prn pre İM şe mer rae ey ee AKŞAM Eski günlerde Gece toplantılarında el ve beden marifetleri Mutlaka el ve beden marifetlerine sıra gelirdi. Bunların başlıcalarını nakledelim: (İşte burnum, işte kulağım) da sağ elin iki parmağı burnu tutarken, çap razlamâ yanaşan $ol elin Iki parmağı sağ kulağın memesini yakalıyacak. Hop! Eller yine çapraz şekilde hadi Öbür tarafa; yani şimdi de şol parmak lar burunda, sağdakiler sol kulakta ve (işte burnum, işte kulağım) lar ça- buk çabuk, ardarda takib ettirilecek, Gelgelelim burnu, kulakları bulabi- Wirsen bul. Alıklaşıp tersleri dönen dö- nene; gözlerini, yanaklarım tutan tu- (Kebapçılık) ın tarifine bakarsan kolay mı kolay, eni Konu çocuk oyu- nuydu Bunda da sağ el sağ dizin üstünde, | kaç dalkavuğu yüzüstü kapaklanmış- güya eti bıçakla kıymalar gibi ileri geri gidip gelirken, sol el öbür dizde, olduğu yerden santim şaşmaksızın, pirzola çeviriyor gibi'dönüp duracak. Bunu tecrübeye kalkışanlar da der- hal bocalar, ellerinin hareketleri karı- gır, zırvalayıverirlerdi. (Yağ, bal) faslına kulak ve göz atın- ca İşten bile değildi. : Bir elin avucu (yağ gibi indi) ile göğsün etrafını aşağı yukan svazlıya dursun, ötekinin uç uca gelmiş par- makları (Bal gibi sindi) diye yüreğin fstünde âynı noktaya inip kalkması Yâzım. En becerikli ve apiko geçinenler, | başlarında : kolları sıvar sıvamaz şeşırırlâr, yüzü- ne gözüne bulaştırırlardı. Bu partiye kalkışılınca babaannele- rin, kul cinsi hatünelerin, arab bacı- ların derakab ayaklanarak: — Ayol buna mis gibi tapınma der- ler. Aman çocuklar kelimel şahadet getirin; tövbe ve istiğfar edin!. lerle atılıp mâni oluşları da lâhzada... Sırada bir de (Yekçeşim) oyunu var- &ı ki emsalleri arasında en şenlikli ve gülünçlüsüdür. Böy hizasında olması için bir san- dalyeye sigara sehpası, onun Üstüne bir şamdan, şamdandaki mumun te pesine de küçük bir köğnd külâh ko | Rus Fiakenşmit ve yahud Fransalı nur. Adı üstünde, girişecekler tek göZ- | Pol Pons ayarında bir kişi, iki yumru- Mi; bu sebepten ötğrü de gözlerinin biri kalın bir bezle sımsıkı bağlı. Oyunun an noktası, altı yedi adm geriden sağ kolu uzatıp, yavaş yavaş | Füstmin sol eli üstüne, sol baş parma- yaklaşarak, ilk fiskede külâhı yerin- | ğını da sağının altına bir anda vur den fırlatmak. — Allah Allah!... Bunu yapamıya- cak kadarda mi aptal, avanağız? di- ye atılanları görmeyin. Kimisi külâhı kaç karış geriden fiskelemede, Man- zarayı seyrederek akillarınca us ba- hası almışlard a muma çarptıkları hal- de hâlâ parmak oynatınamada; etraf- | geçdik, hattâ ufak tefek çarpıklıklar- tan da kahkahalar kopmada. (Acaip... Amma da miskin, sersem şeylermiş!) demeyin; bir kere tecrübe edin de kazın ayağının ne çeşid idü- | lıkla karşı karşıya diz çöker, bir ba. günü görün. SERMED MUHTAR AN Koca karılar şimdi de çırpınmağa başlarlardı; — Miras vedi Velefendinin oyununa mı kalkıştınız, deli Zilhalar, çılgın oğ- lanar?... Bunu yaparken o adamın ta ibriğin sivrisi taş ölçerim gözlerini | çıkarmış, alınlarını delip beyinlerine saplanmış Hemer hemen ayni şekil üzere, &y- | ni güçlükte ve hiç tehlikesizi de yok değil: 'Tos vurmuş gibi kafa kafaya gelip, keza eller sırtta olarak bir hamlede ar. kaya çekilip ayrılmak. Acuzeler hemen çimdiğ! burarak , kızlarmı, torunisrını aradan sıyırırlar, hele bacağın bir yere müva- zi vaziyette iken etrafa tutunmadan çömelip kalkışlara, kuzu kuzu Olup | kollara abana abana girişlen şinav ha- reketine köpürürler, olanca cinleri | — Edep yahu!... Âr, haya, izan kal- madı mı?... Tazelerin baldırları, etleri | budları görünür ayol!... Helâllerinden | ... iye ifrit ke- Bu kabil beden marifetlerinin daba çeşidlisi en ziyade Mektebi sultanilerin, Modadaki, bilmem nerelerdeki Frer- ler mektebine gidenlerin bulunduğu toplantılara münhasırdı. l Hepsi de almanak Hachette (Je sais tout), (Lecture pour tous) gibi Fransız mecmualarından kabullen- me, Hatırıma gelenleri sayacağım: Cihan pehlivanı Kara Ahmed veya gunu yanyana getirip, olanca kuvve- tile sıkı sıkıya tutsun. Üflesen yıkıla- cak bir sıskada sağ baş parmağını ol versin, Balyoz gibi yumrukları ayırıverdi gitti Çömelmiş giki bir bacağın altından | kolü uzatarak yere tebeşirle doğru bir çizgi çizmek... Dosdoğruluğundan vaz | dan da. Hat kambur kunbur olup çi- kardı. Bir başkası: İki kişi bir adım ara- caklarını elle yerden kaldırırlar. İki- $inde de birer şamdan var; fakat bi- Akrabalık, süit, elde ““iylimüşlük gi- | Tindeki yanmada, diğerindeki sönük. bi hususlarla araya Karışmış, kaç göç keyfiyeti ya büsbütün, ya da yarım yamalak bir baş örtüsile bertaraf edil miş sivrice erkek çocuklar bulunun. ca daha başka numaralar da yapılır- dı: Kafayı duvara dayayıp, üç ayak bo: yu geri çekilip, kollar belin arkasına kenedli halde iken doğrulma. Bunu başarabilen mi çıktı, daniska- si hazır: İki diz üstü çöküp, gene eller arka- ya bağlı, üç karış ileriye konmuş ib- Sönük mumu, yanan mumdan yak- mak... İ Daha başkası: Bir maden suyu şişe- | sinin üstüne oturup, ayakları yerden kesip, kibrit çakarük gene eideki mu- mu yakmak... ! Sağa sola orsa bucadan kurtulabilen çıksın meydana... İ Bir dahası: Sağlam, kunt bir heza- | ran saridalyeyi, sirtd düşen tarafı yu- | | ekmek üzere yere yatırdıktan ve , arka tahtası- nın nihşyetine konan şişe mantarını ağızla almak. Rİ İY YO ia Mz Yekçeşim Seti ALUS) si Baskül hâdisesi ve tepetaklak oluşu saniyesindeydi, Bu silsiledeki frenk oyunları arasın- da bir de hayli yerlileşmişi vardı ki çok rağbette ve boyuna oynanırdı. O vakitler iskambil kâğıdı hangi evde yok ki. Konakların kahve ocaklarında uşakların, aşçıların, arabacıların bile önünde. Papaz, kız, bacak gibi suret- lerin yüzleri gözleri kazınmış, en bü- yük günahı giderilmiş olarak, küçük evlerdeki kaba sofuların bile dizlerinin dibinde, Paketi de para ile değil, üç onluğa. | 52 adedlik tar; deste getirilir, yere tepe aşağı kalıplı bir fes konur, üç dört adım geriden iskambiller teker teker fırlatılırdı. Fesin içine en çok atabilen mahir, eli üslülu ve kazanıyor. Lâ? değil, gayet zor İştir. Kâğıdlar havalanıp havalanıp sağa, sola, öne, arkaya düştükçe düşer. Koca destede fese üç dört tane sokan düdüğü çaldı. Şunu da ilâve edip bitirelim: Büyükçe bir şişeyi ufki tutup, ağzı- na küçük bir mantar koyacaksın, üf- leyip onu içeri tıkacaksın!... Umulduğu kadar kolay mı değil mi, denemesi bedava... ç Sermed Muhtar Alus 65 kuruş alacağın sebep olduğu cinayet Suçlu mahkemede kendisinin maktulü öldürmek istemedi- ğini 'söylüyor > “ Geçenlerde Mercanda 65 kuruş alacak Mmestlosinden çıkan bir kavgada arkadaşı Zeynelin, saraç bıçağile karnını deşerek öldürmekten mazmun Ömer Müştak ikinci ağır ceza mahkemesine verilmiş, dün mu- hakemesine başlanmıştır. Maznun Ömer Müştak mahkemede vakayı şöyle anlat- meağtır: — Altı ay kadar evvel Zeynele 65 kuruşa bir bel kemeri satmıştım. Ayadan uzun saman geçliği halde parayı vermedi. Va- İ kadan bir gün evvel dükMünına giderek geldi ve bana; yanında niçin para istedin, izzeti nefsimi Jekeltdin?» diye küfür etmeğe ve üzerime hücuma başladı. Dükkân komşum Rıfat araya girerek kendisini dışarıya çıkardı. Fakat biraz sonra Zeynel tekrar dükkünn geldi ve elimde bıçakla Çahşrken gene üzerime hücum etti. Ben kendisini dükkün- dan çıkarmak İstiyordum. Biribirimizi iterken ikimiz birden. Yere yuvarlandık. Her halde o sirada #limdeki biçak karnına saplanmış olacak. Ben Zeyneli vurmadım. Vürmek da istemedim. Kâvgada Zeynel sarhoştn Şahid olarak einlenen Rıfat, Zeynel Ye İ Ömer Müştak karen ederlerken kendisi araya girdiğin! ve Zeynelin sarhoş olduğu- nu, biraz sonra da Zeynelin yaralandığını haber aldığını söyledi. Mazmun, Ömer Müşlak zabıtada verdiği Zeyneli korkutmak için ana doğru uzatmıştım. landı. demişti, Kendi- Dedi, muhakeme başka güne bırakiiğr. Diğer şahidlerin çağırılması için Haftalık piyasa Türk - Fransız ticari münasebetlerinde inkişaf - İhracat mallarının vaziyeti Piyasada geçen haftayr nisbetle bir değişiklik yoktur. Beynelmilel müna- sebetlerin piyasa üzerindeki tesirlerin- den bahsetmek lâzım gelirse, son haf- tada Alman mayinleri yüzünden bâ- tan vapurların piyasanın şimal denizi ile olan münasebetlerine zarar verdi- ğini kaydetmek lâzımdır, Tütün piya- sasının yeni açılacağı bir mevsimde İsveç, Hollanda, Finlândiyaya tütün ihraç edilecekti, Halbuki mayn teh- kesi bu memleketlere ihracat emni- yetini ihlâl etmektedir. Bu hafta içindeki en yeni hareket, Türkiye - Fransa ticari münasebetle- rinde görülen inkişaftır. Ege minta- kasında Fransaya mühim miktarda ihracat yapılmıştır. Piyasadaki umumi kanaat, İngilte- re ve Fransa ile olan ticari münase- betlerimiz daha ziyade artacaktır, Bu- na aid alâmetler belirmektedir, Hari- ciye Vekâleti umumi kâtibi Numan Menemenceloğlunun Paris ve Londra seyahati bu bakımdan piyasada büyük bir alâka uyandırmaktadır. Maamafih bu ticari ve mali müzakereler başla- madan evvel İngiliz firmalarının, Ege mıntakasında geçen seneye nisbetle «daha ziyade kuru meyva aldıklarından geçen hafta da bahsetmiştik. Bu hafta içinde göze çarpan hare. ketlerden biri de, ticaret birlikleri me- selesidir, kaç gündenberi İstanbul muntakası ticaret müdürü B. Avninin riyasetindeki bir heyet ticaret birlik- leri kurmakla meşguldür. Ticaret Ve- kâleti bu Işe pek büyük bir ehemmi- yet verdiği için vekâletin «Teşkilâtlan- dırma umum müdürü B, Servetu bu vazifeyi ifa etmek için şehrimize gel- miştir. İlk iş olarak tiftik ve yapağı ta- cirleri arasında bir birlik kurulacak- tır. İki sene evvel de tiftik ve yapağı ta- cirlerini bir araya toplanisk İçin, bu yolda bir teşebbüse girişildiğini ha- tırlıyoruz. Fakat her nedense o za- man, bu güzel teşebbüs tahakkuk edememişti. Bu sefer, teşkilâtlandır- ma umum müdürü B, Servet'in delâ- Jetile de İlk defa olarak tiftik ve ya- pağı birliği fikrinin tahakkuk edece. ğini ümid ediyoruz. Bu birlik, diğer ihracat tacirleri için iyi bir örmek ola- caktır. Vaktile barsak tacirleri arasında da gene ticaret müdürlüğü vasıtasile bir birlik vücuda getirilmişti Barsak ihracatının azaldığı, hattâ bu imkâ- nın mevcud olmadığı bu sırada, bar- sak tacirlerinin, kendi işlerini müşte- rek bir surette başarmaları, ve barsak ihracatına çareler aramaları lâzım- dir, Bn ihtiyaç ve zaruret yüzünden barsak tacirlerinin de bir birliğe bağ- lanmaları Yizımdır. Ticaret birlikleri teşkili, eski bir fi. kirdir. Fakat yeni Ticaret Vekilimiz Nazimi Topçuoğlu, bu kıymetli fikri tahakkuk ettirmeği, birinci plâna al mşıtır, Ticaret birlikleri dış piyasalardaki alıcılara karşı mulemed biz surette hareket eden bir kuvvet olduğuna göre bunun temin edeceği faydalar hakkında tafsilâta girişmiyoruz, İhracat maddelerimiz Bu hafta Ege mıntakasında tütün piyasasının açılması Jâzımdı. Bu- mektedir. Hattâ şimdiye kadar tütün piyasasının da açılması lJâzımdı. Bu- nun geç kalmasına İzmir gazeteleri büyük bir ehemmiyet vermektedirler. Fakat piyasa ne zaman açılırsa açil- sın, buna Karşı şimdiden tedbir almak lâzımdır. Ankaradan gelen telgraf haberleri- ne göre Ticaret Vekili Nazmi Topçu- Oğlu'nun büyük mikyasta tütün alan tütün şirket ve ticarethaneler mü- dürlerini kabul etmiştir. Bu arada, İnhisarların da hissedar olduğu Türk Tütün Limited şirketi müdürü de bu- Tunmaktadır. Tütün Limited şirketi, tütün piyasasında nâzım bir rol ifa ettiğinden geçen sene 'Tütün Limited şirketi, bu v muvaffak; şarmıştı. Bu sene, göne ayni mu fakiyeti bekliyoruz. Yukarda bahsettiğimiz gibi, tütün piyasasında muvaffakıyet elde etmek için, tütüncüler birliği teşkil olunma lıdır. Bu fikri, ilk defa olarak, biz or- taya atıyoruz. Birkaç sene evveli Ankarada tütlin kongresi toplandığı zaman, tütün ihracatının inkişafı için birçok kararlar vermişti. Bu kâ- rarlar arasında tütüncüler birliği ku- rulması da ileri sürülmekteydi. Bu hafta tütün meselesinden bâş- ka, piyasadaki ihracat vaziyeti hek- kında elde ettiğimiz malhmatı aşağı- ya yazıyoruz: Son kararnamede deri ihracatma müsaade edilmişti. Bu hafta içi muhtelif memleketlere deri se olmuştur, Bu sevkiyatın fintl rinde iyi tesiri görülmüştür. Sığ rilerinin kilosu 70 kuruşa, keçi Teri de 40 kuruşa kadar yüksel Bundan bâşka, Yunanistana hayvan ihracına müsaade edilmiştir. Bu karar da, piyasada iyi bir tesir yapmıştır. Sovyet Rusya, yapağı #lmaktadır. İki gün evvel Sovyetlere 150 bin kile yapağı gönderilmiştir. Şimdiye kadar Sovyetler bu kadar büyük bir parti almamışlardır. . İngiliz firmalarının piyasadan mühim mikdarda tütün alacağından bahsedilmektedir. Nitekim İngilizler namma yapağı ajan müesseseler, bu maksadla piya- sada İedkikler yapmaktadırlar, Fiatlere gelince, Anadolu tip pağıların kilosu 35, Trakya 95, İzi 80 kuruştur. Bu flatler geçen seneye nisbetle yari yarıya denecek kadar azdır. Fındık ihracatı ufak partiler he linde devam etmektedir. Son Romün- ya anlaşmasından sonra, Romanye- ya fındık ihracatımızın artacağını ümid ediyoruz. Bundan iki ay evvel Belgrad sergi- sinde fındık teşhir edilmesi, fındık'ih. racatının artmasına sebebiyet over. mektedir. Belgraddaki kuru meyva ticarethaneleri, fındık ihraç eden ta- cirlerimizin listesini istemektedir. İtalya ve Yunanistana balık ihra- catı devam etmektedir. Her gün Ik manımızda, balık almak için, on,on beş balıkçı gemisi bulunmaktadır. Ba. lık ihracat tacirleri, balık ihracatını bir elden idare etmek ve aradaki ko- misyonculara nihayet vermek üzere, mevcud ticaret birlikleri teşkili cere- yanından istifade edebileceklerin! di- şünmektedirler. Hatâ balık tacire- rinden bazıları bu maksadla, ticaret müdürlüğüne müracaat etmişlerdir. Hüseyin Avni Çukurovada ekim vaziyeti Bu sene yüzde 30 fazla olacağı ümid ediliyor Adana (Akşam) — Yeni ihracat #ü- rarnamesinin müsbet akisleri bilhassa Çukurovada geniş olmuştur. Artık pi- yasa tamamile normalleşmiştir. İhra- cat faaliyeti artmış, her türlü mahsul için alıcılar çoğalmıştır. Pamuk fiatleri de yükselmektedir. Yirmi gün evvel 36 kuruş olün baş fiat şimdi 41-42 dir. Önümüzdeki günler piyasasından çok ümidvar olan bâm mali vaziyeti yerinde çifçiler mahsul lerini elde tutmaktadırlar. . Borsâ harici satışlar «olduğundan, kati bir rakam elde etmek imkânı yok- sa da, kuvvetli tahminlere göre bu yıl pamuk rekoltesinden 14,000,000 Xilo- nun satıldığı söylenmektedir.. Aşağı yukarı, elde daha 16;000;000 kilo pa- muk bulunmaktadır. Önümüzdeki yıl ekimi için çifçi ha- gırlıklara başlamıştır. 940 ekim sahasi- ran bu yıldan yüzde otuz fazla olacağı ümid edilmektedir. Tütün piyasası Akhisar 24 (A.A.) — Ticaret Veki- İimizin tütün piyasası hi beyanalları muhitimizde çol tesirler husule getirmiş ve tü rimizi sevindirmiştir, Tütüne piyasanın açılmasına itimadia zar etmektedir. ya inti-