AKŞAMDAN Roosevelt'in haklı bir sözü Demin Dean im Reisi- B. Rooseveltin bazı cümle. kulağıma çalındı. Nutuk mudur, mesaj mıdır, hepsini r dinliyemedim. priz Bg her İde sonradan tamamını elde ede rek bugünkü nüshalarına basacak- Jardır. Zihnime takılıp kalan fikir şu- dur: Roosevet ezciimle; — Bütün dünya efkârı umumiyesi, henüz kanaatini yüksek sesle ilân et- miyor; fakat vicdanlarda zülme, isti- lâya, istibdada karşı büyük aksül Ââmeller hasıl olmaktadır. Buda, müstakbel cihanın kuruluşunda bi- rinci derecede âmil olacaktır! - mâ- nasına gelen düşüncelerini ilân edi. yor. Yeni dünyada, Eski dünyada, Şimal nısıfküresinde, Cenup nısıfküresinde insanlar hep: eİllâllah's diyorlar. Pınarbaşlarını ele geçiren devleri pek andıran zelim rejimler, istedikleri ka- dar kaba kuvveti emirleri altında bu- lundursunlar; milyonlarla insanm bugünlük passif bir vaziyette kalan, fakat yarın filiyat sahasında kendi- mi gösterecek olan «elverir!» i önünde fazla tutunamıyacaklardır. Müttefik İngiliz - Fransız devletle rinin deniz, hava, kara kuvvetleri cidden yaman vasıtalardır; fakat bir İsveçli annenin, bir Meksikalı iş ada- mının, bir Türk esnafının, bir Avus- tralva tayfasının, bir Polonya köylü- sünün, hattâ zalim rejimler ordu- sunda hâlâ müstakil tefekkür imkâ- nmı bulan bir neferin, sizin, benim » hülâsa ferdlerin - bu müşterek «Usandık, bıktık! ONedir bu haris dikkafalardan çektiğimiz?» o âhımız bütün o yaman harp vasıtalarına kı- yasla zalimi daha fazla kahredici bir silâhtır. İngiliz ve Fransızların ateşli çeliği, kaleleri devirmeğe çahşadursun; bu gayrimemnun milyonların o yüreğin. den kopup gittikce bütün dünyayı kaplıyan hava, dışardan zedeliyerek, içerden kurcalıyarak, tagallübü, adâ- letsizliği yerinden sökecek, atacaktır. Bugünün İnsanı, kurunuvüsta esa» retine kail olamaz. Velev, beş sene, on beş sene, yirmi sene, propaganda nın tokacı kafasına abes fikirleri mü- temadiyen perçinlemeğe çalışmış bu- lunsun, en ücra, en karanlık, en taz- yikli yerlerdeki İnsanları bile, kulak- larına, şu veya bu suretle «ferdlerin hürriyeti», «milletlerin istiklâlis gibi mukaddes fikirler mayasını atmıştır. İlk küçük fırsatta amme vicdanı, emsalsiz bir tahammur arzedecek; ve bu kabarma karşısında «ırkların mü- savatsızlığı», «milletlerin boyundu- ruğu», eferdlerin sindirilmesi. üzeri- ne kurulmuş rejimler kalmıyacaktır. Farzımuhal, ik galebe zulümde bile olsa, insanları ebediyen inkiyad ettirmek için jandarma ve pazvant adedi kâfi gelemiyecektir. Bu hürriyet ve istiklâl aşkı buharını! zaptedecek zulüm ve İstibdad kaza- hıri hiç bir diktatör henüz keşfede- sinüs sansa üne SEERERAEEREERTZ memiştir; keşif de edemiyecektir. Zira, esir olmamak fikrini, beşeriyetin mil- yonları behemehal benimsemiş bu- Tunuyor. Milyonlar güç kımıldar, geç füliyata geçer. Fakat kımıldıyacaktır; kendini gösterecektir. Roosevelti pek haklı görüyorum: İnsanlar, ferd ferd, hâlâ bütün bu dünya ahvaline karşı uzaktan seyirci — Fin - Sovyet harbinin başından- beri dikkat ediyorum bay Amca... ŞEHİR HABERLERİ Belediye neden stok yapamıyor? Gayri meşru servet sahibi olmak isteyenlere göz açtırmamak lâzımdır Son zamanlarda yiyecek, içecek, giye- çek flatlerinde sunl bir pahalılık var. Bir çok eşyanın flatleri hiç bir sebep yokken mütemadiyen artıyor. Bu gayri tabii ha- Mn bir ihtikârdan başka bir şey olmadi- ğına şüphe yoktur. Nitekim Ticaret Vekil B. Nazmi Topçuoğlunun şehrimizdeki ted- kikleri de harbi umumide bütün milletin başına belâ olan ibtikâr ojderinin bir da- ha baş kaldırmaması için hükümetin gösterdiği çok yerinde hassasiyetin gürel bir delilidir. Belediye kanununun, Belediye vazifele. rini izah eden 18 inci maddesinin 23 ün- cü fıkrası Belediyelere, havayici zaruri- yeye âzami flat koymak ve ihtikâra mâni olmak için bunları alp satmak ve stok Yapmak salâhiyetini veriyor, Kanunun bu maddesinden anlaşılıyor ki Belediye, hayatı ucuzlatmak için fi'len pi- yasaya müdahale edecek ve havayici zaru- riyeyi alp satacaktır, Fakat diğer taraflın Belediye, muha- sebe ve arttırma, eksiltme kanunlarındaki hükümlerden hariç olarak muamele yapa» mamak mecburiyetindedir. Bu sebeple, havayici zaruriye maddelerinde ihtikâra tesadüf edildiği zaman stok yaparak ma- kul bir fint ile salınak hususunda birçok kanuni güçlüklerle karşılaşmaktadır. Me- selâ ldhar edilen mal, halka biresmafgi- bi değil, müzayede, münakasa esaslarına göre satmak mecburiyetindedir ki bu, ve- rilen öalâhiyetin filen tatbikine imkin vermiyor. İşte gıda maddelerinin yükse mesi karşısında Belediyenin piyasaya nâ- sım olacak şekilde müdahale etmemesi surf bu sebepten İleri geliyor. Nitekim Sömlkok ve Karabük koklarını satmak için Belediyenin açtığı depolarda da bu kanun! müşkülât çıkmış ve Kuru- çeşmeden kok kömürü alıp Belediye depo- larma tevzi etmek vazifesini - bu kanuni hükümler haricinde kalan - Belediye koo- peralifi deruhde etmiştir. Belediye kanununun 15 inci maddesin- deki 43 üncü fıkranın tatbikini temin et- mek Üzere muhasebe kanunundaki bam kayıdların tadili lâzımge'iyor. Ancak alelâmum ihtikâriz mücadele için bükümete salâhiyet veren kanunun ya- kında Meclisten çıkması beklendiğinden Belediye, geniş mikyasta stok tedariki külfetinden vareste kalacağını ümid ediyor. Profesör Cemil Topuzlu ne diyor? Umumi harbin harp zenginliği ve ihti kâr hareketlerini o devri idrâk edenler, bütün focaat ve istirablarile hâlâ hatırla- bu işle çok mücadele etmiş, nihayet derd anlatamayınca çekilmeğe mecbur olmuştu. O zaman hükümet, ya &ciz kalıyor; yahut Zengin bir türedi zümrenin Çeşekkülüne göz yümuyordu. Bugünkü e Cüm- huriyetinin idarede, politikada farık vas- fı, Harbı umumi hükümetinin sakat ve ser- güzeştlere vesile veren politikasinın tama- mile zıddıdır. Bu itibarla pek yakında halkın sirisn- dan servet İdhar etmeğe heveslenenleri İmren ve memleketin normal vaziyeti- bozulmasına imkân vermiyeceğine ra Profesör Cemil Topuzlu, — Fiilen hali harpte bulunan İngiltere ve Fransada hiçbir şeyde ihtikâir yoktur. Yalnız harp dolayısile zaruri olarak bam maddelerde yüzde yirmi beş nisbetinde bir Binaenaleyh, vakit kaybetmeden güyri meğru servet sahibi olmak istiyenlere gim- diden göz açtırmamak lâzımdır» Kadıköyünde hâl yapılacak Eski hâlin bu işe yaramıya- cağı anlaşıldı Esbak şehremini operatör B. Emin za- manında yapılan Kadıköy meyva hâlinin, tekrar hâl haline konularak istifade edil- mesi düşünülmüş ve bu hususta tedkikler yapılmıştı. Binanın Hizum gelen evsafı haiz olmaması, Kadıköy çarşısından uzak bu- lünmas binanın hâl olarak kullanılmasına imkân bırakmıyor. Bu sebeple bina, yine #imdiki vaziyetinde kullanılacaktır. An- cak Kadıköyünde de bir perakende hâl binasına ihtiyaç vardır. Kadıköylüler, Ka- dıköy ve havalisinde yetişen mahsvllerin İstanbul hâline giderek orada toplan muamele gördüklen swra tekrar Kadi- küyüne gelerek satıldığını, bu suretle Ka- dıköylülerin iki defa nakliye ücretinden dolayı sebze ve meyvayı daha pahalı se- tan aldıklarını İleriye sürüyorlar. Belediye, büyük hâlden başka mevzii hâller tesis edecektir. Nitekim Mısırçar- şısının mevzii bir hâle kalbedilmesine ka rar verilmesi bu zaruretten ileri geliyor Belediye Mısırçarşısını yardımcı hâl vazi- yetine soktuktan sonra Kadıköyünde de bir bül binası irşa edecektir. Beykoz fabrikası fiatlere zam yapmadı Bir gazete, Beykoz fabrikasının 420 Ku- ruşa satılan ayakkabılarının flati 620 ku- ruşa çıkardığından bahsetmişti. Sümer Bank deri ve kundura sanayii müesşesesinden aldığımız bir mektupta bu haberin doğru olmadığı, kundura ve deri mamulâtı fiatlerinde hiç bir değişiklik ya- pılmadığı bildirilmektedir. Mektupta: «Her hangi bir flat zammı derpiş edildiği takdirde bu hususun alâ- kadar vekâletin müsaadesini istihsal ef- mek suretile yapılmak cihetine gidileceği tabildir.» deniliyor, imiş gibi bakıyorlar; amma vicdan. larda «İllâllah» sıkıntısı kendini fena halde gösteriyor. Müstakbel dünya- nın kuruluşunda zulüm ve istibdadın yer tutacağına katiyen ihtimal veri- lemez... Haksızlığa müstenid rejimlere ha- yat hakkı yoktur. .. Bir, fki milletin gönderdiği tay- yare müstesna... Karilerimizin mektupları Lâmba isteyen sokaklar Beyand Mithatpaşa caddesinin ni- hayetindea Kumkapı civarında Uysal ve İncirdibi sokağı, akşam olupda ortalık kararınca zulmete bürürmek- tedir. İnsan on adım ölesini güremi- yor, Son günlerde gazetelerde şehrin muhtelif yerlerine lambalar konula- cağını okuyoruz Bu sokakların da unutulmamasını rica ederiz, Mehmed Toköz Fırtına hafifledi Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerin- de karayel fırtınası hafiflemeğe başlamış- tır, Şile önlerinde batarak dört kişinin ölü- müne sebebiyet veren 29 tonluk Sulukaya motörünün kurtulan iki tayfası dün M- manımıza gelerek Liman relsliğine ifadele- rini vermişlerdir. Bunlar, Evrenyeli Murta- fa ve Cemal adında iki kişidir. Bunlar fa- elayı şöyle anlatıyorlar: «— Pırtınaya Şileye yaklaşırken yaka- landık. Motörümüz, Kilara adacıkları de- hilen mevkide Condere burnu Kayalıkları- na çarparak battı, Biz denize döküldük. Denizle mücadeleye giriştik. Kuvvetimiz kesilmek üzere idi. Bu sırada sahilden tah- Misiye efradı yetişerek bize roket attılar. Son bir ümidle bunlara sarıldık. Yakat dal- galar, kuvvetleri tükenen kaptan Recebi, oğlu İbrahimi, tayfa Salih oğlu Mustafa ile Mehmed oğlu İbrahimi aramızdan alıp götürdüler» KÜÇÜK HABERLER: 4 Çarşı içinde Keserciler sokağında 28 sayılı boş dükkün içindeki mangaldan et- rafa kıvılcımlar sıçramış, kaplamalar ateş almışsa da çarşı bekçileri tarafından sön- dürülmüştür. A Kadıköy havagazı idaresinde fenerei- lik yapan Ahmed, Mühürdar caddesinde 143 ye Onnik Balıkçıyana ald evin Önündeki feneri yakarken #içrıyan kivil- 4 Beyoğlunda Şair Ziyapaşa caddesin- de Safa apartımanında soba bacası tu- tuşmuşsa da ateş çabuk söndürülmüştür. .. Bütün dünya Finlere sempati. Taksimdeki su hazinesi kalkıyor Yeni açılan meydanın tanzi- minden sonra bu işe başlanacak 'Taksimdeki Cümhuriyet âbidesinin Tak- slm meydanı ile şimdiki Beyoğlu jandarma karakolu binası arasında açılacak 05 met- re genişliğindeki yeni meydana nakledile- ceğini yazmıştık. Bu husustaki tedkiklere devam edilmektedir. Burada açılacak yeni meydanın nâzum plânı tasdik edildiği için şimdi yapılacak tatbikat plânında meyda yapılacak gösterilerek plân dilmek üzere Nafia Vekâletine gönderile- cektir. Nafla Vekâleti tatbikat plânını $as- vip ederse, âbidenin de yeni meydana nak- 1 hükümetçe tensip edilmiş olacaktır. Abi. denin naklinin ne suretle temin edileceği ve bunun için ne kadar masraf gideceği bilâhare tesbit edilecektir. Seksen beş metrelik meydanın tanzi- minden ve Taksim kışlası sahasında yapı- lacak yeni binaların ikmalinden sonra Taksim su hazinesinin oyıktırılması ve g#imdiki Pransız konsoloshanesi binası karşisındaki binaların istimlâkl işine baş- Isnacaktır. B. Prost'un plânına güre, Azap- kapısından “Tepebaşının arka- sından geçocek büyük caddenin Taksimde ki son noktası, şimdiki su hazinesinin sa- hasında olduğundan, bu hazine de buradan kaldırılacaktır. Kadıköy kaymakamlık bi- nası tevsi edilecek Kadıköy kaymakamlığı binası, kayma- kamlığa ve Belediyeye aid şubeleri tama- mile ihtiva etmiyor. Bu itibarla kayma» kamlık binasının genişletilmesi muvafık görülmüştür. Bu hususta #edkiklere bağ- lanmıştır. Kaymakamlık dalresinin tevsi Kadıköy meydanının tanzimile âhenkdar olacaktır, Kadıköyünün muhtelif yerlerin- de bulunan kaymakamlık ve Belediye şu- beleri yeni binada toplanacaktır. Kadıköy meydanını zemininm bir metre kadar yükseltileceğini dün yazmış tık. Zemin yükseltitikten sonra meydanın tanzimi de plâna göre yapılacaktır. Mey- danın Marmara barafındaki kumluk sa- hası, şimdiki gibi bir meydan halinde mu- hafaza edilecez ve burada inşaat yapıl- muyacaktar. «. Hayır duadan başka bir yardım- da bulunmuyor... “ Kara dul, un : .. garip tecellisi «Karâ dul»!... Bu korkunç bir fik min ismi değildir. «Kara duls şimdi Londra hayavanat bahçesinde, yav rularile beraber yaşıyan, yer yüzün- deki mubarebelerden filân tabii hiç haberi olmıyan pek nadide bir Bay- vanın ismidir, Kara dul, son derece zehirli bir dişi örümcektir. Bu korkunç hayvanın hafifçe bir sokması İnsanı çok kısa bir zamanda öldürmeğe kâfi gelirmiş. Cinsi son derece aztlan bu dişi örümcek, bilmem hangi kıtadan, vah. şİ ormanlardan yakalanıp Londra hayvanat bahçesine getirilmiş. Lâkin şimdi muharebe vaziyeti ile Karadulun hayatı son derece alâka- dardır, Çünkü kendisi hakkında pek müthiş bir karar verilmiştir. Londra- ya bir hava hücumu yapıldığı takdir de ilk iş olarak hayvanat bahçesi me- müurları Karadulun yuvasını imha edecekler, onu yavrularile beraber öl düreceklerdir, Bundan başka da çare yoktur. Çün. kü Kara dulla yavruları bir hava hü- cumu esnasında kaçtıkları takdirde bu, halk için hakiki bir felâket olabi. lir... Avrupa harbinin biçare dişi örüm- ceğin mukndderatına ne büyük bir rol oynadığını görüyor musunuz?... Zavallt Karn dul!.. Vaktile vahşi ormanlarda, balta yüzü görmemiş ağaçların dibinde, aslanlar, kaplan- lar, filler ve en zehirli yılanlar arasın- da ne kadar rahat, ne kadar mesud- dun; bilhassa bütün bunların içinde hayatın ne dertce emniyette idi. Böy- Je her an ölüm tehlikesi başının ucun- da dolaşmıyordu. Sonra bir gün onu yakaladılar. O vahşi, o korkunç ormanların içinden, Aslanların, kaplanların, fillerin ve en müthiş zehirli yılanların, daha bin türlü canavarların arasından aldılar. Belki büyük ve lüks vapurlarla de- nizler aştın; saatte bilmem kaç kilo- metre giden trenlere bindin. Artık ya- bani ormanlar, vahşi hayvanlar ar- kanda kalmıştı. Haritalarda en me- deni diyar olarak gösterilen yere gidi- yordun. Artık Avrupada yaşıyacak» tın, Bundan sonra kulakların aslanla. Fakat bir gün geldi ki yeni yaşadı. ğın diyarda aslanların, kaplanların vahşi böğürtüleri yerine top sesleri işitilmeğe başladın. Şimdi habersizce beklediğin tehlike acaba eski iptidai, vahşi memleketinde var mu idi? Bedbaht. Kara dul.. Aslanların, kaplanların, türlü türlü zehirli yılan» ların arasında ölme de burada üze zrinde dolaşan ağır bombardıman tayyarelerinin ilk gürültüleri işitilir işitilmez, hayata gözlerini yum!.. Garip bir tecelli... Hikmet Feridun Eş amssanmensersanas 00 s9s1sassssns sanan 4s aaAUNE Nişan cemiyetinde kavga Hürriyettebediye tepesinde oturan Abdul- Jahin nişan cemiyetine üç kişi gitmiştir. Gece yarısı bunların arasında kavga çık- muştır. Kavga edenler, Salih, Mitat ve Ni- yazldir. Üç kişi arasındaki ağız kavgası, gitgide arbede şeklini almış; Niyazi, Mitat ile Salihin Üzerine sopa İle saldırmıştır. Neticede bunlar kollarından, Niyazi de ba» gından Sopa ile yaralanmışlardır. Vaka yerine yabıta memurları gelmiş, Salihin taşıdığı beş ateşli tabanca müsa- dere edilmiştir. Yaralıların ilk tedavileri yapılarak tahkikata başlanmıştır. B. A, — Bereket versin Sovyet komşulara!... Bak gene 20 tank, 30 karayon erzak vermişleri...