir. Bu toplantıya İstanbul Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kır- Validen, yeni getirdikleri demirlerin de hükümet ta- rafından satın alınmıyacağını. #0r- i, demir stok karar- ın, hükümetin lü- i maliyet fiati- | zum gördüğü ta hi vererek demir satın olmak salâhiyetini muhafaza eldiği cerabını rmiştir. Maa- | mafih bütün hesaplar, demir buhranı çe- | kilmiyeceğini açıkça meydana çıkarmış bulunmaktad Asfalt yollar Hazirandan sonra çarşının tamirine başlanacak Belodiy?, Kapalıçarşı içindeki yolların in- şasına ait keşifleri yapmağa başlamıştır. Bu yollar, asfalt olarak yapılacaktır. Bun- dan başka Nuruosmaniye - Cağaloğlu ara- sındaki yol da asfalt? olarak inşa edilecek- tir. Bu takdirde Eminönünden — Çarşılçi de dahil olduğu halde — Beyazıt'a kadar uzanan bir saha tan asfalt olaçak- elli bin Uralık big , çarşının da tami- aylık rakı imalâtı İnhisarlar idaresince tesbit edilen thzarl rakamlara göre ! haziran 1939 da başlıyan 1939 - 40 mali yılının tik yedi ayı zarında hususi içki ümllleri tarafından 2179847 İitre rakı imal edilmiştir. 1038 - 539 mall yılmın ayni müddeti zarfındaki imalât 3.403.873 Libre idi, 1989 - 1940 mali yılının İlk yedi ayı zarfında bandrollanarak piyasaya, çıkarılan rakı miktarı 2203523 litredir. 1638 - 199 mali yılının ayni müddeti zar- fında 2403897 lira rakı bandrollanmıştır. Hususi mecralar umumi mecralara bağlanacak Kanalizasyon atı olan yerlerdeki bi- naların hususi mecraya bağ- lanması , bu binalardan bağlanmıştır. 940 | bütçesine konan mecra tahsisatından bir kısmı bunun için ayrılmıştır. Belediye, bi- naların lâğımlarını kanalizasyona bağlıya- cak, sonra masrafını bina sahiplerinden tahsil edecektir. Bir kız cam silerken düştü, ağır yaralanarak öldü Dün Şişlide ölümle neticelenen feci bir kaza olmuştur. Kodaman caddesinde Feri- dunpaşa apartımanında hizmetçilik eden on sekiz yaşlarında Meri isminde bir kız, dün ikinci katın sokağa nazır pencerelerini silmekte iken gözü kararmış ve bu suretle müvazenesini temin edemiycrek sokağa düşmüştür. Meri, taşlar üzerine cansız denecek bir şekilde yığılıp kalmış; yetişenler tarafından derhal Etfal hastanesine kaldırılmışsa da az wura ölmüştür. İSTANBUL HAYATI Avrupalılaşan aile Bir düğün toplantısında tanıştık ve davetleri üzerine geçen pazar ev- lerine gittik. Ev sahibi kır saçlı bay, zoraki bir delikanlı çevikliğile zıpla ya zıplaya, ıslık çalarak bahçe kapı- sında bizi karşıladı: — Biraz havuz başında oturalım. Hava serince amma, teneffüsümün bitmesine on dakika kaldı. Sonra İçe- riye gireriz. Bay her gün bir saat havuz başım- da teneffüs yapmak itiyadında imiş. — Avrupa disiplinine alıştığımız için usulü bir türlü bozamıyorum. Diye özür diledi, rüzgâr karşısında on dakika oturduk. Ev içinde de Ayrupa usulile hare- ket ederlermiş. Radyoda güzel bir müzik vardı. Kır saçlı bay, koltuğa gömülüp bacak bacak üstüne attı, cırlak bir sesle boğula boğula haykır- mağa başladı. Müzik bitince, kulak- larımızı çınlatan bir kahkaha atarak avuçlarım şaklattı: — İşte böyle, bayım. Bir Avrupalı inde yaşar. Bütün aile- vrupalılaşmahdır. Biraz sonra odaya giren karısı da acayip hareketlerle ellerimizi sıktık- tan sonra lüzumsuz bir kahkaha atap | oturdu, Konuşurken kelimeler ağzm- da, şeker ağdası gibi ezile büzüle şe kil değiştiriyor, sesi incelip kalınlaşı- yordu: — Dün akşam bir ahbaba vizii yapmağa gitmiştim. Aman, o kadar sıkıldım ki. Hâlâ şark usulile hare- ket ediyorlar. Her şeyleri demode, — Avrupanın hangi memleketle rinde bulundunuz efendim? Dedim. Bir müddet biribirlerine bakıştıktan sonra bay cevap verdi: — Bizim damadğ üç sene Berlinde, altı ayda Pariste bulundu. Dünya. nm en büyük fabrikalarında çalıştı Su içişlerini bile Ayvrupalılaştıran bayanla bayım garp propagandaları» nı dinlerken damadla küçük bayan da geldiler. Antreye girer girmez 18- lik yazılıları, şarkı sesleri koridorlar» da çınlamağa başladı. Odaya evvelâ küçük bayan girdi, Geçid resmine çıkmış bir Alman meleri yürüyüşile döşemeleri tekmeliyerek yanımıza ge- lip ellerimizi sıktı ve «Avrupa» keli- mesile söze başladı: — Avrupada her kadın spor yapar, Herkesin bir spora merakı vardır, Ben de yürüyüş sporunu severim, Bİ. zim bay ile bir saat tur yaptık. Bay damad da bir yalanci pehli. van azametile kapıdan girdi. Kemik. leri biribirine geçirecek gibi el sıkar. ken sert, donuk bakışlarında, vaktile İstanbulda sık sık raslanan ecnebi işçi tipi sırıtıyordu. Konuşunca fo- yası büsbütün meydana çıktı. Kendi zu'mu batılınca Avrupalılaşmış amma, dilindeki şark şivesi bir türlü değiş- memiş, Küçük bayan sokakta rasladığı Avrupalılaşamamış genç kadınlardan şikâyet ederken bay damnd: — Onları ayıplamamalı, dedi. Öğ- reten olmayınca ne yapsınlar, Her mahallede birkaç aile arasına benim gibi Avrupada yetişmiş birer zat gir. se bütün memleket çabukça Avrupa- Ulaşır. İçimden; «Allah muhafaza etsin» dedim, şarklı hareketlerimle kendile- rini sıkmamak için müsaade isteyip savüştüm. Cemal Refik Slm nin . Bunun bizim Belediye meclisinde | bahis mevzuu teşkil etmesine aklım er- miyorl © B. A. — Öyle deme bayım, lokanta vitrinlerinde bazen öyle yemekler görün lâr ki bunlardan belediye faaliyetinin derecesi anlaşılır!.,