AKŞAMDAN AKŞAMA Manzum tercümeler Moskova üniversitelilerinin eğlence meclislerinde söyledikleri bir şarkı bernedense vardır, bunu Geçen gün z hatırlayıp nazmen tantezisine kapıldım: Bütün ömrünce didinmiş ki Kopemik Anlaşilsın diye: Dönmekte bu dünya. Aptal, içseydi beş on tane kadehçir Bize isbat edemezmiş bunu güya! ... Akla bak! Cazibe kanununu bulmak, sen zannediyor, en 2 şeymiş! vebilserdi güzel bir , O da anlardı hemen, cazibe meymişi elle” tiyatro binası yapmak başlıca em rimiz arasındadır. Halkevlerinin gös” için fırsat bekliyor. “ Fakat bütün bunlara rağmen «© oyhatacağız?» tereddüdüne uğraya cağız. Bir heyeti aksamını tamamlayıp Nu ihmal etmek ötedenberi huyumuz- dur, Meselâ Gazi köprüsü yapıldı; iki cihetinde yol yok. Eğer hazırlıkla- rm hepsine birden başlamazsak ma- nevi sahada da buna benzer bir vazi yetle karşılaşacağız: Tiyatro var, pi- yes yok! (Maarif var, mektep yok gi- bi bir şey!» Operaların libretto'ları, öperetlerin manzum parçaları olduğu gibi, dün- ya edebiyatında yüksek mevkileri ih- raz eden baştan aşağı nazım dilile ya- zılmış şaheserler vardır. Eski yunan» dan, lâtin edebiyatından başlayan bu âsarı tercüme etmek öyle bir ih- tisaslır ki, başka memleketlerde nice nice şairler, ömürlerini bunlara vak- fetmişlerdir. Birinin yaptığı beğenii- memiş, başkaları ayni klâsik eseri ye niden kaleme almıştır. Terclime eserler, - bilhassa mans zum şaheserlerin tercümeleri - türk- çenin iyi bir idman yaparak nihal şe- kilde taazzuv edebilmesine imkân hazır. layacaktır, Netekim diğer Avrupa dil- leri de klâsiklerin tereiime edilmesi €snasında kemallerini buldular. Arkadaşımız Aka Gündüz, bütün öperaların sırb dilinde mevcut oldu- ğunu yazıyordu. Diğer Balkan millet leri ve küçük Avrupa milletleri bu meseleleri çoktandır halletmiş bulu- nuyorlar, Halbuki bizlm genç şairler: «Yazık oldu Süleyman efendiye!» de- mekle vakit geçiriyor. Süleyman efendiye değil, asıl onla- Ta yazıklar olsun!... Koskoca kütüphaneler dolusu eser Üzerinde bir tabur türk şairinin ya- rm asır çalışması lâzımdır ve bu İşe henüz başlanmamıştır bile, Tekrarlıyorum: Kolay iş te değil En basit iki kuple, insanı santlerce uğraştırıyor. (Vi-Nü) ray Son zelzeleden müteessir olan Fatia- nin yenin inşası kararlaştığından, Dura” da yapılcak inşaat için İstanbul İmar Müdürlüğünce bir proje hazırlanması rica edilmiştir. İmar müdürlüğü bu projeyi ba- Zriamağa başlamıştır. # Karagümrük stadının yirmi beş sene müddetle Beden terbiyesi müdürlüğüne ve- rilmesi Umumi meclis Kavanin encümeni tarafından kabul edilmiştir. Şehrimizdeki Alman konsolosu dün Vali Dr. Lütfi Kırdarı ziyaret etmiştir. — Belediyenin gürültü ile m İe sisteminde esas olan nedir anlıya- Miyorum bay Ami AKŞAM Matbuat davaları Tan ve Son Telgraf aleyhlerinde açılan iki davaya dün bakıldı Tan gazetesinde intişar öden eAfrodit davası, başlıklı ve Sabiha Zekeriya imzalı yazının, asliye yedinci casa mahkemesinde bakılmakta olan Afrodiu romanı davasın- da mahkemenin âra kararını tenkid ma- hiyetinde olduğu iddinsile bayan Sabiha Ze- keriya aleyhine ve bu yaziyi gazetesinde dereetmek, Akşam gazetesinde VâlA Nüred- din tarafından yazılan ve gene Afrodit da- yasında mahkeme kararına tesir edecek mahiyette görülüp dâva Ikamesine sebep bir yazıyı da gazetesine iktibas etmek Suç- larından maznuz Tan gazetesi neşriyai müdürü Halli LAtfI aleyhine açılan dava- ya dün asliye altıncı ceza mahkemesinde bakılmıştır. İddianame okunduktan sonra sorguya çekilen muharrir bayan Sabiha Zekeriya: — Ben yazımın başında, mahkemenin kararı etrafında mütalâa beyan etmiyece- gimi yazmıştım. Yazımda, çocuklarımıza okutacağımı? kitapları tedkik ettim. Diyerek, Afrodit kitabının terbiyevi big eser olmayıp edebi bir eser olması dolayı- #lle msarifle bir alâkası bulunmadığını İle- ri sürdü ve Talim ve Terbiye dalresinin ra- porunda da bunun edebi bir eser olduğu sarahaten zikredildiğini yazdığını, o gün yanı yazıldığı zaman, kendisinin henüz mahkemenin kararından haberdar bulun- madığını söyliyerek, bunun bir suç toşkil #tmiyeceğini ileri sirdü. B. Halli Lütfi de yazının mahkeme ka- davada da Akşam gazetesi neşriyat müdü- rü Şevket Rado ile muharrir VÂJA Nüred- dinin asliye sekizinci ceza mahkemesinde beraet ettiklerini, kendisinin suçlarından biri de VA - NÜ imzalı bu yazıyı iktibas esmek olduğuna göre, mahkemede bermek Zekeriya ve B. Halil Lütfinin Matbuat ka- nununun 27 rel maddesi delâletile 35 inci maddesine göre cezalandırılmalarını istedi. Minhkeme, maznun vekilinin müdafaasını hazırlaması, asliye sekizinci ceza mahke- mesinde Akşam gazetesi hakkında verilen beraet kararının suretinin getirtilmesi ve- maznunların sabıkalarinm sorulmast için muhakemeyi martın ikinci gününe bıraktı. Son Telgraf aleyhindeki dava Son Telgraf gazetesinde, «Üniversite pro- fesörlerinin yerinde ben olsaydım.» bag- lıklı ve Bürhan Cevad imzalı yazının A$- ta olan Afrodi; davasına alt mahkeme ka- rarına tesir yapacak mahiyette olduğu id- diasile, gazete sahibi B. Etem İzzet aleyhi- ne açılan davaya dün asliye sekizinci cesa mahkemesinden uştır. Mamun B. Etem İzzet mahkemede, bu yazıda mahkeme kararına tesir edecek bir gey bulunmadığı- nı, yanıda, Üniversite profesörlerinin nok- san rapor yazdıklarını tebarüz ettirmek i#- söyledi. Müddelumumi, maznun B. Etem İzzetin Matbuat kanununun $5 inci maddesine gö- re ctzalandırılmasını İstedi. B. Eicın İzse- #in vekili, müdafaasını yaparak, mahkeme kararına müessir olacak bir nokta bulun- madığını söyledi ve: — İbrahim Konyalı adında biri tarafın- dan neşredilen ve satılmakta olan Afrodit isimli kltabın başında «Eğer Afrodit davam bersetle neticelenir«e bu bir facladır» şek- linde mütalâa dahi beyan edildiği halde bunun hakkında takibat yapılmadığına na- saran, müekkilinin yazdığı yazıda suç ma- hiyetinde hiçbir gey bulunmadığını söyle- Yip beraet kararı verilmesini istedi. Mahkeme, Bürhan Cevad imzasile yazı- lan bü yazının hakikaten B. Etem İzzet ta- rafından yazılıp yazılmadığının tesbiti için midddetümumiliğe müzekkere yazılmasına karar vererek muhukemeyi başka güne bi liya yedinci ceza mahkemesinde bakılmak- İ raktı, Deniz inşaiye mühendisleri Tahsillerini bitirmek üzere İngiltereye gidecekler Avrupa harbinden evvel deniz İnşaiye mühendisliği tahsili için Almanyaya tale- be gönderilmişti. Harp başlayınca memle- kete dönen bü gençler, fabrika ve havuz- Jarda staj görüyorlardı. Bunların tahsile rine devam etmek üzere İngiltereye gön- deriimeleri okararlaştırılmıştır. e Gidecek gençler kirk kadardır. Bunlar cumartesi günü Landraya hareket edeceklerdir. Çuvalcılara 50 bin sterlinlik mkreditif - yı - «lar dün, Teş- külâttarıdırma müdürü B. Hakkı Nezihinin riyasetinde toplanarak derhal çuval getirt- mek hususunu. görüşmüşlerdir. “Ticare$ Vekâleti, Hindistandan çuval getirtmek üzere tacirlere Kolüylıklar gösterilmesini alâkadarlara emretmişti. B. Hakkı Nezihi, Vekâletin eğarini yerine getirmek üzere, çuvulenaria temaslarına devam edecektir, 4 Defterdamda ateş tuğlasi yapan bir fabrikanın şehre yakin olmas “itibarile halkın ghhatine muzır tesir yaptığından şikâyet edilmişti. Belediye, yaptığı tedkik- ler petirasinde. fubrlikanın işlemesizzde de- varada hir mahzur olmadığına karar Meni öğleden sonra Eminönü Halki salonlarında Marangozlâr ve Boyacı ve £ vacilar eemiyetlerinin Yılık umumi heyet | ntıları yapılmıştır. Marangozlar cemi- ret yulık toplantısı çok kalabalık muştur. İçtimada evvelâ idare heyeti poru okunmuş, kabul edilmiştir. Raporda, Esnaf hastanesinden ve ağaç sanayii leva- zımatı üzerindeki Ihtilcirdan bahsedilmek- te idi Bundan sonra yeni İdare heyetine şu zevat seçilmiştir: B. Alâeddin Kuntiş, Şe- ref, Tahain, Andonaki Kalatis. Boyacı ve Sıvacılar çemiyeti yıllık toplan- tısında da İdare heyeti raporu okunarak kabul edilmiştir. Raporda, emmafın cemiyet erile alâkadar olmadıkları. bildirilmekte idi. Toplantıda bulunan esnaf, otomobil bo- yalarının pahalıya çikliğım kaydetmişler ve Muamele vergisinin maktaiyete raptının. temini temennisinde bulunmuşlardır. 4 Vali Dr. LâHI Kırdar dün Bebek - İs- #nye yolunu teftiş ederek bu yol üstünde- ki istimlâk işlerinin bir an evvel bitirme. sini alâkadarlara emretmiştir. Ticaret odasi, Kolonyacılarla İnhisar- Jar idaresinden kolonya maliyet fatini sor- | muştur, Gelen cevaplar tasmii edildikten önümüzdeki hafta içinde, iki tarafın toplantı yapılarak kolonyacı- gözden geçirilecektir. iştirekile bir ların dilekleri . «Gece sant 24 ten sabah 7 ye kadar sokaklarda, -âparımanlarda gürültü yasak; deniyor... Haklı şikâyetler Defterde ismi olmıyan telefon aboneleri Yeni telefon abönelerinden olduğum için Semim ve sdresim defterde yok. Benim vaziyetimde birçok kimse da- ha mevcutdur, Numaralarımız bilmi- yenler, bulmak için müşkülât çekiyor- lar. Yeni abo ayrıca bir lsta- sini dl küçük bir risalecik halin- de bütün deflerlerin yanına konulmak üzere tevzi elanek yüç bir iş değildir. Hattâ bunun için masraf Jâzımsa beş kuruş, on kuruş her birimiz verebiliriz, Lütfen dikkati celbediniz, x. X Belediye Reis muarini B. Lütfİ, refaka- tinde Belediye Mezarlıklar müdürü B, Sü- loyman ve mimar B, Rükneddin olduğu hal- de, dün Zincirlikuyudak! mezarlığa giderek mezarlık içinde ihale edilecek yolları tep- bit etmiştir. B. Lütfi, bundan zonra, Mühendis mek- tebi karşısında yapılacak yeni parkın tarh ve bansimile meşgu! olmuştur. Bu sahanın yakında ağaçlandırılmasına başlanacaktar, Rels muavini, Kabataşta araba vapuru kelesi yanındaki geniş sahanın tanalmi işt- ni de tedkik etmiştir. # Fatih Belediye Muhasebe &âlibi B. Tahsin, 65 inci ilkmektep mualiimlerinin maaşlarına ali 115 ilrayı mulamed B, Abi- din namına ikl çek doldurarak bankadan aldığından, Belediye teftiş heyetinin gös- tördiği lüzum Üzerine işlen el çektirilmiş ve kendisi müddeiumumiliğe verilmiştir. Bundan başka Belediye Fen işleri mü- dürtüğü, Belediyece tasdik edilen plânlara muhalif olarak İnşaat yapılmasına müsaa- de eitiklerinden dolayı Üsküdar fen memi- Tü B. Hulüsi Ölçen, Eminönü fen memuru B. Necati Sezer, B. Sezai Demirer ve B. Kâmil Demirpençe haklarında Belediye teftiş he- yetince tahkikat yapılmasını emretmiştir. Denizyolları umum müdürü B. İbra him Kema! Baybora ile İşletme müdürü B, Nasuhi dün Anxaradan şehrimize dönmüş- lerdir. # Sinema ücretlerinde yapılan tenzilât- tanı tatbiki için verilen mülüetin uzatılma- ını rica eden sinemacıların İstekleri ka- bul edilmiş ve kendilerine beş günlük müh- let verilmiştir. Diğer taraftan Kazanç ver- gisine esaz teşkil eden hesaplarda gösteri- en masraflardan bir kısmının kabul edil- memesinden dolayı kendilerine fazla mik- tarda vergi tarhedildiğinden şikâyet eden sinemacılar, bu hususla teşebbüslerde bu- lunmak üzere yakında Ankaraya bir heyet göndereceklerdir. Maliye ve Belediye Eski hesapların tasfiyes. için bir lâyiha hazırlandı Maliye is Belediye arasındaki alacak, ve- recek hesaplarını sörmek ve bu hususta yapılacak anlaşmanın esaslarını tesbit et- mek Üzere Ankaraya giden Belediye Mu- hassbe müdürü B. Muhtar şehrimize gel- miştir. Maliye ile Belediye arasındaki ba mali ihtilâf, 1297 senesindenberi devam et- mektedir. Hesaplara göre, Maliyenin Bele- diyeden 3,160,000 Ilra alacağı olduğu gibi, Belediyenin de Maliyeden 319,000 Wra ala- cağı vardır. şimdiye kadar bu 0p bir kumunı Mallyeden yaptığı Yüz bin liralık istikraz müstesna olarak, di- ğer hesaplar için her Iki daire biribirlerini Sbra edeceklerdir. Bu hususta hazırlanan kanun projesi, Maliye vekiline #52 senesinde yapılan 400 bin ruz da on taksitte ve faizsiz cektir. Belsdiye, şimdiye kadar bu 40) Ura için 320 bin lira falz ödömiştir. Bu mali anlaşmadan başka İmrahor ve Çağlıyan köşklerile Yıldizdaki Merasim da- iresinin ve Belediye tarafından işgal eği- len Yuüdızdaki diğer binalarında Yapı, Yollar kanununa göre Belediyeye terki ka» rarlaştırılmıştır. Hi Dün gelen eşya inek, manda, araba; Türk bandıralı Aslan vapurla çam tahtası; İtalyan bandıralı Vesta vapurile Lutkal, cam eşya, takvim, öküz, araba; gene İtalyan bandıralı Kapo- arma vapurile cam aşya, kimyevi ecza, röni- gen filmi, fotoğraf malzemesi, Rayon İpliği, amyani, elektrik malzemesi, boya ve ver- nik, otomobil ve aksamı, mukavva, demir eşya, yün mensucat, kireç kaymağı, limon gelmiştir. gekiz saat uykuya göre d Bahite 3 yin İSTANBUL HAYATI Tufeyliler olmasaydı... Vapur iskeleye yanaşıyor. Cemre fırtınasının acı rüzgâr ortalığı kasıp kavuruyor; elleri, yüzleri morarmış yolcular başlarını öne eğip iskelenin bekleme salonuna koşuşuyorlar. İçe- risi balık istifi haline gelmiş. Ortada, dalgalara kapılmış bir tahta parçası gibi bocalıyoruz. Ezile büzüle sendelerken yanımda- ki arkadaş haykırdı: — Eyvah, bacağım kaşınıyor, Ga- liba melün böcekler sardı beni, — Yok canım. Kehle o kadar ça- buk geçemez. Diye onu teselliye çalışırken benim Sırtımın ortasında kaşıntı başladı. Kolumu uzatıp kaşımağa imkân yok; tahammül etmek de kabil değil, Sır- tımda, kıl kadar incecik bacakların derime saplana saplana hareketlerini hisseder gibi oluyorum. Tam oracık- ta, kâh gıdıklanır gibi ürperten, kâh yanık sızısını andıran tuhaf, tarifi İmkânsız bir acı duyuyorum. Kaşıntı mütemadiyen şiddetleniyor. Bazan ge riden birinin ya kafası, ya omüzu sırtıma dokunuyor. Fırsatı kaçırmı- yorum, derhal bütün kuyvetimle yas- lamp kaşınmağa Fa- kat ne mümkün... Şiddetli bir itilde ile yan tarafa fırlıyorum, yarıda ka- Jan kaşınmam büsbütün dayanılmaz hale geliyor. Hani, insan bazan akşam tuzlu bir — Allah, şu tufeyli mahlükları yas ratmasaydı ne olurdu acaba?.. Yanımızdan geçen yaşlı bir zak müstehziyane mırıldandı — Allah tufeyli mahlükları yarab masaydı, her halde dünya üzerinde insanların adedi de bir hayli azalırdı, Cemal Refik B. A, — Bilmem amma her halde