27 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE FERİ ga Naber bel lan Merkezi Avrupa kupası galibi Frenç Varuş cuma günü şehrimize geliyor Çok uzun bir fasıladan sonra niha- yet, Merkezi Avrupa kupasını kazan- mak gibi büyük bir mazhariyete eriş- miş, bir Avrupa takımı şehrimize ge- lecek. Senelerdenberi muhtelif vesilelerle ve daha fazla organizalörlerin kese lerini kabartmak için şehrimize geti- rilen derme çatma takımları seyret- mekten bunalan «bu da Avrupa fut. bolü mü; diye İstihfafla stadı terk eden futbol meraklılarının artık Mer- kezli Avrupa kupasını tam beş sene muhafaza etmiş bir takım ve bu ta- kımın kadrosu içinde bütün dünya tarafından takdire uğramış futbol. cunları gördükten sonra futbol zeyk- lerinin tatmin edilmediğini iddia edeceklerini zannetmiyorüz. İstanbul futbol ajanlığı tarafından üç maç yapmak üzere davet edilen Macaristan şampiyonu Prenş Varu- şün cuma sabahı şehrimize gelmesi kati surette takarrür etmiş ve bu Üs- tad oyuncuların biletleri Peşteye gönderilmiştir. Macar takımının kadrosu içinde Şaroşi kardeşlerin bulunması bilhas- 48 kontratta şart olarak ileri sürül- düğünden her futbolcuyu kolay ko- lay takdir etmiyen İngilizlerin bile hayran oldukları doktor Şaroşiyi ya- kından görmek imkânmı bulacağız demektir ki bu bizler için bulunmaz bir fırsattır. Macar futbolcularının şehrimizde yapacağı maçlar su şeklide tesbit editmiştir: 30 ve 31 birincikânun, 1 ikincikânun cumartesi, pazar ve pa sartesi, Macarlar şehrimizde yapa cakları üç maçı müteakip derhal Ankaraya hareket edecekler ve önü- müzdeki hafta cumartesi ve pazar günleri orada da iki maç yapacaklar. de Macar takımına karşı futbol ajan. lığı tarafından ayri ayrı üç İstanbul | müuhtelii çıkarılacaktır. Haber aldi- Çumıza göre cumartesi ve pazartesi Merhum 1 Turhan Tanı Genazesi dün kaldırıldı Vetatım teesvürle haber verdiğimiz kıy- met muharrir ve odib B, Turhan Tanın oenazasi dün saat 12 de Kadıköyündeki rafından gönderilen çelenkler bulunu- yordu. Cenaze Sirkeciden Beyaıt camisine ka- dar kalabalık bir kütlenin ihtiram elleri Bir İtalyan şirketi İstanbulda! ekmek fabrikası kurmağa talip oldu Belediyenin bir ekmek Tabrlkası taciz etmeğe karar verdiğini öğrenen bir İtal- an şirketi Belediyeye müracaat ederek nbulda son sistem bir ekmek fabrikasi kurmağa talip olduğunu bildirmiştir. Be- lediye, ekmek fabrikası hakkındaki şart- larını İtalyan firmasına bildirmiştir. Şir- ket, 15 güne kadar tekliflerini bildirecek- tir. günleri Macarlara kuvvetli birer müuhtelit takım çıkarılacak, Pazar günü nisbeten zayıf bir ekip tertip edilecektir. Cumartesi günü birinci maçı yapacak olan kuvvetli muhtellt takımın aksayan yerleri pazar günü takviye edilecektir. Macarlara karşı bir galebe beklemek hayalden başka bir şey olmadığı ci- hetle sporcularımızdan temiz bir oyun çıkararak bu üstad futbolcuların taktiklerini, sistemlerini ve nihayet futbol cambazlıklarını bize zevkle ta- kip etmek imkânını vermelerini te- menni ederiz. Şazi Tezcan Atatürk koşusu Bu mühim müsabaka bu | akşam yapılıyor Dört senedenberi yalnız Ankarada yapılan ve bu seneden itibaren Beden terbiyesi genel direktörlüğü tarafin. dan bütün spor bölgelerine teşmil edilen Alatürk koşusu bu akşam sa- at 18 de Taksimde yapılacaktır. Bu müsabakaya iştirak için şimdi- ye kadar atletizm ajanlığına müraca» | at edenlerin sayısı 80 i aşmıştır. Koşuya girecek olan atletler saat 17 de Galatasaray klübünde soyuna- caklar ve tam saat 18 de Taksim âbi- desinin önünden yarışa başlanacaktır. Atletler âbideden hareketle Ayaz. | paşa yolile Dolmabahçeye inecekler ve oradan Beşiktaş - Akaraller - Maç- ka yolile Harbiyeye çıkacaklar ve yarış tekrar Taksim Abidesi önünde bitecektir, Yarışı müteakip derece alanlara muhtelif mükâfatlar verilecektir. Lig maçları tehir edildi Macarların şehrimizde yapacakları müsabakalar dolayıslle lig maçlarn- run her üç stadda birden tehir edile. ” ceği haber alınmıştır. : ; i Zahide TAN İcra dairelerinde bir hafta yalnız acele işlere bakılacak İstanbul “Ctimhuriyet müddetumumiliğin- den aldığımız bir tewkereye nazaran İcra İ baştan hazırlanmıştır. İ yüzünden birikmiş olan Zahire ihracatçıları Satışlarda takip edecekleri hattı hareketi kararlaştırdılar Hükümetçe buğday, arpa ve çavdarın da ihracına müsaade edilmesi üzerine İstan- bula mevcud #ahire ihracatile iştizal eden tüccarlar, dün sahatı Ticaret odasın da Ticaret Vekâleti (o Teşkilâtlandırma umum müdürünün riyssetinde bir top- lanti yaparak, harice sutışlarda takip ede- cekleri hattı hareketi kararlaştırmışlar ve bundan sonra yapılacak satışların da ara- larından intihap ettikleri 8 kişilik bir ko- mltenir tayin edeceği esaslar dahilinde yapılmasında mutabık kalmışlardır. Bu komitenin riyasetine Toprakofis İs- tanbul şübesi müdürü B. Nuri Orak'ı tayin etmiştir. Komite, Içtimalarını ofis İstanbul subesinde yapacaktır. Haber aldığımıza göre İzmir, Mersin ve Samsun gibi diğer merkezlerimizdeki ihra- cat tüccarlarımız da İstanbuldaki tüccar- ları takiben bu yolda birer karar vermek üzeredirler, Merci ihtilâflarının halli Ankara 28 (Telefonla) — Hukuk davalarında merci ihtilâflarının ne suretle halledileceğini tayin eden ka- nun projesi Adliye Vekâletince yeni Yakında Meclise verilecek olan bu projenin kanunlaşması ile şimdiye kadar bir merci tayin olunamaması davaların görülmesi imkânı temin olumacak- tır, Karar, kesbi katiyet etti Ankara 28 (Telefonla) — Yülyüs Berger şirketi İle hazine arasında çı- kan ihtilâf haklanda hakem heyetin- ce verilmiş olan karur, temyiz müd- deti bittiği halde itiraz edilmediğin- den kesbi katiyet eylemiştir. Meriyete giren kanunlar Ankara 26 (Telefonla) — Asliye teşkilâtı bulunmayan yerlerdeki sulh hâkimlerine asliye hukuk işlerini görmek salâhiyetini veren kanun ile meşhut suçlar kanun hükümlerini ağır suçlara da teşmil eden kanun | bugünkü Resmi Gazele ile neştolu. narak meriyete konulmüştur. B. Mahmud Nedim Ankara 26 (Telefonla) — Gümrük. | ve İnhisarlar Vekâleti müsteşarlığına, ' Vekâletinde ( bulunan Gümrükler umum müdürü B. Mahmud Nedim tayin edilmiştir. Yatılı orta mekteblerde Ankara 26 (Telefonla) — Bu sene- den itibaren ikinci bir kahvaltı usu. lünün ihdası dolayısile mekteplerde talebeye günde veril. | mekte olan 600 gram ekmeğin 700 grama çıkarılması kazarlaştınımıştar. yatılı orta | Uludağ şosesi temizlendi Bursa 26 (AA. — İstandul Belediyesin- den alınan kar makinesinin Uludağ şosesi üşerinde yapılan tecrübeleri müsbet neti- celer vermiştir Bu suretle bu şose üzerinde kar yüzü den zaman zaman münakalâtın inkıtam | uğraması mahsuru önlenmiştir Birçok Türk ve esmebi kayakçı, uosi ve yubaşı tatillerini Uludağda geçirmek için buraya gelmişlerdir... Ekmek fiatleri ucuzlıya- | cak mı? Ekmek (atlerine yeni bir zam yapılma- sına imkân bırakmamak üzere Toprak | mahsulleri ofisinin İstanbula verdiği buğ- | ady fiatlerinin ucuslaması İçin Belediya, Dahiliye tediye, yur radan 5 kuruşa, sort buğdayın da 35 ku- ruştan 4 kuruş 70 santime indirilmesi kabi olduğu takdirde ekmek flatinin kılo başın- da 20 para ucuslyacağını İleri sürmüştü. Belediyenin bu müracaatine Dahiliye Ve- kületi tarafından cevap gelmiştir. Dahiliye Vokületi, Belediyenin bu talebinin pek ye- rinde olduğunu ve bu hususta karar vern- cek vaziyeğ ve morkide bulunan Ticaret Vekületine yazıldığını bildirmiştir. Kadıköye somikok gönderildi Kadıköyünde sömikok flatini indirmek üzere Belediye dün 40 ton kömür gönder- miştir. Bu surelie Kadıköyünde sömikok 23,5 liraya satılacaktır. Beyoğlu deposuna o gönderilen büyük rağbet kazandığından, dün b yin depoyu kapamak lâzımgelmiş ve öğle- den sonra tekrar 20 ton gönderilmesi üze rine depo açılmıştır... Galib Efganinin “muhakemesi Parapalas otelinde bir müddet para ver. meğen daire işgal etmek ve otel sahibin- dan de elden para almaktan maâznunen aleyhinde dava açılan Yemenli Galip Ef- ganinin muhakemesine dün asliye sekizin- ci ceza mahkemesinde bakılmıştır. Yemen Hariciye Nazırı namına bir imza MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tetrika No, 130 Abdülhamidin gizlediği mührü bulmak için baş vurulan çareler Zabitler içeriden sarfolunan yarım ve çeyrek liralardan bahsedince Ab- dürrahim efendi: — Bunlar Ayşe sultandan çıkıyor. Haberini verdi. — Demek onlar Yıldızdan çok para ile çıkmışlar! Siz nasıl oldu da ala- madınız? Diye sorulunca, etendi: — Nasıl olduğunu hikâye edeyim! Diye anlatmağa başladı: (— Mebusan meclisinden gelen heyet babama hal'edildiğini tebliğ et- tikleri vakit babam (Salâhaddin elendiyi Çırağan sarayından çıkarı- mız da beni oraya götürünüz) demiş- ti. Heyet de (peki, olur) demişler- di. 0) Heyet çekildikten sonra Çırağana gidileceği tmidile babam dalresinde- ki kasalara müracaat etmiş. Bizim herbitimizin daireleri ayrı idi, Baba- mun dairesine girmek de bize memnu idi. Bu sebeple ben evvelce babamın dairesinde neler bulunduğunu, neler olup geçtiğini bilmezdim. Biri aşağı, diğeri yukarı ketta iki yerde kasalar varmış. Paranın külliyetlisi yukarıda imiş. Babam üst kata gitmiş; hanım- larıda alt kata göndermiş Bu işte en ziyade Ayşe sultanın walidesi 'Müştlka hanım çalışmıştır. Babam mahsusan yaptırmış olduğu camekân gibi bir yerde duran banknotları tıka basa kutulara doldurmuş ve mücevhe- ratı toplatmış, aşağı kattaki demir kasalar öşya dolabı gibi uzun bir do- lap içinde imiş, Bu Kasalar açılmış, torbalar içindeki altınları, kadınlar kendi dairelerine taşımışlar. Bu sıra- da ben de oraya gitmiştim, Müşfika hanımın torbaları nasıl taşımakta de- vam ettiğini gördüm. Babam bana da iki, üç bin lira verilmesini söylemiş. Açık torbalardasi beş, altısmı verdi. ler. Kapalı torbaların her birinde bi- ner lira vardı, Bana ayrılan açık tor- | baların kiminden dört, kiminden üç İ yüzlira alınmıştı. Bu sebeple bana he- diye edilen para dört bin lirayı geçmi yordu. Ben bunun hepsini kalfama | teslim etim. Selâniğe gidileceği anlaşılınca karı- şıklık oldu; kadınlar, kızlar yukam kattaki camekân ile küçük mabeyin dairesi arasındaki salonda toplandı. İ Jar, Hepsi beraber geleceklerini söylü- yorlardı. O anda bunların arasından geçip camekâna gitmek kabil olama- dı. Orada kutular içindeki baknotlar almamadı. Babam selâmlığa çıkınca yanında daima bir çanta içinde para bulundu- Turdu, Baknotları almağa fırsat ve i vakit bulamayınca bu çantayı istedi ve aldı. Anlaşılan bu çanta ziyade al- tınla doldurulmuştu, Sirkeciye gider- ken benim kucağımda idi. Çok ağırdı; göbeğim patladı! Paralar işle böyle kaçırıldı, Sultanlar, hanımlar, cariyeler bura- ya koyunları allın ve mücerherat ile dolu olarak geldiler, Kalfam bizimle beraber gelmedi. Benim hisseme dü- şen altınları ne yaptığını bilmiyo. rum.) Yüzbaşı Süleyman Fehmi bey Ab- dürrahim efendinin Yıldızdaki para- lar hakkındaki bu sözlerini Alt Pethi beye anlattı. Fethi bey: — Pilvaki alt katta kütüphane gibi yerde birçok kasalarda paralar, bank- notlar bulundu; fakat üst katta bir şey bulunmadı. Demek bu kattaki pa- raları yanlarında buraya getirmişler- dir. O halde bunlarda elimizdedir. Buradan çıkanlar araştırılmalıdır, dedi. Abdülhamid ve yanındakiler gerek İstanbuldan hareketlerinde, gerek Se- lâniğe muvasalatla Alâtini köşküne it- hal edilecekleri sırada araştırılmamış- lardı. O zaman böyle bir muamele ha- tıra bile gelmemişti. Gelmiş olsaydı bile öyle heyecanlı, telâşlı saatlerde bir de böyle bir araştırmaya kalkış mak pek müfritane bir hareket sayı- Yacaktı. Fethi beyin Ordu köşkünden çıka- cak olanların araştırılması hakkında» ki tavsiyesi, zaten muhafızlarca tat- bik ediliyordu. Kitabi Muhsin bey çık- me ln ln MS İm İNİN ELİNİZİN LL LİLLE İLİ İDMİLDİD LİL İLİNİ va İZ li il lied ün Gişe bie zi b GÜĞL O tığı vakit üstü araştırılmış, iki yüz - ralık bir çek bulunmuştu. Başmuhafız Rasim bey teşrinisani- nin yirmi sekizinci - Rumi on beşin- ci - günü İstanbuldan Selâniğe avdet etti. O gün konuşurlarken yüzbaşı Sü leyman Fehmi bey, Mahmud Şevket paşanın Abdülhamid hakkında ne fi- kirde olduğunu sordu, Mahmud Şev- ket paşa Abdülhamid hakkında ihti- Tamda kusur edilmemesini söylemiş ve: - Bu adam düşmüştür. Kendisine hakaret caiz değildir. Hattâ diranıharp kendisini muhakemeye çekmek isteği, Ben razı olmadım... Sözlerini ilâve et- miş. Rasim bey de: — Biz de hürmetle kusur etmiyo. ruz! Cevabını vermiş. Muhafızları naza- rında Abdülhamid bu yolda muamele edilmeğe lâyık görülmüyordu. Amma işte emir böyle idi. Rasim bey arkada- şna: — Şimdi Abdülhamidi evvelkinden ziyade hoş tutacağız. Çünkü banka - Alman bankası - paraları vermiyor. Biz şimdi kendisinden ; bankadaki mühürünü arıyoruz. O bana kendisin de birkaç mühür olduğunu söylemişti, Yanındaki bu mühürleri istiyeceğim. Ben İstanbulda !ken bankadaki mü- hürünün suretini aldım. Yanındaki mühürler arasında bu suretin muta- bik olduğu mühürü bulursam alaca. Dedi. Bu sırada Abdürrahim efendi geldi. Babasının, Kendisinin İstanbu- la celbedilmesi hakkındaki müracaa- tinden haberdar olan şehzade, İstan- bula gitmek için sabırsızlanıyordu; Rasim beyden bunu anlamak istedi. Rasim bey — Yakında gideceksiniz. Abdürrahim efendi — Kurban bay» ramından sonra demek! Rasim bey — Bayramdan evvel ve. ya sonra mı bilemem. Fakat her hal- de yakında gideceksiniz, Abdürrahim efendi, İstanbula he- men gidememekten müteessir olarak mahzun, mahzur çekildi. Arkasından Mehmed paşa geldi. Rasim beye Ab- dülhamidin kendisini istediğini söy- ledi: Rasim bey de; — Yarm kendilerini göreceğim. Cevabını verdi. (Arkası var) Emekli albay Süleyman Pehmi Tunçay iğ- Jeri için bulunmakta olduğu Manastır şeh- rinde gönderdiği bir mektupla tefrikami- 71 Manastırda dahi takip eylemekte olduğu beyanile Selânikte Ahdülhamidin muhafa- za teşkilâtı hakkında şu izahatı veriyor: (124 numaralı tefrikada bahsedilen mu- halılara (Dahili muhafızlar) denilirdi. Bunların her birinin 690 kuruş zammı maaşı vardı. Başları Rasim bey de bu kadar sam alırdı. Çolak İbrahim bey ile İbrahim beyin Boz- öyükteki kereste fabrikasmda müdür iken Budapeştede velat etmiş olan miralaylıktan mütekald Şerif bey de bir ara bu muhafıs- lar arasında bulunmuşlardır. Bu dahili muhafealardan ve köşk hari- çindeki polis karakolundan başka (Mariçi muhafızlar) da vardı. Bu da bir istihkâm bölüğü idi. Bu bölüğün yürbaşısı şimdi Ka- dıköyünde mütekald albay Selânikli Hüs- yin bey idi, Bu bölük Ordu köşkünün deniz tarafın- da ve bahçenin hemen nihayetinde yaplı- rilmış kürgir bir paviyonda otururdu. Bö- Yük efradı bahçenin duvarları haricinde köşkün etrafım beklerlerdi. Dahili muhafız şabiiler köşkün alt ka- tanda hiç kalmamışlardır. Evvelâ bahço- deki küçük binalara yerleşmişler, sonra Or- du köşkünün Selânik cihetinde mahsusen yaptırılan bir binaya nakleylemişlerdi. Abdülhamldin firar teşebbüsleri hakkın- daki rivayellerin bepsi uydurmadır. Abdülhamid kaçmağı deği, dalma cani- ni korumuğı düşünürdü. Hattâ abdestha- nelerin bahçe İçindeki çukurlara açılan yollarının denize kadar uzatılmasını istedi- gi ve bu arvusu yerine getirildiği zaman lâ Bunların köşk bahçesi içindeki kısmına da- ir parmaklık takılmasını tavsiye eylemiş- ti ki bu da lâğımdan bir kimsenin köşke girerek kendisine sulkasdda bulunmasına mâni olmak tasavruz ve veliminden İleri gelmişti.) (Halkçı) imzasile Beşiktaşta günderilcn 18 künunuevvel 1689 tarihli mektubun sa- hibine: Yazdıklarınızın salki ne olduğu pek açık olarak anlaşılıyor. Gizlenen bir hüvi- yet perdesi arkasında istenlidiği kadar her» ze söylenebilmek ne kadar kolay ise bun- ları cevaptan müstagni addetmek de 0 nls- bette tabildir. 8. Kâni İrtem (1) Meclis heyetinin buna muvafakat ete meğe aalâhiyeti olmadığı aşikârdır. Abdül- bamidin teklifine verilen cevap hal' bah- sinde e

Bu sayıdan diğer sayfalar: