ii 16 Kânünuevvel 1990 AKŞAMDAN AKŞAMA Yusuf Ziya Demircinin kıymetli eserleri Yaptıkları iş pek büyük olduğu halde kıyıda kalmak tfevazuunu gös- teren münevverler vardır, Bunlardan biri de konservatuar müdürü B. Yusut Ziya Demirci'dir. Onun bu millet kül- Kürüne temin ettiği faydayı bilmem ki kaç âlimden, kaç sanatkârdan gör- dük. İ Hepsi de folklor'a ald olmak üze- ye on altı eserinin ismini biliyoruz: Boş beşik ve Ak kuş (Yürük romanı, Şu dağların ardında (küy hikâyeleri», Köylüler ve Yörükler arasında, Hikâyeler ve masal- lar, Anadoluda eski çocuk oyunları, Ana- Goluda eski düğün ve evlenme âdetleri, Köy halk türküleri, — Basılacak olanlar: Folklor (bizde ve Avrupada), Ata sözleri, Bilmeceler, Âdetler - ananeler. — Halk ro- Marları: Güzellerin dağı, Kanatsız kartal, Kınalı taş, Er - kaya, Piliz kıran, Azımsıyacak mikdar değil, İnsan bunları yalnız istinsaha kalksa hayli si.man ister. Yusuf Ziya Demirci, bu pn altı kitabı yazmış olmakla ömrü- nü £foliler denen halk sanatine vakfettiğini gösteriyor. Mesaisini sa- ğa sola dağıtmayıp da bir gaye etra- fında teksif edenlerimiz ne kadar nâ- dirdir. Müellifin kıymeti çok çalışmış, çok yazmış olmasında değildir. Eserleri min yalnız bir tanesini ele alalım: ANADOLU KÖYLERİNİN TÜR. KÜLERİ, Yalmz bu dört yüz sahifeli kitap, bu muharrire yüksek bir mevki ver- mek için kâfidir. Eserin mukaddime sindeki tedkik yazısı da bir tez kıy metinde olduğu İçin insanı «Doktor» payesine çıkarabilir, Gazetelerde bir zamanlar; «Köy köy geriliyor; halkımız arasında do- Taşan türküler; mahallerinde hüdai- nabit sanatkârlara söyletiliyor; ses- Jer plâklara tesbit ediliyor.» diye ha- berler intişar etmişti. İşte, «Anadolu köylerinin türkü- leri» o meşakkatli ve uzun mesainin zübdeleşmiş neticesidir. Mukaddimede müellifin folkloru anlayış şeklini görüyoruz ve tasnifle- rinin he tarzda olduğunu anlıyoruz. Sonra şarkılar, doğumdan ölüme doğru devam ediyor; «Ninniler; çocuk türküleri; tabiat türküleri; aşk türküleri; düğün ve evlenme türküleri; askerlik türkü- leri; iş sanat ve meslek türküleri; zeybek, derebeyi ve kahramanlık tür- küleri; cinai ve faclavi türküler; ağıt- lar, yani ölüm türküleri,» Ve bunlar, haklarındaki müseccel malümatla bezendirilmiş. Öyle ki, Âdeta bir lügat. Her İlim müdekkiki, her sanatkâr ve her kütüphane için, her devirde lâzım olacak. Ayni za- manda, halk türküsü plâklarının bir kataloğu mesabesinde, Yanlarında te- kabül ettikleri plâklarm nümaraları gösteriliyor. ... Bu, kiymetli münevver Yusuf Ziya Demirci'nin yalnız bir kitabının tari. fidir. Romanların maalesef oku- yamadım. Fakat tetehbü mahiyetin- de olanlar serlâvhalarile çok şey va- detmiyorlar mı: Bütün ata sözlerini, bilmeceleri, âdetleri ve ananeleri bi- rer cild içinde toplu ve iyi tasnif edilmiş, şerhlerle bezendirilmiş bula- bilmek, yalnız biz Türkler için değil, mücerred mânada ilim için de kazanç teşkil edecektir. Yusuf Ziya Demirci'yi, tek başına çalışarak böyle semereler verdiği ve vereceği için, hürmet ve muhabbetle tebrik ederiz. (Vâ-Nü) ŞEHİR HABERLERİ Belediye kömür depoları açacak Kömür sıkıntısına karşı tedbir alınıyor Belediye, şehrin kok kömürü ihtiyacı e: rafında tedkikler yapmış ve bu üzerine bazi kati tedbirler almıştır. İskan: bulun kok kömürü ihtiyacı Zonguldak sö- mi koku, şehirdeki gazhanelerin istihsal Ye Avrupadan gelen kokla temin ediliyor- du. Harp dolayısile Avrupadan gelmediğin- den şehrin ihtiyacı artmıştır. Hükümet, bu noksanı telâfi etmek üzere Karabük kö- mürüntı de İstanbula gönderilmesini mu- yatık görmüştür. Vekâleti, Kara» bük kokunun Zonguldakta vapura teşli- mini 20 lira 95 kuruş olarak tesbit etmiş- tir. Vapur ücreti, sigorta, vapurdan boşalt- ma, depoda tarlma, kamyonlara tahmil ve Asfalt yol mu, parke mi? Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırdarın beyanatı Yol inşaatında asfalt yerine parke inşa- atının - İyi yapılmak şartile - tercihi le- hinde bir kartimizin gönderdiği mektuba dün neşretmiştik. Bu hususta mülallasnı soran bir muharririmize Vali ve Belediye Reisi Dr, Lütfi Kırdar demiştir ki: — Her ikisinin de faydası ve zararı var: Asfalt, parkeden biraz daha ucuzdur, son- ra daha temizdir, çabuk ve İyi yıkanır, da- ha temiz durur. Medeni şehirlerde bu ba- kımdan asfaltı tercih ediyorlar. Bundan başka asfalt yol üzerinde vesaiti nakliye ile seyahat edenler, daha rahat ederler, Purkoye gelince! Parke yerli malıdır bette bu bakımdan müreccah olur. BİZ $i di, diğer medeni memleketlerde olduğu gi- bi, birinci sınıf caddelerimizi asfalt, di- gerlerini de parke olarak yaptırmağı doğ- ru buluyoruz. Ancak bu parke taşı da Ba- bıâli caddesinde kullandığımız gibi, mo- zaik parke olmalıdır ve bunu da gene Babi- âlide olduğu gibi beton zemin üzerine i5- tinad ettirmeliyiz. Esasen asfalt olarak inşa ettiğimiz yolların yokuş kısımlarını dâ parke olarak yapıyoruz. Bacaların açılma» sına gelince; Zemini beton olan parke in- gaatında da baca açmak o kadar kolay de- gildir. Kahve tacirleri Dün ticaret müdürlüğünde 2 toplantı yaptılar İstanbul kahve tacirleri dün sabah ve öğ- Jeden sonra Mıntaka Ticaret müdürlüğün- da iki toplantı yapmışlardır. Brezilya kahve şirketi, 'Tiearet müdür- lüğüne verdiği bir listede, burada kahve Bastığı tacirlerin isimlerini bildirmiştir. Şimdi Ticaret müdürlüğü bu tacirlerin kimlere kahve sattıklarını tesbit için tah- kikat yapmaktadır. Bu tahkikat neticesin- de, kahve ticaretile alâkaları bal de harp dolayıslle fiatlerin yükselmesi üze- | rine kahve tlearetine girişenler meydana çıkarılacak ve bunlara kahve verilmiyecek- tir. Aldığımız malâmata nazaran, evvelce Brezilyadan sipariş edilip Marsilyada kalan beş bin çuval kahvenin memleketimize gön- ü hükümetçe yapılan teşebbüs- Jer müsbet netice vermiştir. Beş bin çu- val kahve birkaç güne kadar Marsliyadan İstanbula gelecektir, Süleymaniye civarında oturan Fahri- ye adında bir kadın ev kirasını almak ie kiracı Zelihaya gitmiş; Ze! kardeşi Münire bir olarak Fahriyeyi içeri- alıp dövmüşlerdir. Dün Sultanahmd ih mahkemesinde muhakeme edi- suçları sabit ol- duğundan yirmi beşer lira para cozasına mahküm olmuşlardır. * Kiğıthane civarında Subaşı çifliği des nilen yerde ağıla koyun koymak mesele- sinden dolayı kavga ederek Niyazi ve Ta- hir adlarında iki çobanı tabanca İle vurup bunlardan Niyaziyi öldürmekten mazmun Şabanın muhakemesine dün birinci ağır- ceza mahkemesinde bakılmış ve gelmiyen gahidlerin çağırılması için muhakeme baş- ka güne bırakılmıştır. kâr da ilâve edilmek üzere İstanbulda Zon- guldak tlatine $ lra 20 kuruş ilâve edilmek süretile, Karabük kömürünün 28 lira 25 kuruşa satılması Belediyeoc kararlaştırıl- mıştır. Ancak bu flat Kurüçeşmedeki de- polardadır. Kuruçeşmedeki depolardan kö- mür alan tacirler, perakende olarak 33, 34 Uraya kadar mahalle aralarında satış ya- pıyorlar. Belediye, şimdi halkın ucuz kö- mür satışını temin esmek üzere yeni bir çareye baş vurmuştur. Belediye, her kaza- da bütün masrafi kendisine alt olmak Üze- re bir depo tedarik edecek ve depoya da bir memur koyacaktır. Kuruçeşmeden şeh- rin muhtelif kaza merkezlerine kadar yol Karilerimizin mektupları Eğlence yerlerindeki ucuz tarifeye riayet etmeli! Bu ayın öt ikisine tesadüf eden sa“ hı günü gecesi saat 23 e 20 kala İstan- bul tarafında (***) bahçesine çocu- Eumla beraber gittim. Tarife müci- bince kahve çay, gazoz, limonata 15 Kuruş olduğu halde 40 kuruş almağa kalktılar. Tabii vermek emedim. Münakaşa uzadı ve mü aahibi ile garson tarafından 8 . Tabii mer- kez işe vaz'ıyed ederek beni haklı gördü ve bıraktılar. Bizler mubitin ya- bancısı değiliz. Fakat yabancı olan birçok alleler &idip oturuyorlar da bunların menfaatini gözterek yazıyo- rum, Tarife mucibince alınması icap eden paranın zorbalıkla ve şerefi ren- cide edercesine karakol dolaştırıp alın- ması ne demeklir? Kumkapıda Pazrand sokak 11 No. da mahallebici Ali Koşar Alâkadar makâmların (o dikkatini eelbederiz. gikâyelçinin ismini ve mü- racaat ettiği merkezi yazmakla bera- ber, fena muamele gösteren müsss- seyi, ticari zarara uğratmamak için mesküt geçtik. Alikadar makam, mer- kez ve bü yukarıki adres vasıtasile tahkikatta bulunabilir. KÜÇÜK HABERLER: # Hereke istasyonunda geçenlerde vu- kun gelen tren müsademesi dolayısile Dev- let Demiryollar umum müdürlüğü tarafın- dan bilumum işletmelere yeni bir emir ta- mim edilmiştir. Bu emirde; trenlerin badema; istasyona yakın makaslara gelir gelmez durma de- recesinde yollarını kesmeleri, bilâhara tek- rar yavaş seyirle harekete geçerek bu ş8- kilde iştasyonlara girmeleri bildirilmiştir. Bu emre muhalif hareket eden tren ma- kinistleri şiddetle tecziye edileceklerdir. 4 Kasımpaşada kasap Osmanın çırağı Şevket, et makinesinde et kıymakta iken elini kaptırmış ve yaralanmıştır. Polis, yaralı çırağı Beyoğlu hastanesine yatır. muştur. 4 Haseki hastanesindeki eski tedavi pa- yonunda tesis edilen 25 Yataklık yeni teda- vi paviyonu ay başında açılacaktır. Ayni zamanda hastanenin müştemilâtından olan bir binada da 70 yataklı yeni bir hariel ai arılmuştar, ünde bir sandal inde bu- lunan erkek c& hatı darma ve müddelum kikat peticelenmiş ve ölüm, ihracat tacirle- rine verilmiş olan ihracat ruhsatiyelerinin müddeti bugün hilam bulmaktadır. Tica- ret Vekâleti yeniden hazırladığı ihracat rTuhsatiyelerini İstanbul “Ticaret odasına göndermiştir. İhracat tacirleri yeni ruhsü- Ticaret odasından almağa bağla muşlardır. Yarından itibaren eski ruhsatiyelerle ih- racat yapılamıyacaktır. masrafı da ilâve edilmek üzere o semtte perakende kok satışı tesbit edilerek iste- nildiği kadar satiş yapılacak ve Belediye bunun için hiçbir kâr almıyacaktır. Zonguldak sömikoku Karabük kokundan daha ucuz olduğundan İleride sömikokun da bu Belediye depolarında satışının te- minine çalışılacaktır. Bu takdirde Belediye taliplere kısmen Karabük, kısmen de Zon- guldak kokunu sstacaktır. Dün bu maksada kaymakamlar Beledi- yede bir toplantı yapmışlardır. Kaymakam- lar, kendi mıntakalarında birer depo (e- darik edecekler ve kendi mıntakalarında- ki kok satış fiatlerini tesbit edeceklerdir. Karadenizde fırtına Küçük gemiler seferlerini güçlükle yapıyorlar Karadeniz Ilmanlarından limanımıza gelen malümata göre; Yirmi dör saatien- beri Karadenizde oldukçr o kurvetli fırtı- nalar başlamıştır. Bu fırtınalar şimdiki halde gemilerin seyrüseferinn omânl ola cak derecede değilse de tüçük merakip seferlerini müşkülâla o yapabilmektedir- ler. Dün gelen vapurlar Dün; llmanımızı Amerikan Eksport Lâyn kumpanyasına aid iki vapur gelmiş- ür. Bu gemiler, #€ zde Ihracat malla- nmızdan alarak reket edeceklerdir. Deri tacirleri bugün toplanacaklar Deri tacirleri bugün saat 15 te Mınfaka İktimd müdürlüğünde toplanarak deri fi- atlerinde yüzde elli nisbetinde fiat yüksel- mesi etrafında görüşme yupacaklardır. Öğrendiğimize göre, bu yükselme, deri imalinde kullanılan ve evrelce Almanyadan gelen iptidai maddelerin bulunmamasın- dan ve Amerika ile akredit muamele ya- pılmaması yüzünden Cenubi Amerikadan deri gelmemesinden teveliğd etmektedir. Fındık Ali Metresi Zeynebi mütead- did yerinden bıçakla yaraladı Dün Fatihte Şekerci hanında bir yarala- ma vakası olmuştur: Bu hanın odaların- dan birinde oturan Fındık Ali isminde bir gençle meiresi Zeynep bir müddettenberi yekdiğerile Kavgalı bulunmakladırlar. Müteaddid defalar, bu kavgularını bazi kanlı şekillerde bitirmiş olan iki dost, dün bir aralık gene bir hiç yüzünden kavgaya tutuşmuşlar ve az zamanda bu kavgayı bü- yütmüşlerdir. Nihayet, Zeynebin tahrik edici bazı ağır sözlerine tahammül edemi- yen Fındık Ali, yanında bulundurduğu bı- çağını çekerek Zeynebin üzerine atılmış ve onu müteaddid yerlerinden yaralamıştır. Yaralı kadının feryadına yetişen komşu- lar zabılayı haberdar etinişler, gelen me- murlar, Fındık Aliyi elinde kanlı biçağile beruber yakalamışlar, yaral: Zeynebi de te- davi altına 3 aldırmışlardır. * Gümrük memuru olmak istiyenler için açılan imtihan dün yapılmıştır. İmtihana yetmiş lise mezunu ve 93 ortamektep me- zunu iştirak etmiştir. İmtihan ovrâkı tad- kik edildikten sonra kazananlara tebligat yapılacaktır. # Bir müddetlenberi Karab nan B. Prost dün şehri vehassıs dün Taksime giderek T desinin açılacak meydana nakil etea- fında tedkiklerde bulunmuştur. 4 Son İrtihanda kazananlardan on beş kişinin tayini, Belediye Memürin koimisyo- nunca karar verilmiştir. & Eminönü ile Kasımpaşa ve Beyoğlu Yenişehiri arasında, Kadıköy - Acıbadem ve Çamlıca kız lisesi arasında yeniden iki ölebüs seferi tesisine Belediyece karar ve- rilmiştir. Belediye, bu hatlarda çalışacak olanlar çıkarsa ruhsatiye verecektir. Bay Amca ve harp zenginleri — 1989 harbi nasıl 1914 e benzemi- yorsa bu harbin zenginleri de başka geşit olacak bay Amca... a Meselâ pastırmacıdan klğıtgı.. | . Celepten manifaturacı.., .. Kasaptan demirci görülecek!.. B. A, — Merak etme, hepsi bir ka- pıya çıkar!.. Par çırpan | Bıyıkları meşhur artist Sinema meraklılarının başı sağ ol sun. O yattıkça kendilerinin ömrü uzun olsun. Meşhur sinema yıldın Duglas Fairbanks ölmüş... Garip bir şeydir. Duglas Fair. banksın ismi geçtikçe aklıma kim ge- hir bilir misiniz?.. Tahmin eğdemezsi- niz, «Hürriyet kahramanı» diye am- lan meşhur «Niyazi beyi Duglas Fairbanks ve Hürriyet kâh- ramanı Niyazi bey!.. Ne münasebet!.. diyeceksiniz değil mi? Halbuki biri- nin İsmini söyledikleri zaman ötekini hatırlamamın mühim bir sebebi var- dır: Bıyık meselesi... Niyazi beyin yanından ayırmadığı geyiği kadar uzun bıyıkları da meş- hurdu. Duglas Fairbanksın ise san- atı kadar gaytan bıyıkları da dillere destan olmuştu. İşte «Niyazi bey» le Duglas Fair- banksın arasındaki münasebet... Hem Duglasın bıyıkları Niyazi be ginkilerden de çok daha meşhurdu. Bu bıyıkların şöhreti Amerikaya, Av- rTupaya, Afrikaya, Avustralyaya, Çine, Japonyaya, Hindistana, hattâ belki de Pafagonyaya kadar uzayıp git miş. Bir zamanlar, Duglas Fair- banksın yıldızı pek ziyade parlakken bütün dünya gençleri onu takliğ ederler, bıyıklarına meşhur artistin- kiler gibi bir şekil verirlerdi, Hattâ bu çeşitten bıyıklara da «Ala Duglas» derlerdi. Bu meşhur bıyıkların sahibini, memlekette ilk sinema merakı başla” dığı zamanlarda, 15. 20 sene evvel Az mı seyretmiştik, «Bağdad hirsizi ni az mi alkışlamıştık? Artistin, şöhreti dünyaya dolaşan bıyıklarının tesirini hâlâ etrafımızda, vapurlarda, tramvaylarda, sinema- lardâ görmek kabildir. Hâlâ bazı gençlerin dudaklarında Duglasın or- taya koyduğu modaya uygun bir tarzda bıyıkar görebilirsiniz. Bu modanın piri artık dünyaya gözlerini kapadığı için belki de artık onlar biyıklarına, yeni ve parlak bir sinema artistinin bıyık şeklini verir. ler, o da başka bir bahis.. Bu bahis bana bizdeki muhtelif bıyık şekilleri. ni hatırlattı. Kelebek biyıklan tutun da bektaşi bıyığına kadar memleke- timizde her çeşit, her tip bıyık şeklini bulabilirsiniz. Duglas bütün bunlara yeni bir şekil daha İlâve etmişti. Şim- di bunları yazarken aklıma birşey geldi. Zavallı artistin bundan iki se- ne evvel kendisine gâyet kuvvetli bir aşı yaptırdığı şayiası ortaya çıkmıştı. Bilmem nereli bir doktor tarafın- dan yapılan bu aşının Duglası son derece gençleştirdiği söyleniyordu. Hattâ Duglasın yine eskisi gibi hop- layıp zıplayacağmı, atlayıp sıçrayâ- cağını tahmin ediyorlardı... Zavallı... Hikmet Feridun Es sanasasanessaaaaasaasans sesı sessanesem Ihracat faaliyeti Dün muhtelif memleketlere gönderilen mallar Dün muh pilmiş, bu caristana ham deri; İlalyaya fasulyo, sa ami; Mısıra pastırma, kestnas, tine pastırma, kastan», mahleh; Yunanistana balık; Bulgaristana, Roman- yaya ve İtalyaya li da gönderilmiştir. İnebolu iske ie tacirlere sit birçok saracat eşyasının biriktiği ve çürümeğe başladığı hakkında vaki mürucant üzeri- pe Vekâlet lâzımgelen tedbirleri almış ve Cümhuriyet vapuru dün bu eşyadan 3600 parçasını getirmiştir, Diğerleri birkaç gün içinde getirilecektir. racat ya — Hangi kapıya?.. B. A. — İhtikârla mücadele komis- yonunun kapısına!.,